SON DAKİKA
Hava Durumu

#Şeffaflık

Söz Bursa - Şeffaflık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Şeffaflık haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bursa'da kadının gücü ve mücadelesi aktarıldı Haber

Bursa'da kadının gücü ve mücadelesi aktarıldı

Hayatın her alanında toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alan yaklaşımlarla çalışmalarını gerçekleştiren Osmangazi Belediyesi, 5 Aralık Kadının Seçme ve Seçilme Hakkı Günü etkinlikleri kapsamında ‘İnsan Kadın’ adlı panel ile ‘Haremden Özgürlüğe Türk Kadınının Bağımsızlık Öyküsü’ isimli sergiye ev sahipliği yaptı. Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi’nde düzenlenen panele CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Orkun Gazioğlu, Osmangazi Belediyesi Başkan Yardımcısı Mutlu Esendemir, CHP Osmangazi İlçe Başkanı Raşit Gürbüz ve Bursa Baro Başkanı Metin Öztosun’un yanı sıra STK temsilcileri, iş kadınları ile çok sayıda vatandaş katıldı. Açılış konuşmasını gerçekleştiren Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Orkun Gazioğlu, "Kadınların siyasete katılımı, modern demokrasinin olmazsa olmazıdır. Kadınların karar mekanizmalarında yer aldığı toplumlarda şeffaflık artmakta, sosyal yatırımlar güçlenmekte ve sürdürülebilir kalkınmalar hızlanmaktadır. Bugün bizler de ortak bir geleceği güçlendirmek için bir aradayız. Osmangazi Belediye’mizin düzenlediği bu etkinlik de bu amaca hizmet etmektedir. Bizler özgürlükçü ve kapsayıcı bir kent yaşamını hep birlikte kurmak istiyoruz" dedi. Osmangazi Belediyesi Başkan Yardımcısı Mutlu Esendemir, kadınların toplum yapısı üzerindeki etkilerine vurgu yaparak, şu sözleri kaydetti: "5 Aralık 1934, Türk Cumhuriyeti kadınlarının yalnızca sandıkta birer seçmen olarak değil, kamusal yaşamın, karar alma mekanizmalarının ve demokratik temsilin asli öznesi olarak yer almasının bir miladıdır. Kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınması, pek çok Avrupa ülkesinden önce gerçekleşmiş, Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren adım adım uygulanmaya başlanmıştır. Bu büyük reform, Cumhuriyetimizin devrimci ruhunun en parlak göstergesidir." Bursa Baro Başkanı Metin Öztosun da yaptığı konuşmada, mücadelenin süreklilik getiren bir şey olduğunu dile getirerek, kadın haklarının öneminin altını çizdi. Prof. Dr. Betül Batır moderatörlüğündeki panelde, Türk Kadınlar Birliği (TKB) Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Tijen Sözeri, Bursa İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği (BUİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Şeyda Şençayır, Tüm Mühendis Kadınlar Derneği (TÜMKAD) Kurucu Başkanı Ülfet Öztürk ve Bursa Mühendis ve Mimar İş İnsanları Derneği (BUMİAD) Yönetim Kurulu Başkan Vekili Zarif Ayça Güler, Türk kadınının sosyal hayat ve iş dünyasındaki önemine vurgu yaptı. TKB Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Tijen Sözeri, medeni kanunun, hukuki bir devrim olduğunu ve 5 Aralık 1934’te kadınlara verilen seçme ve seçilme hakkına altyapı hazırladığını belirterek, "Türk kadını, her alanda varlığını göstermiş oldu. Meslekler açısından da baktığımızda o günden bugüne kadınlarımız, yükselen Cumhuriyet profiliyle 2025’te yine önümüzde. Almanya’nın