SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tarım

Söz Bursa - Tarım haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarım haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bursa Tarım Şenliği zenginliği gözler önüne serdi: Başkan Bozbey'den üreticiye destek vurgusu Haber

Bursa Tarım Şenliği zenginliği gözler önüne serdi: Başkan Bozbey'den üreticiye destek vurgusu

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘Yerelde üret, yöreseli koru’ temasıyla bu yıl ilk kez düzenlenen ‘Bursa Tarım Şenliği’, kentin sahip olduğu tarımsal ürün zenginliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Sorgun peyniri, siyez buğdayı ile Gemlik ve Mudanya zeytinin öne çıktığı şenlikte konuşan Başkan Mustafa Bozbey, “Toprağa sahip çıkan çiftçiyi desteklemek boynumuzun borcudur” dedi. Bursa’da kırsal kalkınmayı desteklemek ve köyden kente göçün önüne geçmek amacıyla fide-fidan temininden mazot desteğine, sıvı gübreden damla sulama borusu dağıtımına kadar birçok konuda çiftçiye destek veren Büyükşehir Belediyesi, Bursa’ya has ürünlerin ulusal ve uluslararası alanda tanınması için de çalışmalarını sürdürüyor. BURSA’NIN ÜRÜNLERİ SERGİLENDİ Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen ‘Bursa Tarım Şenliği’, Gökdere Millet Bahçesi-BUTATEM’de gerçekleştirildi. Uludağ’ın yamaçlarının bereketli sütüyle hayat bulan Sorgun peyniri, 12 bin yıllık geçmişiyle ata tohumu siyez buğdayı ile Gemlik ve Mudanya’nın bereketli zeytinlerinin öne çıktığı şenlikte, dernek ve kooperatifler tarafından Bursa’nın hasat dönemi meyve-sebzeleri ve raf ömürlü gıda ürünleri sergilendi. Davul zurna eşliğinde yapılan kortej yürüyüşüyle başlayan şenlikte, NOSAB İlkokulu öğrencileri ve Bursa Birleşik Kafkasya Derneği dans ekibinin gösterileri büyük alkış aldı. “ÇİFTÇİYE DESTEK VERMEK BOYNUMUZUN BORCUDUR” Marmara Belediyeler Birliği (MBB) ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, konuşmasına tarımın ve gıdanın önemine vurgu yaparak başladı. Gençlerin de tarımla uğraşmasını ve geçinebilmesini arzuladıklarını belirten Başkan Mustafa Bozbey, “Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak tarımla uğraşanlara destek veriyoruz. Yerel yönetimler olarak bu desteği vermek zorundayız. Aile işletmelerini geliştirmeye yönelik projeler hazırlamalıyız. Bunun için kooperatiflerin önemini de biliyoruz. Çiftçiye destek vermek boynumuzun borcudur. Toprağa sahip çıkıyorlar, ülkemizin geleceğine katkı sağlama mücadelesi veriyorlar” diye konuştu. “DAHA AZ SUYA İHTİYAÇ DUYAN ÜRÜNLERE YÖNELMELİYİZ” Yaşanan kuraklık sebebiyle suya az ihtiyaç duyan ürünlerin önemine de dikkat çeken Başkan Mustafa Bozbey, “Bursa artık su şehri değil. Marmara’ya 30 milyon nüfus yığıldı. Sanayi buraya getirildi ve tarım toprakları ortadan kaldırıldı. Hem tarım alanlarını hem de havayı kirlettik. Suyun kıymetini daha fazla bilmeliyiz. Daha fazla gelir getiren ancak daha az suya ihtiyaç duyan ürünlere yönelmek zorundayız. Diğer taraftan ürünlerin satışlarıyla ilgili doğru mekanizmaları yaşama geçirmeliyiz. Böylece üreticimizin ürününün tarlada kalmamasını sağlamalıyız. Doğru tarım için eğitim çalışmalarımızı ara vermeden sürdürüyoruz” dedi. “BURSA OVASI TAMAMEN KAYIP” Özellikle tarıma elverişli bölgelerdeki topraklara çiftçilerin sahip çıkmasını isteyen Başkan Mustafa Bozbey, “Dağ yöresinde topraklar yaklaşık yüzde 30 civarında üçüncü şahıslara geçmiş. Yenişehir’de yüzde 35 civarında olduğunu öğrendik. Karacabey ve Mustafakemalpaşa civarında yüzde 30 civarında olduğunu gördük. Tarımla uğraşmayanların bu toprakları alması, imar gibi başka hedeflerinin olduğunu gösteriyor. Bursa ovası zaten tamamen kayıp. Bursa ovası toprak kalitesi açısından Türkiye’nin en verimli ovalardan birisidir. Buna rağmen bu topraklar kaybedilirken göz yumuldu. Hepimiz geleceğimizi düşünmek zorundayız” diye konuştu. “ÇİFTÇİMİZİN ÜRETMESİNİ İSTİYORUZ” Mustafakemalpaşa’da kurulan fabrikada hem sıvı gübre hem de damla sulama borusu üretildiğini, Yenişehir tarafına da benzer bir fabrika kurmayı planladıklarını anlatan Başkan Mustafa Bozbey, “Tohum, fide, fidan, mazot desteklerini yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Çiftçimizin üretmesini istiyoruz. Ektiği ürünün karşılığını alması için pazar konusunda planlama yapmalıyız. Bursa’nın ürünlerini Bursalıların bilmesi konusunda da hassasiyet gösteriyoruz. Çiftçimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Kadın kooperatiflerimize desteğimizi artırarak sürdüreceğiz. Tarım Şenliği’nin bereketli olmasını diliyorum” dedi. Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in tarım ve kırsal yaşam vizyonu doğrultusunda Gemlik’teki üreticilere yönelik çalışmalar yürüttüklerini belirtti. Geçen sene yağlık zeytinin dibe vurduğu dönemde Başkan Mustafa Bozbey’in 100 tonluk bir zeytin alımı desteği verdiğini hatırlatan Deviren, bu sene de aynı desteği verdiği için Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür etti. Bursa Bölgesi Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatif Birliği KÖY-KOOP Başkanı Osman Özkan, şenliğin bir kutlama olmadığını, emeğin, toprağın ve dayanışmanın bir araya geldiği anlamlı bir buluşma olduğunu söyledi. Bursa’da tarımın sadece geçim kaynağı olmadığını, aynı zamanda kültürel mirasın da önemli bir parçası olduğunu vurgulayan Özkan, kooperatifçiliğin önemini anlattı. Bursa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Fevzi Çakmak, armuttan şeftaliye, kirazdan vişneye, domatesten enginara kadar kentin her bir yöresinde ayrı ayrı ürünlerin yetiştiğini dile getirdi. Üreticinin her şartta desteklenmesi, gençleri kırsalda tutacak projelerin geliştirilmesi gerektiğini anlatan Çakmak, Büyükşehir Belediyesi’nin fide-fidan, sıvı gübre, damla sulama borusu dağıtarak kısa vadede büyük destekler verdiğini hatırlattı ve Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür etti. Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan, domates, zeytin, şeftali, siyah incir gibi birçok ılıman ve soğuk iklim bitkisinin Bursa’da yetiştiğini hatırlatarak üreticinin sürekli desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Büyükşehir Belediyesi’nin dalma sulama borusu dağıtımıyla Bursa genelinde önemli bir işe imza attığını ifade eden Yazgan, Başkan Mustafa Bozbey’e üreticiler adına teşekkür etti. Konuşmaların ardından Başkan Mustafa Bozbey, günün anısına Gökdere Millet Bahçesi’ne fidan dikti. Program, zeytinyağı sabunu yapımı, zeytin kurma, çörekotu yağı sıkım atölyeleriyle devam etti. Şenlik, siyez buğdayı, zeytin, sorgun peyniri ve aspir yağı konulu söyleşi programlarının ardından sona erdi.

