SON DAKİKA
Hava Durumu

#Sağlık Çalışanları

Söz Bursa - Sağlık Çalışanları haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlık Çalışanları haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Sağlık çalışanlarının iletişim becerileri gelişiyor Haber

Sağlık çalışanlarının iletişim becerileri gelişiyor

Hayat Hastanesi Yönetimi, eğitim faaliyetleri çerçevesinde Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Haydar Sur’u ağırladı. Özel Hayat Hastanesi konferans salonunda gerçekleştirilen eğitim programı öncesinde konuşan Hayat Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Fatih Özkul, hastanelerinin ve bünyelerinde hizmet veren doktor ve sağlık çalışanlarının çağın ihtiyaçlarına uygun bir şekilde gelişimlerine destek vermek amacıyla eğitim programlarını sürdüreceklerini söyledi. Programda Hayat Hastanesi Sağlık Birimi Sorumluları ile Hayat Şifa Hastanesi Sağlık Birimi Sorumlularına bir sunum gerçekleştiren Prof. Dr. Haydar Sur, iş yaşamında ve günlük hayatta iletişimde başarılı olmanın en önemli kurallarından birinin duygusal zekayı kullanmak olduğunu söyledi. Kişinin duygusal zekasını yükseltmeye çalışmasının iletişimini çok daha başarılı hale getirmek kararlılığından kaynaklandığını söyleyen Prof. Dr. Haydar Sur, "İnsanın kendini çözmeye çalışması ve kendini eksik ve fazlalıklarıyla, avantaj, dezavantajlarıyla beraber tamamlayabilmesi sosyal ortamlarda kendini doğru ifade edebilmesi için büyük bir güçtür. Bu büyük gücü hepimiz kullanmalıyız" dedi. Bireysel farkındalığı insanların artı ve eksileri ile kendilerini tanıyabilmeleri olarak tanımlayan Prof. Dr. Haydar Sur, "Kendinizin farkında olursanız başkalarını anlamadan, yüzeysel bir izlemde hemen karşılık vermeyen, iletişimi tam yerli yerine oturtarak yaşayan bir insan olursunuz. Onlarla empati yapabilir ve onları doğru şekilde tanıyabilirsiniz. Böylece hayatınızın her bölümünde insanlarla doğru iletişim içinde olursunuz. Bu farkındalık sağlık çalışanları için daha da önem taşıyor" şeklinde konuştu.