önde gelen teknik üniversitelerinden Berlin Teknik Üniversitesi’nde Bursa Kız Lisesi mezunu Prof. Dr. Fatma Deniz rektörlüğe atandı. Türk kadının yükselen profilini tüm dünyaya göstermiş olduk" diye konuştu. BUİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Şeyda Şençayır da, iş kadınlarının her alanda yeri olduğunun altını çizerek, "Üretimde, sanayide, bir fabrikada montajda, her alanda kadın eli var. Bunların çoğalması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye’de kadınının iş gücüne katılım oranı yüzde 36 bandında, erkeklerin yüzde 71. Biz bu arayı kapatmak zorundayız. Çalışmalarımızı bu yönde farkındalık sağlayarak gerçekleştiriyoruz. Amacımız bu. Girişimci kadınlarımızın oranı ise yüzde 18. Bunu biz ne kadar daha fazlalaştırmak için çaba sarf edersek o zaman zaten daha güçlü bir şekilde yolumuza devam edeceğimize inanıyorum" açıklamalarında bulundu. TÜMKAD Kurucu Başkanı Ülfet Öztürk ise kadının bilimdeki çalışmalarına dikkat çekerek "Hala hem Türkiye’de hem de dünyada mühendislikte, teknolojide, inovasyonda değişen süreçte kadın sayısı çok fazla değil. Dolayısıyla biz TÜMKAD olarak da buna bir ses veriyoruz. Çözüm sunup, aksiyonlar alıyoruz. Bugün veriler bir tık daha iyi gözükse de gidecek çok yolumuz var. Daha adını henüz duymadığımız, dünyanın daha iyi bir olması için çalışan yüzlerce, binlerce kadınımız var" şeklinde görüşlerini dile getirdi. BUMİAD Başkan Vekili Zarif Ayça Güler de, ‘Mühendis İşveren Kadınların İş Hayatına Etkileri’ konulu konuşmasında "Mühendis işveren kadınlar, şirketlerini yönetirken kadın istihdamına karşı çok hassaslar. Yenilikçi, kapsayıcı, tamamen personeliyle beraber takım oyuncusu gibi hareket ederek bir rol model olma niteliğindeler. Özellikle lise ve üniversite çağındaki genç kızlara örnek bir iş modeli olarak karşımıza çıkar" değerlendirmesinde bulundu. Panelin son bölümünde DC NextGen Teknoloji Kurucusu Demet Orakçı da, ‘Teknolojik Vizyon ve Örnek Girişim’ adlı bir sunum gerçekleştirdi. Panelin ardından TKB İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Sevtap Şirin’in ‘Haremden Özgürlüğe Türk Kadının Bağımsızlık Öyküsü’ adlı sergisi açıldı. Sergi açılışında konuşan CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, kadının özellikle toplumların gelişiminde büyük rol oynadığını vurguladı. Hasan Öztürk yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: "Her gün neredeyse bir kadınımız, bir erkek şiddetiyle hayattan koparılıyor. Bu konuda da en büyük rol hepimize düşüyor. Kadının yapamadığı bir şey yok, ben görmedim. Hatta erkeğin yapamayacağı işleri de kadının yaptığına şahidiz. Bu anlamlı sergi için çok teşekkür ediyorum. Eğer Türkiye Cumhuriyeti, muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak zorundaysa ki zorundayız, o zaman kadını geride bırakmak gibi bir lüksümüz olamaz. Ancak kadın erkek yan yana olduğumuz anda ve her platformda, her meslekte yan yana olmayı becerdiğimizde muasır medeniyetler seviyesini göreceğiz." Sergi hakkında bilgiler veren Sevtap Şirin de, kadının mücadelesinin ve özgürlükçü ruhunun aktarıldığını söyledi. Kurdele kesiminin ardından protokol, sergiyi gezerek kadının yükselişini yansıtan fotoğraf ve çalışmaları ilgi ile takip etti.

