SON DAKİKA
Hava Durumu

#Si̇yaset

Söz Bursa - Si̇yaset haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Si̇yaset haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

CHP Kurultayı davasında ara karar açıklandı Haber

CHP Kurultayı davasında ara karar açıklandı

Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen duruşmaya davalı ve davacı avukatları katıldı. Mahkeme hakimi, CHP’nin kurultay soruşturmasına ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan müzekkereye yanıt verilmediği belirtti. Ardından söz alan davacı Lütfü Savaş'ın avukatı Onur Üregen dava hakkında Metin Günday, Fahri Bakırcı, Ahmet Kılıçoğlu, Abbas Kılıç ve Timuçin Köprülü tarafından hazırlanan 6 sayfalık uzman görüşü hakkında konuştu. "Hızlı bir şekilde iptal kararı verilmesi gerekmektedir" Adı geçen kişilerin çok değerli olduklarını ancak konu bakımından uzman olmadıklarından bahseden Üregen, "Kendileri çok değerli hukuk hocalarımızdır. Fakat konumuzla ilgili uzman diyebileceğimiz nitelikte olmadıkları kanaatindeyiz. 38. Olağan Kurultay sürecine ilişkin ortaya çıkan usulsüzlükler nedeniyle açılmıştır. Dava konusu kurultay yalnızca parti içi demokratik işleyişi değil kamu düzenini de ilgilendirdiği için yargı denetimine açık nitelik taşımaktadır. Bu bağlamda kurultayın meşruiyetini etkileyen hususlar dikkate alınarak davaya konu işlemlerim iptali zaruriyeti doğmuştur. Hızlı bir şekilde iptal kararı verilmesi gerekmektedir. Mütalaada imzası bulunanlar somut iddialar olması dahilinde Kurultay’ın iptal edilebileceğini kabul etmişlerdir" dedi. Üregen şöyle devam etti: "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından konuya ilişkin olarak ceza soruşturması başlatılmış olması Kurultay’ın iradesinin sakat olduğunu açıkça göstermektedir. 9 vekilin dosyası ayrılarak Parlamenter Suçlar Bürosu’na gönderilmiştir. Burada Kemal Kılıçdaroğlu mağdur sıfatıyla, müvekkilim Lütfü Savaş müşteki sıfatıyla yer almıştır. Soruşturmanın varlığı yalnızca dosyanın ciddiyetini göstermekle kalmamakta aynı zamanda yargılamanın toplumsal etkisini de gözler önüne sermektedir. Tarafımızca sunulan deliller, alınan beyanlar birlikte değerlendirildiğinde dosyanın tekemmül ettiği kanaatine varılmıştır." "DAVANIN USULEN REDDİ GEREKİR" Davalı avukatı Çağlar Çağlayan ise olağanüstü kurultayın iptal talebinin hayatın akışına aykırı olduğunu belirterek, "Siyasi partiler hukuku seçim üzerine temellenmiş bir hukuk alanıdır. Amaç çok oy alanın seçilmesi ve uyuşmazlıkların sona erdirilmesidir. Öyle anlıyorum ki ne kadar seçim yapılacaksa o kadar dava açılacak. Olağanüstü kurultayın iptal talebi kurultay öncesinde ki yönetimin, yönetime gelmesinin hukukta bir karşılığı bulunmamaktadır. Bu dava bakımından da mahkeme değil seçim kurulu inceleme yapmaya görevlidir. Bu bağlamda davanın usulen reddi gerekir. Bir delil olmaması nedeniyle mahkemenin davayı reddedeceğini düşünmekteyiz" ifadelerinde bulundu. Ara kararını veren hakim, CHP Genel Merkezi’ne müzekkere yazılarak 4-5 Kasım’daki parti tüzüğünün istenmesine ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturmadaki tüm belgelerin istenmesine karar verdi. Sonraki duruşma 30 Haziran’a ertelendi. 'Olayın geçmişi' CHP'nin 4-5 Kasım 2023'te gerçekleştirdiği 38. Olağan Kurultayı'na ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından usulsüzlük soruşturması başlatıldı. Öte yandan, eski Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bazı delegeler, CHP’nin 4-5 Kasım 2023 tarihlerindeki kurultayının iptali için ayrı ayrı mahkemelerde dava açtı. Açılan iptal davaları Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki dosyada birleştirildi.

İmamoğlu'ndan yeni paylaşım! "Millet ne derse o olacak" Haber

İmamoğlu'ndan yeni paylaşım! "Millet ne derse o olacak"

Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunan görevden alınan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda iktidara tepki gösterdi. İmamoğlu'nun paylaşımı şu şekilde: Kendisini iktidar zanneden bir avuç muhteris; milletimizin nefesini kestiğini, sesini kıstığını, onları köşeye sıkıştırdığını düşünüyor. 86 milyon insana ait 50 milyar doları cayır cayır yakan, milleti pahalılığa ezdiren, açlıkla ve yoklukla imtihan eden, mutsuzluğa ve umutsuzluğa hapseden, paramızı pula döndüren bir avuç muhteris. Geleceğimize kasteden, milleti ayrıştırıp, kutuplaştıran, Anadolu irfanından ve erdeminden zerre nasiplenmemiş bir avuç muhteris. Korkuyu, tehditi, zindanları göstererek kendi çıkarı için yalancı şahit, iftiracı, gizli tanık üretmeyi bağımsız yargı diye yutturmaya çalışan zalim ve baskıcı bir avuç muhteris. AZİZ MİLLETİM, MİLLET EGEMENLİĞİNİN KUTLU HAFTASINA GİRİYORUZ. HİÇBİR GÜÇ MİLLETİMİZİN ÖZGÜR DÜŞÜNCESİNE ZİNCİR VURAMAZ. SEVGİ DOLU, HOŞGÖRÜLÜ, DUYARLI, CESUR GENÇLER BİZİMLE. HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK DİYEN ÇOCUKLARIMIZ BİZİMLE. Ellerinden hürmetle öptüğüm, inşallah özgür olduğumda ilk fırsatta ziyaret edeceğim “TURPUNAN, ŞALGAMINAN DEVLET İDARE EDİLMEZ, ADALET İLE İDARE EDİLİR” diyen YOZGATLI ÇİFTÇİLERİMİZ BİZİMLE. MERTLİKLE, CESARETLE, ADALETLE yürüyeceğiz bu yolu. MİLLET İRADESİDİR HEPİMİZİN GÜVENCESİ. Hiç merak etmeyin, MİLLET NE DERSE O OLACAK. MİLLETİMİZ KAZANACAK, MİLLETİMİZ BÜYÜKTÜR. Kendisini iktidar zanneden bir avuç muhteris; milletimizin nefesini kestiğini, sesini kıstığını, onları köşeye sıkıştırdığını düşünüyor.86 milyon insana ait 50 milyar doları cayır cayır yakan, milleti pahalılığa ezdiren, açlıkla ve yoklukla imtihan eden, mutsuzluğa ve…— Ekrem İmamoğlu (@ekrem_imamoglu) April 20, 2025

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten İmralı heyeti açıklaması Haber

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten İmralı heyeti açıklaması

