SON DAKİKA
Hava Durumu

#Sağlık Bakanlığı

Söz Bursa - Sağlık Bakanlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlık Bakanlığı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

CHP'li Pala'dan Afyonkarahisar Devlet Hastanesi'ndeki skandala soru önergesi: "Yönetsel zafiyetler, denetim boşlukları!" Haber

CHP'li Pala'dan Afyonkarahisar Devlet Hastanesi'ndeki skandala soru önergesi: "Yönetsel zafiyetler, denetim boşlukları!"

Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili ve TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, Afyonkarahisar’da Temmuz 2025’te yürütülen uyuşturucu ve tefecilik operasyonu kapsamında ortaya çıkan usulsüz reçete ve narkotik etkili ilaçların yasa dışı el değiştirmesi iddialarının, kamu hastanelerinin denetimi ve hasta güvenliği açısından kabul edilemez olduğunu belirtti. Afyonkarahisar Devlet Hastanesi’nde görevli bir tıbbi sekreter ile bir hekimin adının soruşturmada geçmesi üzerine Pala, Sağlık Bakanlığı’na kurum içi denetim mekanizmaları, yaptırımlar ve önceki uygulamalar hakkında kapsamlı bir soru önergesi verdi. Milletvekili Pala, soru önergesinin gerekçesinde operasyonda tutuklanan tıbbi sekreter ile hekimin siyasi bağlantılarına ilişkin basına yansıyan bilgilere dikkat çekti. “Bir hekimin geçmişte Adalet ve Kalkınma Partisi’nden milletvekili aday adayı olduğu, diğer personelin ise aynı partinin ilçe yönetiminde görev aldığı iddia edilmektedir. Bu tür skandalların önüne geçmek ve sağlık sisteminde güveni yeniden tesis etmek için adli süreçlerin tüm boyutlarıyla şeffaf yürütülmesi zorunludur. Adalet her vatandaş için işlemeli, suçu sabit görülen kişiler hakkında gerekli yaptırımlar gecikmeksizin uygulanmalıdır.” diyen Pala, Bakanlığı idari yaptırım süreçleriyle ilgili açık ve net olmaya çağırdı. Prof. Dr. Pala’nın çağrısına karşın Bakan Memişoğlu soru önergesine Anayasa’nın 98. maddesine göre öngörülen on beş günlük yasal süre geçmesine rağmen yanıt veremedi. “Yaşananlar yönetsel zafiyetleri gözler önüne sermektedir; yüksek riskli ilaçların suiistimaline karşı alınan önlemler yetersiz kalmıştır!” Pala, yaşananların bireysel suiistimallerin ötesinde yönetsel açıkları da gösterdiğini vurguladı. Kamu hastanelerinde narkotik etkili ilaçların temininden reçeteye yazımına, eczaneden çıkışından tüketim kayıtlarına kadar tüm yönetim zincirinde hangi kontrol mekanizmalarının yürürlükte olduğunun açıklanmasını istedi. “Verilen ifadelerde yüksek riskli ilaçların reçetelendirilmesinde ciddi denetim boşlukları olduğu görülmektedir.” ifadesini kullanan Pala, mevcut önlemlerin kağıt üstünde kaldığını belirtti. “Bakanlık geriye dönük taramaları da içeren kapsamlı bir inceleme yürütmeli, narkotik ilaç yönetimindeki yapısal zafiyetleri hızla ortaya çıkarmalıdır.” diye ekleyen Pala, Bakan’dan Afyonkarahisar Devlet Hastanesi’nde son beş yılda konu ile ilgili bir usulsüzlük tespit edilip edilmediğine dair bilgi istedi. “Sağlık kuruluşlarında denetim zafiyetleri halk sağlığını tehdit etmektedir; sorumlular görevden el çektirilmelidir!” Prof. Dr. Pala, bir kamu hastanesinin adının usulsüz reçete ve narkotik etkili ilaçların yasa dışı el değiştirmesi soruşturmasıyla anılmasının, büyük özveriyle çalışan sağlık emekçilerinin meslek onurunu ve kamu kurumlarına duyulan güveni zedelediğini belirtti. “Devletin temel görevi yurttaşını korumaktır. Güvenilir kurumlar inşa edilmeden bu görev yerine getirilemez. Sağlık meslek gruplarının itibarına daha fazla zarar verilmeden Bakanlık ve hastane yöneticileri yaşanan bu tablo karşısında gecikmeden sorumluluk almalı ve sorumlular görevden el çektirilmelidir.” çağrısıyla sözlerini noktaladı.