Bozbey'den çarpıcı sözler: "Bursa artık su şehri değil! Uludağ'a 20 santim kar yağdı diye TikTok'tan seviniyorlar" Haber

Bozbey'den çarpıcı sözler: "Bursa artık su şehri değil! Uludağ'a 20 santim kar yağdı diye TikTok'tan seviniyorlar"

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa'nın artık su şehri olmadığını belirterek, "Uludağ'a 20 santim kar yağdı diye oraya çıkıp oyun oynuyor Tiktok'tan seviniyorlar. Bursa bu mu" dedi. Başkan Bozbey, Gökdere Millet Bahçesi'ndeki Bursa Tarımsal Ürünler Tanıtım ve Eğitim Merkezinde (BUTATEM) "Toprak Ana Günü" temasıyla düzenlenen "Bursa Tarım Şenliği'ne kortej yürüyüşüyle geldi. "Yerelde Üret, Yöreseli Koru" sloganıyla gerçekleştirilen şenlikte halk oyunları gösterisi sunuldu, ardından protokol konuşmalarına geçildi. Kırsalda tarımla uğraşanların yaş ortalamasının 60 olduğuna dikkati çeken Bozbey, gençlerin tarımdan gelecek umut etmelerini, ailesinin yaşamını sağlayacak geliri kazanabileceklerine inanmasını istediklerini kaydetti. Hollanda'nın Konya kadar toprağa sahip olmasına rağmen 120 milyar dolar civarında tarım ihracatı bulunduğunu dile getiren Bozbey, "Biz niye yapamıyoruz. Biz aslında yakın zamana kadar dünyada kendi kendine yeten ilk 7 ülke arasındaydık. Ne oldu da bugünlere geldik" dedi. Büyükşehir Belediyesi olarak tarıma ve üreticilere destek verdiklerini anlatan Bozbey, gençleri o alanda mutlu edecek, gelecekle ilgili kaygı duymayacak hale getirmek zorunda olduklarını söyledi. "ÇİFTÇİYE DESTEK VERMEK BOYNUMUZUN BORCU" Tarımsal üretim biterse başka ülkelerin zeytinine, peynirine ve buğdayına muhtaç olunacağını vurgulayan Bozbey, şöyle konuştu: "Makineyi yiyemezsiniz. Makine de araba da üretilir ama öncelik sıralamasında tarımı gerilerde bırakmayalım. Pandemide bazı şeyleri çok net gördük. Gıdaya ve enerjiye erişimde çok ciddi sıkıntılar yaşadık. Toprağın kıymetini o zaman anladık. Birçok insan bir dönüm yer alayım da ekeyim biçeyim o üründen faydalanayım derdine düştü. Aile işletmelerimizi geliştirmeye yönelik projeler hazırlıyoruz, hayata geçiriyoruz." "Çiftçiye destek vermek boynumuzun borcu" diyen Bozbey, "Çünkü toprağı koruyorlar sahip çıkıyorlar ve ülkemizin geleceğine katkı sağlama mücadelesi veriyorlar" ifadesini kullandı. "ÇİMLERİ İÇME SUYUYLA SULADIK" Bozbey, yıllardır büyük parkların, bahçelerin sulamasında içme suyu kullanıldığını belirterek, şöyle devam etti: "Doğancı Barajı'ndan aldığımız, getirip Doburca'da arıttığımız suyla parklarımızı suladık. İçme suyunu arıtma tesisinden geçirdiğimiz sularla çimleri, ağaçları suladık. Bundan genel olarak vazgeçtik daha doğru işler yapıyoruz. Kuraklık bugünün sorunu değil. Aslında dün belliydi. Bilim insanları yıllardır bunları anlattılar. İklim değişikliklerinin sonuçlarını hep dile getirdiler. Yöneticiler anladı mı anlamadı. 'Bursa su şehri' deniliyordu artık su şehri değil. Kim yaptı bunu insanlar yaptı. Ülkemizin geleceğini de iyi planlayamadık. Marmara'ya 30 milyonu yığdık, sanayiyi, insanları buraya getirdik. Tarım alanlarını kirlettik, yetmedi havayı kirlettik." "ULUDAĞ'DA KAR YAĞDI DİYE OYNUYORLAR" Bozbey, "Uludağ'a 20 santim kar yağdı diye oraya çıkıp oyun oynuyor Tiktok'tan seviniyorlar. Bursa bu mu? İnsanların kendine yaptığına bakın" dedi. Kent olarak gri su uygulamalarının yaşamın bir parçası haline gelmesi gerektiğini vurgulayan Bozbey, şunları söyledi: "Bununla mı kalacağız. Hayır. Tarımda ürün değişikliklerini önümüze koymamız lazım. Tarımda eğitim çalışmaları yapıyoruz. Bilinçli tarım önemli. Sulamayı, toprağın nasıl korunduğunu bileceğiz. Fazla suya ihtiyaç duyan çok suya ihtiyaç duyan ürünlerden Bursa olarak yavaş yavaş uzaklaşacağız. Suya az ihtiyaç duyan ürünlere yönelmeliyiz." "ÇINARCIK BARAJI DA YETMEYECEK" Bozbey, içme suyunun sağlandığı 2 barajdaki su miktarının ortalamaların çok altında olduğuna dikkati çekerek, "Yeni barajımız onun da havzası belli. 2-3 sene ya da 4-5 sene sorun olmayacak ama aynı kuraklık sürerse o da yetmeyecek Çınarcık da yetmeyecek. Alternatif kaynakları düşünerek hareket etmeliyiz. Tüketimde de radikal değişikliklere gitmeliyiz. Ürün değişikliği ise ürün değişikliği yapacağız, çiftçimizi koruyarak bunu yapacağız" diye konuştu. Bursa Ovası'nın kaybedildiğini belirten Bozbey, "Bursa Ovası, toprak kalitesi açısından Türkiye'de en verimli ovalardan birisiydi. Bu toprakların yok edilmesine göz yumduk" dedi. Bozbey, çiftçiye gübre, mazot, ilaç, sulama borusu gibi desteklerinin süreceğini belirterek, üretilen ürünlere pazar bulma konusunda da çalışmalar yapacaklarını kaydetti. Bozbey ile katılımcılar, zeytin kırma ve zeytinyağı sabunu yapma atölyesi ile kooperatiflerin stantlarını gezdi, bilgi aldı.

