SON DAKİKA
Hava Durumu

#Sağlık Bakanlığı

Söz Bursa - Sağlık Bakanlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlık Bakanlığı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Aile Hekimlikleri ile ilgili önemli değişiklik Haber

Aile Hekimlikleri ile ilgili önemli değişiklik

Sağlık Bakanlığı, 'Aile Hekimliğine Geçişte Muvafakat İşlemleri'ne dair 2020/1 sayılı genelgesini revize ederek 2025/1 sayılı genelge olarak yeniden yayımladı ve taşra teşkilatlarına duyurdu. Mevcut durumda, Devlet Hizmet Yükümlülüğü ile atanan bir aile hekimi, sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi bakımından yalnızca aynı düzeyde veya daha alt düzeyde bir ilçede aile hekimliği birimini tercih edebilirken, yapılan düzenleme ile aile hekimleri, aynı il içerisinde olmak kaydı ile herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın hizmet puanına göre boş bulunan aile hekimliği birimlerini tercih edebilecek. Aile hekimliği birimlerinde çalışabilecek Mevcut durumda, 45/A statüsünde çalışan (kamuoyunda 3+1 sözleşmeli olarak bilinen) ebe ve hemşireler, aile hekimliği birimlerinde sözleşmeli olarak çalışamazken, yapılan düzenleme ile 45/A statüsünde çalışan ebe ve hemşireler, bundan böyle aile hekimliği birimlerinde çalışabilecek. Yeni bir yerleştirme kapsamına dahil edilebilecek Mevcut durumda, sözleşmeli çalışan aile hekimleri, sözleşmesi yenilenmediğinde, sözleşmesi feshedildiğinde veya sözleşmesi kendiliğinden sona erdiğinde herhangi bir süre kısıtlaması olmaksızın yeni bir yerleştirme kapsamında yeniden sözleşme yapabilirken, yapılan düzenleme ile sözleşmesi yenilenmeyen, sözleşmesi feshedilen veya sözleşmesi kendiliğinden sona eren aile hekimleri, en az 2 yıl süre geçtikten sonra yeni bir yerleştirme kapsamına dahil edilebilecek.