Gıda güvenliğinde büyük kriz! CHP'li Pala: Denetim eksiklikleri halktan gizleniyor, Bakanlığın yanıtları yetersiz Haber

Gıda güvenliğinde büyük kriz! CHP'li Pala: Denetim eksiklikleri halktan gizleniyor, Bakanlığın yanıtları yetersiz

Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili ve TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, son yıllarda kamuoyuna sıkça yansıyan gıda güvenliği sorunlarının halk sağlığını ciddi biçimde tehdit ettiğini belirterek, hijyen uygulamaları ve hileli üretim gibi alanlarda denetimlerin yetersiz kaldığı gerekçesiyle Tarım ve Orman Bakanlığı’na 10 Ekim 2025 tarihinde kapsamlı bir soru önergesi verdi. Pala, önergenin gerekçesinde Bakanlığın açıklamalarına göre yalnızca geçtiğimiz Eylül ayında iki binden fazla işletmede gıda güvenliğine aykırı uygulamaların saptanmasının durumun vahametini ortaya koyduğunu vurguladı. Bilindiği gibi Bakanlık, 2025 yılının Ekim ayında da gıda işletmelerine toplam 125 bin 572 adet yurt içi resmi kontrol gerçekleştirmiş ve kontroller sonucunda 2 bin 125 işletmeye idari yaptırım uygulanmıştı. Avrupa Parlamentosu, geçmiş yıllardaki raporlarında Türkiye’de etkili bir gıda güvenliği ve kontrol sisteminin uygulanmasında büyük eksiklikler bulunduğunu belirtmiş, Tarım Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı'nın yaklaşım ve faaliyetlerinin koordinasyonu ve uyumlaştırılmasındaki zorluklara vurgu yapmıştı. Geçtiğimiz yıl, Avrupa Birliği'nin Gıda ve Yem Hızlı Uyarı Sistemi tarafından en sık bildirilen gıda güvenliği uyarılarının Türkiye’den giden ürünlere verilmiş olması, ülkemizdeki gıda güvenliği ile ilgili sorunların büyüklüğünü göstermesinin yanı sıra Avrupa Parlamentosu tarafından dile getirilen uyarıların dikkate alınmadığının da bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir. Pala konuya ilişkin olarak, insan sağlığını tehdit eden katkı maddelerinin ülkede yaygın biçimde kullanıldığını, bu maddelerin sindirim sistemi hastalıklarından kansere kadar pek çok soruna yol açabildiğini ve özellikle çocukların hayatını tehdit ettiğini ifade etti; “Sağlıklı ve güvenilir gıdayı vatandaşa ulaştırmak hükümetin asli görevidir; gıda güvenliğini tehdit eden mevcut durum kabul edilemez.” değerlendirmesinde bulundu. Prof. Dr. Pala’nın çağrısına karşın Bakan İbrahim Yumaklı soru önergesine Anayasa’nın 98. maddesine göre öngörülen on beş günlük yasal süre geçtikten sonra, 24 Kasım 2025 tarihinde yanıt verdi. “Bakanlığın verdiği yanıtlar yeterli değil; denetim eksiklikleri halktan gizleniyor!” Önergede Pala, ülkede kullanılan gıda katkı maddelerinin sayısının, bunlardan kaçının yüksek riskli olmasına rağmen hâlen kullanımda olduğunun ve sağlık etkilerinin açıklanmasını istedi. Ayrıca son on yılda uygunsuz katkı maddeleri nedeniyle ihracattan geri dönen ürün sayısını sordu. Pala, Bakanın yanıtına ilişkin “Ne yazık ki verilen yanıt mevzuata atıf yapmanın ötesine geçmiyor. Verilerin kamuoyuyla paylaşılmaması, gıda güvenliği denetimlerinin kâğıt üzerinde kaldığını gösteriyor.” diyerek eleştirilerini dile getirdi. Tarım toprakları ve sulama kaynaklarındaki kirliliğin raporlanmasına da yeniden değinen Pala, bu konuda Bakanlığa ayrıca bir soru önergesi sunduğunu ancak henüz yanıt alamadığını belirtti. “Ülkemiz ağır metal kirliliği bakımından yüksek risk altında. Denetimsiz sanayi ve madencilik faaliyetlerinin etkisiyle tarım arazilerine artarak karışan ağır metaller, tarım ürünlerinin kalitesini düşürüyor ve insan sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturuyor.” dedi. “Bakanlığın eylem planı durumun ciddiyetini yansıtmıyor; somut adımlar hızla atılmalıdır.” Pala ayrıca, Bakanlığın gıda güvenliği farkındalığını artırmak amacıyla yürüttüğü mevcut uygulamaları da yetersiz ve belirsiz olması nedeniyle eleştirdi. “Bakanlığın yanıtında atıf yaptığı Gıda Okuryazarlığı Stratejisi ve Eylem Planı kapsamındaki hedefler son derece ucu açık ve acil çözüm gerektiren mevcut tablonun ciddiyetini yansıtmıyor. Akademik çalışmalar, gıdaların ön yüz etiketlerinde ürünün sağlık açısından riskli olup olmadığına ilişkin yalın bir bilginin yurttaşların bilinçlenmesine güçlü katkı sağladığını gösteriyor. Bakanlık önce gelinen noktada şeffaf olmalı, ardından somut adımları hızla atmalıdır. Ayrıca 224 Sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanunun uygulandığı yıllarda olduğu gibi, Sağlık Bakanlığı ile yerel yönetimlerin de özellikle izleme ve denetleme işlevleri bakımından gıda güvenliği sürecinde yer almaları tartışmaya açılmalıdır. Avrupa Birliği’nde sağlık ve gıda güvenliği, “Tek Sağlık” yaklaşımıyla kurumsal olarak ele alınmakta ve insan sağlığının yanı sıra hayvan sağlığı, bitki sağlığı ve gıda güvenliği birlikte değerlendirilmektedir. Türkiye’de de gıda güvenliğini sağlamak üzere yeni bir kamu yönetimi yaklaşımına gereksinim var.” diyerek sözlerini tamamladı.

