SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tağşiş

Söz Bursa - Tağşiş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tağşiş haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Başkan Özen: Gıda güvenliği, fiyat rekabetine kurban edilmemeli Haber

Başkan Özen: Gıda güvenliği, fiyat rekabetine kurban edilmemeli

BUYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Abidin Şakir Özen, kurumsal yemek satın alımlarında yalnızca fiyat maliyetine odaklanmanın gıda güvenliği açısından önemli riskler doğurduğuna dikkat çekti. Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD ) Yönetim Kurulu Başkanı Abidin Şakir Özen, endüstriyel yemek tedarik zincirinde kalite güvencesinin işletmeler için yalnızca tercih değil, zorunluluk haline geldiğini söyledi. Özen, üretim ve dağıtım süreçlerinde izlenebilirliğin artırılmasının gıda güvenliği açısından kritik olduğunu vurguladı. ARTAN MALİYETLER TAĞŞİŞ RİSKİNİ BÜYÜTÜYOR Küresel jeopolitik gerilimler, kuraklık ve tarımsal girdi maliyetlerindeki yükselişin gıda fiyatlarını etkilediğini hatırlatan Başkan Özen, bu durumun bazı segmentlerde tağşiş vakalarını artırdığına dair resmi bildirimlere de yansıdığını ifade etti. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın periyodik olarak açıkladığı denetim sonuçlarının dikkatle takip edilmesini öneren Özen, özellikle işlenmiş et ürünlerinde et türüne ilişkin yanlış beyanların görülebildiğine işaret etti. Başkan Özen, tereyağı, zeytinyağı ve temel yağ gruplarında da benzer sorunların yaşandığını belirterek, "Bitkisel yağ karışımları veya alternatif yağ katkıları etikette doğru belirtilmediği takdirde tüketici yanıltılmış olur. Bu durum sadece ekonomik değil, sağlık açısından da risk barındırır" ifadelerini kullandı. HİJYEN KONTROLÜ REKABET UNSURU DEĞİL, ZORUNLULUK Uzmanlar, endüstriyel yemek alanında faaliyet gösteren ve gerekli denetim mekanizmalarını içselleştirmeyen işletmelerde hijyen standardının zaman zaman göz ardı edilebildiğine dikkat çekiyor. BUYSAD Başkanı Özen, "Kurumsal yemek hizmeti talep eden işletmeler tedarikçilerini seçerken yalnızca maliyete değil, üretim koşullarına ve kalite belgelerine odaklanmalı" diyerek firmalara kritik bir uyarıda bulundu. BUYSAD Başkanı Abidin Şakir Özen, sektörün bazı noktalarında uygulanan aşırı düşük fiyat politikalarının satın alma birimlerinde yanlış algılar oluşturabildiğine dikkat çekti. Özen, beklenenden çok daha düşük maliyetle teklif edilen menülerin, tağşiş riskinin yanı sıra üretim süreçlerindeki güvenlik adımlarının da doğru yönetilmediğine işaret edebileceğini ifade etti. Kurumsal sorumluluk gereği şüpheli görülen durumlarda laboratuvar analizlerinin tercih edilmesi gerektiğini vurgulayan Özen, bu yaklaşımın hem çalışan sağlığı hem de işletme itibarı açısından kritik önem taşıdığını belirtti. TÜKETİCİ ALIŞKANLIKLARINDA DA DİKKAT GEREKİYOR Uyarıların yalnızca kurumsal satın alma birimlerine yönelik olmadığını vurgulayan BUYSAD Başkanı Abidin Şakir Özen, bireysel tüketicilerin de raf ürünlerinin içerik etiketlerini okuma alışkanlığı edinmesinin önemine dikkat çekti. Özen, piyasa ortalamasının belirgin biçimde altında yapılan fiyatlamaların, ürün kalitesi ve güvenilirliği açısından mutlaka sorgulanması gerektiğini belirterek, tüketici farkındalığının gıda güvenliğinde kritik rol oynadığını ifade etti. CAYDIRICI ÖNLEMLER GÜÇLENDİRİLMELİ Gıda güvenliğini toplum sağlığının temel bileşeni olarak tanımlayan Özen, tağşişli ürünlerin piyasaya arzıyla mücadelede yaptırımların güçlendirilmesinin önemli olduğunu vurguladı. Başkan Özen, "Yanıltıcı ürün satışı yalnızca üretici tarafında değil, tedarik zinciri boyunca sorumluluk doğuruyor. Etkin denetim ve caydırıcı cezalar bu süreci desteklemeli" değerlendirmesinde bulundu. ŞEFFAF ÜRETİM MODELLERİ ÖNE ÇIKIYOR BUYSAD Başkanı Abidin Şakir Özen, kurumsal yemek tedariki yapan işletmeler için belgelendirilmiş, hijyen standardı yerleşmiş, izlenebilir üretim süreçlerine sahip firmaların tercih edilmesinin hem işletme verimliliği hem çalışan sağlığı açısından belirleyici olduğunu hatırlatarak; BUYSAD üyesi şirketlerin üretim süreçlerini şeffaf raporlama modeliyle yürüttüklerinin altını çizdi.

