SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tarih

Söz Bursa - Tarih haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarih haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

24 Kasım’ın tarihteki izleri: Bilimden sanata, siyasetten toplumsal hafızaya uzanan bir gün Haber

24 Kasım’ın tarihteki izleri: Bilimden sanata, siyasetten toplumsal hafızaya uzanan bir gün

EVRİMİN DOĞUŞU VE YENİ KITALARIN KEŞFİ Bilim tarihinde bir dönüm noktası olan 1859 yılında İngiliz doğa bilimci Charles Darwin, “Türlerin Kökeni” adlı eserini yayımlayarak evrim kuramını bilim dünyasının merkezine yerleştirdi. Coğrafi keşifler cephesinde ise 1642 yılında kâşif Abel Tasman, Tazmanya’ya ayak basan ilk Avrupalı olarak kayıtlara geçti. CUMHURİYET TARİHİNDE 24 KASIM Türkiye tarihinde 24 Kasım, özellikle Cumhuriyet devrimleri açısından ayrı bir anlam taşıyor. 1928'de TBMM, Mustafa Kemal Atatürk’e “Millet Mektepleri Başöğretmeni” unvanını verdi. Bu tarih, 1981 yılında Atatürk’ün 100. doğum yılı etkinlikleri kapsamında “Öğretmenler Günü” olarak kabul edildi. Aynı gün, 1934 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Ayasofya Camii’nin müze olması kararlaştırıldı. Yine 1934’te Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal’e “Atatürk” soyadı verildi. 1927’de Ankara’da Heinrich Krippel tarafından yapılan Zafer Anıtı açıldı. SAVAŞLAR, DEPREMLER VE SİYASİ GERİLİMLER Tarihte 24 Kasım sayfalarında acı olaylar da var. 1976 yılında Van’ın Çaldıran-Muradiye bölgesinde meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki deprem, 3 bin 840 kişinin yaşamını yitirmesine neden oldu. 1939'da Gestapo, Çekoslovakya’da 120 öğrenciyi öldürdü. 1963’te ABD Başkanı Kennedy’nin katil zanlısı Lee Harvey Oswald, Jack Ruby tarafından öldürüldü. Türkiye’de 1994’te Galatasaray’ın Barcelona galibiyeti sonrası yaşanan kutlamalarda 3 kişi hayatını kaybetti. 2015’te ise Türk hava sahasını ihlal eden Rus yapımı Su-24 uçağı, F-16’lar tarafından düşürüldü. BİLİM, SANAT VE SİYASETTE DOĞANLAR – VEFAT EDENLER 24 Kasım, birçok önemli ismin doğum günü olarak da biliniyor. Filozof Spinoza (1632), yazar Carlo Collodi (1826), ressam Toulouse-Lautrec (1864), kişisel gelişim uzmanı Dale Carnegie (1888), Sırp yönetmen Emir Kusturica (1954) ve oyuncu Hande Erçel (1993) bugün doğan isimlerden bazıları. Öte yandan ölüm yıldönümü bugün olanlar arasında Japon İmparatoru Kōtoku, ünlü çizer Diego Rivera, Queen’in efsanevi solisti Freddie Mercury, filozof John Rawls ve karate filmlerinin ikonik yüzü Pat Morita bulunuyor. BUGÜN: 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ Atatürk’e “Başöğretmen” unvanının verildiği gün olan 24 Kasım, Türkiye’de Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor. Bilgiyi nesilden nesile taşıyan öğretmenlerin emekleri bugün bir kez daha hatırlanıyor. Tarih boyunca birçok kırılma anına tanıklık eden 24 Kasım, hem Türkiye’de hem dünyada hafızalara kazınan gelişmeleriyle önemini koruyor.

Kılıçdaroğlu: "Cumhuriyet Halk Partisi derhal arınmalı ve yoluna devam etmelidir" Haber

Kılıçdaroğlu: "Cumhuriyet Halk Partisi derhal arınmalı ve yoluna devam etmelidir"