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu. Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MYK’nın açılış konuşmasında MYK üyelerine talimatlarını ilettiğini bildirdi. Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ramazan’da yapılan çalışmaları değerlendirerek, önümüzdeki dönemde de hem bütün genel merkezin hem bütün teşkilatların vatandaşlarla daha çok buluşması yönündeki planlamanın aynı şekilde devam etmesi gerektiğini belirttiğini söylediğini, terörsüz Türkiye gündemiyle ilgili hassasiyetlerini ortaya koyduğunu vurguladı. Gazze’deki durumu yakından takip ettiklerini ifade eden Çelik, "Gündem ne olursa olsun herhangi bir şekilde Gazze’nin asli takip ettiğimiz vicdani, insani meselemiz olmaktan hiçbir şekilde çıkmayacağını ifade etmek istiyorum. Bu çerçevede Sayın Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız diplomasi trafiğini güçlü bir şekilde devam ettiriyor ve dünyada şimdiye kadar çizgisini hiç değiştirmeden aynı dozda, aynı netlikte bunu sürdüren ülke Türkiye. Ve bu konudaki ısrarımızı, bu konudaki tezlerimizi hem insani açıdan hem siyasi açıdan tezlerimizi aynı şekilde bütün muhataplarımıza iletmeye devam ediyoruz. Tabii oradaki son katliamlarla birlikte bu soykırım siyasetinin parçası olan katliamlarla birlikte maalesef insani durum daha vahim bir boyuta gelmiştir. Her seferinde daha ağırı ne olabilir diye bütün uluslararası toplum düşünürken daha ağırı söz konusu olmaktadır. Şimdi hem gıda yardımının kesilmesinden hem oradaki insanların ölüme terk edilmesinden hem de ağır bir şekilde katliam makineleri tarafından hedef alınmalarına kadar böylesine bir facia devam etmektedir" diye konuştu. Çelik, uluslararası toplumun soykırım karşısında bu derece çaresiz kalmasının geçmişte Nazilerin yaptıkları karşısında üretilen literatüre rağmen bugün Netahyahu hükümetinin Nazileri aşacak, Nazileri geride bırakacak şekilde bir cinayet şebekesi olarak bu cinayetleri sürdürmesinin uluslararası toplumun önünde büyük bir utanç olarak durduğunu belirtti. "Terörsüz Türkiye hedefinin herhangi bir yol kazasına uğramadan, herhangi bir provokasyona uğramadan hedefine ulaşabilmesi için önemli değerlendirmeler ve uyarılar yaptı" MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin istirahati sonrasında tekrar göreve başladığını hatırlatan Çelik, "Kendilerine tekrar buradan, AK Parti Genel Merkezi’nden sağlık, sıhhat ve afiyet dileklerimizi arz ediyoruz. Ve kendilerine tekrar sağlıklı bir şekilde göreve başlamalarından, mesailerine başlamalarından dolayı memnuniyetimizi ifade ediyoruz. Tabii Sayın Bahçeli’nin istirahati sürecinde iyileşme sürecinde de o sürecin yoğunluğu içerisinde bile terörsüz Türkiye konusundaki hassasiyetini istirahat ettiği iyileşme sürecinde hasta yatağından bile o derece güçlü bir şekilde, o derece sahiplenerek ve bütün hassasiyetleri en ince ayrıntısına kadar takip ederek bu sürece dönük olarak hem hassasiyeti hem de bu sürecin gündemde tutulmasına, bu sürecin başarıya ulaşmasına dair değerlendirmelerini paylaşması gerçekten çok kıymetliydi. Nitekim yaptığı açıklamalarla terörsüz Türkiye hedefinin herhangi bir yol kazasına uğramadan, herhangi bir provokasyona uğramadan hedefine ulaşabilmesi için önemli değerlendirmeler ve uyarılar yaptı. Bahçeli’nin bu değerlendirmeleri ve bu uyarıları o iyileşme sürecinde bile bu konuda en yakın şekilde takip etmeleri bu konuya Cumhur İttifakı olarak verdiğimiz önemin, bu konunun başarıya ulaşması için ortaya koyduğumuz hassasiyetin yeni bir zirvesi olarak kayda geçmiştir" şeklinde konuştu. "Önümüzdeki dönemde bu sürecin başarıya ulaşması için yeni aşamaları hep beraber göreceğiz ve takip edeceğiz" Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugünkü MYK açış konuşmalarında terörsüz Türkiye hedefine ulaşılması için yapılması gerekenler konusunda devlet kurumlarının senkronize bir şekilde çalıştığını, senkronize bir şekilde faaliyet yürüttüğünü ve siyasi açıdan da bu hassasiyetlerin aynı şekilde gözetilmesi gerektiğini ifade ettiğini aktaran Çelik, "Dolayısıyla önümüzdeki dönem de bu sürecin başarıya ulaşması için yeni aşamaları hep beraber göreceğiz ve takip edeceğiz. AK Parti Genel Merkezi olarak da bizim siyasi ajandamızın en üst sıralarında yer alan bir konudur ve bu şekilde biz çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi. "Özgür Özel büyük bir siyasi fanatizm dili kullanmakta" Son 10 günde gerçekleşen siyasi gündemle ilgili çeşitli safhalarda görüşlerini basınla paylaştıklarını hatkırlatan Çelik, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Ama özetle gelinen nokta şudur: CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’in provokasyondan mandacılığa uzanan geniş bir literatürde negatif siyasetin pek çok kalemine imza atmış olmasıdır. Bu en son işte boykot olarak gündeme getirdikleri esnafın, işçinin, çiftçinin emeğine karşı bir partinin bu şekilde bir kampanya yapması. O gün esnafın, çiftçinin, işçinin emeğinin herhangi