Asılsız iddialara karşı Mimarlar Odası’ndan resmi açıklama Haber

Asılsız iddialara karşı Mimarlar Odası’ndan resmi açıklama

Mimarlar Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek yaptığı yazılı basın açıklamasında, “Bir süredir sistematik olarak devam eden ve en son 13 Kasım 2025 tarihinde bazı dijital yayın organlarında yayımlanan haberlerde, şahsım ve temsil ettiğim kurumsal yapıya ilişkin gerçek dışı, mesleki tanımlarla bağdaşmayan, kamuoyunu yanıltıcı ve iyi niyet sınırlarının dışında hazırlanmış ifadelere yer verilmiştir. Bilgi kirliliği yaratmaya yönelik bu haberler nedeniyle açıklama zorunluluğu doğmuştur” dedi. Mimarlar Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek’in açıklaması şöyle: “Kamuoyuna ve Basın Mensuplarına, Bir süredir sistematik olarak devam eden ve en son 13 Kasım 2025 tarihinde bazı dijital yayın organlarında yayımlanan haberlerde, şahsım ve temsil ettiğim kurumsal yapıya ilişkin gerçek dışı, mesleki tanımlarla bağdaşmayan, kamuoyunu yanıltıcı ve iyi niyet sınırlarının dışında hazırlanmış ifadelere yer verilmiştir. Bilgi kirliliği yaratmaya yönelik bu haberler nedeniyle açıklama zorunluluğu doğmuştur. 1. Mimarların imar dosyası hazırlama veya imar yetkisi kullanma görevi yoktur! İmar iş ve işlemleri, ilgili mevzuat gereği belediyelerin ve yetkili idarelerin görev alanıdır. Mimarların görevi; mevzuata uygun projeleri hazırlamak ve ruhsat süreçlerine teknik katkıda bulunmaktır. Bu nedenle haberlerde yer alan “imar dosyalarından kaçma” iddiası, meslek sorumluluklarıyla bağdaşmayan, tamamen yanlış ve dayanaksız bir ifadedir. 2. “Mimarlık izin süreci” kavramı yanlış olup belediyelerle ilgisi yoktur! Haberlerde yer verilen “mimarlık izin süreci” tanımı, mevzuatta bulunmayan, yanlış ve hatalı bir kullanımdır. Mimarların serbest mesleğini icra edebilmesi amacıyla verilen yetki ve tescil işlemleri; gerekli şartların karşılanması halinde bağlı olunan meslek odasının genel merkezi tarafından yürütülür. Dolayısıyla bu süreç belediyelerin görev tanımında değildir ve haber metnindeki kullanım bilgi eksikliği ve yanlış yorum içermektedir. 3. Şahsım ve kurumsal yapımız hakkında iddialar gerçek dışıdır! Talep edilen her türlü belge ve bilgi, mevzuata uygun yöntemlerle ve doğru merciler tarafından iletilmesi halinde açıklanmaya açıktır. Kurumumuzun yaklaşımı şeffaflık, kamu yararı ve meslek etiği ilkelerine dayanmaktadır. Ayrıca özellikle vurgulamak isterim ki; 20 yıllık meslek hayatım boyunca mevzuata aykırı hiçbir mimarlık faaliyeti içerisinde bulunmadım. Mesleki etik, kamu yararı, bilimsel ilke ve hukuki sorumluluklar; çalışma prensiplerimin temelidir. Haberlerde ima edildiği gibi herhangi bir ayrıcalık, çıkar, kişisel menfaat ya da usulsüz bir uygulama için girişimim, talebim, yönlendirmem veya teşebbüsüm olmamıştır. Bu yönlü tüm iddia, imâ ve kasıtlı algı oluşturma çabalarını kesin bir dille ve şiddetle kınıyorum. Unutulmamalıdır ki; bir söylemin, “iddia” başlığıyla servis edilmesi, onun gerçek, doğru, hukuki dayanağı olan ya da ispatlanmış bir bilgi olduğu anlamına gelmemektedir. 4. Saldırılar, kamusal mücadelemize yöneliktir! Son dönemde ortaya atılan bu tür asılsız, manipülatif, karalama amaçlı söylemlerin, Mimarlar Odası Bursa Şubesi' nin kamu yararı doğrultusunda yürüttüğü denetim, raporlama, itiraz ve izleme faaliyetlerinden rahatsız olan çevreler tarafından bilinçli biçimde üretildiği açıktır. Bu tür itibarsızlaştırma girişimleri, mesleki duruşumuzu ve kamu sorumluluğumuzu zayıflatmak bir yana, daha da güçlendirmektedir. 5. Hukuki süreçler başlatılmıştır! Söz konusu yanıltıcı, kasıtlı ve mesleki itibara zarar verici yayınlar ile ilgili olarak hukuki süreçler başlatılmıştır. Süreç devam ederken kamuoyuna gerekli bilgilendirmeler yapılacaktır. Mimarlar Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu olarak bilimin, hukukun, etik değerlerin, şeffaflığın, toplumsal sorumluluğun ve kamu yararı ilkesinin gereğini yapmaya devam edeceğiz. Algı operasyonları ve dayanaksız iddialar, bu kararlılığı engelleyemeyecek ve gölgeleyemeyecektir!