Bursa Şehir Hastanesi’ne uluslararası eğitim yetkisi Haber

Bursa Şehir Hastanesi’ne uluslararası eğitim yetkisi

Bursa Şehir Hastanesi, Avrupa Rejyonal Anestezi Derneği (ESRA) tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda; rejyonal anestezi (Bölgesel uyuşturma), ağrı tedavisi ve yatak başı hedefe yönelik ultrasonografi alanında uluslararası eğitim veren yetkin merkezlerden biri olarak kabul edildi. Bu gelişme ile Bursa Şehir Hastanesi, yalnızca Türkiye’de değil uluslararası düzeyde de eğitim veren öncü sağlık kuruluşları arasında yerini almayı başardı. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Bursa Şehir Hastanesi’nde görevli Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Doç. Dr. Hande Gürbüz, Bursa Şehir Hastanesi’nin Türkiye’de bu belgeyi alan 4. yetkin merkez olduğunu ve süreç boyunca Sağlık Bakanlığı koordinasyonunda hareket ettiklerini belirtti. Rejyonal anestezinin, birçok ameliyatın genel anestezi olmadan yürütülmesine imkân tanıdığını dile getiren Doç. Dr. Gürbüz, "Bunun yanı sıra ameliyat sonrasındaki şiddetli ağrıların geçirilmesinde de oldukça etkin yöntemler olarak başarı ile kullanılmaktadır. Dolayısıyla hastalarımız ameliyat sonrasındaki iyileşme dönemlerini daha konforlu ve daha rahat bir şekilde geçirebilmektedir" dedi. ULUSLARARASI PRESTİJ Bursa Şehir Hastanesi’nde bu yöntemlerin uzun süredir kullanıldığına dikkat çeken Gürbüz, "Almış olduğumuz bu onayla birlikte sadece Türkiye’den değil, bütün dünyadan anestezi, yoğun bakım ve aile hekimlerinin de eğitimlerine katkıda bulunabileceğiz. Bu bizim için çok büyük bir gurur kaynağı olmakla birlikte hastanemiz içinde uluslararası bir prestij sağlayacaktır. Bu süreçte emeği geçen tüm hocalarıma ve ekip arkadaşlarıma içtenlikle teşekkürlerimi sunuyorum" şeklinde konuştu.