Eski Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyet Halk Partisi rüşvetlerle, yolsuzluklarla ve rüşvet çarkının müteahhitleriyle anılamaz. Bunlarla bir araya gelemez. Üzerinde iftiralar ve yolsuzluk iddialarıyla yol alamaz, derhal arınmalı ve yoluna devam etmelidir. Cumhuriyet Halk Partisi aziz milletimizi ahlaki uyanışa davet eden bir parti olmalıdır" dedi. Eski CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından yayınladığı videoda, "Cefaker yol ve dava arkadaşlarım ve bu ülkenin yurt sever evlatları. Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkenin kurucu partisidir aynı zamanda devleti ve cumhuriyeti koruma iradesinin ta kendisidir. Cumhuriyet Halk Partisi sıradan bir parti değildir. Partimizin kodları, geleneği ve iki büyük misyonu vardır. Birincisi siyaseti temiz tutmak ve hesap sormaktır. Hesap sorabilmek içinde hesap vermekten kaçınmamak gerekir. Hesap vermek her bir CHP'linin namus borcudur. Her siyasi parti ve her siyasetçi savrulabilir, geri durabilir, rüşvet ve yolsuzluk sarmalına tutunabilir ve hatta ihanet zincirine de tutunabilir. Ama bakın büyük bir ama ile söylüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi rüşvetlerle, yolsuzluklarla ve rüşvet çarkının müteahhitleriyle anılamaz. Bunlarla bir araya gelemez. Üzerinde iftiralar ve yolsuzluk iddialarıyla yol alamaz, derhal arınmalı ve yoluna devam etmelidir. Cumhuriyet Halk Partisi aziz milletimizi ahlaki uyanışa davet eden bir parti olmalıdır" diye konuştu. Cumhuriyet Halk Partisi'nin kardeşlik sürecinin içinde olması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyet Halk Partisi devlete istikamet çizer. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Ortadoğu'dan Asya'ya, Kafkaslardan Avrupa'ya, Altaylar'dan Tuna'ya söyleyecek sözü vardır. Türkiye Cumhuriyeti at sürdüğü ve şehit verdiği coğrafyalarda sıkışamaz. Gönül bağı kurduğu kardeş milletler sofrasında sıkıştırılamaz, sıkışıklığa gelemez. Cumhuriyet Halk Partisi Ortadoğu'da tökezlememizi bekleyen İsrail ve Amerika belasını bertaraf etmek ve memleketin ali menfaatleri için sürecin içinde olmak zorundadır. Risk almalıdır ve konuya siyaset üstü bakarak elini taşın altına koymalıdır. Milletimizin Cumhuriyet Halk Partisi'nden beklentisi kardeşlik sürecinde öncü olması ve sürece istikamet çizmesidir. Tarihin doğru tarafında yer almak çoğu zaman cesaret ve kararlılık gerektirir tarih önünde aziz milletimizle hak, hukuk ve adalet yürüyüşümüze devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Faruk Çelik Mudanya Üniversitesi’nde gençlerle buluştu Haber