Nilüfer’de Cumhuriyet ve eğitim vizyonu konuşuldu Haber

Nilüfer’de Cumhuriyet ve eğitim vizyonu konuşuldu

Nilüfer Belediyesi tarafından düzenlenen “Tematik Buluşmalar” kapsamında, Prof. Dr. Rüyam Küçüksüleymanoğlu, Cumhuriyet, eğitim ve sosyal adalet ilişkisini konu alan bir söyleşi gerçekleştirdi. Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği “Tematik Buluşmalar”a Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Sınıf Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Küçüksüleymanoğlu konuk oldu. Nazım Hikmet Kültürevi Balaban Salonu’ndaki programda Prof. Dr. Küçüksüleymanoğlu, “Cumhuriyet ve Eğitim: Sosyal Adaletin Temeli” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi. Atatürk’ün eğitime bakış açısının son derece vizyoner olduğunu ifade eden Küçüksüleymanoğlu, bir ülkenin gerçek zaferinin ve kurtuluşunun ulusal bir Milli Eğitim programından geçmesi gerektiği görüşünü benimsediğini vurguladı. Cumhuriyet’in ilanından hemen sonra eğitimde hızlı adımlar atıldığını söyleyen Küçüksüleymanoğlu, “Zira yeni Cumhuriyet’in temel inancı, ülkenin her türlü sorununun eğitimle çözüleceğiydi. Bu kapsamda Kurtuluş Savaşı yıllarında bile 1’inci Maarif Kongresi toplanarak eğitimde planlamalar yapıldı. Cumhuriyet’in ilanından sonra eğitim adına atılan hızlı adımlar arasında millet mektepleri, halk evleri ve halk odaları, çeşitli illerde açılan kütüphaneler, müzeler, Köy Enstitüleri ve gençlerin yurt dışına eğitime gönderilmesi sayılabilir. Dünya Klasikleri’nin Türkçe’ye çevrilmesi de çok geniş bir perspektifte yürütülen eğitim çalışmalarındandı” diye konuştu. Sosyal adaleti, fırsatlara ve imkanlara herkesin eşit şekilde ulaşabilmesi ve dağılımın hakkaniyetli olması olarak tanımlayan Küçüksüleymanoğlu, eğitime erişimin adil olması gerektiğini vurguladı. Eğitimdeki adaletsizliğin temel sebeplerine değinen Küçüksüleymanoğlu, bunları ekonomik koşullar ve maddi durumu düşük öğrenciler, eğitime ayrılan payın düşmesi, kitap eksikliği, dijital uçurum, bölgesel farklar ve PISA puanları, ev genci oranının yüksek olması, özel gereksinimli öğrenciler, farklı dil konuşulan öğrenciler ile travma ve göç olarak sıraladı. Türkiye’nin zengin ve güçlü bir ülke olduğunu ve bu sorunların üstesinden gelebileceğini söyleyen Küçüksüleymanoğlu, bunlarla ilgili çözüm önerilerini de paylaştı. Önerilerinin başında kaliteli öğretmen ihtiyacı geldiğini anlatan Prof. Dr. Küçüksüleymanoğlu, öğretmenin bir çocuğun kaderini değiştirebileceğini belirterek, Cumhuriyet’in en büyük nimetinin, annesi babası okuryazar olmayan birinin dahi en önemli beyin cerrahı olabilmesi gibi başarı hikayelerini yaratan iyi öğretmenler olduğunu vurguladı. Sonraki çözüm önerilerini de anlatan Küçüksüleymanoğlu, okullarda fiziksel koşulların iyileştirilmesi, derslik başına düşen öğrenci sayısının azaltılması, okullarda ücretsiz yemek verilmesi, eğitim harcamalarında burs ve desteklerin arttırılması, kapsayıcı eğitim politikaları, destekleyici programların yaygınlaştırılması, dijital uçurumu azaltacak altyapı yatırımlarının arttırılması, liyakat, paydaşlara yeterince söz hakkı verip karar alma mekanizmalarında daha çok yer almalarının sağlanması ile şeffaflık ve hesap verebilirlik olarak sıraladı. Sadece “Cumhuriyet çok yaşasın” demenin yeterli olmadığını dile getiren Prof. Dr. Küçüksüleymanoğlu, Cumhuriyet’e ve ilkelerine sahip çıkılması gerektiğini belirterek, “Cumhuriyetin ilelebet yaşayabilmesi için adalet, liyakat ve hukukun var olması gerekiyor” dedi.

