SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tbmm

Söz Bursa - Tbmm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tbmm haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kılıç  : “Gölecik Barajı Bursa için stratejik önem taşıyor” Haber

Kılıç : “Gölecik Barajı Bursa için stratejik önem taşıyor”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi ve Ak Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç, yapımında yüzde 72 fiziksel ilerleme sağlanan Karacabey Gölecik Barajı’nın tamamlanma sürecinin hızlandırılması için Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’dan talepte bulundu. Bakan Yumaklı, barajın 2027 yılında tamamlanmasının hedeflendiğini açıkladı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın görüşmeleri sırasında söz alan Milletvekili Ahmet Kılıç, Gölecik Barajı’nın Bursa için stratejik önem taşıdığını belirterek, projenin şehrin su güvenliğinden tarımsal kalkınmasına kadar geniş bir etki alanına sahip olduğunu vurguladı. Milletvekili Kılıç, Gölecik Barajı’nın tamamlanmasıyla Bursa’nın hem içme suyu arzının güçleneceğini hem de tarımsal verimliliğin artacağını ifade ederek şunları söyledi: “Karacabey Gölecik Barajı, Bursa’mızın geleceğine vurulan stratejik bir mühürdür. Şehrimizin içme suyu güvenliğini güçlendiren, tarımsal üretimi destekleyen ve bölgenin kalkınmasına doğrudan katkı sağlayan bu dev eser, Bursa’ya yapılan en kıymetli yatırımlardan biridir. Suyun ve üretimin her zamankinden daha kritik olduğu bir dönemde, Gölecik Barajı sayesinde hem Karacabey’in hem de tüm Bursa’nın önü açılmaktadır. 23 yıldır Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Bursa’mıza eser kazandırıyoruz. Bu yatırım, lafla değil işle konuşan bir anlayışın ürünüdür.” Kılıç, ayrıca Bursa’da üretimin artarak devam ettiğine dikkat çekerek, son 23 yılda sebze ve meyve üretiminin 3 milyon tondan 7 milyon tona ulaştığını hatırlattı. Bursa’nın ahududu üretiminde Türkiye birincisi olduğunu, böğürtlen, armut, bezelye ve şeker kamışında da ilk sıralarda yer aldığını belirtti. Milletvekili Kılıç, komisyon görüşmelerinde ayrıca Keles Avdan Göleti ve Osmangazi Güneybayır Göleti’nin iz bedelli statüden çıkarılarak yatırım ödeneği ayrılmasını ve Bursa Ovası sulamasının yatırım programına alınmasını talep etti. Bakan Yumaklı: “430 milyon TL ödenekle çalışmalar sürüyor” Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, komisyon çalışmalarında Kılıç’ın talebine yanıt vererek Gölecik Barajı’nda gelinen son durumu şöyle açıkladı: “Bursa Karacabey Gölecik Barajı ikmal işi kapsamında 2025 yılında sağlanan 430 milyon TL ödenekle çalışmalar devam etmektedir ve %72 fiziki gerçekleşme sağlanmıştır. Söz konusu işin 2027 yılında tamamlanması hedeflenmektedir.” Bakan Yumaklı, ayrıca Bursa Ovası sulamasına ilişkin proje yenileme çalışmalarının sürdüğünü ifade etti.