Faruk Çelik Mudanya Üniversitesi’nde gençlerle buluştu

Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Devlet, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, AK Parti Grup Başkanvekilliği, Bursa ve Şanlıurfa milletvekilliği yapan, mevcut Artvin Milletvekili Faruk Çelik, siyaset ve kamu yöneticiliğinde edindiği engin tecrübeleri Mudanya Üniversitesi öğrencileri ile paylaştı. Mudanya Üniversitesi’nin düzenlediği ve moderatörlüğünü Genel Sekreter Ali Mollasalih’in yaptığı ‘Tecrübe Konuşuyor’ etkinliğinin konuğu olan Faruk Çelik, konuşmasına Bursa’nın kısa zamanda büyük aşama göstererek gelişen Mudanya Üniversitesi’nde olmaktan mutluluk duyduğunu söyleyerek başladı. Mudanya Üniversitesi’nin artık Bursa dışında da tanınan bir üniversite olduğunu dile getiren Çelik, "Kimse böyle bir başarıyı beklemiyordu. Gün yüzüne çıkan bir üniversite olduğunu görmekten büyük mutluluk duyuyorum. Bursamızın nadide üniversitesinin bu aşamaya gelmesinde başta Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl olmak üzere tüm emeği geçenleri tebrik ediyorum. Mudanya Üniversitesi’nin gelişiminin devam edeceğine yürekten inanıyorum" dedi. YANLIŞLARDAN İBRET ALMIYORUZ Faruk Çelik, söyleşinin başında gençlere kısa bir tarih dersi vererek Doğu ve Batı toplumu arasındaki farkı anlattı. Dünü bilmemenin geleceğin inşası konusunda büyük sıkıntı oluşturacağını ifade eden Çelik, şunları söyledi: "Doğu toplumları için bir tespit var. ‘Hatalarından ders çıkarmazlar, birikimleri geleceğe aktarmazlar’ diye. Doğu toplumlarını anlamak için bir dönemlerine bakın yeter derler. Bir parlak yönetici çıkar devleti kurar, ölünce taht kavgaları çıkar ve dağılır. Bunlar yüzde yüz doğru olmasa da gerçek payı var. Tarihimizde çok görkemli devletler kurmuşuz ama görkemli de batırmışız. Görünen sebebi kardeş kavgaları. Bu 1600’lere kadar sürmüş. Bu dönemde büyük kardeşin padişah olacağını bildiren Ekber Sistemine geçilince bu sorun çözülmüş. Batı’da bu dönemde ne oluyor? Batı Roma İmparatorluğu yıkılıyor. 10. Yüzyılda Papa’nın gücü artırılıyor. Papa bizden 500 yıl önce Ekber sistemine geçiyor ve öncelikle bu sorunu çözüyor. Yani Batı’da yönetim sorunu çözülüyor. Bu süreçte mezhep kavgaları var. Engizisyon bilime kapalı. Protestan-Katolik çatışmaları devam ediyor. Magna Carta ile hak arama mücadeleleri başlıyor. Çatışmalardan Rönesansçılarbaşarılı çıkıyor, Reformcular da sistemi kuruyor. Böylece bir sorun daha çözülüyor. Batı, sonra dünya zenginliğini nasıl elde edeceğine kafa yoruyor ve bunu da sömürgeler oluşturarak başarıyor. Bu 3 sorun çözülerek refah toplumunun yolu açılıyor. Peki biz ne yapmışız? 4 Halifeden sonra başlayan mezhep çatışmaları 1400 yıldır devam ediyor. Yeraltı zenginlikleri İslam ülkelerinde ama fakirlik diz boyu. Batı 3 meselesini çoktan çözmüş, Doğu 3 yanlış bataklığında boğuluyor. Biz tarih tekerrürden ibarettire iman etmişiz. Bu yanlış bir yaklaşım. Maalesef yanlışlardan ibret alan yok. Yanlışlarda ısrar ediyoruz. DOĞRUNUN PEŞİNDE OLMAMIZ GEREKİYOR "Mutlaka doğrunun peşinde olmamız gerekiyor" diyen Faruk Çelik, sözlerine şöyle devam etti: "Bir milletin geçmişini karalaması çok kötü bir şey. Birikimlerimizi geleceğe aktarmamışız. Gelişimi esas alan anlayışı hakim kılamadık. Ne yazık ki bizde kurallar geçerli olmuyor. Tecrübe, sadece dikey bir bilgilendirme değildir. Millet milletten, devlet milletten tecrübe edinilir, bilim adamlarının, tarihçilerin tecrübeleri çok önemlidir. Bizim için gençlerin hayata bakışı da çok önemli. Geleceği şekillendirmek için gençlerin fikirleri çok önemli. Tecrübe bir havuzdur. Bütün birikimler bu havuzda toplanmalıdır. Batılılıar bu havuzdan bizden daha iyi faydalanmışlar. Bizim kültürümüzün birikimlerinden de çok iyi yararlanmışlar. Biz havuzumuzu