Gemlik’te milli emlak arazisinde tartışmalı inşaat Haber

Gemlik’te milli emlak arazisinde tartışmalı inşaat

Gemlik’te Milli Emlak’a ait arazide başlayan inşaat çalışması, kamuoyunda ciddi soru işaretlerine neden oldu. Fayton Kafe’nin bulunduğu alanda yükselen yapının, Gemlik Belediyesi tarafından işletileceği iddia edilen "Gemlik Kafe" projesi kapsamında olduğu öne sürülse de, inşaatın yasal dayanakları ve finansmanı belirsizliğini koruyor. İnşaatın, Gemlik’te birçok önemli projeye imza atan bir inşaat firması tarafından yürütüldüğü öğrenildi. Ancak bu firmanın Milli Emlak’a ait bir arazide nasıl ve hangi izinle çalışmalara başladığı, kamuoyunun merak ettiği başlıca konular arasında. Eğer yapı Gemlik Belediyesi adına yapılıyorsa, arada bir üst yapı sözleşmesi ya da protokol bulunup bulunmadığı henüz açıklığa kavuşmuş değil. İddialara göre, Gemlik’te antrepo faaliyetleri yürüten bir firma, belediyenin doğrudan alım yapamayacağı bu arazi üzerindeki inşaatı üstlendi. İnşaatın maliyetini de bu firmanın karşıladığı öne sürülüyor. Aynı firmanın, Gemlik Belediyesi İmar Müdürlüğü’ne araç bağışladığı ve bu bağışın inşaatla bağlantılı olup olmadığı da tartışma konusu. Söz konusu firmanın, belediyeye araç bağışında bulunduğu iddiası, kamuoyunda "imar müdürlüğünde bekleyen işler karşılığında mı yapıldı?" sorusunu gündeme getirdi. Bu bağışın zamanlaması ve bağışla inşaat arasındaki bağlantı iddiası, şeffaflık çağrılarını artırıyor. Milli Emlak’a ait olduğu bilinen arazide, imara aykırı şekilde ve herhangi bir resmi protokol olmadan sürdürülen inşaatın denetimi ve olabilecek cezai işlemlerinin kim tarafından uygulanacağı da belirsiz. Şimdiye kadar kaçak yapı ya da imar kirliliği nedeniyle herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı ise kamuoyunun yanıt beklediği sorular arasında.