Partimizin İmralı'ya gitmeme üzerine aldığı karar yıkıcı değil yapıcıdır Haber

Partimizin İmralı'ya gitmeme üzerine aldığı karar yıkıcı değil yapıcıdır

Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen ve dün başlayan CHP 39. Olağan Kurultayı gündem maddelerini uygulamak üzere Divan Başkanı Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce'nin konuşmasıyla saat 10.00'da tekrar toplandı. Kurultay salonuna eşi Didem Özel ile gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, salonun içerisinde tam tur atarak partilileri selamladı. Parti programı, tüzüğü ve kurultay yönetmeliğinin oylandığı kurultayın ilk günü seyircisiz tamamlanırken, bugün seyirciler salondaki yerlerini aldı. Kurultayın düzenlendiği salonda CHP Gençlik Kollarınca hazırlanan "Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz" yazılı ve tutuklu belediye başkanlarının çizimlerinin yer aldığı dev afiş asıldı. Kurultay'da tutuklu İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun video mesajı yayımlandı. "CHP TÜRKİYE'YE YÖN VEREN, TÜRKİYE'NİN KURUCU İRADESİNİ TEMSİL EDEN PARTİDİR" Kurultayda bir konuşma gerçekleştiren Özel, CHP'nin Türkiye'nin kurucu iradesini temsil eden bir parti olduğunu aktararak, "Bu parti yıllarca iktidar olmasa bile milletin gücünden başka bir güç tanımayan, başka bir güce inanmayan, demokrasi fikrinden bir milim sapmayan partidir. Gün olmuş partimiz ağır bedeller ödemiştir. 12 Eylül darbecileri tarafından kapatılmıştır. Mallarına el konulmuştur. Genel Başkanlarımız hapse atılmıştır. Ama bir anka kuşu gibi küllerinden doğmayı başarmıştır. Mustafa Kemal Atatürk'ün yaktığı ateşi söndürmeye kimsenin gücü yetmemiştir, bundan sonra da yetmeyecektir. Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye'ye yön veren, Türkiye'nin kurucu iradesini temsil eden partidir. Bizde kurultay varsa ülkenin gündemi o kurultaydır. Her kurultay öncesi ülkeye bir seçim ruhu, seçim havası hakim olur. Kurultaylarımız hem partiyi hem ülkeyi değiştirme görevi ve sorumluluğu taşır" diye konuştu. CHP'nin her türlü hazırlığı yaptığı ve parti programlarının onaylandığını belirterek, "Burada yapılan tartışmalardan sonra oybirliği ile Cumhuriyet Halk Partisi'nin 81 ilden gelen, seçilmiş bin 200 delegesinin ve tüm doğal delegelerinin oybirliği ile programımızı hazırladık. Bundan sonra Cumhuriyet Halk Partisi bu salondan, ‘Şimdi iktidar zamanı' diyerek ayrılmaya hazırdır, iktidara yürümeye hazırdır" ifadelerini kullandı. "Parti programı yenilenmiş, kendine güvenen bir parti olarak hep birlikte geleceğe yürüyoruz" Verdikleri değişim sözünü tuttuklarını aktaran Özel, "Biz verdiğimiz değişim sözünün altını, tüm bu adımları atarak doldurduk ve şimdi kadroları, tüzüğü, parti programı yenilenmiş, kendine güvenen bir parti olarak hep birlikte geleceğe yürüyoruz. Biz ilk seçimlerini kazanan, yenilgiyle tanışmayan bir kadroyuz ve size bu kurultaydan geçen kurultayda olduğu gibi bir söz vererek ayrılmayı ve bu sözü tutmayı kendim için, hayatımın onur meselesi sayıyorum" açıklamasında bulundu. "40'INCI KURULTAY, İKTİDARDAKİ İLK KURULTAYIMIZ OLACAK" Özel, bu kurultayın muhalefet olarak son kurultayları olduğunu dile getirerek, "Şimdi buradan bu kurultaydan, 40'ncı kurultayımızda tarih önünde söz veriyorum. Bu kurultay partimizin muhalefetteki son kurultayıdır. 