boşaltmışız. Böyle olunca geleceğe nasıl bakacaksınız? Bilgi en önemli hazinedir. Burada siz gençlere büyük görevler düşüyor." "İYİ İNSAN MODELİNİ YAYGINLAŞTIRMALIYIZ" Daha sonra öğrencilerin sorularını yanıtlayan Faruk Çelik, siyasette uzun süre kalmanın kolay olmadığını vurgulayarak, şunları söyledi: "Ben Vatan Mahallesi’nde Aleviler, Romanlar, Arnavutlar ve Karadenizliler ile büyüdüm. Her düşünceden insan vardı. Bu yüzden birbirimizle anlaşabilmek için çok dikkatli olmamız gerekiyordu. Bu yüzden Vatan Mahallesi bana diyaloğu öğretti. Düşüncesi ne olursa olsun karşımdakinin iyi onsan olması benim için yeterli. Ben anlayışını kafamdan sildim. Biz olmanın önemini kavradım. Hayata bakışıma Vatan Mahallesi bakışı diyebiliriz. Kamu görevimde de bu anlayışı önceledim. Diyalogla kanunları çok hızlı geçirdim. Mühim olan geriye dönüp baktığınızda yaptığınız işlerden mutlu ve memnun olmanız. Bugüne kadar güzel işler yaptığıma da inanıyorum. Son nefesimize kadar ‘iyi insan’ modelini yaygınlaştırmak zorundayız." MİLLİ VE PLANLI TARIM POLİTİKASI ÖNEMLİ Faruk Çelik, bir öğrencinin Türkiye’nin tarım politikasının nasıl olması gerektiği sorusuna da şu cevabı verdi. "Türk tarımı milli olmalı ve planlı tarım üretimi uygulanmalı. Kimyasal değil organik gübre kullanımı ön plana çıkmalı. Kimyasallar toprağı olumsuz etkiliyor. Verimlilik ve kalite artırılmalı. Türkiye tarım işini ‘milli tarım’ ile halletmeli. Ben bakanlığım dönemimde 251 büyük ova ilan ettim. Buralara çivi bile çakamazsınız. Keşke bunu 600 yapabilseydim ama görev sürem yetmedi. Bursa’nın hangi sektörde gelişmesi gerektiği yönündeki soruyu ise Çelik şöyle yanıtladı: "Çok sayıda fabrika Bursa’ya Kocaeli’ye yapıldı. Buralarda bir yığılma oldu. Tabii ki bu da beraberinde göçü getirdi. Biz Doğu’ya fabrika kurulması için teşvikler çıkardık. Ama bunda geç kalındı. Bundan sonra İstanbul merkezli Marmara ve Trakya’yı kapsayacak bir planlama yapılmalı. Hangi il tarım, hangi ile tekstil, hangi il otomotiv kenti olacak belirlenmeli. Şehirleri rahatlatmak gerekiyor. Bu üniversiteler için de böyle. Bir bölgede çok sayıda üniversite ve aynı bölümler var. Bunlar ayrı ayrı bir alanda ihtisaslaşmalı." BURSASPOR ŞAMPİYON OLACAK Söyleşide Bursaspor’a da değinen Faruk Çelik, "Bursaspor şampiyon olacak başka yolu yok. Başarının düşmanı çoktur. Zor bir dönemde oğlum Enes görev aldı. Zorlukları da önemli oranda aştı. Ekibiyle güzel işler yapıyor. Kentte bur birliktelik sağlandı. Bu birlikteliğin devam etmesi gerekiyor. Bursaspor Bursa’nın markası. Herkes destek vermeli. Bu markayı hep berabir büyütmek gerekiyor. Başarıları kıskanmamak gerekiyor. Destek devam ederse Süper Lig’e çıkacağız ve oradaki ilk senemizde şampiyon olacak bir kadro kuracağız" diye konuştu. Faruk Çelik, konuşmasının son bölümünde gençlere şu tavsiyelerde bulundu: "Anne babanızın kıymetini bilin. Onları küçük görmeyin. Onlar sizin için çok kıymetli. Ben anne ve babamdan çok şey öğrendim. Onlarla sağlam ilişki kurmayı ihmal etmeyin. Üniversite yıllarınızı boşa geçirmeyin. Çok çabuk geçiyor. Zamanı iyi kullanın. Nitelikli insana ihtiyacımız var. Yabancı dil işini çözün. İster Türkiye’de ister yurt dışında master yapın. Aranan eleman olun. Benden bir şey olmaz demeyin. Sizden her şey olur. Ben inşaat ustası bir babanın oğluyum. Ben 7 yaşımda sorumluluk almaya başladım. Kardeşlerime bakıyor, ev işlerine yardım ediyordum. Sorumluluk aldığım için hayattan korkmuyorum. Çünkü hayat karşı direncim sağlam. Sorumluluk almazsanız hayattan korkarsınız. Sorumluluk alın ve hayattan korkmayın. Sizin şartlarınız bizlerden çok daha iyi." Programın sonunda Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl ile Rektör Prof. Dr. Emin Karip, Faruk Çelik’e günün anısına teşekkür plaketi verdi.