Hakemlerin "bahis skandalı" Meclis gündeminde Haber

Hakemlerin "bahis skandalı" Meclis gündeminde

İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, skandalın aydınlatılması amacıyla Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Osman Aşkın Bak’ın yanıtlaması istemiyle yazılı soru önergesi verdi. TFF Başkanı Hacıosmanoğlu’nun 27 Ekim 2025’te yaptığı açıklamada, profesyonel liglerde görev yapan 571 aktif hakemden 371’inin bahis hesabı bulunduğunu, 152’sinin ise aktif biçimde bahis oynadığının tespit edildiğini belirtmesi, futbol kamuoyunda büyük sarsıntı yaratmıştı. Türkoğlu, önergesinde bu iddiaların yalnızca “etik ihlal” olarak görülemeyeceğini, Türk futbolunun güvenilirliğine, rekabetin dürüstlüğüne ve milli spor güvenliğine yönelik ağır bir tehdit anlamına geldiğini vurguladı. İYİ Parti’li Türkoğlu, “Bu tablo Türk futbolunda da adalete ve vicdanlara kara bir leke olarak düşmüştür. Bahis oynayan hakemlerin geçmişte yönettikleri maçlar, şampiyonluklar ve düşme hattı mücadeleleri dahil tüm sonuçlar yeniden incelenmelidir. Bu, artık yalnızca bir futbol meselesi değil, bir milli güvenlik meselesidir,” ifadelerini kullandı. Türkoğlu’nun Bakan’a yönelttiği sorulardan bazıları şöyle: -TFF’nin tespitleri hangi resmî denetim raporlarına dayanmaktadır? -Bahis oynadığı belirlenen hakemlerden kaçı hâlâ aktif olarak maç yönetmektedir? -Bu hakemlerin yönettiği maçların sonuçları yeniden incelenecek midir? -Son 5 sezonun Süper Lig, 1. Lig ve diğer profesyonel liglerdeki şampiyonluk ve düşme sonuçları gözden geçirilecek midir? -Gençlik ve Spor Bakanlığı, TFF’nin denetim süreçlerine ilişkin bağımsız bir soruşturma başlatacak mıdır? Türkoğlu’nun önergesi, Türk futbolunun son yıllardaki en büyük güven krizini Meclis gündemine taşırken, kamuoyunda “Son 5 yılın şampiyonlukları tehlikede mi?” sorusunu da gündeme getirdi. İYİ Parti’li Türkoğlu, “Futbolun namusu, şeffaflık ve adaletle kurtarılabilir. Bu skandal örtbas edilemez,” diyerek konunun takipçisi olacağını açıkladı.

Erdoğan: "Finansal istikrarı kalıcı hale getirmek amacıyla kapsamlı bir ekonomi programı yürütüyoruz" Haber

Erdoğan: "Finansal istikrarı kalıcı hale getirmek amacıyla kapsamlı bir ekonomi programı yürütüyoruz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye olarak büyümeyi dengeli ve kapsayıcı bir şekilde sürdürmek, üretim kapasitemizi güçlendirmek ve finansal istikrarı kalıcı hale getirmek amacıyla kapsamlı bir ekonomi programı yürütüyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 64. Dünya Borsalar Federasyonu Genel Kurulu ve yıllık toplantısına video mesaj gönderdi. Katılımcıları selamlayarak konuşmasına başlayan Erdoğan, Borsa İstanbul'un ev sahipliğinde düzenlenen 64. Dünya Borsalar Federasyonu Genel Kurulu ve yıllık toplantısının hayırlara vesile olmasını diledi. Türkiye olarak büyümeyi dengeli ve kapsayıcı bir şekilde sürdürmek, üretim kapasitesini güçlendirmek ve finansal istikrarı kalıcı hale getirmek amacıyla kapsamlı bir ekonomi programı yürüttüklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Finans sektörümüz programımızın merkezinde yer almakta, sermaye piyasalarımızın derinliği, ürün çeşitliliği ve erişilebilirliği gelişmektedir" dedi. "İSTANBUL FİNANS MERKEZİMİZ FİNANSAL HİZMETLERDE BİR ÜST HALİNE GELMEYİ HEDEFLEYEN GÜÇLÜ BİR VİZYONUN ÜRÜNÜDÜR" Borsa İstanbul’un Türkiye ile birlikte tüm bölgenin önde gelen piyasa altyapı sağlayıcısı olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dijitalleşme, sürdürülebilir finansman ve katılım esaslı ürünlerle borsa ekosistemimiz küresel rekabet gücünü artırıyor. İstanbul Finans Merkezimiz de finansal hizmetlerde bir üst haline gelmeyi hedefleyen güçlü bir vizyonun ürünüdür. Bugün burada dünyanın dört bir yanından gelen kıymetli borsa temsilcileriyle gerçekleştirilen Dünya Borsalar Federasyonu Genel Kurulu sermaye piyasalarının geleceğini ortak akıl temelinde şekillendirme açısından önemlidir" açıklamasını yaptı. "KARA PARA AKLAMA, YASA DIŞI FON TRANSFERLERİ VE MANİPÜLATİF İŞLEMLER KÜRESEL PİYASALARA OLAN GÜVENİ ZEDELİYOR" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin köklü tecrübesini kendi hedeflerinin yanı sıra bölgesel ve küresel düzeyde finansal istikrarın temini içinde paylaşmaya hazır olduklarını belirterek, "Sermaye piyasalarının yalnızca kar odaklı değil, aynı zamanda sosyal ve çevresel etkiyi gözeten bir anlayışla yönetilmesi gerektiğine inanıyoruz. Kara para aklama, yasa dışı fon transferleri ve manipülatif işlemler küresel piyasalara olan güveni zedeliyor. Bu tehditlere karşı uluslararası iş birliğimizi güçlendiriyor, şeffaflık, denetim ve bilgi paylaşımı mekanizmalarının geliştirilmesine önem veriyoruz" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ölçekte yaşanan ekonomik eşitsizliklerin finansal sistemin kapsayıcılığını artıracak çözümler geliştirmeyi zorunlu kılmakta olduğunu belirterek, "Dünyanın en zengin kesimi ile en yoksul kesimi arasındaki uçurum giderek derinleşmekte, gelir adaleti hiç olmadığı kadar bozulmaktadır. Dünya Borsalar Federasyonu çatısı altında yürütülecek müşterek çalışmaların bu uçurumun kapatılmasına katkı sağlayacağı inancındayım. Federasyonun tüm süreçlerine ve yönetimine Borsa İstanbul'un aktif katılımını çok kıymetli buluyorum" değerlendirmesini yaptı.