Marmarabirlik’te hedef 70 bin ton zeytin, 50 milyon dolarlık ihracat Haber

Marmarabirlik’te hedef 70 bin ton zeytin, 50 milyon dolarlık ihracat

Bursa ve ilçelerinde zeytin hasadı başladı. Çiftçiler sabahın ilk ışıklarıyla birlikte bahçelerin yolunu tutup sofraları süsleyen zeytinleri ailece topluyor. Marmarabirlik Başkanı Ali Yıldız, bu yıl iri taneli ve kaliteli ürünlerin öne çıktığını belirterek, Türkiye genelinde sofralık ve yağlık zeytin rekoltesinin toplamda 2 milyon 450 bin ton olarak öngörüldüğünü, bunun 740 bin tonunun sofralık zeytin olduğunu ifade etti. Marmarabirlik Başkanı Ali Yıldız, Marmara Bölgesi'nde başlayan zeytin hasadıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Yıldız, Marmarabirlik bölgesinden gelen rekolte beyannamesinin 67 bin ton olduğunu, şu ana kadar alınan ürün miktarının 8 bin ton civarına çıktığını, ortalama fiyatın ise 115 TL seviyelerinde bulunduğunu kaydetti. Bursa Valiliği, Mudanya Kaymakamlığı ve Marmarabirlik tarafından organize edilen Hasat Başlangıcı Programı Marmarabirlik'in Mudanya Kooperatifi'nin Yörükali Mahallesi'ndeki zeytin alım deposu bahçesinde gerçekleştirildi. Programa, Mudanya Kaymakamı Ayhan Terzi, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Ak Parti Mudanya İlçe Başkanı Arif Bayrak, Tarım Orman İl Müdürü İbrahim Acar, Marmarabirlik Başkanı Ali Yıldız, Marmarabirlik Mudanya Kooperatifi Başkanı Cüneyt Soylu ile Marmarabirik ortakları zeytin üreticisi çiftçiler katıldı. Mudanya Kaymakamı Ayhan Terzi, çiftçiliğin zor olduğunu bildiğini ancak çiftçiliğin sadece Türkiye'de değil dünyanın her yerinde zor olduğunu belirtti. Kaymakam Terzi, gerek zeytinde gerekse başka ürünlerde modern tarıma geçmenin şart olduğunu da sözlerine ekledi. Mudanya Kooperatifi Başkanı Cüneyt Soylu da bu sene Mudanya bölgesinden 10 bin ton civarında ürün beklediklerini belirtti. Marmarabirlik Başkanı Ali Yıldız da hasat programına ev sahipliği yapmaktan gurur ve onur duyduklarını ifade etti. Konuşmaların ardından kooperatife ait zeytinliklerde hasat başladı. Zeytin ağaçlarının altına serilen mavi yaygılar, gökyüzünden bakıldığında halı desenini andıran etkileyici bir görüntü oluşturdu. Ağaçlar tek tek silkelenerek düşen zeytinler kasalara toplandı. Kaymakam Ayhan Terzi ve Marmarabirlik Başkanı Ali Yıldız da zeytin silkeleme makineleriyle hasada katılarak üreticilere destek verdi. ÜRETİCİLERDEN YOĞUN KATILIM Hasat programının ardından Yörükali Mahallesi çevresindeki zeytin üreticileri, traktörlerine yükledikleri tonlarca zeytini Marmarabirlik deposuna getirerek teslim etti. Teslim alınan zeytinler, bilgisayar destekli sistemle boyutlarına göre ayrılarak özel havuzlara yerleştirildi. Drone ile görüntülenen zeytin havuzları, hasadın büyüklüğünü