SON DAKİKA
Hava Durumu

#Ses Kaydı

Söz Bursa - Ses Kaydı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ses Kaydı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Güllü'nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter, annesinin ölümüne ilişkin konuştu Haber

Güllü'nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter, annesinin ölümüne ilişkin konuştu

Güllü'nün kızı Tuğyan Ülkem, kendisine yönelik iddialar sonrası "Neler Oluyor Hayatta" Programı Genel Koordinatörü Reyhan Şan Tunaboylu’ya konuştu. İddialara yanıt verdi, "Ölsün" mesajlarına da açıklık getirdi. Yaşadıklarını şu sözlerle özetledi: "Haksızlığa değil, iftiraya uğruyorum." 26 Eylül’de Çınarcık’taki evinin penceresinden düşerek hayatını kaybeden şarkıcı Güllü'nün şüpheli ölümü soruşturulmaya devam ediyor. Kızı Tuğyan Ülkem Gülter'in deşifre olan mesajları gündeme gelmişti. Tuğyan Ülkem'in "annesinin ölmesini istediği" şeklindeki mesajları ortaya çıkmıştı. İddiaların odak noktasında olan ve hep susan Güllü'nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter, Kanal D’de yayınlanan "Neler Oluyor Hayatta" programına röportaj verdi. Tuğyan Ülkem Gülter, iddiaları reddetti. "Anneni sen mi öldürdün?" sorusuna da "Hayır" yanıtını verdi. "OĞLUMU ÖLDÜRMEKLE TEHDİT EDİYOR'' Son günlerde Bircan’ın açıklamaları da çok tartışılıyordu. Hatta Tuğyan'ın yakın arkadaşı Bircan Dülger ifadesinde, "Tuğyan bana dönüp ‘annemi ittim, öldürdüm, çok pişmanım’ dedi" iddiasında bulunmuştu. Tuğyan bu sözlere, "Kendisinin attığı iftirayı kabul etmiyorum. Neden Ferdi ile tanıştıktan sonra gündeme getirdin? Bunun karşılığında ne aldın?" diyerek yanıt verdi. Şarkıcının ölümüne ve aile içi ilişkilerine dair çok vahim iddialarda bulunan annesinin patronu Ferdi Aydın’ı da sadece iki kez gördüğünü ve hiç tanımadığını söyleyen Gülter, Aydın’ın medyatik olmak için bu konunun bu kadar üzerine gittiğini ileri sürdü. "BİRCAN YALAN KONUŞUYOR, SÖYLEDİKLERİ DOĞRU DEĞİL" Tuğyan söz konusu iddialar karşısında şu ifadeleri kullandı: "Bircan ile cenazeden sonraki gün bir araya geldik. Bana yemek yedirmeye çalıştı. ‘Ben senin ablanım, ben senden eminim’ dedi. Aramız hiç bozulmadı. 13’üncü gün yanımıza geldi, bizimle beraber kaldı. Daha sonraki süreçte biz bir ay dışarı çıkmadık. Bir gün Bircan abla beni aradı. ‘Neden evdesiniz?’ diye sordu. Bizi çağırdı. Arabaya atlayıp Bircan ablaya gittik, sonra aşağıya indi. ‘Abla nereye gideceğiz?’ dedim. Bizi arkadaşlarının yanına götürdü. Sonra Yalova'ya döndük. Yolda bizi aradı; ‘Ferdi beni, oğlumu öldürmekle tehdit ediyor’ diye. Benden daha sonra para istedi, ‘Savcılığa şikâyet edeceğim’ dedi. Arabaya biniyoruz, daha sonra avukatın yanına gidiyoruz. Benim annem Bircan Hanım’dan nefret ederdi." "ANNEME ELİMİ KALDIRMADIM" Annesi Güllü’ye şiddet uyguladığı yönündeki iddialara da yanıt verdi genç kadın: "Akşam kavga edip sabah aynı sofraya oturuyorduk biz. O mesajlar aylar öncesine ait. Ben annemden neden nefret edeyim? İnsan sinirlendiğinde bu sözleri söyleyebilir. Ben anneme hiç elimi kaldırmadım. Ayrıca kardeşim de asla anneme şiddet uygulamadı. Tüm iddialar gerçek dışı." "SUÇ ÜSTÜNE SUÇ İŞLİYORLAR" İddiaları tümden reddeden Tuğyan, şunları söyledi: "Acımızı yaşamamıza izin vermediler. Bunu yapan insanların merhametsiz, vicdansız olduğunu düşünüyorum. Çünkü neden? O benim annem. Namahrem, çocuk... Hiçbir şey bırakmadılar. Suç üstüne suç işliyorlar. Karalıyorlar, iftira atıyorlar, yaralıyorlar. Artık acımızı yaşamak istiyoruz. Bizi rahat bırakın. Acımızı yaşamamızı bırakmadılar. Hâlâ da bırakmıyorlar ama biz diz çökmeyeceğiz, yıkılmayacağız. Çocuğumun anılmasından çok rahatsızım. Hakkımdaki iddiaları asla kabul etmiyorum, ellerini vicdanlarına koysunlar. 60 gün olacak. ‘Bu zamana kadar aklınız neredeydi?’ diye sorarlar insana. Bir mesajımı, ses kaydımı ya da bir videoyu kendi güçleriyle ellerine geçirip bunu dün yaşanmış gibi gösterip oradan vurmaya çalışıyorlar. Ertesi gün annemle barışıp barışmadığımı kim bilebilir?" "BEN ANNEMİN KIZIYIM" Yeni çıkan ses kayıtlarında Güllü'nün "Bana yaşattıklarını sen de yaşayacaksın, biliyorsun değil mi?" sözleri de Tuğyan'a soruldu. Tuğyan, "Sanki olaydan bir gün önce atılmış gibi lanse ediliyor. Oysa aylar öncesine ait, her anne-kız ilişkisinde olabilecek bir ses kaydı. Ben kendimden eminim, ben annemin kızıyım. Bu atılan iftiraların hiçbirini kabul etmiyorum" dedi.