Yumurta alerjisi olanlara 'grip aşısı' uyarısı Haber

Yumurta alerjisi olanlara 'grip aşısı' uyarısı

Gribin nezle ile karıştırılmaması gerektiğini belirten Medicana Sağlık Grubu Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Nuran Katgı, grip hastalığının ciddiye alınmasında fayda olduğunu belirtti. Doç. Dr. Nuran Katgı, her yıl mutasyona uğrayan influenza virüsünün, özellikle kronik hastalar, yaşlılar, hamileler ve çocuklar için ciddi tehlike oluşturduğunu belirtti. Gripten korunmanın en etkili yolunun her yıl güncellenen grip aşısı olduğunu dile getiren Doç. Dr. Nuran Katgı, "Aşının koruyuculuk oranı yüzde 70’e kadar çıkabiliyor. Ancak yumurta alerjisi olanlar yaptırmadan önce mutlaka doktoruna danışmalı" ifadelerini kullandı. Havaların soğumasıyla beraber bulaşıcı hastalıklara da gün doğdu. Özellikle influenza virüslerinin neden olduğu grip, her yıl bu dönemlerde yüzlerce insanı yatak döşek yatırır duruma getiriyor. Hal böyle olunca uzmanlar da gribe karşı dikkat edilmesi gerekenler hakkında vatandaşları uyarıyor. Gribin, kamuoyunda basit bir hastalık olarak görüldüğüne ve de en çok nezle ile karıştırıldığına dikkat çeken Medicana International İzmir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nuran Katgı, grip hastalığının ne olduğunu ve de bu hastalığa karşı nasıl kişinin kendini koruması gerektiğini anlattı. Doç. Dr. Nuran Katgı, "Grip, influenza virüslerinin neden olduğu, yüksek ateş, kas ağrısı, halsizlik ve öksürükle seyreden bir solunum yolu enfeksiyonudur. Nezle ise daha hafif seyirli virüslerle oluşur. Nezlede burun akıntısı ve boğaz ağrısı ön plandayken, gripte ani başlayan ateş ve kırgınlık dikkat çeker" dedi. HER YIL AŞI MUTLAKA YENİLENMELİ Grip aşısı, vücudu influenza virüsünün yüzey proteinlerine karşı antikor üretmeye yönlendirdiğini ve böylece kişinin virüsle karşılaştığında bağışıklık sisteminin hızlı yanıt verebildiğini aktaran Doç. Dr. Nuran Katgı, "Grip aşısı olan kişilerde hastalık ya hiç gelişmez ya da hafif seyreder" açıklamasını yaptı. Grip aşısının her yıl yenilenmesiyle ilgili de açıklama yapan Doç. Dr. Nuran Katgı, "Grip virüsü sürekli genetik değişim geçirir; bu sürece ‘antijenik drift’ denir. Küçük mutasyonlar virüsün yüzey yapısını değiştirir, önceki yıl oluşan bağışıklık yeni suşlara tam koruma sağlayamaz. Bu nedenle her yıl güncellenmiş aşılar uygulanır" dedi. Öte yandan özellikle grip aşısı olması gereken gruplara dikkat çeken Doç. Dr. Nuran Katgı, "65 yaş üstü bireyler, kronik hastalığı olanlar, hamileler, sağlık çalışanları ve bağışıklık sistemi zayıf kişiler öncelikli gruplardır. Özellikle akciğer hastalığı olan bireyler (KOAH, astım vb.) fazla risk altındadır. Çünkü bu hastalarda solunum kapasitesi sınırlıdır. Grip, bronşlarda iltihap ve daralmaya yol açarak solunumu zorlaştırır ve zatürre riskini artırır" diye konuştu. Öte yandan hamileler ve emziren annelerin grip aşısından çekinmemesi gerektiğine vurgu yapan Doç. Dr. Nuran Katgı, "Hamileler ve emziren anneler için de grip aşısı güvenlidir. Özellikle ikinci ve üçüncü trimesterde yapılması önerilir. Anne ve bebeği hem gripten hem de komplikasyonlardan korur. Ayrıca 6 ayın üzerindeki tüm çocuklara da yıllık grip aşısı önerilir. İlk kez aşılanacak 6 ay-8 yaş arası çocuklara iki doz arayla uygulanır" mesajını verdi. Kanser hastaları, immün yetmezliği olanlar ve kronik hastalar için aşı güvenliği konusuna da ayrıca değinen Doç. Dr. Nuran Katgı, "İnaktive (ölü) grip aşıları güvenlidir. Bu gruplarda canlı virüs içermediği için enfeksiyon riski oluşturmaz, ancak bağışıklık yanıtı daha zayıf olabilir" diye konuştu. ŞİDDETLİ YUMURTA ALERJİSİ OLANLAR DİKKAT Grip aşısının koruyuculuk oranı ve yan etkileri hakkında merak edilenleri yanıtlayan Doç. Dr. Nuran Katgı, "Koruyuculuk oranı genellikle yüzde 50-70’tir. Bu oran düşük görünse de hastalığın şiddetini, hastaneye yatış ve ölüm riskini önemli ölçüde azaltır. Aşının yan etkileri olarak kişide hafif kas ağrısı, enjeksiyon yerinde hassasiyet ve düşük ateş görülebilir. Şiddetli yumurta alerjisi olanlarda dikkatli olunmalıdır" sözlerini kaydetti. KOAH ve astım gibi hastalıkları olan kişilerin gribe karşı öncelikle aşı olarak önlem almasında fayda olduğunu dile getiren Doç. Dr. Nuran Katgı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Grip, bu hastalıklarda alevlenmelere neden olur. Solunum yolu iltihabı artar, oksijen düşer ve hastane yatışı gerekebilir. Aşılanmayan solunum hastalarında grip bazı komplikasyonlara neden olabilir. Zatürre, solunum yetmezliği ve sepsis gibi ciddi komplikasyonlar gelişebilir. Grip aşısı doğrudan zatürreye karşı değil, ancak grip sonrası gelişen bakteriyel zatürreyi önlemede etkilidir. Dörtlü aşı ise iki A ve iki B tipi influenza suşuna karşı koruma sağlar. Özellikle riskli gruplarda tercih edilir." BU AY AŞINIZI YAPTIRABİLİRSİNİZ Grip aşısı yaptırmak için en uygun dönemin Ekim ve Kasım ayları olduğunu aktaran Doç. Dr. Nuran Katgı, "Aşı yaptırdıktan sonra bağışıklık 2 hafta içinde gelişir, grip sezonu öncesinde koruma başlar. Aşı sayesinde vücutta oluşan koruyuculuk 6-12 ay sürer. Grip aşısıyla birlikte aynı dönemde COVID ve zatürre aşıları da farklı vücut bölgelerine yapılmak şartıyla aynı gün uygulanabilir. Etkileşimleri yoktur. Aile hekimliklerinde grip aşısı risk grubundakilere ücretsiz yapılır. Diğer kişiler eczanelerden reçete ile temin edebilir" bilgisini paylaştı. Grip aşısı konusunda toplumda bazı mitlerin olduğuna da dikkat çeken Doç. Dr. Nuran Katgı, ‘Güçlü bağışıklığa sahip olanların aşıya ihtiyacı yok’ ve ‘Her yıl aşı olunca bağışıklık tembelleşiyor’ gibi söylemlere şu cevabı verdi: "Bu yaklaşımlar yanlıştır. Güçlü bağışıklık sistemi bile yeni suşlara karşı savunmasız olabilir; aşı özgül koruma sağlar. Aşılar bağışıklığı tembelleştirmez, aksine doğal enfeksiyon yaşamadan koruyucu bellek oluşturur. Vitamin takviyeleri genel bağışıklığı destekler ama gribe özgül koruma sağlamaz. Etkili yöntem grip aşısıdır. Grip, basit bir soğuk algınlığı değildir; ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Aşı güvenlidir, her yıl milyonlarca kişiye uygulanır."

