SON DAKİKA
Hava Durumu

#Skolyoz

Söz Bursa - Skolyoz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Skolyoz haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Skolyoz Tedavisinde Yeni Nesil Korse Uygulamaları Bursa’da! Haber

Skolyoz Tedavisinde Yeni Nesil Korse Uygulamaları Bursa’da!

Skolyoz nedir? Skolyoz, omurganın yana doğru eğilmesiyle oluşan bir iskelet sistemi bozukluğudur. Çoğunlukla çocukluk veya ergenlik döneminde ortaya çıkar. Eğriliğin ilerlemesini durdurmak ve omurgayı desteklemek için erken müdahale büyük önem taşır. Korse tedavisinde bireyselleştirilmiş çözümler Ortopro Ortopedi, skolyoz hastalarına yönelik olarak kişiye özel 3D modelleme ve ölçümleme teknolojileri ile hazırlanan modern skolyoz korseleri üretmektedir. Gelişmiş analiz cihazlarımız ve uzman teknik kadromuz sayesinde, her hastanın omurga yapısına özel olarak tasarlanan korseler, tedavi sürecinin başarısını artırmaktadır. Firmanın kurucularından TARIK ŞAHİN ve EMİR KARAGÖZ, konuyla ilgili şunları söyledi: “Amacımız, hastalarımızın yaşam kalitesini artırmak ve tedavi sürecini hem konforlu hem de etkili hale getirmek. Skolyoz korselerimiz, uluslararası standartlarda üretilmekte ve düzenli takiplerle desteklenmektedir. Bursa’da bu alanda fark yaratmanın gururunu yaşıyoruz.” Toplumsal farkındalık önemli Skolyozun özellikle 10-16 yaş arası bireylerde düzenli taramalarla erken tespit edilebileceğini vurgulayan Ortopro Ortopedi uzmanları, aileleri düzenli kontroller konusunda bilinçli olmaya davet ediyor. Bursa ve çevresinde skolyoz korsesi uygulamalarıyla yüzlerce hastanın hayatına dokunan Ortopro Ortopedi, ortopedi ve rehabilitasyon alanında güvenilir çözümler sunmaya devam ediyor.

Omurga eğriliğine dikkat! Skolyoz olabilir Haber

Omurga eğriliğine dikkat! Skolyoz olabilir

Bursa İlker Çelikcan Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon Hastanesi hesabından yapılan canlı yayın ile hastane doktorlarından Uzm. Dr. Fatma Özkurt Skolyoz hakkında bilgiler verdi. Skolyozun tanımı, tespit yöntemleri ve tedavi seçenekleri hakkında açıklamalarda bulunan Dr. Özkurt, özellikle erken tanının önemine dikkat çekti. Fizyoterapist Fatih Çubukçu'nun sorularını yanıtlayan Bursa İlker Çelikcan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi'nde görevli Uzm. Dr. Fatma Özkurt, skolyozun omurganın sağa, sola eğilmesi ve kendi ekseni etrafında dönmesiyle karakterize bir deformite olduğunu belirtti. Özkurt, skolyozun fiziksel belirtilerle fark edilebileceğini ifade ederek, "Kişi, ayna karşısında ayaklar bitişik ve dik şekilde durduğunda omuz hizasında fark, kalça çıkıntısı, başın yana eğilmesi ya da kıyafetlerin bir tarafının uzun diğerinin kısa görünmesi gibi işaretlerle skolyozu fark edebilir" dedi. Skolyozun kesin tanısının radyolojik görüntüleme ile konduğunu belirten Özkurt, eğrilik derecelerine göre sınıflandırmanın yapıldığını söyledi. Özkurt, "0-10 derece skolyoz olarak değerlendirilmezken, 10-25 derece arası hafif, 25-40 derece arası orta, 45 derece üzeri ise şiddetli olarak kabul ediliyor. Hafif vakalarda egzersiz ve takip, orta vakalarda ise ehli ellerde yapılmış, doğru şekilde uygulanmış korse tedavisi öneriyoruz. 45 dereceden sonra ise cerrahi müdahaleye gönderiyoruz" diye konuştu. Dr. Özkurt ayrıca, cerrahinin her zaman mümkün olamayabileceğini, bazı iç organ deformiteleri veya malformasyonlar nedeniyle cerrahinin uygulanamadığı durumların da bulunduğunu ifade etti.

Yaygınlaşan omurga bozukluklarına umut veren çözümler... Haber

Yaygınlaşan omurga bozukluklarına umut veren çözümler...