Oğlunun son ses kaydını dinletti! TBMM'de herkes gözyaşlarına boğuldu Haber

Oğlunun son ses kaydını dinletti! TBMM'de herkes gözyaşlarına boğuldu

TBMM Kartalkaya'da Bir Otelde Meydana Gelen Yangını Araştırma Komisyonu AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok başkanlığında toplandı. Komisyon, Grand Kartal Otel'de meydana gelen yangında hayatını kaybeden insanların yakınlarını dinledi. Komisyonda 28 aileden 57 kişi katıldı. Toplantı öncesi konuşan Komisyon Başkanı Altınok, "10 kamu kurumu, 7 sivil toplum kuruluşu olmak üzere 17 kurum ve kuruluştan 39 kişiyi dinledik. Bunlarla ilgili raporları ve notları aldık. Şunu açık bir yüreklik ifade edebilirim ki komisyonundaki her partide bulunan milletvekillerimiz mutlak gerçekliğin ortaya çıkartılması, sorumlu kurumların belirlenmesi, bundan sonra bu acıların tekrar yaşanmaması için üstün bir gayretle çalışmalar yaptı. Bugün ağırlayacağımız misafirlerimize sözü verdikten sonra sözlerinin hiçbir şekilde kesilmemesini istirham ediyorum. Şu hususu belirtmek isterim ki milletvekillerimizin sözünü de kesmek istemem. Ancak burada söz sırası önceliğin acılı annelere, babalara verilmesi noktasında benim de aynı kanaati paylaştığınızdan da eminim. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Biz söylerken bile zorlandığımızda siz o acıyı yaşadınız. Yüreğinizde hissettiniz. Allah sabrınızı artırsın. Allah evlatlarınızın makamını cennet etsin. Kardeşlerinizin, eşlerinizin makamını cennet etsin" dedi. Yangında kızı ile eşini kaybeden ve yangından sağ kurtulan Hilmi Altın, "Hayatını doğru dürüst iş yapmaya adamış, çocuklarını vatana ve millete hayırlı şekilde yetiştirmek için çırpınmış, bu devlete gönül vermiş canlarımızı bu ülkeye kurban verdik. Ve bu cinayette liyakatsizce iş yapanların, yapanların ellerinde hayatlarımızı bıraktık. Bu araştırma komisyonunun omuzlarında tarihi bir sorumluluk var. Ve bu tarih sizleri eminim parmakla gösterecektir. Bu komisyonun çalışması bir daha bu ülkede iş ahlakından, insanlıktan, liyakat yoksunu insanların iş yapma cüretine sahip olamamasını sağlamalıdır. Biz böyle insanların sorumluluk üstlenemeyeceği bir ülke ve sizden gerçekten tarihe geçecek, emsal teşkil edecek bir çalışma ortaya koymanızı bekliyoruz. Kendinizi bizim yerimize koyarak gerçeğin adaletin ve vicdanınızın sesiyle hareket edeceğinize adımız gibi eminiz" diye konuştu. "OTELİN ARAZİSİ İBRETLİK BİR ANITA DÖNÜŞSÜN" Eşinin çığlığıyla