Yeşim Grup'tan sürdürülebilir üretimde örnek adım Haber

Yeşim Grup'tan sürdürülebilir üretimde örnek adım

Yeşim Grup, sürdürülebilir pamuk üretimi alanında önemli bir organizasyona ev sahipliği yaptı. Better Cotton Initiative (BCI) üyelerinin, tedarikçilerin ve üreticilerin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, yeni fiziksel izlenebilirlik ve sertifikasyon sistemi hakkında katılımcılara bilgi verildi. Sürdürülebilir üretim ve sorumlu tedarik zinciri yönetimi konularında uzun yıllardır öncü uygulamalara imza atan Yeşim Grup, tekstil sektöründe şeffaflık ve izlenebilirliği güçlendiren önemli bir buluşmaya ev sahipliği yaptı. BCI Üyelik ve Tedarik Zinciri Müdürü Şeyma Karacay Lokmacı ile Kıdemli Tedarik Zinciri ve İzlenebilirlik Koordinatörü Erkan Eyüboğlu’nun öncülüğünde düzenlenen yarım günlük etkinliğe, Bursa’daki BCI üyesi firmaların temsilcileri, tedarikçi firmalar ve üreticiler katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Yeşim Grup Sürdürülebilirlik Direktörü Mutlu Toksöz, "Sürdürülebilir üretim yaklaşımımızın en önemli ayaklarından biri, hammadde tedarik zincirinde şeffaflık ve izlenebilirliği güçlendirmek. BCI ile yürüttüğümüz ortak çalışmalar, bu vizyonumuzu somut adımlarla destekliyor. BCI’ın yenilenen logosuyla birlikte düzenlenen ilk etkinliğe Yeşim Grup olarak ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Yeşim Grup’un BCI yolculuğunda edindiği deneyimleri üyelerle paylaşmayı ve bu süreçte birbirimizi karşılıklı olarak desteklemeyi çok değerli buluyoruz" dedi. Açılışın ardından söz alan Şeyma Karacay Lokmacı, BCI’ın 2025 yılı itibarıyla devreye aldığı yeni sertifikasyon sistemine ilişkin güncel bilgileri paylaşarak sistemin pamuk tedarik zincirinde şeffaflığı artıracağını vurguladı. Yeşim Grup İzlenebilirlik Grup Lideri Sevim Aşıktoprak ise Yeşim Grup’un sertifikalandırma sürecindeki deneyimlerini katılımcılarla paylaşarak bu sürecin tedarik zinciri boyunca şeffaflık kültürünü güçlendirdiğini ve Yeşim Grup’un global markalarla yürüttüğü sürdürülebilirlik hedefleriyle tam uyum içinde olduğunu belirtti. Erkan Eyüboğlu da üyelerin yeni sisteme geçiş süreçleri, uygulama adımları ve denetim gereklilikleri hakkında kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi. Katılımcılar, etkinlik boyunca hem teorik bilgi edindi hem de sahada karşılaşabilecekleri uygulamalara dair örnekleri tartışma fırsatı buldu. Toplantı boyunca yeni sistemin sektör genelinde izlenebilirliği güçlendireceği ve sürdürülebilir üretim zincirinde önemli bir dönüm noktası olacağı yönündeki görüşler paylaşıldı. Program, interaktif bir soru-cevap bölümüyle sona erdi. Yeşim Grup, sürdürülebilir pamuk üretiminde çevresel, sosyal ve ekonomik etkileri birlikte ele alan bütüncül yaklaşımını sürdürmeye ve sektör genelinde iyi uygulama örneklerini paylaşmaya devam edecek. Sürdürülebilir pamuk üretimi ve izlenebilirlik alanında uzun süredir öncü uygulamalara imza atan Yeşim Grup, kısa süre önce "Better Cotton Chain of Custody" sertifikasını almaya hak kazandı. Bu belge, Yeşim Grup’un kumaş üretiminden bitmiş ürüne kadar tüm süreçlerde izlenebilirlik ve sürdürülebilirlik standartlarını kararlılıkla uyguladığını belgeliyor.