bir şekilde kabul görmemesiyle ilgili olarak yürüttükleri bu kampanya Türk siyasi tarihinde bir partinin kendi vatandaşlarının emeğiyle karşı karşıya geldiği, kendi vatandaşlarının emeğini bir kavga unsuru yaptığı bir ilktir. Tabii bütün açılardan bakıldığında hem sosyal hayat açısından bakıldığında hem diğer açılardan bakıldığında uzun zamandır Sayın Özgür Özel büyük bir siyasi fanatizm dili kullanmakta ve resmen sosyal hayatın çeşitli mekanlarını kendilerinden olanlar ve olmayanlar, kendilerine destek verenler ve vermeyenler diye ayırarak sosyal bölücülük dediğimiz çok zararlı bir faaliyete imza atmaktadır. Ve bu faaliyetin neticesi olarak ortaya gelen noktada hiçbir şekilde bu vatandaşımız tarafından bir kabul görmemiştir, vatandaşımızda bir karşılık bulmamıştır. Ama Cumhuriyet Halk Partisini, Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi eliyle giderek marjinalleşen siyasetin içerisine, giderek uçlarda gezinen bir siyasetin içerisine mahkum etmiştir." "ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇTİĞİMİZDEN BERİ CUMHURİYET HALK PARTİSİ YA SİYASİ CUNTACILIĞIN DOĞRUDAN TAHRİK UNSURU OLMUŞTUR, SÜRÜKLEYİCİSİ OLMUŞTUR" CHP Genel Başkanı Özel’in "cunta yönetimi" sözlerine ilişkin Çelik, "Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminden seçilmiş iradeye saygısızlığın, millet iradesiyle kavgalı olmanın, demokrasiye saygısızlığın bir neticesi olarak ortaya çıktı. Fakat madem bu cunta yönetimi ve siyasi cuntacılık bahsini açıyor Özgür Özel, o zaman bu konuya eğilmekte fayda var. Bakın, çok partili hayata geçtiğimizden beri Cumhuriyet Halk Partisi ya siyasi cuntacılığın doğrudan tahrik unsuru olmuştur, sürükleyicisi olmuştur ya da ortaya çıkan bütün cuntalar karşısında sessiz kalmıştır ve destek vermiştir. Çok partili hayatı başından sonuna inceleyen birisi, ister akademik bir çalışmayla olsun, ister bu siyasi tarihin bir kronolojisini çıkarsın, burada bir siyasi cuntacılık söz konusuysa eşittir Cumhuriyet Halk Partisi’ni bulacaktır. Yani bizim demokrasi hayatımızla ilgili, siyasi hayatımızla ilgili bir siyaset sözlüğü olsaydı, bir demokrasi sözlüğü olsaydı, cuntacılık nedir diye baktığınızda çok partili hayata geçtiğimizden beri, 27 Mayıs’tan itibaren kurumsallaşan Yassıada zihniyetini, Cumhuriyet Halk Partisi’nde tecessüm etmiş Yassıada zihniyetini cuntacılığın karşılığı olarak verirdi o sözlük" şeklinde konuştu. CHP Genel Başkanı Özel’in göreve başladığı dönemlerde normalleşmeden bahsettiğini hatırlatan Çelik, "Normalleşmeden şu anda geldiği nokta dışarıdaki odaklara dilekçe yazmaktan ibarettir, dışarıdaki odaklara Türkiye’yi şikayet etmekten ibarettir. Şimdi de zaten bunu kendi ifadeleriyle, kendi beyanıyla açık bir şekilde söylüyor, ‘Yurt dışına gideceğim ve işte Türkiye’yi şikayet edeceğim’ diye. Türkiye’nin kazanımlarını şikayet ettiğini, Türkiye’nin ekonomisini hedef alarak, Türkiye’nin dış politikasını hedef alarak yaptığı şeyin aslında bütün bu kazanımları hedef almaktan, milletin kazanımlarını hedef almaktan hiçbir farkı olmadığını anlamayacak bir duruma düşmüş Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi" ifadelerini kullandı. "TÜRKİYE’NİN BİR İÇ GÜNDEMİYLE İLGİLİ OLARAK DİLEKÇE YAZAN, YABANCI ODAKLARDAN YARDIM TALEP EDEN HİÇBİR CUMHURİYET HALK PARTİSİ GENEL BAŞKANI OLMAMIŞTIR" CHP’nin köklü bir parti olduğunu ve CHP’de sağduyuyla siyaset yapma kapasitesi olan pek çok kişinin var olduğunu aktaran Çelik, "Cumhuriyet Halk Partisi’nin Özgür Özel döneminde düşürüldüğü bu marjinal durum Cumhuriyet Halk Partisi tarihinde görülmüş şey değildir ve gerçekten bütün vatandaşlarımızı incitmektedir ve Kuvayı Milliye ruhuna bağlı CHP’ye gönül vermiş vatandaşlarımızı da incitmektedir. Daha önceki genel başkanları döneminde böyle yabancı odaklara Türkiye’nin bir iç gündemiyle ilgili olarak dilekçe yazan, yabancı odaklardan yardım talep eden hiçbir Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı olmamıştır. Bu konuda Özgür Özel olumsuz bir ilki temsil ediyor. Biz bunun rakibimiz de olsa Cumhuriyet Halk Partisi’nin de hak etmediği bir durum olduğunu ifade etmek istiyoruz" dedi. Bir gazetecinin "Siz de konuşmanızda CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in dış odaklarla iletişime geçtiğini ifade ettiniz. Özgür Özel bir açıklama yaptı, şunu söyledi: Bu girişimciler sonucu bazı sosyalist siyasetçilerin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la görüşmekten vazgeçtiğini, hatta bazı diplomatların Antalya Diplomasi Forumu’na gelmekten vazgeçtiğini ifade etti. Siz bunları nasıl yorumlarsınız?" sorusuna Çelik şu cevabı verdi: "Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki iddia, yani bir siyaset kurdukları zaman bu siyaseti temellendirdikleri iddialar konusunda bu kadar çürük temelde siyaset inşa etmeye çalışmaları ibret verici. Bunun en belirgin özelliklerinden bir tanesi de bu dış politikayla ilgili konular. Antalya Diplomasi Forumu her zamanki gibi yapılacak, gelmeyeceğini