uyandığını ifade eden Altın, "Ben kızımı aldım, sen de peşimden gel' dedi. Çocuğumla fırladı gitti. Çok büyük bir dumanın koridoru kapladığını gördüm. Merdiveni bulamıyordum. Rastgele yürüdüm. Duman başımı döndürmeye başladı. Tesadüf eseri duman biraz açıldı. Köşe bir oda bulduk. Çarşafları bağlayıp 6 çocuk indirdik. Net talebimiz, hiçbir aile bir daha yaşadığımızı yaşamasın. Otel sahipleri, denetlemeyenler, görmezden gelenler, ruhsatları verenler ortaya çıkarılsın. Hak ettikleri cezalar indirimsiz uygulansın. Otelin arazisi ibretlik bir anıta dönüşsün" ifadelerini kullandı. Yangın faciasında hayatını kaybeden 17 yaşındaki Ömür Kotan'ın annesi Zeynep Kotan, "Ömür, o otele gönüllü kayak eğitmen yardımcısı olarak gitti. Benim ve babasının ona tembihi, sorumlu olacağı çocuklara çok dikkat etmesi, bir an bile gözünü onlardan ayırmamasıydı. Ömür sorumluluğunu layıkıyla yerine getirdi. Biz yangın haberini sabah yedi buçukta televizyonda izlemiş olan bir arkadaşımızdan öğrendik. Gece üçte belki de daha önce başlamış bir yangını, oğlumun kaldığı otelde çıkan yangını herkes gibi bize haberlerden duyduk" dedi. "BİZ ONLARA SON BİR KEZ BİLE SARILIP ÖPEMEDİK" Yangın faciasında hayatını kaybeden 25 yaşındaki mühendis Alp Mercan'ın ablası Nihan Ece Mercan, "Kardeşim Alp Mercan ve en yakın arkadaşı Yiğit Gençbay, Kartalkaya'daki yangında, insanların hayatını kurtarmak için kendilerini feda etti. Altıncı kattaki odalarında, çok rahat bir şekilde kıyafetlerini giyerek inmişken, önce oradaki çalışmalara katıldı. Daha sonra, sadece bir çocuk, bir insan daha kurtarabilmek için o yanan tabut otele geri girdi ve biz onların bedenlerine onuncu kat dolaştık. Kimliklerini DNA testiyle teşhis edebildik ve biz onlara son bir kez bile sarılıp öpemedik" dedi. TÜM SALON GÖZYAŞLARINA BOĞULDU Otel yangınında eşini ve çocuklarını kaydeden Duygu Can Sarıtaş, oğlunun son ses kaydını komisyona dinletti. Duygusal anların yaşandığı o anda hayatını kaybedenlerin yakınları ve bazı milletvekilleri gözyaşlarını tutamadı. Küçük çocuğun gönderdiği ses kaydında, "Anne seni çok seviyorum" dediği duyuldu. Yangında hayatını kaybeden Süleyman Dayı, emekli bankacı eşi Seden Nurgül Dayı, kızları Ela ve Buse'den oluşan 4 kişilik Dayı ailesinin anneannesi, "Görünen şeylere göz kapatan insanların ben hakkımı helal etmiyorum. Zerre kadar suçu olanların cezalarını çekmelerini istiyorum" dedi.  

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.