PERDER, Balıkesir'de üreticilerle bir araya geldi Haber

PERDER, Balıkesir'de üreticilerle bir araya geldi

Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Tarım Komisyonu, Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF PERDER), Gıda Perakendecileri Derneği, Tüm Restoranlar ve Turizmciler derneği (TÜRES) ile Turizm, Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği’nin (TURYİD) paydaşı olduğu Türkiye’nin Kahramanları Projesi kapsamında Balıkesir Üretici Buluşması düzenlendi. PERDER’E TEŞEKKÜR PLAKETİ Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Bursa Perakendeciler Derneği (PERDER) Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Kılıç ile Yönetim Kurulu ve üyelerden oluşan heyet, Güvenilir Ürün Platformunun Balıkesir Ticaret Odası ev sahipliğinde düzenlediği buluşmada Balıkesirli üreticiler ile bir araya geldi. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın ve Balıkesir Ticaret Odası Başkanı Rahmi Kula, organizasyona katkılarından dolayı PERDER’e teşekkür plaketi takdim etti. ‘SAĞLIKLI VE GÜVENİLİR ÜRÜN’ VURGUSU Kalkınmanın yerelden başlayan bir süreç olduğunu ve bu nedenle organizasyonun önemli kazanımlar sağlayacağını dile getiren Haşim Kılıç, “Ulusal kalkınmada başarıya ulaşmanın yolunun, yerel üretimde artış ile mümkün olduğu gerçeğinden hareketle yerel üreticilerimiz ile yeni iş birlikleri için hamlelerimize devam ediyoruz. Sürdürülebilir iş birliklerinin teşviki ve yerel üretimin desteklenmesi amacıyla yapılan buluşmada Balıkesirli firmaların üretim ve pazarlama süreçleri hakkında detaylı bilgi edindik. Gıda sektörü, tarladan sofraya kadar uzanan büyük bir emek zinciridir. Sadece bir ürün üretmek değil; sağlıklı, güvenilir ürünü tüketicilerle buluşturmak artık çok daha önemli. Ömer Düzgün Başkanlığındaki Türkiye Perakendeciler Federasyonu bünyesindeki tüm şubelerimiz bu konuyu çok önemsiyor. Yerel üreticilerin büyümesi, gelişmesi yerel perakendeciler olarak bizlerin de iş yapış süreçlerine katma değer sağlayacaktır. Yerel üreticilerimiz ile önümüzdeki süreçte daha yoğun iş birliği yapacağız.” diye konuştu.

ADD’den 10 Kasım mesajı: “Cumhuriyetimizi ve Devrimlerimizi sonsuza dek yaşatacağız” Haber

ADD’den 10 Kasım mesajı: “Cumhuriyetimizi ve Devrimlerimizi sonsuza dek yaşatacağız”