Sağlık alanında pek çok başlıkta yeni düzenlemeye gidiliyor Haber

Sağlık alanında pek çok başlıkta yeni düzenlemeye gidiliyor

Sağlık Bakanlığı, TBMM’ye sunulan yasa değişikliği teklifiyle sağlık alanında pek çok başlıkta yeni düzenlemeye gidildiğini açıkladı. Değişiklik teklifi ile organ bağışından ilaç tedarik zincirine, tıbbi cihazlardan aldatıcı reklamlara, özel sağlık kuruluşlarından hekimlerin özlük haklarına kadar birçok alanda önemli değişikliklere imza atılıyor. ORGAN BAĞIŞINDA ‘DİJİTAL BAŞVURU’ DÖNEMİ BAŞLIYOR TBMM’ye sunulan teklif ile organ bağışı sürecini kolaylaştıran, bağışçının iradesini esas alan ve organ bağışını teşvik eden bir düzenleme getiriliyor. Bu düzenlemeyle organ bağışçısı olmak daha kolay hale gelecek. Meclis gündemine gelen teklifin, böbrek nakli bekleyen 25 bin, karaciğer nakli bekleyen 2 bin 500 ve kalp nakli bekleyen 1.500’den fazla hastaya umut olması bekleniyor. E-Devlet’ten tek tıkla bağış mümkün olacak Yeni düzenlemeyle birlikte vatandaşlar, e-Devlet üzerinden kolayca organ bağışçısı olabilecek ve dijital ortamda işlemlerini hızlıca gerçekleştirebilecek. Bağışçılar, organ bağışı yaptıklarını hangi yakınları ile paylaşmak istediklerine de kendileri karar verecek. BAĞIŞÇININ İRADESİ ESAS ALINACAK, ORGAN BAĞIŞLAYANLARIN YAKINLARINA ÖNCELİK TANINACAK Vatandaş, hayattayken organ bağışına karar vermişse, öldükten sonra da bu iradesi geçerli sayılacak. Bu sayede, bağışçının iradesi korunacak, organ bekleyen vatandaşların umudu artacak. Organı nakledilen bağışçının birinci derece yakınlarına, organ nakline ihtiyaç duymaları halinde öncelik hakkı tanınacak. TIBBİ İŞLEMLERDE ELEKTRONİK ONAY SİSTEMİNE GEÇİLECEK Meclis gündemine getirilen yeni düzenleme ile tıbbi işlem ve uygulamalar için hasta ve yakınlarının onayı, elektronik ortamda da alınabilecek. Bu sayede daha pratik bir onay süreci işletilirken özellikle acil vakalarda ve uzaktan sağlık hizmet sunumunda hastalara ve sağlık personeline kolaylık sağlanacak. İlacın üretiminden kullanımına kadar tüm süreçlere dijital takip sistemi geliyor Her ilaç, üretim veya ithalat aşamasından hasta tedavisinde kullanımına kadar Takip Sistemi ile izlenebilecek. İlaç tedarik zinciri sürecinde Sağlık Bakanlığı’nın kontrolü güçlendirilecek. Aynı Takip Sistemi ile (üretici/ithalatçı, ecza deposu, eczane, hastane, geri ödeme kurumu) ruhsatlı ilaçların stok kontrolleri ile üretim ve dağıtım planlaması takip edilecek. İlaca erişimde kesintiye mahal verilmeyecek. Düzenlemelere aykırı hareket edenlere ise yeni yaptırımlar uygulanacak. TIBBİ CİHAZ DENETİMLERİNDE YENİ DÖNEM Tıbbi cihazlara dair yapılan düzenleme ile piyasada yalnızca standartlara uygun ürünler yer alacak; aksi yönde faaliyet yürütenlere uygulanan idari para cezaları ağırlaştırılacak. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, özel sağlık kuruluşlarının tanıtım ve bilgilendirme faaliyetleriyle ilgili daha titiz bir izleme süreci devreye alınıyor. Hasta vatandaşın iyileşme umudunu yanıltıcı-aldatıcı tanıtım ve reklam yoluyla suiistimal etmek ve bu sayede ticari kazanç elde etmek isteyenlere geçit verilmeyecek. Yeni düzenleme kapsamında, kenevirden elde edilen ilaç, özel tıbbi amaçlı gıdalar ve kişisel bakım ürünlerinin üretimi ve satışı sıkı kurallara bağlı olacak. Tıbbi kenevirden elde edilen ürünlerin ruhsatlandırma ve takip işlemleri yalnızca Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülecek. Bu ürünler sadece eczanelerde reçete karşılığı sunulabilecek. Sürdürülebilir ve kontrollü üretim modeli ile ‘sağlıkta yerli üretim’ ve ‘küresel açılım’ eş zamanlı olarak desteklenecek. HEKİMLERİN ÖZEL SAĞLIK KURUM VE KURULUŞLARINDA ÇALIŞMA ESASLARI YENİDEN DÜZENLENİYOR Yeni düzenleme ile özel hastane kadrosunda çalışan hekimlerin iki sağlık kuruluşunda hizmet sunabilmesi mümkün olacak. Özel hastanede çalışan hekimlerin kazançları, kıdem tazminatları ile emeklilik kazanımlarına yansıyacak. Ayrıca açıklamada, 1 Haziran 2026 tarihine kadar uyum sürecinin tamamlanacağı da belirtildi. ‘Nükleer Tıp Teknikerliği’ ve ‘Diş Protez Teknisyenliği’ sağlık meslekleri arasında yer alacak ve istihdamın önü açılacak. ‘Ebe Yardımcılığı’ ve ‘Hemşire Yardımcılığı’ unvanları ise ‘Sağlık Bakım Teknisyeni’ adı altında birleştirilecek. Optisyenlerin meslek örgütleri aktif hale getiriliyor Meclis gündemine sunulan yeni düzenleme ile optisyenlerin meslek örgütü Türk Optisyen-Gözlükçüler Birliği’nin faaliyetlerini yürütebilmelerine imkan sağlanacak.