Özel Hastaneler Yönetmeliği değişti Haber

Özel Hastaneler Yönetmeliği değişti

Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Uzm. Dr. Hasan Basri Velioğlu, Resmi Gazete'de yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliği'nin detaylarını anlattı. Velioğlu, yakın zamanda laboratuvar, tıp merkezleri ve görüntüleme merkezleri gibi diğer sağlık kuruluşlarına yönelik yönetmelik hazırlanacağını kaydetti. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'nun talimatıyla yenilenen Özel Hastaneler Yönetmeliği, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Özel hastanelere yönelik uygulanan denetim sisteminden işletmesine kadar birçok alanda kurallar yeniden düzenlendi. Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Uzm. Dr. Hasan Basri Velioğlu, özel hastanelerin tamamını kapsayan yeni bir yönetmelik hazırladıklarını ve yakın zamanda laboratuvar, tıp merkezleri, görüntüleme merkezleri gibi diğer sağlık kuruluşlarına yönelik yönetmelik hazırlanacağını açıkladı. Velioğlu, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Özel Hastaneler Yönetmeliğinin ilk defa 2002 yılında yayımlandığını ve ilerleyen zamanla birlikte değişen sağlık hizmet kalite standartları, tıbbi cihaz teknolojileri ve denetim değerlendirme modelleri doğrultusunda sektör paydaşlarla yapılan uzun istişareler ve saha araştırmaları sonucunda Özel Hastaneler Yönetmeliğinin adeta sil baştan revize edildiğini kaydetti. Genel Müdür Velioğlu, Resmi Gazete'de yayımlanan yeni Özel Hastaneler Yönetmeliğiyle hem özel sağlık kuruluşları hem de sağlık hizmetinden yararlanan vatandaşların avantajının korunduğuna dikkati çekti. "Akademisyenlerden oluşmuş, her branşa özgü denetim değerlendirme bilimsel komisyonu kurdu" Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmelikle yeni bir denetim modelinin hayata geçtiğini kaydeden Velioğlu, "Akademisyenlerden oluşmuş, her branşa özgü denetim değerlendirme bilimsel komisyonu kurduk. Bu bilimsel komisyon amacı ne? Erken uyarı sistemi diyebileceğimiz yapay zeka destekli merkezdeki uygunsuzluk tespiti halinde o ile gidilecek, o hastane, laboratuvar tetkikleri, görüntüleme tetkikleri, hastanın aldığı tedavi ve süreçlerini tamamen değerlendirecek. Uygunsuz bir durum tespiti halinde de bakanlığımıza bildirecek ve o özel sağlık kuruluşuna biz gerekli müeyyideleri özel sağlık kuruluşuna uygulayacağız" dedi. Yeni yönetmelikle her hastanede artık karekod uygulamasının zorunlu kılındığını belirten Velioğlu, bu sayede sağlık kuruluşlarının görünür yerlerinde yer alan karekodun okutulmasıyla vatandaşların hekim memnuniyeti ile ilgili geri bildirim yapabileceklerinin altını çizdi. "Yakında diğer sağlık kuruluşlarının yönetmeliğini de çıkaracağız" Genel Müdür Velioğlu, özel hastanelerin "Türkiye Sağlık Hizmetleri Kalite ve Akreditasyon Enstitüsü" tarafından akredite edilmesinin zorunlu hale geldiğini söyleyerek, sözlerine şöyle devam etti: "Hem tıbbi hizmetler