Açıklamada, “Kurtarıcımız, kurucumuz, değişmez önderimiz Büyük Atatürk’ü yalnızca bir gün değil, her gün anıyor, anlamaya çalışıyoruz.” denilerek, Atatürk ilke ve devrimlerine yönelik saldırılara dikkat çekildi. “Cumhuriyeti ve devrimi koruyacağız” Dernek açıklamasında, son yıllarda artan gerici ve bölücü girişimlere karşı şu ifadelere yer verildi: “Cumhuriyeti ve Devrimi, din kisvesi altındaki karanlık odaklardan, ülkeyi bölmeye çalışan iç ve dış güçlerden mutlaka koruyacağız. Ülkemizi şeyhler, dervişler, müritler memleketi yapmaya çalışanları bir kez daha hüsrana uğratacağız.” “10 Kasım’ı gölgede bırakmak isteyenlere karşı dimdik ayaktayız” Atatürkçü Düşünce Derneği, 10 Kasım anma törenlerini gölgede bırakmaya yönelik girişimlerin farkında olduklarını belirterek şu çağrıda bulundu: “Bu klasik oyunlara asla geçit vermeyeceğiz. Eğitim İş sendikamızın öncülüğünde, okullar kapalı olsa da 10 Kasım Pazartesi günü saat 09.05’te halkımızla, öğrencilerimizle birlikte Atatürk’ü ve devrimlerini anacağız. Halkımızı okullarımıza davet ediyoruz.” “Cumhuriyet mucizesi yoktan var edildi” Açıklamada, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkıntıları arasından doğan Cumhuriyet’in “dünyanın en ahlaklı, en namuslu devleti” olarak tanımlandığı vurgulandı: “12 milyon nüfusun yarısı hastalıklarla pençeleşirken, 40 bin köyün 37 bininde okul yoktu. Kadınlar nüfustan sayılmıyor, halkın çoğu okuma yazma bilmiyordu. Atatürk ve devrim kadroları cehaleti, yoksulluğu ve bağımlılığı yenerek Türkiye’yi ayağa kaldırdı.” Dernek, Cumhuriyetin “bir mucize” olduğunu belirterek, Atatürk’ün eğitim, sanayi, sağlık ve tarım devrimlerinin ülkeyi kısa sürede çağdaş bir seviyeye taşıdığını hatırlattı. “Kemalist devrim yolumuzu aydınlatıyor” Derneğin açıklamasında 1950 sonrasındaki politikalar da eleştirilerek, Atatürk’ün akıl ve bilim temelli devlet anlayışının terk edilmesinin ülkeyi fakr ü zaruret içinde bıraktığı ifade edildi: “Eğitim, sağlık, üretim, hukuk sistemi yozlaştırıldı. Yargı bağımsızlığı ve laik eğitim yok sayıldı. Ancak biz, bu ahval ve şerait içinde dahi görevimizin bilincindeyiz. Yeniden Atatürk Cumhuriyeti’ne ulaşacağız.” “Terör örgütlerine ve bölücü zihniyete karşı uyarı” Açıklamada, bölücü terör örgütlerinin ve işbirlikçilerinin Cumhuriyetin temelini hedef aldığına dikkat çekilerek, Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası’na yönelik saldırıların asla kabul edilemeyeceği vurgulandı: “Cumhuriyete başkaldıran, Sevr’i savunan hainlerin izinden gidenler bugün yeniden sahnededir. Terör örgütlerinin açıklamaları, Lozan’ı ve Cumhuriyetimizi hedef almaktadır. Bu hain planları boşa çıkaracağız.” “Atatürk’ün yolundan asla dönmeyeceğiz” Açıklamanın sonunda, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin kuruluş manifestosuna atıfta bulunularak şu ifadeler yer aldı: “Atatürk devrim ve ilkelerinin gelecekte de egemen olmasına katkıda bulunmak ve onlara bekçilik yapmak zorundayız. Bu görev bugün her zamankinden daha önemlidir.