gözler önüne serdi. GELENEKSEL FERMANTASYON, MODERN TEKNOLOJİYLE BULUŞTU Toplanan zeytinler, 6 ay boyunca doğal fermantasyona bırakılıyor. Sürecin sonunda zeytinler, son teknolojiyle donatılmış steril havuzlarda yıkanıyor ve tuz eşliğinde üzerlerine taş basılarak dinlenmeye alınıyor. Bu yöntemle elde edilen ürünler, hem lezzet hem de kalite açısından öne çıkıyor. "ŞU ANA KADAR 67 BİN TON REKOLTE BEYANINDAN ORTALAMA 115 TL'YE 8 BİN TONU ALINDI" Programın ardından hasat yerinde İHA muhabirinin sorularını cevaplandıran Marmarabirlik Başkanı Ali Yıldız, Marmara Bölgesi'nde başlayan zeytin hasadıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Yıldız Marmarabirlik Bölgesi'nden gelen rekolte beyannamesinin 67 bin ton olduğunu, şu ana kadar alınan ürün miktarının 8 bin ton civarına çıktığını, ortalama fiyatın ise 115 TL seviyelerinde olduğu bildirildi. YENİ DEPOLAMA TESİSİ, İHRACAT HEDEFİ Marmarabirlik'in gelecek hedeflerine de değinen Yıldız, 30 bin ton kapasiteli yeni bir depolama tesisi planladıklarını ve 70 bin ton zeytin alım hedefi koyduklarını açıkladı. İhracat alanında ise 50 milyon dolarlık bir hedefe odaklandıklarını belirten Yıldız, özellikle sofralık siyah zeytin için iç ve dış pazarda daha etkili bir pazarlama stratejisi geliştirdiklerini söyledi. Yeni ürünler ve işleme tesisleriyle ilgili çalışmaların sürdüğünü ifade eden Yıldız, bu yatırımların Marmarabirlik'i ve ortak yapısını daha da güçlendireceğini dile getirdi. KURAKLIK REKOLTEYİ ETKİLİYOR Yıldız, Marmara Bölgesi'nde yaklaşık altı aydır yağış görülmediğini ve bu kuraklığın özellikle suyla üretim yapılmayan bölgelerde rekolteyi olumsuz etkilediğini belirtti. Son yağışların ürün kalitesine katkı sağladığını ifade eden Yıldız, daha fazla yağmurun daha kaliteli ürünler getireceğini söyledi. TÜKETİM VE TAĞŞİŞ UYARISI Türkiye'nin sofralık siyah zeytin tüketiminde dünya lideri olduğunu belirten Yıldız, buna rağmen Avrupa'da yeşil zeytinin daha fazla tercih edildiğini aktardı. Yıldız, zeytinyağı tüketiminde ise Türkiye'nin kişi başı 2-2,5 kilo ile Avrupa'nın 13 litre seviyesinin oldukça gerisinde olduğunu vurguladı. Marmarabirlik'in doğal fermantasyonla ürettiği ürünlerin 8-9 ay mahzenlerde olgunlaştığını hatırlatan Yıldız, iç tüketimin artmasının üreticiye ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağını ifade etti. Son olarak zeytinyağında artan tağşiş üretimine dikkat çeken Yıldız, merdiven altı üretimlerin hem üreticiye hem de tüketiciye zarar verdiğini belirterek, vatandaşları güvenilir markaları tercih etmeleri konusunda uyardı. Tarım ve Ticaret Bakanlıklarının denetimlerinin arttığını da sözlerine ekledi.

'Köfteci Yusuf'tan beklenen açıklama geldi... Haber

'Köfteci Yusuf'tan beklenen açıklama geldi...

