SON DAKİKA
Hava Durumu

#Şiddet

Söz Bursa - Şiddet haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Şiddet haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bursa Barosu ve Osmangazi Belediyesi arasında kadının korunmasına yönelik protokol imzalandı Haber

Bursa Barosu ve Osmangazi Belediyesi arasında kadının korunmasına yönelik protokol imzalandı

Bursa Barosu ile Osmangazi Belediyesi arasında kadın hakları konusunda ortak çalışma protokolü imzalandı. Bursa Barosu Kadın Hakları Merkezi'nde gerçekleşen törende hazırlanan protokole, Bursa Barosu Başkanı Av. Metin Öztosun ile Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın imza attı. Bursa Barosu Başkanı Öztosun, imza töreninde yaptığı konuşmada, son yıllarda kadın haklarına yönelik yanlış bir hukuk politik bakış açısı ve onun yarattığı bir ortama tanık olduklarını ve bu sebeple kadına ve çocuğa yönelik şiddetin arttığını hatırlatarak, “6284 Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Yasa, şiddeti engellemek için çıkarılmış bir yasadır ve dayanağı da İstanbul Sözleşmesi idi. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden imzasını çekmesinden sonra kadınlar uluslararası korumadan yoksun kalmıştır” dedi. Öztosun, Bursa Barosu olarak uluslararası korumanın ilkelerine sahip çıkarak 6284’ün önündeki her türlü engele, her türlü negatif bakış açısına karşı durduklarını ifade ederek şöyle konuştu: “Değerli Bursa Barosu üyelerinin bu kanunun korunması ve uygulanmasıyla ilgili mücadelesi çok değerli. Bu mücadelenin paydaşı olan Osmangazi Belediyesi’ne de çok teşekkür ediyoruz” diye konuştu. Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın da, “Kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda maalesef eksiğiz. Hemen her gün bir kadın cinayetiyle uyanıyoruz. Artık önlenemez bir duruma geldi. Toplumun sosyoekonomik yapısının bozulmasının yanı sıra adı İstanbul olan sözleşmeden çıkmamızın psikolojik de olsa sonucu olduğunu düşünüyoruz. Partimiz iktidara geldiğinde ilk icraatlarından biri İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden hayata geçirmek olacaktır. Umarım şiddet engellenir de Bursa Barosu ile imzaladığımız protokolü uygulamaya gerek kalmaz” diye konuştu. Baroevi'ndeki imza törenine Bursa Barosu Yönetim Kurulu üyelerinden Av. Gülender Adıgüzel Özcan, Kadın Hakları Merkezi (KHM) Başkanı Av. Ceren İlgen Altuntaş, KHM Sorumlusu Av. Özlem Gürgen Eldem, avukatlar ve Osmangazi Belediyesi'nden de başkan yardımcıları Mutlu Esendemir, Mücahit Yıldızhan, Osmangazi Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Sevgi Baysal ile belediye bürokratları katıldı.