Marmarabirlik’te hedef 70 bin ton zeytin, 50 milyon dolarlık ihracat Haber

Marmarabirlik’te hedef 70 bin ton zeytin, 50 milyon dolarlık ihracat

Bursa ve ilçelerinde zeytin hasadı başladı. Çiftçiler sabahın ilk ışıklarıyla birlikte bahçelerin yolunu tutup sofraları süsleyen zeytinleri ailece topluyor. Marmarabirlik Başkanı Ali Yıldız, bu yıl iri taneli ve kaliteli ürünlerin öne çıktığını belirterek, Türkiye genelinde sofralık ve yağlık zeytin rekoltesinin toplamda 2 milyon 450 bin ton olarak öngörüldüğünü, bunun 740 bin tonunun sofralık zeytin olduğunu ifade etti. Marmarabirlik Başkanı Ali Yıldız, Marmara Bölgesi'nde başlayan zeytin hasadıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Yıldız, Marmarabirlik bölgesinden gelen rekolte beyannamesinin 67 bin ton olduğunu, şu ana kadar alınan ürün miktarının 8 bin ton civarına çıktığını, ortalama fiyatın ise 115 TL seviyelerinde bulunduğunu kaydetti. Bursa Valiliği, Mudanya Kaymakamlığı ve Marmarabirlik tarafından organize edilen Hasat Başlangıcı Programı Marmarabirlik'in Mudanya Kooperatifi'nin Yörükali Mahallesi'ndeki zeytin alım deposu bahçesinde gerçekleştirildi. Programa, Mudanya Kaymakamı Ayhan Terzi, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Ak Parti Mudanya İlçe Başkanı Arif Bayrak, Tarım Orman İl Müdürü İbrahim Acar, Marmarabirlik Başkanı Ali Yıldız, Marmarabirlik Mudanya Kooperatifi Başkanı Cüneyt Soylu ile Marmarabirik ortakları zeytin üreticisi çiftçiler katıldı. Mudanya Kaymakamı Ayhan Terzi, çiftçiliğin zor olduğunu bildiğini ancak çiftçiliğin sadece Türkiye'de değil dünyanın her yerinde zor olduğunu belirtti. Kaymakam Terzi, gerek zeytinde gerekse başka ürünlerde modern tarıma geçmenin şart olduğunu da sözlerine ekledi. Mudanya Kooperatifi Başkanı Cüneyt Soylu da bu sene Mudanya bölgesinden 10 bin ton civarında ürün beklediklerini belirtti. Marmarabirlik Başkanı Ali Yıldız da hasat programına ev sahipliği yapmaktan gurur ve onur duyduklarını ifade etti. Konuşmaların ardından kooperatife ait zeytinliklerde hasat başladı. Zeytin ağaçlarının altına serilen mavi yaygılar, gökyüzünden bakıldığında halı desenini andıran etkileyici bir görüntü oluşturdu. Ağaçlar tek tek silkelenerek düşen zeytinler kasalara toplandı. Kaymakam Ayhan Terzi ve Marmarabirlik Başkanı Ali Yıldız da zeytin silkeleme makineleriyle hasada katılarak üreticilere destek verdi. ÜRETİCİLERDEN YOĞUN KATILIM Hasat programının ardından Yörükali Mahallesi çevresindeki zeytin üreticileri, traktörlerine yükledikleri tonlarca zeytini Marmarabirlik deposuna getirerek teslim etti. Teslim alınan zeytinler, bilgisayar destekli sistemle boyutlarına göre ayrılarak özel havuzlara yerleştirildi. Drone ile görüntülenen zeytin havuzları, hasadın büyüklüğünü gözler önüne serdi. GELENEKSEL FERMANTASYON, MODERN TEKNOLOJİYLE BULUŞTU Toplanan zeytinler, 6 ay boyunca doğal fermantasyona bırakılıyor. Sürecin sonunda zeytinler, son teknolojiyle donatılmış steril havuzlarda yıkanıyor ve tuz eşliğinde üzerlerine taş basılarak dinlenmeye alınıyor. Bu yöntemle elde edilen ürünler, hem lezzet hem de kalite açısından öne çıkıyor. "ŞU ANA KADAR 67 BİN TON REKOLTE BEYANINDAN ORTALAMA 115 TL'YE 8 BİN TONU ALINDI" Programın ardından hasat yerinde İHA muhabirinin sorularını cevaplandıran Marmarabirlik Başkanı Ali Yıldız, Marmara Bölgesi'nde başlayan zeytin hasadıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Yıldız Marmarabirlik Bölgesi'nden gelen rekolte beyannamesinin 67 bin ton olduğunu, şu ana kadar alınan ürün miktarının 8 bin ton civarına çıktığını, ortalama fiyatın ise 115 TL seviyelerinde olduğu bildirildi. YENİ DEPOLAMA TESİSİ, İHRACAT HEDEFİ Marmarabirlik'in gelecek hedeflerine de değinen Yıldız, 30 bin ton kapasiteli yeni bir depolama tesisi planladıklarını ve 70 bin ton zeytin alım hedefi koyduklarını açıkladı. İhracat alanında ise 50 milyon dolarlık bir hedefe odaklandıklarını belirten Yıldız, özellikle sofralık siyah zeytin için iç ve dış pazarda daha etkili bir pazarlama stratejisi geliştirdiklerini söyledi. Yeni ürünler ve işleme tesisleriyle ilgili çalışmaların sürdüğünü ifade eden Yıldız, bu yatırımların Marmarabirlik'i ve ortak yapısını daha da güçlendireceğini dile getirdi. KURAKLIK REKOLTEYİ ETKİLİYOR Yıldız, Marmara Bölgesi'nde yaklaşık altı aydır yağış görülmediğini ve bu kuraklığın özellikle suyla üretim yapılmayan bölgelerde rekolteyi olumsuz etkilediğini belirtti. Son yağışların ürün kalitesine katkı sağladığını ifade eden Yıldız, daha fazla yağmurun daha kaliteli ürünler getireceğini söyledi. TÜKETİM VE TAĞŞİŞ UYARISI Türkiye'nin sofralık siyah zeytin tüketiminde dünya lideri olduğunu belirten Yıldız, buna rağmen Avrupa'da yeşil zeytinin daha fazla tercih edildiğini aktardı. Yıldız, zeytinyağı tüketiminde ise Türkiye'nin kişi başı 2-2,5 kilo ile Avrupa'nın 13 litre seviyesinin oldukça gerisinde olduğunu vurguladı. Marmarabirlik'in doğal fermantasyonla ürettiği ürünlerin 8-9 ay mahzenlerde olgunlaştığını hatırlatan Yıldız, iç tüketimin artmasının üreticiye ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağını ifade etti. Son olarak zeytinyağında artan tağşiş üretimine dikkat çeken Yıldız, merdiven altı üretimlerin hem üreticiye hem de tüketiciye zarar verdiğini belirterek, vatandaşları güvenilir markaları tercih etmeleri konusunda uyardı. Tarım ve Ticaret Bakanlıklarının denetimlerinin arttığını da sözlerine ekledi.