ifade eden tek kişi Genişlemeden Sorumlu Komiser, o ifade etti, onun dışında bahsettiği şekildeki bir toplu randevu iptali ya da herhangi bir şekilde Türkiye’yle teması kesme gibisinden bir şey yok. Tam tersine Türkiye’nin bulunduğu her platformda Türkiye en çok randevu talep edilen ülkedir, bu nettir. Yani bakın bu Cumhurbaşkanımızın bulunduğu bütün platformlarda özellikle de Avrupalı yetkililerin ne kadar yoğun bir randevu talebi içerisinde olduğunu görüyoruz. Aynı şey Dışişleri Bakanımız, Hazine ve Maliye Bakanımız için de geçerli. En son biliyorsunuz Brüksel’deydi Hazine ve Maliye Bakanımız, orada da yoğun bir temas trafiği yürütüldü. Aynı şey Dışişleri Bakanımız için de geçerli. Bu Genişleme Komiserlerinin maalesef böyle bir şablonu var. Ben Avrupa Birliği Bakanlığı yaptım, o dönemde de aynıydı. Zaten yeni bir cümle kurmuyorlar, ne eksik, ne fazla, kes, kopyala, yapıştır. Türkiye’yle ilgili bir yere saplanmışlar, aynı cümleleri kurup devam ediyorlar. Biz de diyoruz ki, ’Siz herhangi bir şekilde Türkiye’yle ilgili bir tartışma içerisine girmek istiyorsanız fasılları açalım, fasılları açtıktan sonra bakalım biz fasılların gereğini yerine getiriyorsak fasılları kapatırsınız. Gereğini yerine getirmiyorsak bu fasılları kapatmazsınız, zaten açık kalır.’ Ama onlar fasıllar yoluyla konuşmayı bile reddediyorlar, klasik şablon. Yani bugün zaten Avrupa Birliği’nin içerisinde aşırı sağın yükselmesi genişleme konusundaki tutuklulukları yüzündendir, genişleme konusundaki vizyonsuzlukları yüzündendir. Bugün Avrupa’nın güvenlik mimarisiyle ilgili bu tartışmaların bir türlü ilerleyememesi ve Avrupa güvenlik mimarisinde döndüler dolaştılar yine Türkiye’nin vazgeçilmezliği noktasına geldiler. Avrupa’nın güvenliğiyle ilgili bir kısır döngüye girmelerinin sebebi de, yine genişleme konusundaki vizyonsuzlukla ilgilidir. Dolayısıyla Genişleme Komiserleri genelde bu vizyonsuzluk içerisinde konuşuyor. Halbuki Genişlemeden Sorumlu Komiser Türkiye’ye gelip kendi tezlerini anlatabilirdi ve herkes de ona cevap verirdi, bu şekilde de karşılıklı müzakere olurdu. Yani uluslararası diplomasinin neresinde görülmüş ben konuşmuyorum, küstüm, gelmiyorum, oynamıyorum diye. Bu bir yetersizlik işaretidir." "Özgür Özel dün yaptığı bir konuşmada şu ifadeleri kullandı: Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması için okyanus ötesinden icazet aldılar. Nasıl değerlendirirsiniz?" sorusu üzerine Çelik şu ifadeleri kullandı: "Cumhuriyet Halk Partisi’nde böyle bir dış politika zihniyeti var. Türkiye’de millet tarafından seçilmiş hükümetin söylediğine inanmıyorlar, ama dışarıdan bir şey duyduklarında bu böyleymiş diyorlar. Bakın burada herhangi bir yargı kararı, herhangi bir yargı süreci ya da herhangi bir siyasi süreçle ilgili Türkiye’nin herhangi bir yerden talimat alması söz konusu olamaz ki bugün dışarıdan yardım talep eden kişi Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanıdır. Dışarıya dilekçe yazan kişi Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanıdır. Şimdi bu tartışmayı örtmek için bu uyduruk iddiaya sarılıyor. Bunun arkasına herhangi bir şekilde bir dayanak koy, bir veri koy, bir belge bilgi koy deseniz söyleyeceği hiçbir şey yok. Bunu dayandırabileceği herhangi bir konu yok. Hâlbuki dış dünyadakiler, yardım bekledikleri kendisine sahip çıkmadığı için hayal kırıklığına uğradım diyen Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı Özgür Özel. Kendimizi terk edilmiş hissediyoruz diyen, yani bu terk edilmişlik duygusu da bir garip, ne bekliyordu ki? Yine Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı Özgür Özel. Şimdi bizim dünyada pek çok ülkeyle yaşadığımız tartışmalara baktığınızda aslında bunun talimat alıp almamakla ilgili değil, Türkiye’nin kendi bağımsız ve müstakil politikasını yürütmesiyle ilgili olduğunu, bu konudaki dirayetli duruşuyla ilgili olduğunu herkes görüyor zaten. Dolayısıyla burada bu söylediği şey siyasi bir cümle değil, daha doğrusu bu bir cümle değil, yani enteresan bir noktaya geldik, Cumhuriyet Halk Partisi’nde siyasi cümle kurma kabiliyeti bile kayboldu bu yönetimle birlikte. Ne dediği de anlaşılmıyor, neye dayandırdığı da anlaşılmıyor. Yani en azından siyasi tartışmayı belli bir düzeyde yapmak lazım, bunların hepsi işte sosyal medya dedikodusu. Sosyal medya dedikodusunun Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanının ya da Cumhuriyet Halk Partisi adına konuşanların konuşma metinlerine girmesi çok enteresan bir durum gerçekten." Bir gazetecinin "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın DEM Parti’nin İmralı heyetiyle görüşmesi için bayram sonrasına işaret edilmişti. Bu görüşme yapılacak mı, yapılacaksa takvim belli mi?" sorusu üzerine Çelik, "Sayın Cumhurbaşkanımız takdirleriyle bu görüşme talebine olumlu cevap vereceğini iletmişti ve DEM Parti’den de görüşme talebi geldi. Sayın Cumhurbaşkanımız kendi takdirleriyle uygun gördükleri bir gün içerisinde, bu hafta içerisinde