açısından hem idari hizmetler açısından komisyonlar var. Bu komisyonlar bu hastaneyi değerlendirecek ve çok zor bir süreç olacak. Bu süreci geçen hastanelerde artık vatandaşlar kendi lehlerine göre güvenli bir şekilde sağlık hizmetini alabilecekler. Özel hastaneler, özel sağlık kuruluşlarının tamamını kapsayan bir yönetmelik çıkarttık ama yakında diğer sağlık kuruluşlarının (laboratuvar, tıp merkezleri, görüntüleme merkezleri) yönetmeliğini de çıkaracağız. Sağlık turizmi yapan özel sağlık kuruluşlarının tamamına TÜSKA akreditasyonunu zorunlu hale getirdik." Özel hastanelerin taşınma veya kadro taşıma uygulamasına yönelik de yeniliklerin olduğunu vurgulayan Velioğlu, "Bir hastane açılış ruhsatı veriyoruz. Burada vatandaşlarımız alışıyor, tedavilerini alıyor fakat bir gün bir bakıyorsunuz hastane kapanmış, tabelasını sökmüş başka bir yere taşınmış. Hekim kadroları da böyle taşınıyordu. Biz bunları da kaldırdık. Arada simsarlar, aracılar müthiş büyük bir meblağlarla bunları satıyordu. Biz bunları da kaldırdık" şeklinde konuştu. Depreme karşı önlem Yeni yönetmelik çerçevesinde deprem riski olan binalarda sağlık hizmeti verilmesinin önüne geçmek için yeni düzenlemelerin yer aldığını belirten Genel Müdür Velioğlu, "Bu yönetmelikle deprem riski olan binalarda hizmet veren özel hastanelere ya yerinde dönüş, modern binada hizmet ver ya da aynı il içerisinde taşın, modern binada hizmet ver. Biz de sana kolaylık sağlayalım ve teşvik verelim. Bu da özel hastaneler için büyük bir avantaj" diye konuştu. Yürürlüğe giren yönetmelik çerçevesinde palyatif bakım yatağı açmak isteyen özel hastanelere fırsat tanındığını bildiren Velioğlu, "Uzun süreli yatan hastalarınızı buraya direne edin ve burada takip edin dedik. Bu da onlara ilave yatak olduğu için büyük bir avantaj oldu" dedi. "Üçüncü kişiler eliyle sunulan hizmetin tespiti halinde ruhsatın iptaline kadar giden müeyyideler uygulayacağız" Yeni yönetmelikle, özel hastanelerde yataklı servislerin, yoğun bakımların ve kliniklerde sunulan hizmetlerin üçüncü kişiler eliyle yürütülmesi durumunun kaldırıldığına vurgu yapan Velioğlu, "Örneğin göz hastalıkları hizmeti veya fizik tedavi hizmeti gibi kural dışı uygulamalar vardı ama bizim bunu tespit etmemiz hemen hemen mümkün olamıyordu. Biz bunlara çok detaylı bir şekilde denetim ve değerlendirme yapacağız. Tespitimiz halinde sağlık kuruluşunun ruhsatının iptaline kadar giden müeyyideler uygulayacağız" ifadelerini kullandı. Velioğlu, ayrıca, özel hastanelerde uygulanan fahiş fiyatın şikayet edilmesi veya bakanlık tarafından tespit edilmesi halinde hem bakanlık hem de SGK tarafından bahse konu özel hastaneye yönelik en ağır yaptırımların uygulanacağını belirtti. Yönetmelikte sağlık personellerine de yeni istihdam alanlarının açıldığına değinen Velioğlu, özel hastanelerin yeni yönetmelik dolayısıyla bünyesinde eczane ve radyoterapi teknikeri bulundurma zorunluluğunun getirildiğini sözlerine ekledi.