Sağlık çalışanları diyabete dikkat çekerek yeşil balonları gökyüzüne saldı Haber

Sağlık çalışanları diyabete dikkat çekerek yeşil balonları gökyüzüne saldı

Bursa'da sağlık çalışanları, geleneksel hale getirdikleri diyabet yürüyüşüne vatandaşlar da dahil oldu. Kimi elinde telefonla o anları ölümsüzleştirirken, kimi ise alkışlarıyla sağlıkçılara destek oldu. Gerçekleştirilen yürüyüş, vatandaşların da dikkatini çekerken, Cumhuriyet Caddesi sonunda ise yeşil balonlar gökyüzüyle buluştu. Diyabetin Türkiye'de görülme sıklığı gittikçe artan, ciddi organ yetmezliğine yol açan ve hayat kalitesini olumsuz etkileyen bir hastalık olduğunu belirten Hayat Hastanesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Başhekimi Uzm. Dr. Fatih Özkul, "Diyabete dikkat çekmek adına her yıl düzenlediğimiz bu yürüyüş, her geçen yıl kalabalıklaşıyor. Yaptığımız farkındalığın, farkına varıldığını görüyoruz. Diyabet halk arasında şeker hastalığı olarak bilinmektedir. Ancak adı tatlı, kendi acıdır. Önemsenmeyen ve ciddiyeti farkında olunmayan bir hastalıktır. Diyabete karşı, harekete geçmeliyiz. 10 bin adım atmalıyız. Sadece diyabete değil, kan şekeri, ruh hali ve kiloya da faydası da vardır. Tüm vatandaşların hareket geçmesini ve sağlığına özen göstermesini önemsiyoruz" dedi. İç Hastalıkları Uzmanı Sümmeyye Memet, "Diyabet dediğimizde sadece kan şekeri yüksekliği değil, kalp göz ve sinir sistemini de etkileyen sağlık sorunlarını da göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Kronik bir hastalıktır. Erken teşhis, düzenli takip ve tedaviyle önlenebilecek bir hastalıktır. Sağlık çalışanları olarak her bireyin düzenli kan şekeri kontrolü yaptırmasını istiyoruz. diyabetle en güçlü silahımız bilinç ve farkındalıktır" diye konuştu. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Nazmiye Şentürk, "Şeker, artık büyük bir sorun olmaya başladı. Artık yüzde 10 anne adaylarında görülmektedir. Anne adayları, gebelik şekerinden korkmamalıdır. Ancak genç kalmaktan korkmak gerekiyor. Erken teşhis, hayat kurtarır. Hamile kalmadan önce, şekere baktırarak küçük bir adım atın. Küçük adımlarla, büyük sonuçlar alın" şeklinde konuştu.