Alev Alatlı’nın adı Bursa’da yaşayacak Haber

Alev Alatlı’nın adı Bursa’da yaşayacak

Yıldırım Belediyesi’nin, ilçeye kazandırdığı Alev Alatlı Şehir Düşünce ve Sanat Merkezi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve AK Parti Genel Başkan Vekili ve Bursa Milletvekili Efkan Ala’nın katıldığı törenle açıldı. Yıldırım Belediyesi’nin, ilçeye kazandırdığı Alev Alatlı Şehir Düşünce ve Sanat Merkezi düzenlenen törenle hizmete açıldı. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ın ev sahipliğinde düzenlenen açılışa; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, AK Parti Genel Başkan Vekili ve Bursa Milletvekili Efkan Ala, Bursa Valisi Erol Ayyıldız, AK Parti Bursa milletvekilleri Emine Yavuz Gözgeç, Refik Özen, Ayhan Salman, Ahmet Kılıç, Yıldırım Kaymakamı Metin Esen, Üsküdar Kaymakamı Adem Yazıcı, AK Parti Yerel YönetimlerBaşkan Yardımcısı Recep Altepe, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan, Keles Belediye Başkanı Ferhat Erol, Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürü Erdal Çetindağ, Bursa Emniyet Müdürü Kadir Gökçe, Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü, Prof. Dr. Naci Çağlar, AK Parti Yıldırım İlçe Başkanı İrfan Akkaya, AK Parti Osmangazi İlçe Başkanı Adnan Kurtuluş, AK Parti Nilüfer İlçe Başkanı Furkan Alparslan, Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Faruk Uysal, Karaağaç Mahalle Muhtarı Sema Pamukçular, akademisyenler, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. "NESİLLERE İLHAM VERECEK" Bursa’nın kültür, sanat ve fikir hayatına yön verecek Alev Alatlı Şehir Düşünce ve Sanat Merkezi’nin açılışında konuşan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz; "Bugün Bursa’mız; tarih, kültür, sanat ve düşüncenin aynı çatı altında yeniden hayat bulduğu çok müstesna bir ana şahitlik ediyor. Şehrimizin kültürel hafızasını canlı tutacak, fikir üretimini teşvik edecek, gelecek nesillere ilham verecek Alev Alatlı Şehir, Düşünce ve Sanat Merkezi’nin açılışında sizlerle birlikte olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Yıldırım Belediyesi olarak bir yandan şehrimizin fiziki dönüşümünü sürdürürken; diğer yandan medeniyetimizin ruhunu diri tutan kültürel ve fikrî altyapıyı güçlendirmeyi asli vazifemiz olarak görüyoruz. Zira bizim medeniyet tasavvurumuzda şehir yalnızca binalardan ibaret değildir. Şehir; okulu olan, kütüphanesi olan, medresesi olan; ilmi ve irfanı kuşanan yerdir. Nitekim bugün eğitim ile parlayan Yıldırım’da üniversiteler, kütüphaneler ve bilginin üretildiği merkezler hızla çoğalıyor" ifadelerini kullandı. MEDENİYET LABORATUVARI Alev Alatlı Şehir, Düşünce ve Sanat Merkezi’nin ortaya çıkış sürecinden de söz eden Başkan Oktay Yılmaz; "Sivil mimarimizin seçkin örneklerinden tarihi Osman Fevzi Efendi Konağı’nı; 2022 yılında başlayan titiz çalışmalar neticesinde 2024 yılında tamamladığımız restorasyonla gün yüzüne çıkardık. Bahçesi ve giriş katı Yıldırım Kafe ile sosyal hayatın can damarı olurken; üst katlarda yer alan kütüphane, okuma salonu, sergi ve toplantı alanları ile burası yeni bir fikrî canlılığın kapılarını aralıyor. Bu yapıyı yalnızca mimari açıdan ihya etmedik; fonksiyonel olarak da yeniden şehre kazandırdık. Bugün bu mekân;şehre dair kalıcı düşünceler üretmeyi,akademik çalışmalar ile şehir pratiklerini buluşturmayı,geleneğin birikimi ile geleceğin vizyonu arasında köprü kurmayı,şehrin kültürel sermayesini artırmayı hedefleyen önemli bir entelektüel platformdur. Biz burayı yalnızca bir mekân olarak değil;fikirlerin mayalandığı, sanatın hayat bulduğu, düşüncenin derinleştiği bir medeniyet laboratuvarı olarak kurguladık" dedi. "ALEV HOCA’NIN HAKKI ÖDENMEZ" AK Parti Genel Başkan Vekili ve Bursa Milletvekili Efkan Ala ise açılışta yaptığı konuşmada; "Böyle değerli bir güne hoşgeldiniz şeref verdiniz. Sözlerimin başında bu güzel eseri Alev Hoca’nın ismiyle Bursa’ya kazandıran Belediye Başkanımız Oktay Yılmaz’a teşekkür ediyorum. Alev Hoca için ne yapsak görevimizi yerine getiremeyiz. Entelektüel fakirliğin diz boyu olduğu, İslam dünyasının üstüne karabasan gibi çöktüğü bir dönemde Alev Hoca bir çağlayan gibi doğdu. Alev Hoca nadir bulunan, namuslu bir aydındı. Bize kendimizi, Doğu’yu, Batı’yı anlattı. Çok çaba sarf etti. Bugün yakıcı bir insanlık dramı ile karşı karşıyayız. Gazze’de yaşananlar ortada. Filistin mücadelesinde de AlevHoca en ön saftaydı. Filistin meselesini 1980’lerin başından beri gündeme getirdi. Filistin sorununu biz onun emekleriyle anladık. Alev Hoca’yı anlatmaya zaman yetse, kelimeler yetmez. Kelimeler yetse duygular yetmez. Biz onu anlatmaya değil anlamaya çalışıyoruz. Biz Alev Hoca’nın hakkını ödeyemeyiz" ifadelerini kullandı. "BU ESERİ YAŞATMALIYIZ" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise açılışta yaptığı konuşmada; "Sözlerimin hemen başında bu eseri medeniyetler şehri Bursa’ya kazandıran vizyoner belediye başkanımıza çok teşekkür ediyorum. Alev Hoca anlatılmaz yaşanır. Kendisi önemli bir fikir insanıydı. Herkesin yaşamına dokunan eserler verdi. Bu fikirleri ve eserleri yaşatmak bizlerin borcu. Onun fikirlerinin ve isminin burada yaşatılması bizler için gurur verici. Bugün burada fikir üreten, düşünce üreten kişiler yetişecek. Ne mutlu bizlere ki bu önemli eseri Bursa’ya kazandıran bir belediye başkanımız var. Hepimiz buraya katkı vermeli, bu eseri yaşatmalıyız. Burada fikir, düşünce ve sanat üretmeliyiz. Tüm Bursa’ya hayırlı uğurlu olsun" dedi. BAŞKAN YILMAZ’A TEŞEKKÜR Alev Alatlı Şehir, Düşünce ve Sanat Merkezi’ni Bursa’ya kazandıran Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’a teşekkür eden Vali Erol Ayyıldız da; "Bu güzel eseri Bursa’ya kazandıran değerli Belediye Başkanımız Oktay Yılmaz’a iki kere teşekkür etmek istiyorum. Biri bu eser için diğeri ise buraya Alev Alatlı ismini vermesinden dolayı. Tüm Bursa’ya ve Yıldırım’a hayırlı uğurlu olsun" dedi. Annesinin fikirlerinin ve adının yaşayacağı bir mekana kavuştuğunu belirten, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan ise; "Bu mekan annemin adının ve düşüncelerinin yaşayacağı, yeniden hayat bulacağı yer olacak. Bu önemli esere annemin adını veren Yıldırım Belediye Başkanımız Oktay Yılmaz’a çok teşekkür ediyorum" dedi. Karaağaç Mahalle Muhtarı Sema Pamukçular da, Alev Alatlı Şehir, Düşünce ve Sanat Merkezi’ni Yıldırım’a kazandıran Başkan Oktay Yılmaz’a teşekkür etti.