Gürhan Akdoğan’dan adaylık sürecine dair açıklama Haber

Gürhan Akdoğan’dan adaylık sürecine dair açıklama

Açıklamasında, ülkenin yaşadığı siyasal ve toplumsal sorunlara dikkat çeken Gürhan Akdoğan, “Böylesi bir dönemde sizleri kişisel bir konu ile meşgul ettiğim için özür dilerim” diyerek söze başladı. Adaylık sürecine ilişkin olarak, bazı partililerin kendisine adaylık önerisinde bulunduğunu belirten Akdoğan, bu teklifin kendisini onurlandırdığını ancak örgütsel bütünlük ve hazırlık açısından gerekli koşulların oluşmadığını ifade etti. “Partimizin Bursa örgütünün gerçek anlamda kurumsal bir yapıya kavuşması; erdem, üretkenlik, yetkinlik ve ideolojik duruş temelleri üzerine inşa edilmelidir” diyen Akdoğan, güçlü bir örgütün ancak ortak akıl ve liyakat ile yönetilebileceğini dile getirdi. “BU DÖNEM ADAY DEĞİLİM, MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİM” Adaylık konusunda kişisel hırslardan uzak olduğunu vurgulayan Gürhan Akdoğan, şu ifadeleri kullandı: “İlkelerim gereği yaşamımda hiçbir görev kişisel talebimle olmamıştır. Her zaman örgütün talebiyle hareket ettim. Bu kısa süre içinde örgütün gerçek talebini ölçmek mümkün değildir. Bu nedenle bu dönem aday olmayacağım.” Akdoğan, açıklamasında siyasette etik, şeffaflık ve dürüstlük ilkelerine vurgu yaparak, “Bir makamı işgal etmek değil, örgüte fayda sağlamak önemlidir. Güçlüden yana olmadım, haklıdan yana oldum” ifadelerini kullandı. “CHP KİŞİLERİN DEĞİL, ATATÜRK’ÜN MİRASININ TEMSİLCİSİDİR” Parti içi değerlere ve örgüt kültürüne dikkat çeken Akdoğan, “Kimse partinin sahibi değildir. Büyük olan Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisidir” dedi. CHP’nin başarısının, hiçbir çıkar beklemeden çalışan partililerin emeğiyle geleceğini vurguladı. “Atatürk ilke ve devrimlerinden, Cumhuriyetin değerlerinden vazgeçerek umut olunamaz,” diyen Akdoğan, mücadelesini sürdürmeye devam edeceğini belirtti. “MÜCADELEYE VİRGÜL KOYDUK, NOKTA KOYMAYACAĞIZ” Gürhan Akdoğan açıklamasını şu ifadelerle tamamladı: “Siyaset mekanizmasında zaman zaman virgüller koyduğumuz anlar olmuştur. Bursa kamuoyu gayet iyi bilir ki, bundan sonra da hiç nokta koymayacağız. Mücadele esastır.” “Ben Atatürkçüyüm, Cumhuriyetçiyim, laikim, antiemperyalistim. Tam bağımsız Türkiye’den yanayım. İnsan haklarının, adaletin ve dürüst siyasetin savunucusuyum. Partimizin tüm süreçlerinde aktif olarak yer almaya devam edeceğim.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.