Gölyazı Antik Tiyatrosu yeniden hayat bulacak Haber

Gölyazı Antik Tiyatrosu yeniden hayat bulacak

Bursa ve Nilüfer’in en önemli turistik bölgelerinden olan Gölyazı Mahallesi’ndeki 2 bin yıllık antik tiyatro kazılarında sona gelindi. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, kazı çalışmalarını yerinde inceleyerek, tiyatronun kültür sanat etkinliklerine ev sahipliği yapacak modern bir mekana dönüştürüleceğini müjdeledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı izniyle, Nilüfer Belediyesi'nin destekleri ve Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Ortaçağ Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Derya Şahin başkanlığında 2021 yılından bu yana sürdürülen kazı çalışmalarında son dönemece girildi. Helenistik dönemden kalma ve Roma İmparatoru Hadrianus döneminde yenilenen antik tiyatroda kazılar, bu yıl içinde tamamlanacak. “TÜRKİYE'NİN EN GÜZEL YERLERİNDEN BİRİ OLACAK” Kazı alanını inceleyen Başkan Şadi Özdemir, antik tiyatronun zamanında 5 binden fazla kişiyi ağırlayabildiğini belirterek, “Mevcut halini koruyarak restorasyon çalışması yaptığımızda, burada bir açık hava ortamı oluşturabiliriz. Kültürel ve arkeolojik etkinlikler, öğrencilerin gelip çalışmaları gözlemlemesi, atölye kullanımı gibi faaliyetler düzenlenebilir. Umarız kısa süre içerisinde bu süreci tamamlayarak, belki de Türkiye’nin en güzel yerlerinden birinde güzel kültür sanat etkinliklerini hep birlikte yaşayabiliriz” dedi. Gölyazı’nın yaşamın ve kültürün iç içe geçtiği en güzel bölgelerden biri olduğunu vurgulayan Başkan Şadi Özdemir, “Nilüfer'in tarihi tarafı yeterince bilinmiyor. Yeni bir şehir olarak bilinse de milattan öncesine giden çok sayıda yerimiz bulunmakta. Gölyazı ve Misi gibi tarihi ve kültürel miras açısından çok değerli yerlerimiz var” diye konuştu. BÖLGEYE KAPSAMLI TURİZM VİZYONU Başkan Şadi Özdemir, Gölyazı’nın turizm potansiyelini artırmak için kapsamlı projeler planladıklarını açıkladı. Gölyazı, Akçalar, Fadıllı ve Ayvaköy’ü bir bütün olarak ele aldıklarını belirten Başkan Şadi Özdemir, turistlerin bölgede daha uzun vakit geçirmelerini sağlamak için seyit tepeleri, bisiklet yolları, otoparklar, göl üzerinden ulaşım ve çeşitli aktiviteler planladıklarını ifade etti. Ayvaköy Mahallesi’ni dijital köy haline getirme projesinden de bahseden Başkan Şadi Özdemir, “Dijital göçebelerin gelebileceği ortamlar yaratmak istiyoruz. İnsanlar bilgisayarlarını yanlarına alarak dünyayı gezerek çalışıyor. Biz de bu bölgede dijital göçebelerin gelebileceği ortamlar yaratacağız” dedi. Ayvaköy’deki Ayvaini Mağarası’nın da turizme kazandırılacağını belirten Başkan Şadi Özdemir, “Valimizin desteğiyle, buranın giriş-çıkışlarının Nilüfer Belediyesi’ne devri için gerekli talimatlar verildi. Bürokratik süreç tamamlandığında, herkesin güvenle ziyaret edebileceği bir ortam oluşturacağız” dedi. "TARIM VE TURİZM BİRLİKTE GELİŞECEK" Başkan Şadi Özdemir, tüm bu çalışmaların temel amacının Gölyazı halkının sürdürülebilir bir yaşam standardına kavuşması olduğunu vurgulayarak, “Tarım ve turizmi bir arada düşünmek gerekiyor. Bölgede siyah incir, zeytin gibi çok kaliteli tarım ürünleri bulunmaktadır. Umarız halkımız tarımdan vazgeçmez, tarım yeniden harekete geçer ve tarım dışına düşmüş genç nüfus yine tarıma yönelir" dedi. SIRADA RESTORASYON VAR Kazı Başkanı Prof. Dr. Derya Şahin de, tiyatronun Helenistik dönem kökenli olduğunu ve Roma İmparatoru Hadrianus döneminde ciddi bir renovasyon geçirdiğini belirtti. “D formlu bir Roma tiyatrosu olan yapı, zamanında 5 bine yakın oturma kapasitesine sahipti. Günümüze 44 oturma sırası ulaşabildi” diye konuştu. Şahin, Nilüfer Belediyesi’nin desteğiyle bölgede definecilik faaliyetlerinin neredeyse sona erdiğini de sözlerine ekleyerek, “Burada çalışan arkadaşlarımız hem kendi tarihlerini öğreniyorlar hem de neler çıktığını bizzat görüyorlar. Hem arazileri değerlendi, hem gelen turist sayısı arttı” ifadelerini kullandı. Kazı çalışmalarının 5’inci yılında neredeyse tamamlandığını belirten Prof. Dr. Şahin, bundan sonra uluslararası tüzüklere uygun şekilde restorasyon ve rekonstrüksiyon çalışmalarının başlayacağını, tiyatronun yeniden gösteri mekanı olarak kullanılabilmesinin sağlanacağını ifade etti. Başkan Şadi Özdemir, antik tiyatro kazı bölgesinin ardından bölgede yeni bulunan “Simitçi Kale” bölümündeki ipek atölyesini de ziyaret etti.

Burkay: “Teknoloji ve verimlilik üretimin standardı olmalı” Haber

Burkay: “Teknoloji ve verimlilik üretimin standardı olmalı”