Bursa'da Terörsüz Türkiye'ye destek Haber

Bursa'da Terörsüz Türkiye'ye destek

Bursa'da faaliyet gösteren Türkiye'nin çeşitli illerinden dernek başkanları Derebahçe Sosyal Tesisleri'nde buluştu. Siirt İl Derneği'nin 28'nci kuruluş yıldönümü münasebetiyle toplanan sivil toplum kuruluşları temsilcileri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin mihmandarlığını yaptığı "Terörsüz Türkiye" sürecine sahip çıktı. Programın açılış konuşmasını ev sahibi Siirt İl Derneği Başkanı Selim Demirel yaptı. Güneşin doğudan doğduğunu hatırlatan Demirel, Doğu ve Güneydoğu için Terörsüz Türkiye süreciyle yeniden güneşin doğacağının altını çizdi. Akabinde derneklerin ortak basın bildirisini okuyan Başkan Yardımcısı Zeki Eker, "Türkiye'nin her yerinde güvenle ve barışla yaşamak en büyük hedefimizdir" ifadelerine yer verdi. Eker, "Öncelikle Terörsüz Türkiye hedefini ortaya koyan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'ye ve bu süreçte katkısı olan tüm paydaşlara teşekkür ederiz. Bugün burada, birliğimizin ve dayanışmamızın gücünü hatırlamak için toplandık. Türkiye'nin her köşesinde barış ve güven içinde yaşamak, en temel ortak hedefimizdir, farklı görüşler ve fikirlerimiz de olabilir ama teröre gerekçe olamaz. Birlik ve beraberliğimiz, terörün günümüze ve geleceğimize zarar vermesine asla izin vermeyeceğiz. Farklı görüşlerimiz olabilir, farklı yaşam biçimlerimiz olabilir, bunlar demokratik bir toplumun zenginliğidir. Ancak bu farklılıklar, terörün hiçbir gerekçeye sığdırılamayacağını da gösterir. Güvenlik güçlerimiz, vatandaşlarımızın can güvenliğini korurken, haklarımızdan taviz vermeden yoluna devam eder. Hepimizin sorumluluğu, terörü hiçbir şekilde meşrulaştırmamak ve güvenli, özgür ve barış içinde yaşanabilir bir Türkiye'yi gelecek nesillere miras bırakmaktır. Diyalog, hoşgörü ve demokrasimizin gücüyle ilerlediğimizde, karanlıklar dağılacaktır. Doğu ve Güneydoğu dernekleri olarak bizler, herkesin güvenli, onurlu ve gururlu bir şekilde yaşayabileceği bir Türkiye'yi hedefliyoruz. Bu yolculukta; hepimize düşen sorumluluklar var. Kutuplaşmadan kaçınımak, farklılıkları zenginlik olarak görmek. Şiddet ve terörü her koşulda reddetmek. Sonuç olarak, terörsüz bir Türkiye için sabır, saygı ve kararlılıkla yürümeye devam edeceğiz. Güçlü bir devlet, güçlü bir toplum ve güçlü bir gelecek için birlikte çalışacağız. Bizi ayırmaya ve ayrıştırmaya çalışan yerli veya yabancı hiçbir güç başarılı olamayacaktır. Birlikte daha güçlüyüz. Birlikte barışın ve refahın adresi olan Türkiye'yi inşa edebiliriz. Gelin, birlikte, kapsayıcı bir gelecek için çalışalım, güvenlik ve refahı eşit derecede güçlendirelim" diye konuştu. "AMASIZ FAKATSIZ SÜRECE DESTEK VERİYORUZ" Bursa Muşlular Derneği Başkanı Mahmut Asya, "Böylesi anlamlı bir mesajla bizi bir araya getiren Siirt Derneği yöneticilerine teşekkür ederiz. Amasız, fakatsız sürece destek veriyoruz. Sürecin aksamadan, akamete uğramadan üzerimize düşen sorumluluğu ortaya koyuyoruz. Desteğimizi açıklıyoruz" diye konuştu. "BİZİ AYRIŞTIRMAK İSTEYEN İÇ VE DIŞ MİHRAKLAR VAR" Bursa Batmanlılar Derneği Başkanı Mustafa Demir, "Ülkemizin birlik ve beraberliğe çok ihtiyacı var. Bizleri ayrıştırmak için mücadele eden iç ve dış mihraklar var. Bununla mücadele etmek için elimizi taşın altına koymamız lazım. Güneydoğu'da bu mücadeleyi veriyoruz. Mücadelemizi yılmadan, vatandaş, devlet, yönetici, STK'lar ile bu beraberliği alkışlamamız gerekiyor" şeklinde konuştu. "TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİNDE LİDERLERİN YANINDAYIZ" Erzurum Dernekler Federasyonu Genel Başkanı Savaş Albayrak, "Bizler sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyiz. Bizlerle bu kadar uğraştılar, canımızı yakmaya çalıştılar. Batı, demokrasi der fakat Filistin'de yaşayan yüz binlerce insan öldürüldü. Bu demokrasi havarileri neredeydi? Bizim toplumumuzu en ufak şeyde bölmek için elinden ne geliyorsa yapıyorlar. Başlatılan Terörsüz Türkiye sürecinde öncü olan liderlerimize, destek veren diğer siyasi liderlerimize teşekkür ediyorum. Biz enerjimizi ülkemizin kalkınmasına, refahına harcamak istersek önümüz açıktır" ifadelerini kullandı. 20 il dernek başkanının katıldığı organizasyonun daha sonraki süreçlerde gerek görülürse yeni açıklamalar yapılabileceği de eklendi.