Sağlık Bakanlığı'ndan açıklama: Türkiye'de kene yoğunluğu arttı mı? Haber

Sağlık Bakanlığı'ndan açıklama: Türkiye'de kene yoğunluğu arttı mı?

Sağlık Bakanlığı, son zamanlarda yaşanan kene olaylarına ilişkin ve genel bilgilendirmelere değinilen yazılı açıklama paylaştı. Bakanlık, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı ile mücadelelere devam edildiğini ve Türkiye’de kene yoğunluğunun önceki senelerden daha fazla olduğuna dair bir tespitin bulunmadığını açıkladı. YAPILAN YAZILI AÇIKLAMADA İSE ŞU İFADELERE YER VERİLDİ: "Ülkemiz coğrafi açıdan, kenelerin çoğalmalarına elverişli koşullara sahiptir. Kenelerin yoğun olarak bulunduğu yerler ise; özellikle hayvancılığın yapıldığı, otlakların bulunduğu yerlerdir. Türkiye’de kene yoğunluğunun önceki senelerden daha fazla olduğuna dair bir tespitimiz bulunmamaktadır. Bilinmelidir ki; tüm kenelerde hastalık etkeni yoktur yani her kene tutunan kişi hastalığa yakalanmaz. Kenelerden bulaştığı bilinen KKKA Hastalığı ile mücadelemiz ise kararlılıkla sürmektedir. Türkiye’de 2002 yılında İç Anadolu Bölgesi’nde görülerek dikkat çeken ve 2003 yılında kesin tanısı koyulan KKKA vakaları, Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘KKKA Vaka Bildirim Çizelgesi’ ve 2011 yılında kullanıma sunulan web tabanlı ‘KKKA Bilgi Sistemi’ ile aktif olarak takip edilmektedir." "TOKAT’TA TESPİT EDİLDİĞİ İFADE EDİLEN ‘HAEMAPHYSALİS LONGİCORNİS’ TÜRÜ KENELER DOĞU ASYA'YA ÖZGÜDÜR" Sağlık Bakanlığı, belirlediği referans laboratuvarlarında tanı konulmakta olup hasta sevki ve hastalığın tedavisi için 19 bölgede merkezlerin görev yaptığını açıklayarak, "Tokat’ta tespit edildiği ifade edilen ‘Haemaphysalis longicornis’ türü keneler Doğu Asya'ya özgüdür. Bu kene türünün 10 ülkede, ağırlıklı olarak Doğu Asya, Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya ve Yeni Zelanda'da bulunduğu bildirilmiştir. KKKA virüsünü taşıdığı, KKKA hastalığına neden olduğu ya da bölgede bu hastalığın dışında başka bir hastalığa yol açtığına dair bilimsel bir veri yoktur. Bu kene türü ile ilgili yapılacak çalışmalara yönelik değerlendirmelerimiz devam etmektedir" ifadelerine yer verdi. Kene türüne göre alınacak bireysel önlemlerin farklılık göstermediğini bildiren Sağlık Bakanlığı vaka anında yapılması gerekenleri şu şekilde açıkladı: "Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde vücutta (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dahil) kene olup olmadığı kontrol edilmelidir. Vücuda kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden, uygun bir malzeme (cımbız, eldiven, bez ve naylon poşet gibi) ile kene çıkarılmalı ve en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Hastalığa yakalanan kişilerin kan ve vücut sıvıları ile hastalık bulaşabildiğinden, hasta ile temas eden kişilerin gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske vb.) alması gereklidir."

