SON DAKİKA
Hava Durumu

#Şeker

Söz Bursa - Şeker haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Şeker haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yeni yıl hazırlıkları başlasın! Yılbaşı sofralarına özel lezzetler Haber

Yeni yıl hazırlıkları başlasın! Yılbaşı sofralarına özel lezzetler

Bu tarifler, yılbaşı ruhunu masanıza taşıyacak; hem hafif hem de doyurucu seçenekler sunarak uzun geceye eşlik edecek. Şimdiden bol kahkahalı, lezzet dolu ve unutulmaz bir yeni yıl sofrası dileriz! Afiyetle ve iyi eğlenceler... Tahinli köz kırmızı biber Tarifi İçin Malzemeler *6 adet kapya biber *5 adet ceviz *30 gram beyaz peynir *3 diş sarımsak *1 yemek kaşığı nar ekşisi *1 tutam tuz *1 tatlı kaşığı sirke *3 yemek kaşığı zeytinyağı *1 tutam maydanoz *2 yemek kaşığı tahin -Biberleri yıkayın ve üstlerine bıçakla birer delik açtıktan sonra yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine dizin. -Önceden ısıtılmış 200 derece fırında yaklaşık 20 dakika közleyin. -Közlenmiş biberlerin kabuklarını soyun ve ince ince doğrayıp bir kaba alın. -Üstüne ufalanmış beyaz peynir, dövülmüş sarımsak, doğranmış ceviz içi, ince doğranmış maydanoz, zeytinyağı, nar ekşisi ve sirkeyi gezdirin. -Tuzunu da ekledikten sonra güzelce karıştırın. Bir servis tabağına alın ve üstüne tahin gezdirdikten sonra servis edin. HUMUS Tarifi İçin Malzemeler *500 gram koçbaşı nohut (Haşlanmış, kabukları alınmış hali ile yaklaşık 2-3 su bardağı) *1,5 çay bardağı ılık su Humus için; *1 çay bardağı ılık su *1/2 (yarım) çay bardağı tahin *1 çay kaşığı kimyon *4 çorba kaşığı limon suyu *3-4 diş sarımsak (ezilmiş) *Tuz Süslemek için: *Kimyon *Kırmızı pul biber *Sumak *Kıyılmış maydanoz *Arzuya göre salatalık turşusu ve turp -Nohutlarınızı bir gece önceden ıslatın, düdüklü tencereye alın. -Bir taşım kaynatın, çıkan köpüklü suyu dökün. -Tekrar sıcak su ekleyip düdüklü tencerenizde tam pişirin(hafif çatlasın ve kabukları kolay çıkabilecek hal alsın. Yaklaşık 15-20 dakika) -Nohutların kabuklarını temizleyin, ölçüdeki nohudu elde edin.. -Kabuksuz nohutları,1,5 çay bardağı su ile orta derinlikte bir tencereye alın -Tekrar ocağa koyun, tahta kaşıkla ezerek suyunu hafifçe çektirin. Ilınmış nohudunuzu el püre yapıcınızdan geçirerek pürüzsüz hal almasını sağlayın. -Nohut katı bir hal alacak. (Bu aşamada derin dondurucuda saklayabilirsiniz) -2. kez kısık ateşe aldığınız nohuta 1 çay bardağı ılık su ekleyin. -Yumuşatın, sürekli karıştırarak açılmasını sağlayın(1 dakika). Ateşten aldığınız sıcak nohuta tahin, limon suyu, ezilmiş sarımsak, tuz ve kimyonu ekleyin. Çok iyi karıştırın. -Servis tabağınıza aldığınız ve yaydığınız humusu kimyon, kırmızı pul biber, sumak, kıyılmış maydanoz ile süsleyin. -Üzerine incecik zeytinyağı gezdirin. -Humus mezesini ılık servis yapın. FAVA(BAKLA EZMESİ) Tarifi İçin Malzemeler *2 su bardağı kuru iç bakla (kabuksuz) *1 baş soğan * ½ çorba kaşığı şeker *1 tatlı kaşığı tuz *½ su bardağı zeytinyağı -Kuru baklaları akşamdan soğuk suya ıslatın, ertesi sabah düdüklü tencere alın, sıcak su ekleyerek kaynatın, çıkan köpüklü suyu dökün.(15 dk. kaynatın) -Tekrar sıcak su ekleyin. (bakla seviyesinin 1 parmak altında olacak) -Soğanı 4’e bölün ekleyin. -Ardından tuz ve şekeri de ekleyerek düdüklünün kapağını kapatarak 20 dk pişmeye bırakın. -Hafif ılınan baklayı el blendırından geçirin, Pürüzsüz hale getirin, yarım su bardağı zeytinyağını ekleyin. Ezilmiş baklanız koyu boza kıvamında olmalı… -Cam kaba dökerek soğutun, ardından 7-8 saat buzdolabında bekletin… -Servis esnasında üzerine zeytinyağı gezdirin. Kıyılmış dereotu, soğanla favanızı zenginleştirecektir