Bursa surlarında ‘Meme kanseri' farkındalığı Haber

Bursa surlarında ‘Meme kanseri' farkındalığı

Bursa İl Sağlık Müdürlüğü tarafından, meme kanserinde erken teşhisin önemine dikkat çekmek amacıyla Cumhuriyet Caddesi'nde yürüyüş etkinliği düzenlendi. Yürüyüşün ardından şehrin merkezi noktalarından olan Tophane surlarına meme kanserinin simgesi olan dev ‘Pembe kurdele' asıldı. Sağlık Bakanlığı tarafından ülke genelinde yürütülen 1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen etkinlikte Cumhuriyet Caddesi'nden Zafer Meydanı'na doğru yoğun katılımla gerçekleşen bir yürüyüş yapıldı. Bursa Büyükşehir Belediyesi Bandosu'nun marşlarıyla eşlik ettiği yürüyüşe; İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Dr. İrfan Oğuz, Kamu Hastaneleri Başkanı Dr. Melike Savaş, sağlık çalışanları, sivil toplum kuruluşları, kanser dernekleri ve öğrenciler katıldı. Vatandaşların yoğun ilgiyle takip ettiği etkinlikte, lise öğrencileri ellerinde tuttuğu meme kanserinin simgesi olan dev ‘pembe kurdele' ile cadde boyunca yürüyüşe eşlik etti. Yürüyüşün ardından Zafer Meydanı'nda konuşan Bursa Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Dr. İrfan Oğuz, meme kanseri konusunda toplumsal bir bilinç oluşturabilmek adına etkinliği düzenlediklerini söyledi. Meme kanserinin kadınlarda kanser türlerinin içerisinde ölüm nedenlerinde ilk sıralarda geldiğini hatırlatan Dr. Oğuz, ‘Bu çerçevede bizler de geçen sene sağlıklı hayat merkezlerimiz ve ikinci basamak kuruluşlarımızda 276 binden fazla kişiye kanser taraması yaptık. Bunların arasında meme kanseri, kolorektal ve rahim ağzı kanseri olmak üzere, 210 kişide kanser erken dönemde teşhis edildi. İşin sadece mali boyutunu düşünsek bile bir kanser hastasını erken dönemde yakalamak hem hasta, hem devletimiz için birçok mali yükten kurtulmak demektir. Bunun yanında kanser hastalığının sosyal ve psikolojik kısımları da fazlasıyla yıpratıcı olmaktadır" diye konuştu. ‘ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR' Bursa'da 13 adet Sağlıklı Hayat Merkezi olduğunu hatırlatan Dr. Oğuz, ‘Bunların 10 tanesinde mamografi cihazımız var, mamografi cihazlarımız ileri teknoloji ürünü cihazlar. Kolorektal ve rahim ağzı kanserlerinin de bu merkezlerimizde taramaları yapılabilmektedir. Kanser taramaları için MHRS üzerinden, aile hekimlerinden ya da sağlıklı hayat merkezini direkt arayarak başvurular oluşturulmaktadır. Erken teşhisin hayat kurtaracağını bir kez daha hatırlatıyor, vatandaşlarımızı bu merkezlerimize bekliyoruz" dedi. TOPHANE SURLARINA ‘PEMBE KURDELE' ASILDI Konuşmaların ardından sağlık çalışanları ve öğrenciler, meme kanserinin simgesi olan dev ‘pembe kurdeleyi' Bursa'nın birçok noktasından görülebilecek olan Tophane surlarına astılar. ‘Pembe Kurdele'nin toplumsal bilinç oluşturmak amacıyla ay sonuna kadar şehrin farklı noktalarında asılı kalacağı bilgisi verildi.