bu görüşmeye bir randevu ayarlanacaktır Cumhurbaşkanlığı özel kalemi tarafından. Bu görüşmenin Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle bu hafta içinde olması değerlendirilebilir arkadaşlar" dedi. "İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları aralıksız bir şekilde devam ediyor. Şimdi yeni bir fenomen de var, yapay zeka teknolojisi kullanıyorlar bu yapılan saldırılarda. En son bir Microsoft çalışanı da şirketi protesto ederek işinden ayrıldı. Bu konuda yorumunuz nedir?" sorusuna Çelik, "Bu yapay zekânın tabii üzerindeki tartışmalar devam ediyor. Burada daha önce size bir bahsetmiştim, partide Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanımızın Başkanlığında, onun gündem oluşturmasıyla kendi aramızda yapay zekânın siyasetini de tartışıyoruz. Tabii yapay zekânın tıp gibi alanlarda kullanılması insanlık için şifa veren, çığır açıcı özellikler getirecektir. Ama tabii bu örnekte olduğu gibi de son derece tehlikeli sonuçlar da doğurabilecektir. Epey zamandır bu konuşuluyor, Netanyahu hükümetinin Gazze’de soykırım yaparken, hedefleri seçerken yapay zekâ teknolojisi kullandığıyla ilgili. Kuşkusuz bu teknolojiyi bu şekilde kullanılması ve bu teknolojinin bu şekilde insanlık suçu işleyenlerin, soykırım işleyenlerin hizmetine verilmesi başlı başına bir insanlık suçudur. O sizin bahsettiğiniz Microsoft toplantısında bir kadın mühendisin oradaki itirazı, yani burada biz yapay zekâdan bahsediyoruz, o da yapay zekâcı kadın mühendis, o yapay zekânın başındaki kişiye söylüyor. Bu yaptığımız insanlığa karşı bir suçtur, bu suça ortak oluyoruz diye tavrını koyması, bu gerçekten büyük bir insanlık duruşu olarak herkesin gündemine geldi. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde uluslararası hukuk açısından da yapay zekânın bu şekilde kullanılmasının, örneğin belli bir insan topluluğunu topyekûn yok etmek için soykırım amacıyla nükleer silah kullanmak gibi değerlendirilmesi gerekecektir. Bunun birtakım kurallara bağlanması gerekecektir. Ama bu örnekte de görülmüştür ki, şeytanın aklına gelmeyen işler bu katliam şebekesinin aklına gelmektedir" cevabını verdi. "İsrail basınında son dönemde Türkiye aleyhine yapılan çok sayıda açıklama gündem oluyor. En son İsrail’in Washington’da Trump yönetimi nezdinde Türkiye aleyhine lobi yaptığı söyleniyor. Bu konuda değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine Çelik, "Tabii son 1 haftada, son 15 günde özellikle Suriye merkezli olaylar çerçevesinde İsrail’den Türkiye’ye karşı yoğun bir açıklama geliyor. Birincisi şunu söylemek isteriz: Bizim Suriye’deki varlığımız kimse için bir tehdit oluşturmak üzere orada olmuyor, defalarca söyledik. Biz bölge barışı için bu çabaları sürdürüyoruz. Ama görüldüğü gibi İsrail’in Suriye içerisinde yaptığı her askeri operasyon aslında bütün bir bölgede büyük bir tramvayı ve büyük bir güvenlik dalgalanmasını olumsuz anlamda tekrar ortaya çıkarıyor. Dolayısıyla burada esas tartışılması gereken mesele Türkiye’nin faaliyetleri değil, bizzat işgal etmek suretiyle Suriye topraklarının belli bir kısmını İsrail’in Suriye’deki faaliyetleridir. Yani bu gündeme gelen tartışmayla ilgili söylüyorum, tabii ki Gazze var, tabii ki Lübnan’a saldırılar var, ama son 10 gündür bu şekilde geliyor. Dolayısıyla burada Türkiye’yi hedef alırken esasında Türkiye’nin İsrail’in Suriye’de yürüttüğü faaliyetlere karşı olması çerçevesinde yeni bir gündem oluşturmaya çalışıyorlar. Ama herkes de şunu görüyor: İsrail’in yaptığı her askeri operasyon hem Suriye’de, hem Lübnan’da bölge barışını tehdit eden yeni bir durum ortaya çıkarıyor. Biz tezlerimizin bölge barışı için, bu soykırım faaliyetlerinin durması için sadece Türkiye’nin milli politikası olarak değil, evrensel açıdan da kabul görmüş bir politika olduğunu, Birleşmiş Milletler parametrelerine ve uluslararası hukuka uygun davrandığımızı her yerde açıkça ortaya koyuyoruz. Ama İsrail’in herhangi bir şekilde Birleşmiş Milletler parametrelerine, uluslararası hukuka uygun davrandığını söyleyecek tek bir örnek bile yoktur. Dolayısıyla biz bu duruşumuzu sürdürmeye devam edeceğiz" diye konuştu. "Suriye Dışişleri Bakanlığı dün bir açıklama yapmıştı, Devlet Başkanı Ahmed Şara’nın Türkiye’ye önümüzdeki hafta bir ziyaret gerçekleştireceğini. Bu konuda bir takvim var mıdır, görüşme ne zaman olacak, detaylar varsa paylaşır mısınız?" sorusu üzerine Çelik, "Evet, Suriye Devlet Başkanı Sayın Şara cuma günü gelecek Türkiye’ye. Biliyorsunuz Antalya Diplomasi Forumu var. Antalya Diplomasi Forumu çerçevesinde Türkiye’de olacak. Yani pek çok tabii devlet hükümet başkanı, pek çok dışişleri bakanı ve dış politika uzmanı da Antalya Diplomasi Forumu’nda bulunacaklar. Çarşamba geliyor ama törenler ve görüşmeler perşembe günü, Endonezya Cumhurbaşkanını ağırlayacak Sayın Cumhurbaşkanımız. Cuma günü de bahsettiğiniz Sayın Şara’nın gelişi de dahil olmak üzere Antalya Diplomasi Forumu için pek çok misafirimiz olacak Türkiye’de" dedi.