Mutfakta şov zamanı! Girit ezmesi'nden kolay sufle'ye restoran ayarında hafta sonu menüsü Haber

Mutfakta şov zamanı! Girit ezmesi'nden kolay sufle'ye restoran ayarında hafta sonu menüsü

Mezeler: Sofranın Rengi ve Lezzeti 1. GİRİT EZMESİ (KREMALI PEYNİR LEZZETİ) Malzemeler: *200 gr Taze Beyaz Peynir (Az tuzlu) *100 gr Labne Peyniri *1 adet Kırmızı Kapya Biberi *Yarım demet taze fesleğen (veya 1 tatlı kaşığı kuru fesleğen) *2-3 diş sarımsak *3 yemek kaşığı zeytinyağı *1 çay kaşığı pul biber *Ceviz içi (üzeri için) Hazırlanışı: Kırmızı kapya biberini fırında veya ocakta közleyip kabuğunu soyun. Peynirleri, közlenmiş biberi, fesleğeni, sarımsağı ve zeytinyağını mutfak robotuna alın. Tüm malzemeler krema kıvamına gelene kadar karıştırın. Karışımı servis tabağına alın, üzerine pul biber serpin ve ceviz içiyle süsleyerek servis yapın. 2. KÖZLENMİŞ PATLICAN SALATASI (KLASİK VE DOYURUCU) Malzemeler: *3 adet büyük boy kemer patlıcan *2-3 yemek kaşığı süzme yoğurt *2 diş sarımsak *1 yemek kaşığı zeytinyağı *Tuz, karabiber *Sosu için: 1 yemek kaşığı tereyağı, pul biber. Hazırlanışı: Patlıcanları ocakta, fırında veya airfryer'da iyice közleyin. Kabukları soyulabilecek kıvama gelmeli. Közlenen patlıcanların kabuklarını soyup, içini kesme tahtasında ince ince kıyın. Kıyılmış patlıcanı bir kaseye alın. İçine süzme yoğurdu, rendelenmiş sarımsağı, zeytinyağını, tuz ve karabiberi ekleyip iyice karıştırın. Servis tabağına aldığınız salatanın üzerine tereyağını eritip pul biber ekleyin ve bu sosu gezdirerek servis edin. ANA YEMEK: FIRINDA KUZU İNCİK (LOKUM KIVAMINDA) Malzemeler: *4 adet Kuzu İncik *2 adet orta boy soğan (iri doğranmış) *4 diş sarımsak (bütün) *1 su bardağı sıcak su *2 yemek kaşığı zeytinyağı *Marinasyon/Sosu için: 1 yemek kaşığı biber salçası, 1 tatlı kaşığı kekik, 1 çay kaşığı pul biber, tuz, karabiber. Hazırlanışı: Geniş bir kasede salça, zeytinyağı ve tüm baharatları karıştırın. Kuzu incikleri bu karışıma bulayarak 1 saat marine edin (vaktiniz varsa bir gece buzdolabında bekletin). Büyük bir fırın poşetinin içine iri doğranmış soğanları ve sarımsakları yayın. Üzerine marine edilmiş incikleri yerleştirin. Fırın poşetine 1 su bardağı sıcak su ekleyin ve poşeti sıkıca kapatın. Poşetin üzerine hava çıkışı için birkaç delik açın. Önceden ısıtılmış 180°C fırında yaklaşık 2.5 - 3 saat pişirin. Etler kemiğinden kolayca ayrılacak kıvama geldiğinde servise hazırdır. Yanında pilav veya patates püresi ile servis edebilirsiniz. TATLI: KOLAY SUFLE (AKIŞKAN MUTLULUK) Malzemeler (4 kişilik): *100 gr kaliteli bitter çikolata *50 gr tereyağı *2 adet yumurta *2 yemek kaşığı toz şeker *1 yemek kaşığı un *Bir tutam tuz Hazırlanışı: Tereyağı ve bitter çikolatayı benmari usulü (kaynar suyun üzerindeki bir kapta) eritin ve karıştırın. Hafif soğuması için kenara alın. Ayrı bir kapta yumurtaları ve şekeri krema kıvamına gelene kadar çırpın. Eriyen çikolatalı karışımı yumurtalı karışıma yavaşça ekleyin ve spatula ile karıştırın. Ardından unu ve tuzu ekleyip karıştırmaya devam edin. Karışımı, yağlanmış ve unlanmış sufle kaplarına veya ısıya dayanıklı küçük kaselere paylaştırın. Önceden ısıtılmış 200°C fırında tam 8 ila 12 dakika pişirin. (Kenarları pişip ortası akışkan kalmalı). Fırından çıkar çıkmaz dondurma veya pudra şekeri ile sıcak servis yapın! Afiyet olsun!