Kayıhan Pala: "Sağlık verilerinin akıbeti belirsizliğini koruyor" Haber

Kayıhan Pala: "Sağlık verilerinin akıbeti belirsizliğini koruyor"

CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın, Sağlık Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan e-Nabız sistemine ilişkin 21 Ekim 2024 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunduğu ve Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’ndan yazılı yanıt beklentisiyle yönelttiği soru önergesi yanıtsız kaldı. E-NABIZ VE GÜVENLİK ENDİŞELERİ  Kamuoyuna yansıyan iddialara göre, e-Nabız uygulamasının Katar’a yüksek bir bedelle satıldığı öne sürülmüştü. Ayrıca uygulamanın yazılım ve bakım süreçlerini üstlenen iki teknoloji firması arasında da fikri mülkiyet hakları tartışması nedeniyle açılmış bir dava bulunuyor. Bu durum, verilerin olası ticari kullanımını ve kişisel verilerin güvenliğini tartışmalı hale getiriyor. Oysa e-Nabız, “Türkiye’nin güvenilir kişisel sağlık kaydı sistemi” olarak tanıtılıyor ve uygulamada veri sorumlusu konumundaki Sağlık Bakanlığının kişisel sağlık verilerini korumakla yükümlü olduğu biliniyor. BAKANLIK HALKIN ENDİŞELERİNİ DİKKATE ALMIYOR CHP Bursa Milletvekili Pala, Bakanlığın bu konudaki sessizliğine tepki göstererek, “Milyonlarca yurttaşın kişisel sağlık verileri, iddialara göre ticari anlaşmalar ve bürokratik çıkar çatışmalarıyla gündemde. Bakanlık, şeffaf olmak yerine susarak halkın endişelerini ve kuşkularını artırıyor. Sağlık Bakanlığının böylesi hassas bir konuda yurttaşlara hesap verme zorunluluğu var.” ifadelerini kullandı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun pandemi döneminde sağlık sisteminden veri sızıntısı gerçekleştiğini açıklamasını da hatırlatan Pala, “Sağlık Bakanlığı sisteminden kişisel verilerin çalındığını yakın zamanda bizzat Ulaştırma ve Altyapı Bakanı beyan etmişti. Bu beyan ortadayken e-Nabız uygulamasıyla ilgili endişelerin dikkate alınmaması yetkililerin niyetini maalesef tartışmalı hale getiriyor.” şeklinde konuştu. BAKAN YARDIMCILARI DAVALIK OLDU Sağlık Bakanlığını ilgilendiren önerge, e-Nabız sistemine dair ortaya atılan Katar’a satış iddiasından iki şirket arasındaki fikri mülkiyet kavgasına kadar birçok başlığı içeriyor. CHP’li Pala, e-Nabız sisteminin herhangi bir üçüncü ülkeye satılmasının ne anlama geldiğini, bu satış veya anlaşmazlıklar sonucunda vatandaşların kişisel verilerinin ticari bir meta haline gelip gelmeyeceğini, uygulamanın 2017’de yeniden yazıldığı iddiasının hangi teknik ve hukuki gerekçelere dayandığını sorguluyor. Ayrıca, söz konusu davada Bakan Yardımcılarının ve üst düzey bürokratların isimlerinin geçiyor olması, çıkar çatışması veya menfaat ilişkisinin olup olmadığı endişesini doğuruyor. ÖNERGEDE GÜNDEME GELEN SORULAR  Pala’nın soru önergesinde öncelikle “e-Nabız’ın Katar’a satıldığı iddialarının doğruluğu” sorgulanıyor. Ardından uygulamanın fikri mülkiyet hakları meselesinin, milyonlarca yurttaşın sağlık verilerini kapsayan e-Nabız’da nasıl bir risk oluşturduğu irdeleniyor. Meclis gündemine getirilen diğer sorular, sistemin hangi teknoloji şirketleri tarafından geliştirildiğini, 2017’de baştan yazıldığı iddiasının kapsam ve amaçlarını, bu süreçte ortaya çıkan veri paylaşımına dair endişeleri içeriyor. Önerge, Sağlık Bakanlığında görev yapan iki Bakan Yardımcısı ve davaya taraf olan iki teknoloji şirketi arasında olası bir çıkar çatışması veya ortaklık bulunup bulunmadığı sorusunu da gündeme taşıyor. Kişisel verilerin gizliliğini sağlamakla yükümlü olan Bakanlığın, bu konudaki tutumunu açıklamaması yalnızca TBMM’nin değil, kamuoyunun da cevap beklediği soruların örtbas edildiği anlamına geliyor.  KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI AYNI ZAMANDA BİR ULUSAL GÜVENLİK MESELESİ  e-Nabız sisteminin, kişisel sağlık verilerini merkezileştirip vatandaşa dijital ortamda kolay erişim sağlayan önemli bir platform olduğu biliniyor. Ancak yüksek hassasiyet derecesindeki bu verilere başka kurumlar veya ülkeler tarafından erişilmesi olasılığı, kamuoyunda ciddi endişeler yaratıyor. Önergede dile getirilen soru işaretleri, vatandaşlara ait verilerin hukuka aykırı şekilde paylaşılması ya da fikri mülkiyet anlaşmazlıkları üzerinden zafiyet oluşması olasılığını artırıyor. Pala, konunun önemine vurgu yaparak, “Sağlık sistemiyle ilgili böylesine kritik bir konuda kamuoyuna bilgi vermekten kaçınılması nedeniyle fikri mülkiyet çatışmaları, büyük ölçekli bürokratik menfaat iddiaları ve olası veri satışı gibi konulardaki karanlık derinleşmiştir. Bu yalnızca yurttaş güvenliği değil, aynı zamanda bir ulusal güvenlik sorunudur.” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Kayıhan Pala, soru önergesindeki konularla ilgili Sağlık Bakanlığından resmi bir açıklama beklediklerini belirtiyor. Vatandaşların kişisel sağlık bilgileri üzerindeki hak ve güvenlik kaygılarının, yasama organına yöneltilen bu soruların cevaplanmaması nedeniyle daha da derinleştiğini hatırlatarak, süreci takip etmeyi sürdüreceğini ifade ediyor.