Ürünlerinde domuz eti tespit edildiği iddia edilen Köfteci Yusuf A.Ş.'den beklenen açıklama geldi.  'Köfteci Yusuf A.Ş.', sosyal medya hesapları üzerinden konuya ilişkin uzun bir açıklama paylaşarak domuz eti iddialarını yalanladı. Şirket tarafından yapılan açıklamada, "Yapılan analiz sonuçlarının maddi gerçeği yansıtmadığı, bu sonuçların kötü niyetli kişilerin eylemleri neticesinde veyahut gen testi olarak bilinen uygulamalarla yapılan analiz testlerinde şirketimizin hiçbir dahili olmayacak şekilde oluşmuş bulaşı nedeniyle böyle bir sonuç çıktığı/ çıkabileceği değerlendirilmektedir" denilerek, konunun takipçisi herkesten, olayın sonuna kadar gidilerek aydınlatılması konusunda destek istendi. Köfteci Yusuf A.Ş.'nin yapmış olduğu açıklamanın tamamı şöyle:  "KAMUOYU DUYURUSU Ürünlerimizde asla domuz eti kullanılmamıştır. 15.02.2024'te Ankara Çankaya’daki bir şubemizden saat 11:25- 11:40 aralığında pismiş 1/2 dönerden 400 gram numune alınıyor. Analiz sonucu 27.02.2024'te çıkıyor. 29.02.2024'te Ankara Etimesgut'taki bir şubemizden saat 14:40 - 15:00 aralığında pişmiş köfteden 300 gram numune alınıyor. Analiz sonucu 07.03.2024 tarihinde çıkıyor. Her iki işlemde de ne çiğ üründen ne de pişmiş üründen şahit numune almıyorlar, Çiğ üründen de şahit numune alabilirlerdi. Çünkü gen testi çiğ ürün veya pişmiş ürün fark etmeksizin aynı sonucu verir. Bize de çiğ üründen şahit numune bırakabilirlerdi. Çünkü biz tek merkezde üretim yapıyoruz. O ürünler tespit yapılan şubelerde üretilmedi. Bir olumsuzluk olsa tüm ürünlerimizde bulaş olurdu ve 280 şubemizde de benzer olumsuzluklarla karşılaşılırdı. Bu olumsuz analiz sonuçları normal prosedürde tespit yapılan şubeye hızlı şekilde tebliğ edilmeliydi. Biz ilk analizle ilgili sonuçtan 18.03.2024' te haberdar ediliyoruz. Normal Bakanlık işleyişindeki teamüle göre olumsuz bir sonuç tespit edildiğinde sonuç derhal olumsuzluk tespiti yapılan iş yerine bildirilir. Ancak bu teamüle aykırı bir şekilde uzunca bir süre sonra bildirim şubeye değil merkezimize yapılmıştır. Eğer ki bu şekilde direkt olarak bildirim yapılmış olsaydı kamera kayıtlarımız başta olmak üzere tüm süreçlerimiz (karkas alınan etin tedariğinden başlanılarak; üretim aşaması, üretim aşamasından sevkiyat sürecine ve nihai olarak ürünün satışı ve numune alınan, ana kadar) kontrol edilirdi ve böylelikle alınan numunenin izlenebilirliği tam olarak sağlanabilirdi. Ancak tarafımıza olumsuz sonuçlar usule aykırı bir şekilde çok geç bildirildiğinden bu izlenebilirliği gerekli ölçüde: sağlayamamaktayız. Nitekim bu izlenebilirliğin en şeffaf ve kabul edilebilir aşaması kamera kayıtlarının incelenmesi olacağından numune alınan partinin bahsettiğimiz süreçlerine ilişkin kamera kayıtlarına ulaşmamız mümkün olmamıştır. Yukarıda bahsedilen numune alma işlemleri esnasında birçok teknik hata yapılmış olup, bu hatalar yapılan analizlerin sonuçlarını gerçeklikten uzaklaştırmaktadır. Bu hususlarla ilgili tüm teknik detayları hukuki süreçler sonuçlandığında kamuoyu ile paylaşacağız. Yukarıda bahsettiğimiz usulsüzlükler içeren ve gerçeği yansıtmayan analiz sonuçları sonrasında Tarım İl Müdürlüğü ve İlçe Müdürlüğü tarafından üretim tesisimizde yerinde yapılan denetimlerde herhangi bir olumsuz sonuç ile karşılaşılmamıştır. Bilakis üretim tesisimizin hijyen ve diğer uygunluk koşullarını taşıdığı değerlendirilmiştir. Türkiye nezdinde 280 şubesi bulunan ve 12.000 personel istihdam eden şirketimiz nezdinde iddia edildiği gibi bir tağşiş yapılması mümkün değildir; zira bu büyüklükteki bir firmanın bahsedildiği gibi bir riski alması da hayatın olağan akışına da uygun düşmeyecektir. Dolayısıyla yapılan analiz sonuçlarının maddi gerçeği yansıtmadığı, bu sonuçların kötü niyetli kişilerin eylemleri neticesinde veyahut gen testi olarak bilinen uygulamalarla yapılan analiz testlerinde şirketimizin hiçbir dahili olmayacak şekilde oluşmuş bulaşı nedeniyle böyle bir sonuç çıktığı/ çıkabileceği değerlendirilmektedir. Hemen yukarıda da izah ettiğimiz üzere analiz sonuçlarının tarafımıza hızlı şekilde tebliğ edilmemiş olmasından kaynaklı olarak bu izlenebilirliği sağlayamamakta olduğumuzdan bu olumsuz sonucun nedenini net olarak tespit edememekteyiz. Ancak şirket olarak böyle bir durumun yaşanmasının mümkün olmadığına eminiz. Bu durumun en büyük göstergesi ise tağşiş tespit edildiği iddia edilen döner ürünümüzle aynı partiden savcılık makamınca aldırılan numunenin temiz ve uygun çıkması ve ayrıca bu güne değin yapılan resmi denetim ve kontrollerde herhangi bir olumsuz durum ile karşılaşılmamış olunmasıdır. Bugüne değin herhangi bir açıklama yapmamamızın sebebi devam eden hukuki süreçlere ve yargıya olumsuz etkide bulunmak istemememizdir. Ancak gelinen aşamada Bakanlığa ait gizli evrakların basına sızdırılmış olması sebebiyle müşterilerimizin, tedarikçilerimizin, çalışma arkadaşlarımızın ve markamıza gönül vermiş olan tüm dostlarımızın yoğun talepleri üzerine bu açıklamayı yapma gerekliliğimiz hasıl olmuştur.  Biz tüm gücümüz ve inancımızla bu karanlık kumpası açığa çıkartmak için çabalıyoruz. Lütfen başından beri konunun takipçisi olan herkesten bu isin sonuna kadar gidilerek aydınlatılmasına destek olmalarını dileriz.  KÖFTECİ YUSUF A.Ş."