Sosyal medya şiddeti normalleştiriyor! Haber

Sosyal medya şiddeti normalleştiriyor!

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümünden Dr. Berat Dağ, sosyal medyada şiddet içerikli olayların canlı yayınlanmasının toplumda nasıl bir etki oluşturduğunu değerlendirdi. Sosyal medya ve toplum arasındaki ilişkinin oldukça karmaşık olduğunun söylenebileceğini ifade eden Dr. Dağ, “Bu ilişki göz önünde bulundurulduğunda sosyal medyanın toplumsal olaylara nötr, olumsuz veya olumlu bir etkisi olabileceği düşünülebilir. Dolayısıyla sosyal medya, şiddet içerikli toplumsal olayların teşhisi ve çözüm sürecine etkide bulunabildiği gibi, yine belirtilen bu olayların normalleşmesi ve yaygınlaşmasında da etkili olabilir. Bu noktada karşılaşılan sosyal medya içeriklerinin nasıl değerlendirildiği sorusu önem kazanıyor" dedi. TOPLUMSAL DUYARSIZLIK VE ŞİDDETİN NORMALLEŞMESİ Sosyal medyada şiddet içerikli olaylara maruz kalmanın, toplumsal bir duyarsızlaşmaya neden olabileceğini belirten Dağ, “Bireylerin sosyal medyada sürekli olarak şiddet odaklı içeriklere maruz kalması, şiddete karşı toplumsal bir duyarsızlaşmayı da tetikleyebilir. Yani bireylerin sosyal medyada sıklıkla bu tür içeriklerle karşılaşması, söz gelimi, alelade bir çizgi film ile bir yaralama, cinayet veya katliam haberinin arasındaki farkı fark edememesine neden olabilir. Bu bağlamda şiddetin sıradan ve hatta güzel bir şey olarak gösterilmesine tepkisiz kalan veya rıza gösteren bireylerin iyi ve doğru olana ilişkin algısı değişecektir. Bugün sosyal medyanın katkısıyla birlikte dünya ölçeğinde toplumsal bir duyarsızlığın süreklileştiği ölçüde şiddetin öznesi haline gelen kitlelerin de ortaya çıkmaya başladığından söz etmek mümkündür.” diye konuştu. SİLAHLI KAVGALARIN CANLI YAYINLANMASI… Sosyal medyanın, tek başına toplumsal değerlerin geldiği konumun bir göstergesi olmadığına işaret eden Dr. Berat Dağ, “Çünkü toplumsal yaşam, sosyal medyanın doğrudan yansıtamayacağı ölçüde çoğul ve karmaşık yönler içerir. Bu nedenle toplumsal düzlemde dayanışmacı, rekabetçi ve çatışmacı ilişkilerin eşzamanlı bir biçimde süreklileştiği savunulabilir. Buna rağmen artık izlenebilir hale gelen bu tür şiddet olaylarının çoğalması, toplumsal sürekliliğin geleceği için açık bir riske de işaret etmektedir. Şayet bu tür olayları önleyecek çözüm önerileri geliştirilemezse gelecekte şiddeti sıradan, iyi, doğru ve güzel olarak değerlendiren kitlelerle karşılaşmak muhtemeldir.” diye konuştu. TİKTOK ŞİDDET İÇERİKLERİNİN HIZLA YAYILMASINI NASIL KOLAYLAŞTIRIYOR? TikTok gibi platformların, bireylerin birbiriyle saniyeler içinde çoklu etkileşimlere girebilmesini sağlayan bir niteliğe sahip olduğunu dile getiren Dağ, “Dolayısıyla bu platformlar çok kısa bir sürede herhangi bir içeriğin yayılmasını sağlayabilir. Buradaki asıl sorun, bu içeriklerin hızla yayılması bağlamında belirli bir temel, kural ve kontrole tâbi olmamasıyla ilişkilidir. Yani bu ve benzeri platformlardan hızla yayılan içeriklerin ne ölçüde güvenilir olduğu önemli bir soru konusudur. Bu nedenle sosyal medyadan yayılan şiddet bombardımanına alternatif oluşturan bir teknoloji üretimi ve tüketimi üzerine düşünmek her zaman için önemini korumaktadır.” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.