Yüsra'nın ölümünde 'Yenidoğan Çetesi' detayı Haber

Yüsra'nın ölümünde 'Yenidoğan Çetesi' detayı

Yüsra'nın fenalaştıktan sonra hastane görevlileri tarafından ısrarla kapatılan hastaneye sevkinin gerçekleştirilmesinin istendiğini ancak ailenin kızlarının o hastaneye götürülmesine izin vermediği ileri sürüldü. Aile ve avukatları Sağlık Bakanlığı'ndan Bursa Şehir Hastanesi hakkında soruşturma izni çıkarılmasını talep ederken, Yüsra'nın ölmeden önce babasının kucağında hastane koridorlarında ortaya çıkan son görüntüsü ise bir kez daha yürekleri sızlattı. Bursa'da yaşayan Türkoğlu ailesinin 4 çocuğundan biri olan 7 yaşındaki Yüsra Türkoğlu Mayıs ayında bahar nezlesi olduğu için saat 20.00 sıralarında baba Cemil Türkoğlu ve anne Azime Buse Türkoğlu tarafından Bursa Şehir Hastanesi'ne götürüldü. Babasıyla yürüyerek hastaneye giden Yüsra burada tedavi altına alındı. 7 yaşındaki Yüsra doktorun verdiği serumdan yaklaşık yarım saat sonra fenalaşınca daha sonra gelen başka bir doktor, aileye bir şeylerin ters gittiğini bildirdi. Türkoğlu ailesinin iddiasına göre, 7 yaşındaki Yüsra 10 saat boyunca aynı sedyede bekletildi. Gözleri şişen, karnı ağrıyıp tansiyonu düşen Yüsra'yı sabah mesainin başlamasıyla gelip kontrol eden kardiyoloji doktoru durumunun kritik olduğunu söyledi. Daha sonra yoğun bakıma kaldırılan Yüsra'nın sürekli kalbinin durduğu ve bu nedenle entübe edildiği doktor tarafından aileye bildirildi. Sonrasında hayatını kaybeden küçük kızın cenazesi Bursa Adli Tıp Morgunda yapılan otopsi işlemlerinin ardından toprağa verildi. 'YENİDOĞAN ÇETESİ'NİN HASTANESİNE SEVK ETMEK İÇİN UĞRAŞTILAR İDDİASI Türkoğlu ailesi, yanlış serum sonrası kızlarının hayatını kaybettiğini defalarca dile getirirken kızlarının ölümünün üzerinden 7 ay sonra çarpıcı bir iddia daha ortaya attı. İddiaya göre, fenalaşan Yüsra, Bursa Şehir Hastanesi'nde bekletilirken görevliler Yüsra'yı İstanbul'da Yenidoğan çetesinin hastanesine ısrarla sevk etmek istedi. Bunun üzerine olayın şokuyla sevk kağıdına imza atan aile daha sonra keğıdı tekrar isteyip, kızlarını başka bir hastanede tedavi ettirmek istediklerini söyledi. Ancak hastane ailenin bu talebini kabul etmedi. Bu sebeple aile ile hastane görevlileri arasında tartışma yaşanınca göreviller tarafından beyaz kod bildirdi. Yaklaşık 11 saat sedyede kalan Yüsra 5 saat yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını kaybetti. Olaydan aylar sonra ortaya çıkan minik Yüsra'nın ölmeden önce babasının kucağındaki son görüntüleri bir kez daha yürekleri dağladı. SAĞLIK BAKANLIĞI ONAY VERİRSE SORUŞTURMA AÇILACAK Yüsra'nın ölümü sonrası aile hukuk mücadelesi verirken, hastane Yüsra'nın ölüm sebebini 'kalp kapağında iltihaplanma var' olarak bildirdi. Yapılan otopside önce bu bulguya rastlanmazken daha sonra hastanenin teşhisinin doğru olabileceği belirtildi. Hastaneye suç duyurusunda bulunan aile Sağlık Bakanlığından hastane ve doktorlar hakkında soruşturma açılmasına izin vermesini istedi. Sağlık Bakanlığı onay verdiği takdirde Yüsra'nın ölümüyle ilgili soruşturma Yenidoğan Çetesi soruşturmasına da dahil edilecek.