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) öncülüğünde gerçekleştirilen ‘Uludağ Gıda Zirvesi’, sektörün liderlerini bir araya getirdi. “Sürdürülebilir Gıda, Güvenilir Gelecek” temasıyla düzenlenen zirve, tarımdan sanayiye, tedarikten ihracata kadar gıda ekosisteminin tüm halkalarını aynı çatı altında buluşturdu. BTSO Gıda ve Paketli Ürünler Konseyi’nin çalışmaları doğrultusunda iş dünyasının yaşam boyu eğitim merkezi Bursa Business School ev sahipliğinde düzenlenen zirvede, iklim değişikliğinin tedarik zincirine etkileri, yerli üretimin güçlendirilmesi, gıda israfının önlenmesi ve sürdürülebilir arz modelleri gibi konular alanında uzman isimler tarafından ele alındı. Kamu yöneticileri, akademisyenler, sektör temsilcileri ve yerel yöneticileri bir araya getiren zirvenin açılışında konuşan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, küresel dönüşüm çağında akıllı, yeşil ve sürdürülebilir üretimin geleceği şekillendirdiğini belirterek, teknoloji ve verimlilik temelli bir tarım-sanayi entegrasyonunun Türkiye’nin gıda güvenliği ve rekabet gücü için hayati öneme sahip olduğunu söyledi. “Köklü Bir Zihniyet Dönüşümünden Geçiyoruz” Başkan Burkay, günümüzde şirketlerin değerini toprakları ya da fabrikaları değil; veriyi yönetme gücü, yenilik üretme kabiliyeti ve dönüşümü öngörme becerisinin belirlediğini ifade etti. Bursa Business School’un, iş dünyasının geleceğe hazırlanmasında stratejik bir rol üstlendiğini vurgulayan İbrahim Burkay, “Uludağ’ın kalbinde oluşturduğumuz bu vizyon okulu, bilgiyle güçlenen, yenilik üreten ve geleceğe yön veren bir düşünce platformudur. Enerjiden çevreye, dirençli şehirlerden girişimciliğe kadar uzanan zirvelerle burada köklü bir zihniyet dönüşümünü hep birlikte inşa ediyoruz.” mesajı verdi. “Güvenlik ve Refah Meselesi Haline Geldi” İklim krizinin etkilerinin derinleştiği ve jeopolitik risklerin küresel ticareti yeniden şekillendirdiği bir dönemde gıda ve tarımın güvenlik ve refah meselesi haline geldiğine işaret etti. Bursa’nın tarımsal üretim potansiyeline değinen İbrahim Burkay, su kaynaklarının tarımdaki kullanım oranının yüzde 70 seviyesinde olduğunu, bu nedenle verimlilik ve teknoloji odaklı planlamanın kaçınılmaz hale geldiğini vurguladı. Başkan Burkay, en az enerji kadar stratejik hale gelen suyun da verimli kullanılması gerektiğini belirterek, Bursa’nın toplam 10 bin 800 kilometrekarelik yüzölçümünün içinde tarıma ayrılan payın yüzde 30,9 olduğunu, sektörün kent ekonomisindeki payının ise yüzde 5,9 seviyesinde gerçekleştiğine dikkat çekti. “Yüksek Verimi Planlama ve Teknolojiyle Sağlayabiliriz” Avrupa’da sınırlı su kaynaklarına rağmen tarım ve hayvancılık sektörlerinde teknolojik yatırımlar ve verimlilik esaslarıyla birbirinden başarılı örneklerin bulunduğunu dile getiren İbrahim Burkay, “Yüksek verim, sadece toprak ve suyla değil; bilgiyle, planlamayla ve teknolojiyle sağlanabilir. Altını özellikle çizmek isterim ki bizler sanayiyle tarımı birbiriyle rekabet eden değil, birbirini tamamlayan zenginlik alanı olarak görüyoruz. Sanayide küresel üretim ve inovasyonun merkezleri olan ABD, Almanya ve Çin, aynı zamanda tarım sektöründe de küresel verimlilik ve üretim liderleri arasında yer alıyor. Üretim zincirinin her halkası bir diğerini güçlendirdiğinde, hem sektörün tüm paydaşları kazanır hem de ülkemizin refahı artar.” dedi. “Ne Kadar Verim Aldın Sorusuna Yanıt Vermek Zorundayız” BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, sürdürülebilir gıda sistemlerinin teknoloji, veri ve ortak akılla güçlenmesi gerektiğini belirterek, “Artık ‘ne kadar destek verdin’ değil, ‘ne kadar verim aldın’ sorusuna yanıt vermek zorundayız.” ifadelerini kullandı. Başkan Burkay, “Teknoloji ve verimlilik, üretimin standardı olmalı. Dijital toprak haritaları, akıllı sulama ve geri kazanım sistemleriyle üreticimizi teknolojiyle buluşturabilirsek, hem verim artar hem gıda fiyatları dengelenir hem de doğal kaynaklarımız korunur.” dedi. İbrahim Burkay, konuşmasının son bölümünde Bursa Food Point Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı ile Turfood Horeca Fuarının Uludağ Gıda Zirvesi’nin devamı niteliğinde olacağını ifade ederek, “Bu ekosistemi büyütmek, bilgi paylaşımını kalıcı hale getirmek ve Bursa’nın gıda sektöründeki küresel gücünü daha da artırmak istiyoruz.” şeklinde konuştu. “Bursa, Türkiye’nin Gıda Üretiminde Kilit Bir Merkez” BTSO Gıda ve Paketli Ürünler Konseyi Başkanı Burhan Sayılgan, zirvede yaptığı konuşmada Türkiye’nin bereketli toprakları, iklim çeşitliliği ve üretim potansiyeliyle dünyanın önde gelen tarım ülkeleri arasında yer aldığını vurguladı. Bursa’nın güçlü sanayisi, verimli arazileri ve gelişmiş lojistik altyapısıyla ülkemizin gıda üretiminde kilit bir merkez konumunda olduğunu belirten Sayılgan, gıda sektöründeki başarıların kalıcı hale gelmesi için tüm paydaşların sürece dahil olması gerektiğine dikkat çekerek, “Üreticiden akademisyene, sanayiciden yerel yönetimlere kadar herkesin sürece katılımını sağlamalıyız. Politikaların üreticinin sesiyle, çiftçimizin