Bakanlık Bursa'da taklit, tağşiş ve hile yapan firmaları açıkladı Haber

Bakanlık Bursa'da taklit, tağşiş ve hile yapan firmaları açıkladı

 Tarım ve Orman Bakanlığı taklit, tağşiş ve hileli gıda satışı yapan firmalar listesini açıkladı. Listede Bursa merkezli firmalar da yer aldı. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tağşiş, hile ve taklit gıda satışı yapan firmalar açıklandı.  Açıklamada, “Tarım ve Orman Bakanlığının yaptığı kontroller sonucunda sahip olduğu bilgileri, 5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu'nun 31 inci maddesinin 6 ncı fıkrası uyarınca kamuoyunun bilgisine sunabileceği hükme bağlanmıştır. Ayrıca, 17 Aralık 2011 tarihli Gıda ve Yemin Resmi Kontrolüne Dair Yönetmeliğin 8 inci maddesi gereğince kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye düşürecek şekilde bozulmuş, değiştirilmiş gıdaları üreten ve/veya satan firmanın adı, ürün adı, markası, parti ve/veya seri numarasının Bakanlık resmi internet sitesinde Bakanlıkça kamuoyunun bilgisine sunabileceği hükmü yer almaktadır. Bu kapsamda, kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye düşürecek şekilde bozulmuş, değiştirilmiş ürünlere ait bilgiler aşağıda yer almaktadır. Kamuoyunun bilgisine sunulur” denildi. ‘guvenilirgida.tarimorman.gov.tr’ adresinde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından açıklanan listede Bursa’dan çok sayıda firmanın  hileli gıda satışı yaptığı ortaya çıktı. Bursa’dan teşhir edilen firmalar arasında, en çok bitkisel yağlarda yapılan hileli işlemler dikkat çekerken özellikle zeytinyağında yapılan hile dikkat çekti. Taklit, tağşiş ve hileli gıda satışı yapan Bursa firmaları ve ürünler listesi: 

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.