Omurga bozukluklarının günümüzde oldukça yaygın olduğunu ve dünya çapında nüfusun önemli bir bölümünü etkilediği aktaran Medicana International Ankara Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. M. Atıf Erol Aksekili, “Tahminler, insanların yaklaşık yüzde 80'inin yaşamları boyunca bir tür bel ve sırt ağrısı yaşayacağını göstermektedir. Bu da her 5 kişiden 4’ünün bel ve sırt sorunları ile karşılaşacağı anlamına gelir. Yaygın omurga bozuklukları arasında fıtıklaşmış diskler, dejeneratif disk hastalığı, spinal stenoz ve skolyoz bulunur. Omurga bozukluklarının nedenleri arasında ise yaşlandıkça omurganın aşınıp yıpranması, kaza veya düşmelerden kaynaklanan travma, kırık veya omurga yaralanmaları, teknolojinin artan kullanımıyla gelişen kötü duruş, skolyoz gibi genetik geçişli olan rahatsızlıklar, aşırı kilo, hareketsiz yaşam tarzı ve ağır kaldırma veya tekrarlayan hareketler gerektiren işlerde çalışmak yer almaktadır” ifadelerini kullandı. ENDOSKOPİK OMURGA CERRAHİSİ Endoskopik omurga cerrahisinin, çeşitli omurga bozukluklarını tedavi etmek için kullanılan minimal invaziv bir cerrahi teknik olduğunu kaydeden Prof. Dr. Aksekili, “Bu yaklaşımda, küçük bir kamera (endoskop) ve ciltteki küçük kesilerden yerleştirilen özel aletler kullanılır. Endoskop, cerrahların omurga bölgesini bir monitörde görüntülemesini sağlayarak, geleneksel açık cerrahiyle tipik olarak ilişkilendirilen büyük kesilere gerek kalmadan hassas tanı ve tedaviyi mümkün kılar” diye konuştu. HASTAYA GÖRE TEDAVİ YÖNTEMİ Endoskopik omurga cerrahisinin, özellikle minimal invaziv yaklaşımdan faydalanabilen çeşitli omurga rahatsızlıklarını tedavi etmek için kullanıldığının altını çizen Aksekili, şu ifadelere yer verdi: “Bu teknikle tedavi edilen yaygın hastalıklar ve rahatsızlıklar arasında fıtıklaşmış diskler, spinal stenoz, dejeneratif disk hastalığı: spondilolistezis ve omurga tümörleri yer alır. Bunun dışında özellikle fizik tedavi, ilaç veya enfeksiyon gibi konservatif tedavilere yanıt vermeyen hastalarda, omurga anatomisi endoskopik tekniklere izin veren hastalarda ve daha az ağrı ile daha hızlı iyileşme gibi potansiyel faydalar nedeniyle daha az invaziv yani küçük kesili prosedürleri tercih edenlerde endoskopik omurga cerrahi yöntemi kullanılabilir. Ayrıca genellikle omurga anatomisi endoskopik tekniklere izin veren daha genç ve sağlıklı hastalar, hızlı iyileşme yetenekleri nedeniyle de daha iyi adaylar arasında yer alır. Ancak, tüm hastalar endoskopik omurga cerrahisi için uygun adaylar değildir. Rahatsızlığın ciddiyeti, genel sağlık durumu ve diğer tıbbi sorunların varlığı gibi faktörler, uygunluğu etkileyebilir. Her birey için en uygun tedavi yaklaşımını belirlemek için bir omurga uzmanı tarafından kapsamlı bir değerlendirme yapılması esastır.” ANANTAJLARI VAR Prof. Dr. Aksekili, omurga hastalıklarında endoskopik cerrahi yönteminin avantajlarına ilişkin şunları kaydetti: “Endoskopik yöntemler, daha küçük kesilerle gerçekleştirilir ve bu da çevre dokulara verilen zararın azaltılmasını sağlar, yani daha az travma oluşturur. Küçük kesiler hastaların daha hızlı iyileşmesine ve hastanede yatış süresinin kısalmasına imkan tanır. Doku hasarı daha az olduğu için operasyon sonrası ağrı ve kanama riski daha az olur. Omurga cerrahisi sonrasında hastalar günlük hayatlarına daha hızlı bir şekilde dönebilir. Estetik açıdan ameliyat izi belirginliği daha az olur. Açık cerrahiye göre daha az doku açığa çıktığı için enfeksiyon riski düşer. Gerektiğinde tekrarlayan müdahalelerin daha kolay yapılmasına imkan tanır. Cerrah açısından da iç yapıların daha iyi görünmesine sağlayarak, daha hassas müdahalelerin yapılmasına imkan verir.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.