İnegöl'de 17 yıl sonra bir ilk Haber

İnegöl'de 17 yıl sonra bir ilk

Bursa'nı İnegöl ilçesinde, Cumhuriyetin 102. yıl dönümü kutlamaları 17 yıl sonra ilk kez ilçe stadında yapıldı. Saygı duruşu ve İstiklal marşının ardından Tören geçişi yapıldı. İnegöl Kaymakamı Eren Arslan, "29 Ekim 1923 şüphesiz binlerce yıldır şanlı tarihimizin en kudretli günlerinden biridir. Bugün büyük gururun 102. yıldönümünü gururla ve coşkuyla kutluyoruz. Öncelikle tarihimiz boyunca bu toprakları vatan kılma arzusuyla toprağa düşen tüm şehitlerimizi, şanlı ecdadımızı her bir karış toprağı şehit kanıyla sulanan bu toprakların aziz milletimizin ebedi yurdu olduğunu en güçlü delili olan Türkiye Cumhuriyeti’mizin kuruluşunda kan ve ter döken tüm kahramanlarımızı rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. Türk Milleti olarak tarihte birçok büyük devlet kurmuş birçok büyük medeniyet oluşturmuş bir milletiz. Bu devletleri kurarken hiçbir zaman kuru bir hükümdarlık anlayışla hareket etmemiş bir yönetim kültüründen geliyoruz. Her şeyden önce kurmuş olduğumuz devletlerin hakim olduğu topraklarda barışı, huzuru, kardeşliği, adaleti ve inançları saygıyı temel alarak insanları rengine, mezhebine, kültürüne göre ayırmadan hepsini kucaklayan bir medeniyet tasarruru ile bunu yapmışız. İçimizde yaşattığımız bu değerler sayesinde Osmanlı Cihan Devleti 622 yıl hüküm sürmüş, 22 milyon kilometrekareye ulaşan bir coğrafyaya hakim olmuş, o coğrafyada insanlar barış huzur, kardeşlik ve refah içerisinde yaşamışlardır. Osmanlı Cihan Devleti tarih sahnesinden çekilirken Türk Milleti’nin yükselişini hiçbir zaman hazmedemeyen emperyalist güçlerin zulmü karşısında millet olarak çok acılar çektik. Aziz milletimiz yokluk ve imkansızlıklar içinde bile olumsuzluğa kapılmadan bulunduğu bu zor şartlar içerisinde dahi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde inanç ve kararlılıkla sürdürdüğü mücadeleyle Kurtuluş Savaşı’nı zaferle taçlandırmıştır. Biliyor ve inanıyoruz ki büyük ve güçlü devlet olmamız yolunda attığımız her adım düşmanlarımızın yok olmalarına kapı açacaktır. Dün olduğu gibi Cumhuriyetimizin 102. yılını kutladığımız bu günde birlik ve beraberliğimizi korumaya, milli dayanışmaya daha çok ihtiyacımız var" dedi. Konuşmanın ardından İnegöl Belediyesi folklor ekibi beğeni toplayan halk dansları gösterileri yaptı.

Büyükataman’dan Dervişoğlu’na sert tepki: ''KKTC üzerinden Sayın Bahçeli’ye saldırmak milli şuursuzluktur'' Haber

Büyükataman’dan Dervişoğlu’na sert tepki: ''KKTC üzerinden Sayın Bahçeli’ye saldırmak milli şuursuzluktur''