Sağlık çalışanlarından Filistin'e destek yürüyüşü Haber

Sağlık çalışanlarından Filistin'e destek yürüyüşü

Gazi Orhan Parkı'ndan başlayıp Şehreküstü 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda sonra eren yürüyüşte İsrail'in Gazze'ye saldırıları sessiz şekilde protesto edildi. Sağlık çalışanlarının katıldığı yürüyüşte Filistin ve Türk bayrakları dalgalandı. Doktorlar adına konuşan Tarık Yaşa, "Bizler; memleketimizin dört bir yanında görev yapan hekim ve sağlık çalışanları olarak Gazze'deki sağlık krizini bir yılı aşkın bir süredir, büyük bir endişe ve öfke ile takip etmekteyiz. Sahada çalışan gazetecilerden, Gazzeli meslektaşlarımızdan, insani ve uluslararası yardım çalışmaları yapan kuruluş ve organizasyonlardan bize ulaşan bilgiler, durumun vehametini tüm açıklığıyla gözler önüne sermektedir. Gazze'deki ablukanın insani yardım girişi ve dağıtımına engel olduğuna, yardım ekipleri ve su kaynaklarına yönelik yoğun saldırılarla birlikte kasten organize edilmiş bir kıtlığa sebep olduğuna ve sağlık sisteminin sistemli saldırılarla tarumar edildiğine ne yazık ki tanık olmaktayız. Gazze'nin her yerinde insansız hava araçlarıyla, keskin nişancılarla, hava ve kara bombardımanıyla, sivil çocuklara, kadınlara ve erkeklere yönelik katliamlar gerçekleştiriliyor. Yüzde 70'i kadın ve çocuklar olmak üzere 45 binden fazla insan İsrail saldırılarında hayatını kaybetti. Yerleşim alanlarının kasıtlı olarak yok edildiğine şahit olduk. 450 günü aşkındır evlerinden sürülen, güvencesiz şartlar altında yaşamaya zorlanan kardeşlerimizin mazlumluğuna şahit olmaktayız" dedi. Gazze Şeridi'nde aşırı soğuklar sebebiyle donarak hayatlarını kaybeden bebeklerin sayısının 6'ya çıktığını hatırlatan Tarık Yaşa, "Binlerce insan soğuğa terk edilmiş durumda, bölgeye insani yardımların ulaşması engelleniyor. Geçtiğimiz hafta şiddetli saldırılara ve ablukaya maruz kalan Kemal Adwan hastanesi, bu hafta itibariyle hizmet dışı bırakılmış durumda. İsrailli askerler tarafından hastaneye baskın düzenlenip çeşitli binaları ateşe verildi. Hastalar, Endonezya hastanesine tahliye edilirken 25 hastane personeli ve hastane müdürü Dr. Hüsam Ebu Safiyye alıkonuldu. Ebu Safiyye'nin nerede olduğuna ve sağlık durumuna ilişkin bir bilgi bulunmuyor. Hekimler olarak vakarlı ve onurlu duruşuyla direnişin sembollerinden biri olan Dr. Hüsam'ın serbest bırakılması ve hastanelerin dokunulmazlığının sağlanması için İsrail üzerindeki uluslararası baskının arttırılması çağrısında bulunuyoruz. Soykırımın sonuçlarının önlenmesi ve iyileştirilmesinde sağlık sisteminin, hastanelerin ve sağlık profesyonellerinin rolü muhakkak büyük önem arz etmektedir" diye konuştu. Soykırıma sessiz kalmayacaklarını haykıran Tarık Yaşa, "Memleketimizin her tarafından yükselen seslerimizi sivillerin hedef alınmadığı, güvenli şartlarda çalışabilmeyi talep eden Gazze'li meslektaşlarımızın sesleriyle birleştiriyoruz. Uluslararası toplumu, devletleri ve ilgili yönetimleri Gazze halkına karşı yapılan soykırım ile ilgili bir kez daha uyarıyor ve acil bir şekilde kalıcı ateşkesin sağlanmasını, Gazze'deki abluka kaldırılmasını, insani ve tıbbı yardımlarla beraber tıbbı yardım sağlayacak heyetlerin Gazze'ye giriş sağlamasını, hastanelere yönelik saldırıların durdurulmasını, sağlık tesisleri ve sivil altyapı korunup tahrip olanlar yeniden inşa edilmesini talep ediyoruz. Bu sonuçlara ancak Gazze ve Lübnan'da yaşamı korumaya yönelik uluslararası bir siyasetle, İsrail'e yönelik somut siyasi ve iktisadi yaptırımlar yoluyla ulaşılabilir" şeklinde konuştu.