MHP'den "8 Mart, 8 Güçlü Kadın, Her Hikaye Bir Zafer" programı Haber

MHP'den "8 Mart, 8 Güçlü Kadın, Her Hikaye Bir Zafer" programı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin himayesinde, Aile, Kadın ve Sosyal Hizmet Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Genel Başkan Yardımcılığı koordinesinde 8 Mart Kadınlar Günü'ne özel, "8 Mart, 8 Güçlü Kadın, Her Hikaye Bir Zafer" başlıklı program düzenledi. Programa, MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Selim Yurdakul, Kadın, Aile, Çocuk ve Engelli Politikalarından Sorumlu İl ve İlçe KAÇEP Başkanları ve çok sayıda kişi katıldı. "DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜ KUTLAMAYA EN ÇOK HAKKI OLAN KADINLAR TÜRK KADINLARI" Açılış konuşmasında MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin selamlarını aktararak konuşmaya başlayan Yurdakul, "Bildiğiniz üzere Milliyetçi Hareket Partisi olarak, kadının, milletlerin kültürel ve tarihsel mirasını, aidiyetlerini, değerlerini ve kimliklerini yeni nesillere aktardığına ve kuşaklar arası bağları koruyan çok önemli bir rolü olduğuna inanıyoruz. Kahraman ve fedakar Türk kadının hak ettiği yerlerde olması, layık olduğu sosyal, siyasal ve ekonomik mertebelere ulaşması, gecikmesine müsade edemeyeceğimiz bir gayedir. Bu çerçevede Dünya Kadınlar gününü kutlamaya en çok hakkı olan kadınların da Türk kadınları olduğuna inanıyoruz. Sayın Genel Başkanımıza söz veriyoruz, evlatlarınız olarak talimatlarınızı ve işaretinizi bekliyoruz. Her şart ve koşulda sizi takip ediyoruz ve sonuna kadar sizin emrinizdeyiz" dedi. Etkinlik, Kuranı Kerim tilaveti sonrası iftar yemeği ile sona erdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan A Takımı'nı belirledi! İşte yeni AK Parti MYK üyeleri... Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan A Takımı'nı belirledi! İşte yeni AK Parti MYK üyeleri...

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün bir kere daha milletin hayır duasıyla, partililerin tam desteğiyle genel başkan seçildiğini belirten Çelik, Erdoğan'a liderlik ettiği siyasette, ülkeye ve devlete yaptığı hizmetlerde nice bereketli yıllar ve çalışmalar diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son zamanlarda Gazze'deki soykırım karşısında insanlık ittifakının lideri, en güçlü sözcüsü olarak da bütün dünya tarafından takip edildiğini belirten Çelik, "Son yaptığı ziyaretlerde verdiği bu mücadelenin önemi ve kıymeti, başka ülkelerin devlet başkanları ve halkları tarafından da takdir edilmiştir. Genel Başkanımızın, Cumhurbaşkanımızın, demokrasi mücadelemize liderlik, Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşmak için ortaya koyduğu iradede önümüzdeki dönemde imza atacağına inandığımız çok daha önemli işler vardır. Özellikle bugün yaptığı konuşmada hem bu insanlık ittifakı bağlamında verdiği mesajlar hem ülkemizin dönüşümü, değişimi, hedeflerine ulaşması bakımından verdiği mesajlar son derece stratejiktir" diye konuştu. Çelik, AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın ilerleyen dönemde bölgenin ve ülkenin karşılaşacağı meselelerde bu büyük iradeyi ortaya koyarken en büyük gücünü milletten aldığını kongrenin bir kere daha gösterdiğini vurguladı. YENİ MYK BELLİ OLDU Çelik, yeni oluşan MYK'yı şöyle açıkladı: "Genel Başkan Vekili Efkan Ala, Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş, Siyasi ve Hukuki İşler Başkanı Hayati Yazıcı, Teşkilat Başkanı Ahmet Büyükgümüş, Seçim İşleri Başkanı Ali İhsan Yavuz, Tanıtım ve Medya Başkanı Faruk Acar, Dış İlişkiler Başkanı Zafer Sırakaya, Türk Devletleri ile İlişkiler Başkanı Kürşad Zorlu, Sosyal Politikalar Başkanı Fatma Betül Sayan Kaya, Yerel Yönetimler Başkanı Mustafa Demir, Ekonomi İşleri Başkanı Nihat Zeybekci, Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanı Belgin Uygur, İnsan Hakları Başkanı Hasan Basri Yalçın, Mali ve İdari İşler Başkanı Ahmet Baha Öğütken, Çevre ve Şehircilik Politikaları Başkanı Sevilay Tuncer, AR-GE ve Eğitim Başkanı Mustafa Şen, Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanı Ömer İleri, Kültür ve Sanat Politikaları Başkanı Hüseyin Yayman, Sağlık Politikaları Başkanı Halit Yerebakan, Genel Sekreter Eyyüp Kadir İnan, Kadın Kolları Başkanımız Tuğba Işık Ercan, Gençlik Kolları Başkanımız Yusuf İbiş. MYK'mız bu şekildedir. Yeni dönemde Cumhurbaşkanımızın, Genel Başkanımızın talimatlarıyla görev yapacak, partimize hizmet edecek MYK kadrosu bu şekilde oluşmuştur." Çelik, TBMM Grup Başkanı ve grup başkan vekillerinin MYK'nın "doğal üyesi" olduklarını da hatırlatarak, "Onlarla beraber düşünülmesi lazım MYK'mızın" dedi.

Kurtulmuş: “Terörden arındırılmış bir Türkiye'yi tesis edeceğiz” Haber

Kurtulmuş: “Terörden arındırılmış bir Türkiye'yi tesis edeceğiz”