MHP’li Büyükataman açıklamasında şu ifadeleri kullandı: Türk milliyetçiliğini idrakten aciz olan, devlet aklını koltuk hesabına kurban eden, vatanın bekası nedir dendiğinde; parmağıyla alacağı oyu hesaplama telaşına düşen Dervişoğlu! KKTC seçimleri hakkında CHP’nin kuyruğuna takılmış, münasebetsizce ve haddini aşarak Genel Başkanımızı hedef almaya yeltenmiştir. Seçim sonuçlarının hemen ardından “Türkiye büyükelçisini çeksin” diyen zihniyete karşı tek kelime edemeyen Müsavat Bey, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin milli bir sorumlulukla Kıbrıs Türklüğünü ve Türkiye Cumhuriyeti’nin menfaatlerini savunan tavrına saldırmıştır. Oysa bugün, İsrail’in Güney Kıbrıs’ı silahlandırma girişimleri Türkiye’nin Kıbrıs’taki varlığının ne kadar hayati olduğunu açıkça göstermektedir. Böylesi bir dönemde, milli duruşu eleştirmek değil; desteklemek gerekir. Çünkü mesele parti değil, vatan meselesidir! Kıbrıs konusunda emperyalizmin kuyruğuna takılıp Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’ye dil uzatmak hadsizlikten de öte; milli şuursuzluktur. Kıbrıs seçimlerinin sonucunu sanki Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı bir zafer kazanmış gibi gören teslimiyetçi zihniyete ses çıkaramayan İP Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun Kıbrıs Davası, Türkiye’nin bekası ve Türk milliyetçiliği konusundaki tavrı defoludur. Kıbrıs, Türk milletinin namusu, Mavi Vatan’ın kalbidir. Kıbrıs Türklüğüne uzanan her el, Türk’ün çelik iradesi tarafından parçalanmaya mahkûmdur! Ve unutulmasın ki; tarih, MHP ve Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin milli duruşunu not aldığı gibi; İP’in menfaatperest, teslimiyetçi tavrını da not almaktadır. Size ve taşeronluğunu yaptığınız emperyalist şebekeye rağmen Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır! Türk milliyetçiliğini idrakten aciz olan, devlet aklını koltuk hesabına kurban eden, vatanın bekası nedir dendiğinde; parmağıyla alacağı oyu hesaplama telaşına düşen Dervişoğlu!KKTC seçimleri hakkında CHP’nin kuyruğuna takılmış, münasebetsizce ve haddini aşarak Genel Başkanımızı…— İsmet Büyükataman (@buyukataman) October 22, 2025

8 bin 500 yıllık tarih Aktopraklık Höyük’te canlandı Haber

8 bin 500 yıllık tarih Aktopraklık Höyük’te canlandı

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Dünya Uluslararası Arkeoloji Günü dolayısıyla 8500 yıllık geçmişi bulunan Aktopraklık Höyük Arkeopark ve Açık Hava Müzesi'nde düzenlendiği programda, tarih ve arkeoloji meraklıları söyleşi, kazı deneyimi ve arkeodrama atölyesine katılarak keyifli bir zaman yolculuğu yaptı. Bursa Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanlığı Müzeler Şube Müdürlüğü tarafından Dünya Uluslararası Arkeoloji Günü’nde düzenlenen Aktopraklık Arkeoloji Söyleşileri’nin ikincisine, tarih meraklıları yoğun ilgi gösterdi. Tarihi 8500 yıl öncesine dayanan Aktopraklık Höyük Arkeopark ve Açık Hava Müzesi'ndeki programın konuğu, Bursa Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Apollonia ad Rhyndacum Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Derya Şahin oldu. Bursa ve çevresinde yürütülen kazı çalışmalarının bilimsel sürecini, elde edilen keşifler kentin tarihine katkısını ve kent arkeolojisinin çağdaş şehir planlamasındaki yerini anlatan Şahin, kazı başkanı olduğu antik kentteki çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Apollonia ad Rhyndacum kazılarında elde edilen sonuçların, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerini işaret ettiğini belirten Şahin, arkeoloji tutkunlarının sorularını da cevapladı. Söyleşinin ardından katılımcılar ‘arkeolojik kazı deneyimi’ ve ‘ArkeoDrama’ atölyelerine katılarak eğlenceli vakit geçirdi. Kazı tekniklerini ve buluntu değerlendirmesini uygulamalı olarak öğrenen vatandaşlar, arkeolojik süreci birebir yaşama imkanı buldu.