İşlenmiş gıdalardaki tehlike Haber

İşlenmiş gıdalardaki tehlike

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, ultra işlenmiş gıdaların erken yaşlarda bağırsak kanserine yol açması ile ilgili açıklama yaptı. Prof. Dr. Uğur Coşkun, ultra işlenmiş gıdalar ile ilgili yapılmış çalışmalara dair açıklama paylaştı. Ultra işlenmiş gıdaları fazla miktarda tüketenlerin yüzde 45 daha fazla adenoma kolorektal kanser öncüsü geliştirdiğini vurgulayan Uğur Coşkun, işlenmiş gıdaların erken yaşlarda bağırsak kanserine yol açacağını belirtti. "Çalışma, ultra işlenmiş gıdaların yüzde 45 daha fazla adenoma kolorektal kanser öncüsü geliştirdiğini ortaya koydu" Coşkun, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Sosis, salam, hazır çorbalar, kola, patates cipsleri gibi ultra işlenmiş gıdalarla ilgili şimdiye kadar yapılan çalışmalar, bu gıdaların tüketiminin diyabet, kalp hastalıkları ve bazı kanser türlerinin görülme riskini arttırabileceğini göstermiştir. Birkaç gün önce yayınlanan yeni bir çalışmada, yaklaşık 30 bin kadının diyet ve endoskopi verilerini inceleyen araştırmacılar, ultra işlenmiş gıdaları fazla miktarda tüketen bireylerin, az tüketenlere kıyasla yüzde 45 daha fazla adenoma kolorektal kanser öncüsü geliştirdiğini ortaya koydu. Chan ve arkadaşlarının çalışmasının sonuçları JAMA Oncology dergisinde yayımlandı." "Erken başlangıçlı kolorektal kanserle ilişkilendiren ilk çalışma oldu" Katılımcıların tamamına 50 yaşından önce en az 2 defa kolonoskopi yapılmış olduğunu belirten Coşkun, "Çalışmada, hazır yemekler, paketli atıştırmalıklar, yüksek şeker, tuz, doymuş yağ içeren ürünler ve bol katkı maddesi barındıran endüstriyel gıdaların günlük tüketilen miktarına bakıldı. Araştırmacılar daha önce ultra işlenmiş gıdalar ile genel kolorektal kanser arasında bir ilişki bulmuştu, ancak bu çalışma ultra işlenmiş gıdaları erken başlangıçlı kolorektal kanserle ilişkilendiren ilk çalışma oldu" ifadelerini kullandı. "Ultra işlenmiş gıdaların yüksek tüketimi erken başlayan kolorektal kanserin sebepleri arasında yer alabilir" Çalışmanın sonuçlarını özetleyen Uğur Coşkun, "Ultra işlenmiş gıdaların yüksek tüketimi örneğin günde 5-10 porsiyon, bağırsak sağlığını olumsuz etkileyebilir ve erken başlayan kolorektal kanserin sebepleri arasında yer alabilir. Bununla birlikte, ultra-işlenmiş gıda tüketiminin doğrudan kolon kanserine neden olabileceğine dair elimizde halen net bir bilgi yok. Diyet sadece tek başına bu artışı açıklamıyor. Ama veriler ultra işlenmiş gıdalardan uzak durmanın erken yaşta kolon kanseri riskini azaltma stratejisi olabileceğini gösteriyor. Erken yaşlarda kolon sağlığını korumak için, şeker, tuz ve doymuş yağ oranı yüksek; lif, vitamin ve mineral yönünden fakir, yapay katkılar, renklendiriciler ve tatlandırıcılar içeren gıdalardan mümkün olduğunca uzak durmak ve daha çok sebze, meyve, tam tahıllı ürünler gibi yüksek lif içeren doğal besinleri sık tüketmek gerekir" dedi.