Erdoğan: Deprem Çalışmaları Hassasiyetle Devam Ediyor Haber

Erdoğan: Deprem Çalışmaları Hassasiyetle Devam Ediyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu’nda düzenlenen TRT 47. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği programında konuştu. 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle 30 ülkeden gelen çocukların da aralarında bulunduğu minikleri misafir etmekten memnuniyet duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizde bulunmanızdan, sevincimize ortak olmanızdan dolayı hepinize tek tek teşekkür ediyorum. Bu salondaki evlatlarımızdan başlayarak ülkemizin ve yeryüzünün dört bir yanındaki tüm çocukların 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı tebrik ediyorum. Bu bayramı sizlere armağan eden Gazi Mustafa Kemal Başta olmak üzere tüm devlet büyüklerimizi, şehit ve gazilerimizi şükranla iade ediyorum" dedi. İstanbul'da ve Marmara Bölgesi'nde meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremle ilgili de açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İstanbullu kardeşlerimiz başta olmak üzere depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza buradan geçmiş olsun dileklerimizi gönderiyoruz. AFAD ve Sağlık Bakanlığımız başta olmak üzere devletimizin tüm birimleri şu an teyakkuz halinde. Arama tarama çalışmalarımız hassasiyetle devam ediyor. Biz de süreci çok yakından takip ediyoruz. Buraya gelmeden önce bakan arkadaşlarımızın yanı sıra AFAD Başkanımız ve İstanbul Valimizden en güncel bilgileri aldım. Elhamdülillah şimdilik sıkıntılı bir durum görünmüyor. Rabbim ülkemizi ve milletimizi her türlü musibetten, afetten, kazadan, beladan muhafaza eylesin diyorum" açıklamasını yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocuklara hitap ettiği konuşmasında, "TRT'miz bir yandan sorumlu yayın ve habercilik anlayışıyla başarılarına her gün bir yenisini eklerken, diğer yandan işte böylesine güzel ve anlamlı etkinliklerle kalplerimizi buluşturmaya devam ediyor. 1979'dan bu yana her sene düzenlenen uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği, TRT'mizin yüz akı işlerinden bir diğerini teşkil ediyor" ifadelerine yer verdi. Bugüne kadar 120 farklı ülkeden 30 binden fazla çocuğun bu etkinliklerde misafir edildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şenliklerin 47.'sini 'Hayat çocuklar gülünce güzel' temasıyla gerçekleştiriyoruz. 30 ülkeden 600 gül yüzlü evladımızı külliyemizde ağırlayarak onların coşkusuna, mutluluğuna, enerjisine biz de ortak oluyoruz. Bugün burada yaşadığınız sevincin hiç azalmamasını, hayatınız boyunca yüzünüzden tebessümlerin asla eksik olmamasını temenni ediyorum. Sevgili evlatlarım, inançlarımız, dillerimiz ve kültürlerimiz farklı olsa da hepimiz büyük insanlık ailesinin fertleriyiz. Hepimiz Hazreti Adem ile Hazreti Havva'nın çocuklarıyız. Siz çocuklar, kardeşliği ne kadar yüceltirseniz unutmayınız dünyamız o derece yaşanılır hale gelecektir" şeklinde konuştu. "Kalplerinizdeki sevgiyle, yüreklerinizdeki umutla birbirinize duyduğunuz o tertemiz güvenle barışı ve huzuru sizler tesis edeceksiniz" diyen Erdoğan, "Kötülere ve kötülüklere rağmen bu dünyayı sizler güzelleştireceksiniz. Kısacası bizim uğruna bedeller ödeyerek çetin mücadeleler neticesinde belli bir aşamaya getirdiğimiz hayallerin geri kalanını gerçeğe sizler dönüştüreceksiniz. Sizlere güveniyoruz, sizlere inanıyoruz. Hayat yolculuğunuzda hepinize şimdiden başarılar diliyor, her birinizi o ışık saçan gözlerinizden öpüyorum. Bu kıymetli organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçen TRT ailemize bir kez daha teşekkürlerimi iletiyorum. Aileleriniz ve arkadaşlarınıza bizlerden, Türkiye'den kucak dolusu selam götürmenizi istiyorum. Yolunuz, bahtınız açık olsun. Tüm güzellikler siz çocukların olsun" ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.