Kronik hastalar için yeni aile hekimliği düzenlemeleri Haber

Kronik hastalar için yeni aile hekimliği düzenlemeleri

Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Orkun Yıldırım, geçtiğimiz ay Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'ndeki değişiklikler hakkında açıklamalarda bulundu. Aile hekimliğinin, sağlık sisteminin temel yapı taşlarından biri olduğunu dile getiren Dr. Yıldırım, Sağlık Bakanlığı'nca yapılan yeni düzenlemenin hem vatandaşlar hem de sağlık çalışanları açısından önemli değişiklikler ve iyileştirmeler sunduğunun altını çizdi. Aile hekimliklerinin vatandaşların sağlıkla ilgili durumlarında ilk başvurmaları gereken yer olduğunu hatırlatan Dr. Yıldırım, “Aile hekimleri hastayı; mevcut diğer sağlık sorunları ile birlikte dış şartlar ve hastalık risk yönetimini bir bütün olarak değerlendirir. Sorumluluğunu üstlendiği kişinin hastalıklardan korunması için gerekli tedbirleri alır. Hastalık halinde ise tedaviyi gerçekleştirir ya da ihtiyaçlara yönelik rehberlik yapar. Her durumda düzenli kontrolleriniz için aile hekiminizle iletişim halinde olmanız önemlidir. Yeni düzenleme, bu kontrollerin daha sistemli yapılmasını teşvik etmektedir. Bu sayede, muhtemel riskler önceden fark edilip müdahale edilebilir. Aile hekimleri, vatandaşlarımızın hastalık durumlarında ilk tercihi olmalıdır” dedi. Yeni düzenleme ile aile hekimlerinin orta vadede her bireye daha fazla zaman ayırmasının hedeflendiğini vurgulayan Dr. Yıldırım, “Bu düzenlemelerin en dikkat çeken noktası, her bir aile hekimine kayıtlı kişi sayısının 4 binden 3 bin 500'e düşürülmesidir. Kayıtlı kişi sayısının azalması, hekimlerimizin size ayırdığı süreyi artıracaktır. Böylece görüşmelerinizde daha fazla detaylı konuşma imkânı bulabileceksiniz. Ayrıca düzenli takiplerle sağlık ihtiyaçlarınız proaktif şekilde ele alınacaktır” şeklinde konuştu. Yönetmelikteki yeni değişiklikler ile kronik hastalara, anne ve çocuklara yönelik koruyucu sağlık hizmetlerinin çok daha etkin bir şekilde sunulacağını öne süren Dr. Yıldırım, “Özellikle doğum sonrası anne ve bebek sağlığı takibini içeren lohusa izlemlerine daha fazla dikkat çekilmiştir. Doğum sonrası dönemde aile hekimleri düzenli olarak anne ve bebeğini takip edecek, ihtiyaç duyduğu tüm sağlık hizmetleri için yönlendirecektir. Düzenleme, kronik hastaların özellikle de 65 yaş üstü hastaların etkin takibiyle hastalığın seyrindeki problemlerin azaltılmasını ve akılcı ilaç kullanımının özendirilmesini amaçlamaktadır. Ayrıca kronik hastalıklar ve kanserlerin erken teşhisi için aile hekimlerimiz, kayıtlı bireylerle düzenli iletişim kuracak ve sağlık durumlarını takip edecektir. Bu yaklaşım toplum sağlığının korunması ve hastalıkların erken teşhis edilmesi açısından büyük önem taşımaktadır” diye konuştu. Yönetmelikle aile hekimlerinin ve aile sağlığı çalışanlarının çalışma şartlarında da düzenlemeye gidildiğini ifade eden Dr. Yıldırım, “Yeni yönetmelik ile; gebelik takibi, bağışıklama, çocuk izlemleri gibi koruyucu sağlık hizmetlerinde belirlenen hedeflere ulaşan ve ayrıca kronik hastalık takibi yapan hekimlerimize yönelik teşvik ödemeleri de arttırılacak şekilde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerin, sağlık hizmetlerimizin kalitesini yükselteceğine ve sağlık çalışanlarımızın mesleki tatmin ve memnuniyetini arttıracağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin geleceği tehlikede! Bakan endişe veren tabloyu açıkladı! Haber

Türkiye'nin geleceği tehlikede! Bakan endişe veren tabloyu açıkladı!

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, “Türkiye’de doğurganlık oranı 1970’lerde 5.1 iken, bugün maalesef 1.5’e kadar düşmüş durumdadır” dedi. Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Koordinasyon Kurulu 1. Toplantısı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın ev sahipliğinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Bakan Memişoğlu, Türkiye’de aile yapısını güçlendirmenin herkesin boynunun borcu olduğunu ifade ederek, “Özellikle şehirleşen ve çalışma yöntemi değişen ailenin küçülmesi ve özellikle doğurganlık oranının düşmesiyle maalesef bu durumda ailenin ve doğurganlık oranının yükseltilmesi gerekir. Türkiye’de doğurganlık oranı 1970’lerde 5.1 iken, bugün maalesef 1.5’e kadar düşmüş durumdadır. Bu hem toplumun geleceğini hem de aile yapısını tehdit etmektedir. Bu konuda bakanlığımız özellikle anne eğitiminin ve normal doğumun eylem planını hazırlamış ve uygulamaya koymuştur” ifadelerini kullandı. Bakan Memişoğlu, sosyal medyanın ulaşılabilirliğinin artmasıyla aileye olan dış etkilerin sayısının arttığını ve kontrol edilebilirliğin azaldığını belirterek, aile yapısının korunması gerektiğini dile getirdi. Türkiye’de 269 noktada faaliyet gösteren Sağlık Hayat Merkezlerinde yürütülen faaliyetlerle aileyi güçlendirmeyi hedeflediklerini söyleyen Bakan Memişoğlu, “Bu kurulun gelecek nesillerin daha iyi yetişmesi için çok stratejik olacağını düşünüyoruz. Geleceğimizi ve ailemizi ve bununla beraber toplumumuzu geliştirecek ve yeniden güçlendirecek çalışmalara bakanlık olarak her türlü desteği vereceğiz” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.