Sağlık çalışanları ek ödeme tuzaklarını reddetti! Haber

Sağlık çalışanları ek ödeme tuzaklarını reddetti!

Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan ek ödeme yönetmeliği, 6 Ağustos 2024 tarihli Resmî Gazete ’de yayımlanmıştı. Sahim-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, yayımlanan bu düzenlemenin, önceki yönetmeliğin gözle görülmeyen değişikliklerle 'yeni' olarak sunulması ve sınırlı sayıda değişikliğin hukuka aykırılıkları gidermeye yönelik olmaması, yönetmelikte herhangi bir iyileştirme yapılmadığını gösterdiğini söyledi. YÖNETMELİK DEĞİŞİYOR HAKSIZLIK DEĞİŞMİYOR! Yönetmelikte hukuka aykırılıkların giderilmediğini ve Danıştay tarafından iptal edilen hükümlerin aynen yer aldığını belirten Akarken, "İptal edilen eski yönetmeliğin neredeyse birebir aynısı olan yeni bir yönetmelik yayımlandı. Yüksek Mahkemenin iptal ettiği hükümlerin tekrar getirilmesi, demokratik hukuk devletine uygun bir usul değildir. Bu nedenle, yönetmeliğin yürürlüğünün durdurulması için iptal davası açıyoruz. Sağlık kurum  çalışanlarımız, hekim, uzman hekim,,diş hekimi uzman diş hekimi  39 sağlık branşında personel, YHS, THS, GİH görevlerini yürütmektedir. İptal edilen mağduriyetler yeniden tesis edilerek, yeni maddi ve hukuki mağduriyetler yaratılmaktadır. Hukuk devletinde, yargı kararlarının uygulanmamasını ve mağduriyetlerin devamını kabul etmiyoruz! Haklarımızı hukuk, bürokrasi ve demokratik yollarla aramaya devam edeceğiz." diye konuştu.  24 saat hizmet eden sağlık sosyal hizmet kolunda çalışanların  emeğinin değersizleştirildiğini bir kez daha gözler önüne serildiğini belirten Akarken, demokratik bir hukuk devletine yakışmayan bu uygulamanın, sağlık kurum  çalışanlarının haklarını ihlal ettiğini ve yeni mağduriyetler oluşturduğunu söyledi. Akarken, sözde yönetmelik değişikliğine yönelik haksızlıklar konusundaki eleştirilerinde şu hususlara dikkati çekti: "Taban ücretler ve teşvik ödemeleri enflasyon karşısında eriyip gitmiş durumda. Hekimi, hemşiresi, ATT'si, paramediği, psikoloğu, diyetisyeni, teknikeri, teknisyeni, tıbbi sekreteri, YHS, GİH, THS; hepimiz bu sürece tanık olduk. Bu bir tuzak. Ek ödeme adı altında hepimizi bölüyorlar ve açlığa mahkûm ediyorlar. Emeğimiz, o saçma katsayılardan daha değerlidir. Talebimiz, yoksulluk sınırının üzerinde, tamamı emekliliğe yansıyan, tek kalem maaş olarak temel bir ödemenin yapılmasıdır. Hem bugünü hem de gelecekteki emeklilik hayalimizi yok ediyorlar. Emeğimiz, katsayılar üzerinden yok edilemez".

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.