Şekerden sonra peynir tüketin Haber

Şekerden sonra peynir tüketin

Ramazan Bayramında çocukların şeker tüketiminin artması diş sağlığı konusunda olumsuz etkilere sebep olabiliyor. Şekerin asit oluşturup diş çürüklerine yol açabileceğini belirten Diş Hekimi Hüseyin Ceylan, şeker sonrası peynir tüketiminin riski azaltabileceğini söyledi. Ramazan Bayramı’nda artan şeker tüketimi, özellikle çocukların diş sağlığını tehdit ediyor. Uzmanlar, şekerin ağızdaki bakteriler tarafından fermente edilerek aside dönüştüğünü ve diş minesini aşındırarak çürük oluşumuna neden olabileceğini belirtiyor. Çocuklarda diş sağlığını korumak için bayram süresince şeker tüketiminin aileleri tarafından sınırlandırılması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, diş fırçalama sıklığının artırılmasının yanı sıra, diş fırçalama imkânının bulunmadığı ortamlarda ise bir dilim peynir tüketmenin ağız pH dengesini düzenleyerek çürük oluşumunu önleyebileceğine dikkat çekiliyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Diş hekimi Hüseyin Ceylan, çocukların diş sağlığının korunması gerektiğini belirterek, "Süt dişlerindeki çürükler sadece geçici bir sorun değil. Altı yaşından itibaren çıkmaya başlayan daimi dişler de hızlı bir şekilde çürüyebilir. Çocuklar, ömür boyu kullanacakları dişlerini erken yaşta kaybedebilir" uyarısında bulundu. "ÇOCUKLAR DAİMİ DİŞLERİNİ KAYBEDEBİLİRLER" Bayramda tüketilen şekerlerden sonra dişlerin normal zamanlardan daha fazla fırçalanması gerektiğini belirten Diş hekimi Hüseyin Ceylannazik,"Mübarek Ramazan Bayramı, diğer adıyla Şeker Bayramı. Özellikle bu dönemde çocuklar misafirliğe gittikçe fazla şeker tüketiyorlar. Şeker, ağızdaki bakteriler sayesinde fermante edilip aside dönüşebiliyor. Bu asit, diş minesi üzerinde kalıp dişlerin hızlı bir şekilde çürümesine neden olabilir. Bunu önlemek için şeker tüketimi sınırlandırılmalı, diş fırçalama sayısı diğer zamanlara göre biraz daha artırılmalı. Aynı zamanda şekerli gıda tüketiminden sonra eğer diş fırçalanamıyorsa, bir dilim peynir yenip diş çürümesi önemli derecede önlenebilir. Peynir, ağız ortamının pH değerini yükseltip nazik bir ortam oluşturur. Bu da, bakterilerin oluşturduğu diş minesi erozyonuna sebebiyet veren asidi nötralize eder. Ayrıca, çürük önlenmesinde etkili olan kalsiyum ve fosfat içerir ve peynire özgü bir protein olan kazein, diş çürüğü önlemede son derece etkilidir. Yetişkinler, çocuklar kadar şeker tüketmediği için esas koruyucu olmamız gerekenler çocuklardır. Süt dişlerindeki çürükler sadece süt dişlerini değil, 6 yaşından itibaren çıkmaya başlayan daimi dişleri de etkileyebilir. Bu durumda, birkaç yıl içinde belki ömrünün sonuna kadar kullanacağı dişi 6,7 yaşlarında kaybedebilir" dedi