Bursa Kitap Fuarı’nda İznik’in tarihi zenginliği konuşuldu Haber

Bursa Kitap Fuarı’nda İznik’in tarihi zenginliği konuşuldu

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla Tüyap Fuarcılık Grubu ve Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliğiyle düzenlenen 22. Bursa Kitap Fuarı, Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi Fuar Alanı’nda binlerce kitapseveri ağırlıyor. 12-20 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan fuar, bu yıl yeni yerinde daha geniş ve modern bir mekânda kitap tutkunlarına kültür şöleni yaşatıyor. Fuarda, yüzlerce yayınevi, binlerce kitap ve birbirinden değerli yazarlar kitapseverlerle buluşuyor. Fuar kapsamında ise birbirinden önemli isimlerin katıldığı söyleşiler düzenleniyor. Bu kapsamda Moderatörlüğünü Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız’ın üstlendiği ‘1. Konsil Toplantısının Hristiyanlar, İnanç Turizmi ve İznik İçin Önemi" konulu söyleşi düzenlendi. Programda, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra Bursa Ortodoks Kilisesi Metropoliti Yuakim Billis, Katolik İlahiyatçı Severin Hormann, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Muhammet Tarakçı ve İznik Gölü Bazilikal Kilise Kazı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin konuşmacı olarak katıldı. İznik’in tarihi kimliğinin ve turizmdeki potansiyelinin vurgulandığı etkinlikte konuşan Başkan Mustafa Bozbey, tüm konuşmacılara verdikleri bilgilerden dolayı teşekkür etti. Bursa’nın tarihi ve kültürel farklılıkları bir arada bulunduran bir kent olduğunu söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, Bitinya’dan günümüze kadar incelendiğinde birçok inancın ve yapının geleceğe bırakıldığı önemli kentlerden birisi olduğunu belirtti. Bursa’nın değerlerinden birisinin de İznik olduğunu ifade eden Başkan Bozbey, “İznik, özellikle Birinci Konsil’in toplandığı yer olarak öne çıkıyor. Aynı zamanda Roma Tiyatrosu’nda kazılar devam ediyor. Hisardere Nekropolü, çini fırınlar, Su Altı Bazilikal Kilisesi ve tarihi surlar gibi sayısız eser ilçede bulunuyor. Bu yıl Birinci Konsil’in 1700. yılı sebebiyle İznik’te birçok çalışma yapıldı. Bugünlere ulaşan yapıları geleceğe ulaştırmak hepimizin sorumluluğundadır. Bu çabayı göstermek zorundayız” dedi. Bursa’daki Akçalar bölgesine de dikkat çeken Başkan Mustafa Bozbey, Aktopraklık’ın 8500 yıl öncesine dayanan tarihi ve kültürel birikime sahip olduğunu dile getirdi. Bu alanda da çalışmaların devam ettiğini anlatan Başkan Bozbey, “Gölyazı da İznik’e yaklaşacak kadar önemli tarihi ve kültürel birikime sahiptir. Nilüfer Belediyesi zamanında orada nekropol alanını açtık. Bu kadar tarihi birikimle beraber Osmanlı eserlerinin de bulunması Bursa’yı farklı kılmıştır. Bunun değerini anlamalıyız. 8500 yıl öncesiyle Osmanlı eserlerini bir araya getirip bütünleştirmeliyiz. Hikayelerini net olarak ortaya koymalıyız. Her bir eserin ayrı bir hikayesi var. Bunu tek hale düşürmeliyiz. Gelecek kuşaklara aktarılması konusunda da çaba sarf etmeliyiz. Elbette bu anlayışı halkın ve sivil toplum kuruluşlarının da benimsemesi gerekir. Bursa, İstanbul’un tarihi birikimine yakın bir tarihi birikime sahip önemli kenttir. Bir tarafta pagan, Hristiyanlık ve Ortodoks izleri, diğer taraftan İslamiyet’in değerlerini barındırmasıyla barışın temsilcisi bir kent konumuna gelebilir” dedi. Programın sonunda Başkan Mustafa Bozbey tarafından konuşmacılara günün anısına plaket takdim edildi.

Oluz Höyük'te 2 bin 100 yıllık düdük bulundu Haber

Oluz Höyük'te 2 bin 100 yıllık düdük bulundu

Üflenmesiyle birlikte çalışır haldeki düdüğün iki önemli özelliğinin olduğunu belirten İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk İslam Arkeolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Dönmez, “İlki basit bir ses çıkarma aleti olmayıp üzerinde bulunan 4 delikle beraber melodi oluşturma özelliğine sahip. İkinci önemi ise düdükler genelde asker düdüğü olarak Roma kültürüne mal edilen aletler. Fakat burada çıkan düdük M.Ö 1. yüzyıla ait.6. Mithridates Dönemi'ne ait. Bu düdükleri Roma'dan önce Anadolu'ya özgün krallıklarda kullanıldığını düşünüyoruz” diye konuştu. YABANİ BİR KAZA YA DA ANGUT KUŞUNA BENZİYOR Düdüğün kuş şeklinde tasarlanmasının Roma Dönemi'nde de görülen bir gelenek olduğuna değinen Dönmez, “Yabani bir kaza ya da angut kuşuna benzemesi bizim için çok şaşırtıcı değil. Çünkü Oluz Höyük'ün yanında Hitit Dönemi'nden beri bir göl olduğunu biliyoruz. Bu gölün ekosistemi zengin bir kuş cenneti olduğunu biliyoruz. Buradaki kuşların da Oluz Höyüklüler tarafından doğru biçimde gözlemlendiği, bazen çanak, çömlekler üzerine işlendiğini biliyoruz. Burada da Amasya'ya özgü endemik bir kuşun düdük üzerinde figürleştiğini söyleyebiliriz” şeklinde konuştu. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın uyguladığı ‘Geleceğe Miras Projesi' çerçevesinde ilerleyen kazılarda bulunan asker düdüğünün temizlik ve konservasyon çalışmalarının tamamlanması sonrası Amasya Müzesi'ne teslim edileceği bildirildi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.