40'ncı kurultay, iktidardaki ilk kurultayımız olacak. Artık iktidar zamanıdır. Şimdi iktidar zamanıdır" dedi. "Ekrem İmamoğlu adayımızdır, A planımız da B planımız da Z planımız da budur" Ekrem İmamoğlu'nun cumhurbaşkanı adayları olduğunu bir kez daha hatırlatan Özel, "Bugün adayımızın metrodaki sesinden, duvardaki resminden, sosyal medyadaki hesabından bile korkuyorlar. Onlara buradan bir kez daha söylüyorum: Ekrem İmamoğlu adayımızdır. A planımız da B planımız da Z planımız da budur. Onunla mücadelenin meşru yolu sandıkta yarışmaktır. Ekrem İmamoğlu, milletin adayıdır. Sarayın adayı kimse, kendisine güveniyorsa meydana çıkmalıdır. Ekrem İmamoğlu'nu alt edeceksen millete güveneceksin, karşısına çıkacaksın. Hodri meydan. Yargı kollarına değil, teşkilatına güveneceksin. Ben örgütüme güveniyorum. Ben milletime güveniyorum. Adayım burada ve örgütüm burada, sandık nerede? Hodri meydan. Getirin sandığı, millet versin kararı" ifadelerine yer verdi. "CHP BİZİ ESKİYE DÖNDÜRMEK İSTEYENLERDEN ARINACAK" Özel, Partisinde verilen mücadeleye destek olmayanlara yer olmadığını vurgulayarak, "Cumhuriyet Halk Partisi arınacaksa işte bu anlayıştan aranacaktır. Bizi yüzde 25'e hapsetmek isteyenlerden sokaklardan ve meydanlardan koparmak isteyenlerden arınacaktır. Çünkü bu parti artık seçim gecesi ışıkları erkenden söndüren, üyelerinin gözyaşı döktüğü bir parti olmayacak. Bu parti, kadın kollarının seçim akşamı tülbenti sirkeye basıp başına bağladığı bir parti olmayacak, bu parti, gençlik kollarının, ışığı sönmeden kendi evine gidemediği, boynu bükük sokakta beklediği, babası ‘Ne oldu seçim' deyince yere bakan gençlik kollarının partisi olmayacak. CHP arınacaksa bizi eskiye döndürmek isteyenlerden arınacak. Artık kimse bizi yenilgiye alıştıramayacak" diye konuştu. "TERÖR SORUNUNUN DEMOKRATİK YOLLARDAN ÇÖZÜLMESİ İÇİN MECLİS'TE KOMİSYON KURMA ÖNERİSİNİ DİLE GETİREN PARTİYİZ" Özel, ‘Kürt Sorunu'nun varlığının inkar edilemez olduğunu sözlerine ekleyerek, "Birileri bırakın Kürt sorununu, Kürtlerin varlığını bile inkar ederken hala Kürtlerin seçtiği belediyelere kayyım atarken, siyasetçilerin Genel Başkanları, Eş Genel Başkanları, belediye başkanlarını hapislerde tutarken Cumhuriyet Halk Partisi kararlılıkla bu sorunun demokratik yöntemlerle çözümünü savunmuştur. Biz, DEM Parti ile görüştüğümüz için terörist ilan edilirken duruşundan milim sapmayan, yeri geldiğinde de Kürtlere, ‘Türkiye Cumhuriyeti'nin eşit yurttaşı olduğunuzu hissedeceksiniz' diye vaatte bulunmaktan korkmayan bir partiyiz. Büyük bir Türkiye İttifakı, bizim hayalimiz ve idealimizdir. Bu anlayışla bu sorunun demokratik yollardan çözülmesi için Meclis'te komisyon kurma önerisini de dile getiren partiyiz" ifadelerine yer verdi. "PARTİMİZİN İMRALI'YA GİTMEME ÜZERİNE ALDIĞI KARAR YIKICI DEĞİL YAPICIDIR" Özel, ‘Terörsüz Türkiye Sürecinde' TBMM Millî Dayanışma, Kardeşlik Ve Demokrasi Komisyonu'nun çalışmalarına da değinerek, şu ifadelere yer verdi: "Gelinen aşamada komisyon 18 toplantı yapmıştır. Ama hala belediyelerde, millet iradesinin üstünde atadıkları kayyımlar bulunmaktadır. Hala Kürtlerin belediye meclislerine girmesini suç sayan, Kent Uzlaşısı adı