Toplumun yüzde 15'inde şeker, yüzde 15’inde ise gizli şeker var Haber

Toplumun yüzde 15'inde şeker, yüzde 15’inde ise gizli şeker var

Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası etkinliğinde konuşan İstanbul Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kubilay Karşıdağ, “Türkiye’de insanların yüzde 15’inde diyabet yani şeker hastalığı var. Yüzde 15’inde de gizli şeker hastalığı var. Baktığımız zaman sosyal güvenlik kurumu harcamasının neredeyse yüzde 15'i, tek başına şeker hastalığı için harcanıyor ve bunlar çok yüksek rakamlar. Bir kavram daha var, o da kilo fazlalığı. Türkiye'deki insanların 3’te 1’inde kilo fazlalığı var. Bunlar olağan üstü yüksek rakamlar. Bir süre sonra biz bunların yol açmış olduğu sorunlarla başa çıkamamaya başlayacağız. Yapmamız gereken en önemli şeylerden bir tanesi bunu engellemeye çalışmak. Yani şekeri tedavi etmeye çalışmak iyi ama en doğrusu şekeri, gizli şekeri ve kilo fazlalığını engellemeye çalışmak. Bu üçünün yolu öncelikle şeker ve şekerli şeyleri kısmaktan geçiyor. Bir insan doğdu, ölene kadar hiçbir şekilde ağzına şeker sürmedi. Herhangi bir sorun olmaz. Yani 0’dan 100 yaşına kadar sofra şekeri yemesem benim hiçbir eksikliğim olmaz. Sofra şekeri, meyve, su, süt, et, peynir gibi değil bunları yemezsek olmaz ama sofra şekerini yemezsek hiçbir eksiğimiz olmaz” dedi. Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk de, gizli şeker kaynaklarına dikkat çekerek, aşırı şeker tüketiminin başta böbrek hastalığı olmak üzere birçok hastalığın temelini oluşturduğunu belirtti. Erk, “Şeker bağımlılık demektir, Türkiye şeker tüketimini azaltmak zorundadır. Bu konuda tüm kurumlara, özellikle halkımıza büyük görevler düşüyor. Nasıl ki tuz tüketimi azalttıysak acilen şeker tüketimini de azaltmamız gerekiyor” dedi. BESLENMEDE UZAK DURULACAK 5 MADDE Şekerin ortadan kaldırılması gerektiğine dikkat çeken Karşıdağ, “Her şeyden evvel şekeri ortadan kaldırmalıyız. Bunu sakın meyvedeki şekerle karıştırmayın lütfen. Bunlar farklı kavramlardır. Her gün mutlaka üç avuç kadar meyve yemeliyiz. Burada ölçü herkesin kendi avucudur. Ama baklavadan veya fruktozla yapılan her şeyden uzak durmalıyız. Çok basit bir şey söylemek gerekirse beslenme için. 5 şeyden uzak durun diyoruz. Şeker ve şekerli gıdalar, burada da kıstas bir gıda hazırlanırken içine şeker konulduysa ondan uzak durun. Beyaz ekmekten uzak durun, Pirinç pilavından uzak durun, Özellikle içine şeker veya fruktoz eklenmiş olan içeceklerden uzak durun. Dışarıda yapılmış olan ürünlerden mümkün olduğu kadar uzak durun hepsi bu. Bunun dışında yiyip içtiklerinize dikkat edin. Bunların üstünde olan bir şey daha var ki, her gün ne yaparsanız yapın ama mutlaka yürüyün. Yaşımıza ve kapasitemize göre 20 ila 60 dakika arasında yürümeliyiz. Bu gençken kasların gelişmesi, ileri yaşta kasların erimemesini için son derece önemlidir. İleri yaşta bizleri bekleyen tehlikeler var. Tedavi mümkün ama engellemek daha uygun bir yaklaşım olacak. Özetle başta şeker ve kilo fazlalığı olmak üzere birçok hastalıktan ve buna bağlı olan kanserden tutunda kireçlenmeye kadar birçok hastalığa sadece ve sadece başta şeker yemeyerek dikkat edebilir ve kendinizi koruyabilirsiniz” dedi.

Şeker tüketimine dikkat: Bağımlılık yapıyor! Haber

Şeker tüketimine dikkat: Bağımlılık yapıyor!