TBMM Başkanı Kurtulmuş ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, TBMM Tören Salonu’nda düzenlenen programda valilerle bir araya geldi. Programda konuşan Bakan Yerlikaya, ”Göreviniz, devletimizle milletimiz arasında sarsılmaz güçlü bir bağ kurmaktır. Nihai hedefimiz ise gönülden 'İyi ki valimiz var' dedirtmek olmalıdır. 780 bin kilometrekarelik vatan toprağının her bir karışında vatandaşlarımızın gönlünde iz bırakacak hizmetler gerçekleştirmektir. Kamu düzeni sadece bir güvenlik meselesi değildir. Aynı zamanda milletimizin refahı, huzuru ve geleceği için bir teminattır. Türkiye'yi terörle, kaosla ve vesayetle yıpratmaya çalışanlara karşı elde ettiğimiz her başarı, milletimizin gücünü ve iradesini göstermektedir. Valilerimiz de bu mücadelenin en ön saflarında gece gündüz demeden adalet ve millet aşkıyla görevini yapmaktadır. Bugün Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bölgesel ve küresel ölçekte barışa hizmet eden, mazlumların sesi olan büyük ve güçlü bir Türkiye var. Bizler de İçişleri Bakanlığı olarak büyük ve güçlü Türkiye mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdürüyoruz. Terörden arındırılmış, güvenliği tesis edilmiş, asayişi berkemal, zehir tacirlerine nefes aldırmayan, suçla kibirlenenlere demir yumruk olan, her köşesinde huzurun ve güvenliğin hakim olduğu bir Türkiye için canla başla çalışıyoruz" diye konuştu. TBMM Başkanı Kurtulmuş ise, Türkiye'nin hedeflerine koşar adım ilerleyen bir ülke olduğunu ifade ederek, “Burada en önemli sorumluluklardan birisi de hiç şüphesiz devlet ve millet arasında bir köprü olan, daha doğrusu milletin devlet adına açık kapısı olan siz değerli valilerimize düşmektedir. Türkiye bir bölgesel güç olmanın ötesinde küresel bir aktör olmak için de yoluna devam edecektir. Ancak işin başı hiç şüphesiz iç kaleyi tahkim etmekten geçiyor” dedi. Türkiye’de hiçbir vesayet odağının kalmadığını ifade eden Kurtulmuş, “Devletiyle milletinin bütünleşmediği dönemlerde Türkiye'nin ne kadar zorluklar yaşadığı bu salonda bulunan herkesin malumudur. Millet bütünüyle demokrasinin de, devletin de, ülkenin de sahibidir. Bu ülkeye hiç kimsenin, hiçbir vesayet odağının gücünü nereden alırsa alsın millete rağmen üstünlük taslama imkan ve ihtimali kalmamıştır. Bu belki de Cumhuriyet tarihimiz boyunca elde ettiğimiz yönetim bakımında elde ettiğimiz en kazanımlardan birisidir. Ancak bundan sonra artık bize düşen, Türkiye'ye rol ve rota biçecek hiçbir vesayet odağının kalmadığı bu dönemde bizim iç kaleyi daha da takdim etmek. Milli birliğimizi ve beraberliğimizi her şeyin üstünde tutarak devlet-millet kaynaşmasını bütünüyle her alana katarak yolumuza devam etmemiz lazım” diye konuştu. “SİZLER SON DERECE CANSİPERANE BİR ŞEKİLDE YILLARCA TERÖRLE VE TERÖR ÖRGÜTLERİYLE MÜCADELE EDİYORSUNUZ” Amaçlarının terörden arındırılmış bir Türkiye olduğunun altını çizen Kurtulmuş, “Şimdi Türkiye olarak bizim üzerimize düşen tarihi bir sorumluluk, o hasta adamdan şimdi güçlü büyük Türkiye'ye doğru ilerliyorsak, aynı şekilde emperyalistlerin birinci Sykes-Picot Anlaşması ile dağıttıkları, ikinci Sykes-Picot ile yok etmeye çalıştıkları bölgeyi yeniden derlemek, toparlamak, bir araya geçirmek ve güçlü bir bölge oluşturabilmektir. Bu amaçla üzerinde durduğumuz en önemli hususların başında gelen terörden arındırılmış bir Türkiye'nin kurulmasıdır. Sizler gerçekten son derece cansiperane bir şekilde yıllarca terörle ve terör örgütleriyle mücadele ediyorsunuz” ifadelerini kullandı. “TERÖRDEN ARINDIRILMIŞ BİR TÜRKİYE'Yİ EN KISA SÜRE İÇERİSİNDE TESİS EDECEĞİZ” Terör örgütleriyle ve Türkiye düşmanlarıyla mücadelenin her alanda tavizsiz bir şekilde sürdürüleceğini söyleyen Kurtulmuş, “Bunu yaparken terörden arındırılmış bir Türkiye için atılacak adımları da gerçekten dikkatle takip ederek sonuçlandırmak niyetindeyiz. TBMM’de başlayan görüşmelerle Türkiye’nin başına 40 yıldır bela edilmiş olan PKK terör örgütünün tasfiye edilmesi sağlanacaktır. Artık terörsüz bir Türkiye için gerekli çağrılar yapılacak ve ondan sonra Türkiye demokrasinin daha da yükseldiği bir ortamda bütün yurttaşları eşit ve özgür yurttaşlar olarak kabul edilen ve Türkiye’nin her tarafında barışın, selametin ve huzurun hakim olduğu bir atmosfer oluşacaktır. Ümit ediyorum ki Türkiye'nin kendi içerisinde iç kalesini sağlam tutarak, milli birlik ve beraberliği, bütün toplum kesimleri arasında ortak duygu olarak kardeşliği, sadece vatandaşlık duygusu değil, vatandaşlık duygusunun ötesinde de, üstünde de kardeşlik duygusunu tam manasıyla pekiştirecek ve ülkemizde artık silahların asla konuşmadığı, hiçbir şekilde terör olaylarının gerçekleşmediği tam manasıyla terörden arındırılmış bir Türkiye'yi en kısa süre içerisinde tesis edeceğiz” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.