tecrübesiyle şekillenmesi gerekiyor. Çünkü tarladaki emeği anlamadan sofradaki bereketin değerini bilemeyiz.” ifadelerini kullandı. “Dünya’da Üretilen Gıdanın 3’te Biri İsraf Ediliyor” Sürdürülebilir gıda ekosistemi inşasında güçlü bir iş birliğinin önemine işaret eden Sayılgan, ekonomide istikrar arayışlarının sürdüğü bir dönemde tarım sektörüne yönelik teşviklerin artırılmasının büyük önem taşıdığını söyledi. Teknolojik yatırımlar ve dijital tarım uygulamalarının sektörü geleceğe taşıyacak en güçlü adımlar olduğunu belirten Sayılgan, gıda israfının da önlenmesi gereken en kritik konulardan biri olduğunu söyledi. Dünyada üretilen gıdanın üçte biri, Türkiye’de ise her yıl yaklaşık 25 milyon ton gıdanın israf edildiğini ifade eden Sayılgan, Uludağ Gıda Zirvesi’nin bu anlamda önemli bir misyon üstlendiğini dile getirdi. “Akıl Terine Ağırlık Vermeliyiz” Bursa Vali Yardımcısı Hulusi Doğan, Uludağ Gıda Zirvesi’nin sektörün geleceğine ışık tutan bir temayla düzenlenmesinin büyük anlam taşıdığını belirterek, “Bizim gelecekteki en önemli sıkıntımız su sorunudur. Dünyada su kıtlığı artıyor. Ülkemizde ve Bursa’da da artıyor. Suyun en verimli kullanıldığı yöntemleri geliştirmemiz ve bunun teknolojilerine gitmemiz şart. Bursa’mızda daha büyük ölçekte tarımsal faaliyetlerle yapılan üretimler yapan sektörümüz var. Bunlar gerçekten çok güzel çalışmalarla eksiği kapatmaya çalışıyor. Pandemide de gördüğümüz gibi insan hayatının olmazsa olmazı gıda. Gıda arzı ve bunun güvenilirliği çok önemli. Gıda arzında alın terimiz var ama akıl terimizi de kullanmamız gerekiyor. Mükemmel bir zirveye imza atıldı. BTSO Başkanı Sayın İbrahim Burkay’a teşekkür ediyorum. Bir işi doğru zamanda güzel bir merkezde yaptılar. Bursa her zaman her yönüyle örnek bir şehir.” dedi. “İbrahim Burkay’ın Erişilemez Vizyonuyla Tarihi Bina Büyük Bir Esere Dönüşmüş” Uludağ Gıda Zirvesi, açılış konuşmalarının ardından “Güvenilir ve Sürdürülebilir Gıda İçin Kurumsal Yol Haritası” oturumuyla gerçekleştirildi. Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, zirvenin Bursa Business School’da düzenlenmesinin kendisi için farklı bir anlam taşıdığını belirterek, “Burada olmak benim için çok önemli. Bu yapının 50 sene öncesini hatırlıyorum. Öğrenciyken burada kalmışlığım var. Başkanımız Sayın İbrahim Burkay’ın erişilemez vizyonuyla bu binayı böyle görmek, orijinalliğiyle çağın gerekli imkanlarıyla Bursa’mıza ve ülkemize yeniden kazandırılmış olması benim için gerçekten çok büyük mutluluk. Kendisini tebrik ediyorum. Uludağ’ın tazeleyen havasında güzel bir zirve geçirilmesini diliyorum.” dedi. “Ortalama Çiftçi Yaşı 59’a Yükseldi” Muharrem Yılmaz, sürdürülebilir gıda üretimi ve güvenilir tedarik zinciri üzerine değerlendirmelerde bulundu. Dünyada 700 milyon insanın açlık çektiğini, her yıl 1.25 milyar ton gıda israf edildiğini, dünya nüfusunun yüzde 28’inin yeterli gıdaya ulaşamadığını belirten Yılmaz, buna karşın yetişkinlerin yüzde 16’sının ise obezite ile mücadele ettiğine dikkat çekti. Muharrem Yılmaz, “Dünya nüfusunun 2050 yılında 9,8 milyara ulaşması bekleniyor. Ayrıca kırsal bölgeler boşalıyor ve dünyada gençlerin yüzde 40’ı tarımı bırakma eğiliminde. Çiftçiler yaşlanıyor. Ortalama çiftçi yaşı 59’a yükseldi. Türkiye’de genç çiftçilerin oranı yüzde 5 düzeyinde. Gelecek için kadroları da yetiştiremiyoruz.” diye konuştu. “İş Yapış Biçimlerimizi Dönüştürmek Zorundayız” Küresel sıcaklık artışının devam ettiğini, dünyada tarım arazilerinin yüzde 33’ünde toprakların yıprandığını dile getiren Muharrem Yılmaz, “Her yıl ciddi sıcaklık dalgaları var. İklimde çok ciddi şoklar yaşıyoruz. Milyarlarca dolarlık tarımsal ürün kaybı yaşanıyor. Tüm bu sorunlar ve karşımıza çıkan tehditler dikkate alındığında sektörü sürdürülebilir kılmak, doğal kaynakları korumak, verimliliği artırmak, herkes için adil ve kaplayıcı bir gıda sistemi oluşturmak durumundayız. Bu nedenle iş yapış biçimlerimizi dönüştürmek ve gıda sistemlerimizi gözden geçirmeliyiz. Hepimiz aynı gemideyiz ve aynı zincirin halkasıyız. Güvenilir gıdayı herkes için erişilebilir hale getirmeliyiz.” dedi. Sektörün Gelecek Stratejisi Uludağ’da Ele Alındı Zirve programı kapsamında ayrıca; “Gıda Güvencesi İçin Yerli Hamle: Verimli Tarım, Yeni Nesil Kooperatifçilik ve İhracat Odaklı Üretim”, “Tarladan Sofraya Sorumluluk: Bilinçli Tüketim ve Sürdürülebilir Gıda İçin Kooperatif Vizyonu”, “Gıdanın Geleceği İçin Sürdürülebilir Gıda Sanayinde Dönüşüm” ve “Gıda Arzında Kırılganlık: İklim Krizi, Maliyetler, Tedarik Zinciri” başlıkları da alanında uzman isimler tarafından ele alındı. Yerelden Küresele Sürdürülebilir Büyüme Uludağ Gıda Zirvesi, Türkiye’nin gıda sektöründe sürdürülebilir üretim, dijitalleşme, yeni nesil tarım teknolojileri ve çevre dostu üretim modelleriyle küresel rekabet gücünü artırmayı hedefliyor. Zirve, sektörün öncü kurumları arasında iş birliği ağlarının güçlendirilmesine, bilgi paylaşımının artırılmasına ve Türkiye’nin gıda stratejisinin yeniden şekillendirilmesine katkı sunuyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.