altında utanç davalarından insanlar hapis yatmaktadır. Hala seçilmiş siyasetçiler hapistedir. Hala Anayasa Mahkemesi kararları, AİHM kararları uygulanmamaktadır. Bunlar çözülmeden, tüm meselenin ‘olmazsa olmaz' denilerek İmralı'ya gitmeme noktasına sıkıştırılması doğru olmamıştır. Siyaset dayatmalarla değil, milletin rızasını alarak yapılır. O yüzden partimizin aldığı karar yıkıcı değil yapıcıdır. Çünkü menzil barışsa istikamet samimiyettir." "TERÖRSÜZ VE DEMOKRATİK TÜRKİYE'Yİ MUTLAKA İNŞA EDECEĞİZ" ‘Terörsüz Türkiye' sürecine ilişkin TBMM'ye 29 maddelik çözüm önerisi sunduklarını ve bu önerileri her yerde savunacaklarını söyleyen Özel, "Türkiye'nin demokrasi ve sosyal birikimi Orta Doğu'daki tüm kimlikler ve inançlar için huzur ve refah sağlayacak güce sahiptir. Bu öncülüğü yapabilmek ise ancak kendi toplumsal barışını, demokrasi ve adaletini sağlamış bir Türkiye ile mümkündür. Herkes suni tartışmalardan vazgeçip hedefe odaklanmalıdır. Biz, terörsüz ve demokratik Türkiye'yi mutlaka inşa edeceğiz. Türkiye'yi içine kapatan, toplumu birbirine düşüren, siyaseti tarihe gömmeye, bölgemizde barışı, kardeşliği, ülkemizde de huzuru, eşitliği ve refahı sağlayacak yeni bir dönemi başlatmaya geliyoruz" dedi. Kurultay'a Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu'nun yanı sıra AK Parti Genel Başkanı Vekili Mustafa Elitaş ve diğer siyasi partilerin temsilcileri de katılım sağladı.

Bahçeli: ''Alırım yanıma üç arkadaşımı İmralı'ya giderim'' Haber

Bahçeli: ''Alırım yanıma üç arkadaşımı İmralı'ya giderim''

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Alırım yanıma 3 arkadaşımı, İmralı'ya gitmekten ve bir masa etrafında yüz yüze gelmekten de imtina etmem" dedi. MHP Lideri Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Konuşmasına Azerbaycan'ın Gence şehrinden Türkiye'ye gelmek üzere havalandıktan bir müddet sonra Gürcistan hava sahasında düşen askeri kargo uçağı kazasında şehit olan 20 asker için başsağlığı dileyerek başlayan Bahçeli, "Bu kahraman vatan evlatlarının şerefli isimleri milli gönüllere kazınmış, geride bıraktıkları aileleri ise hepimizin namusuna emanet edilmiştir. Her birisinin ayrı hikayesi, her birisinin ayrı beceri ve kabiliyeti vardı. Hem asker olarak hem de uzmanlık alanlarında iyi yetişmişlerdi. Hepsi de milletimizin tertemiz sinesinden doğan yüzleri kavruk Anadolu çocuklarıydı. Al bayrağa sarılı naaşları 17 ilimizde gözyaşlarıyla toprağa verildi. Tabutlara sarılan şehit çocukları, vatan sağ olsun diyen şehit babaları, dizlerine vuran şehit anaları, yarım kalmış hayalleriyle boynu bükük şehit eşleri içimize kor gibi düştü" ifadelerini kullandı. C-130 tipi kargo uçağının nasıl ve niçin düştüğü, bu elim olayın geri planındaki esrar perdesinin kuşkusuz aydınlanacağı ve bütün ihtimallerin dikkatten ve gözden kaçırılmadan inceleneceğini belirten Bahçeli, "Askeri kargo uçağımızın düşmesi kamuoyuna yansımasından hemen sonra bilhassa sosyal medya vasıtasıyla yapılan maksatlı ve marazi yorum ve değerlendirmelerin iyi niyetten mahrum olduğu çok açıktır. Karanlık mahfillerce üretilen dezenformasyon kampanyasının nerelere kadar uzandığı, nasıl bir yalan ve iftira düzeneğinin harekete geçirildiği her türlü izah ve ifadeden varestedir. Resmi açıklamayı