‘Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası’ için üç yıldır etkinliklerle konunu önemine dikkat çeken Türk Böbrek Vakfı, bu özel haftayı geliştiren ve hayata geçiren kurum olarak bu yıl da sahaya indi. TBV, uzmanlar ve gönüllü destekçileri ile Kasımpaşa’daki Emekliler Evini ziyaret ederek, konuyla ilgili bilgilendirmeler eşliğinde hem emeklilere hem de halka şekersiz kahve ikramında bulundu ve şeker tüketimi ile gizli şekere dikkat çekti. ‘Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası’ etkinliği Beyoğlu Belediyesi, Emekliler Evi’nde gerçekleşti. Etkinlikte, tiyatro oyuncusu ve vakıf gönüllüsü Eylem Şenkal, halka, şekersiz Türk kahvelerini  vakıf başkanı Timur Erk ile birlikte ikram etti.  Günün önemi ile ilgili konuşan TBV Başkanı Timur Erk, gizli şeker kaynaklarına dikkat çekerek, aşırı şeker tüketiminin başta böbrek hastalığı olmak üzere birçok hastalığın temelini oluşturduğunu belirtti. TBV Başkanı Erk; “şeker bağımlılık demektir, Türkiye şeker tüketimini azaltmak zorundadır. Bu konuda tüm kurumlara, özellikle halkımıza büyük görevler düşüyor. Nasıl ki tuz tüketimi azalttıysak acilen şeker tüketimini de azaltmamız gerekiyor” dedi. “ÖLENE KADAR ŞEKER YENMESE HİÇBİR EKSİLİK OLMAZ” ‘Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası’ ile ilgili bilgilendirme yapan İstanbul Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi  Prof. Dr. Kubilay Karşıdağ ise yaptığı konuşmada toplumun yüzde 15’inde diyabet yani şeker hastalığı, yüzde 15’inde ise gizli şeker olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Karşıdağ: “Türkiye’de insanların yüzde 15’inde diyabet yani şeker hastalığı var. Yüzde 15’inde de gizli şeker hastalığı var. Baktığımız zaman sosyal güvenlik kurumu harcamasının neredeyse yüzde 15’i, tek başına şeker hastalığı için harcanıyor ve bunlar çok yüksek rakamlar. Bir kavram daha var, o da kilo fazlalığı. Türkiye’deki insanların 3’te 1’inde kilo fazlalığı var. Bunlar olağan üstü yüksek rakamlar. Bir süre sonra biz bunların yol açmış olduğu sorunlarla başa çıkamamaya başlayacağız. Yapmamız gereken en önemli şeylerden bir tanesi bunu engellemeye çalışmak. Yani şekeri tedavi etmeye çalışmak iyi ama en doğrusu şekeri, gizli şekeri ve kilo fazlalığını engellemeye çalışmak. Bu üçünün yolu öncelikle şeker ve şekerli şeyleri kısmaktan geçiyor. Bir insan doğdu, ölene kadar hiçbir şekilde ağzına şeker sürmedi. Herhangi bir sorun olmaz. Yani 0’dan 100 yaşına kadar sofra şekeri yemesem benim hiçbir eksikliğim olmaz. Sofra şekeri meyve, su, süt, et, peynir gibi değil bunları yemezsek olmaz ama sofra şekerini yemezsek hiçbir eksiğimiz olmaz” dedi.       BESLENMEDE UZAK DURULACAK MADDE 5 MADDE: Şekerin ortadan kaldırılması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Kubilay Karşıdağ: “Her şeyden evvel şekeri ortadan kaldırmalıyız. Bunu sakın meyvedeki şekerle karıştırmayın lütfen. Bunlar farklı kavramlardır. Her gün mutlaka üç avuç kadar meyve yemeliyiz. Burada ölçü herkesin kendi avucudur. Ama baklavadan veya fruktozla yapılan her şeyden uzak durmalıyız. Çok basit bir şey söylemek gerekirse beslenme için. 5 şeyden uzak durun diyoruz: 1- şeker ve şekerli gıdalar, burada da kıstas bir gıda hazırlanırken içine şeker konulduysa ondan uzak durun. 2- beyaz ekmekten uzak durun, 3- pirinç pilavından uzak durun, 4- özellikle içine şeker veya fruktoz eklenmiş olan içeceklerden uzak durun. 5- dışarıda yapılmış olan ürünlerden mümkün olduğu kadar uzak durun hepsi bu. Bunun dışında yiyip içtikleriniz dikkat edin. Bunların üstünde olan bir şey daha var ki, her gün ne yaparsanız yapın ama mutlaka yürüyün. Yaşımıza ve kapasitemize göre 20 ila 60 dakika arasında yürümeliyiz. Bu gençken kasların gelişmesi, ileri yaşta kasların erimemesini için son derece önemlidir. İleri yaşta bizleri bekleyen tehlikeler var. Tedavi mümkün ama engellemek daha uygun bir yaklaşım olacak. Özetle başta şeker ve kilo fazlalığı olmak üzere birçok hastalıktan ve buna bağlı olan kanserden tutunda kireçlenmeye kadar birçok hastalığa sadece ve sadece başta şeker yemeyerek dikkat edebilir ve kendinizi koruyabilirsiniz.” dedi. Bu yıl üçüncü kez ele alınan 19-25 Eylül ‘Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası’ yurt genelinde; Valilikler, İl sağlık müdürlükleri, İl Milli Eğitim Müdürlükleri’nin farklı etkinlikleri ile gündeme getiriliyor. Bu özel hafta aynı zamanda Uluslararası Böbrek Vakıfları Federasyonuna üye ülkelerin de katılımı ile güç kazanıyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.