öğrenme zahmetine tenezzül etmeden fiili kaza-kırım heyeti gibi yayın ve yorum yapanların, oturdukları yerden bilirkişilik taslayanların cahil cüretkârlıkları saklanamayacak düzeyde ortadadır" şeklinde konuştu. "KARA KUTUNUN DEŞİFRE EDİLMESİNİ SABIRLA BEKLEMEK LAZIMDIR" Zorlu ve sıkıntılı günlerin devlet ve millet aleyhine bir dedikodu furyasına çevirenlerin maskelerin indirileceğini dile getiren Bahçeli, "Devletimize güven ve itibar asıldır. Milletimize doğru ve isabetli bilgiler vermek, komplo teorilerine kapalı durmak ahlaki bir mükellefiyettir. Kara kutunun deşifre edilmesine eş zamanlı olarak kaza-kırım heyetinin rapor formatında hazırlayacağı çalışmalarının sonuçlanmasını sabırla beklemek lazımdır" dedi. "ALIRIM YANIMA 3 ARKADAŞIMI, İMRALI'YA GİTMEKTEN VE BİR MASA ETRAFINDA YÜZ YÜZE GELMEKTEN DE İMTİNA ETMEM" Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun artık son düzlüğe girdiğini ifade eden Bahçeli, "Hazırlanması gündemde olan, sınırları millet-devlet hassasiyet ve hükümranlık haklarıyla ihata edilmesi gereken yasal, hukuki ve demokratik çerçevenin önümüzdeki sürecin yol haritası olması hepimizin ortak kanaat ve kararıdır. Bundan sonra İmralı'ya gidecek heyetin teşekkül ve tespitinin yapılması da muhtemeldir. Günlerdir süregelen İmralı'ya gidilsin mi gidilmesin tartışmalarına bir nokta koyulmalıdır. Dürüst ve samimi ölçülerde 'Terörsüz Türkiye' hedefinin hayat ve zemin bulması isteniyorsa, İmralı'ya gidilmesine ayak sürümenin hiçbir manası da olmayacaktır. Sürecin asıl muhataplarından birisiyle doğrudan temas kurulmayacaksa sonuç nasıl alınacak, ilerleme nasıl kaydedilecek? Şayet Meclis'te kurulan komisyon bu çerçevede karar alamazsa, hiç kimse bu ziyarete yanaşmazsa, herkes üç maymunu oynamanın merakında ısrar ederse, açık açık söylüyorum; alırım yanıma 3 arkadaşımı, kendi imkanlarımızla İmralı'ya gitmekten gocunmam, çekinmem, bir masa etrafında yüz yüze gelmekten de imtina etmem. Karanlıkta göz kırpmam, ipe un sermem, söyleyeceğim ne varsa mertçe, özgüven içinde muhatabımın gözünün içine baka baka söylerim" ifadelerini kullandı. "ARTIK TÜRK ADALETİ KARAR VE HÜKMÜNÜ VERECEKTİR" İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik rüşvet ve yolsuzluk davasına ilişkin hazırlanan 3741 sayfalık iddianame hakkında konuşan Bahçeli, "Burada iddianamenin ayrıntılarına girecek değilim. Kaldı ki bu bizim işimiz de değildir. Artık Türk adaleti karar ve hükmünü verecektir. Bundan kaçış ve kurtuluş yoktur. En başta CHP yönetimi olmak üzere, herkesin yargıya saygı duyması, hakim ve savcılara hakaret eden ahlaksız üsluptan sakınması gerekmektedir. Hukukun üstünlüğü hepimiz için bağlayıcıdır. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Herkes hukuk önünde eşittir. Hiç kimsenin ayrıcalığı ve imtiyazı yoktur. Ekrem İmamoğlu ve onunla birlikte yargılanan 105'i tutuklu 407 kişinin hakkında mahkemenin ne diyeceği, nasıl bir sonuca ulaşacağı, hükmü nasıl vereceği yakında belli olacaktır" dedi. "YARGILAMA EN BAŞTA TRT OLMAK ÜZERE, TÜM TELEVİZYONLARDAN CANLI YAYIN OLARAK GERÇEKLEŞMELİDİR" Geciken adaletin adalet olmayacağının ortada olduğunu belirten Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı: "Daha önce de vurguladığım gibi, yargılama en başta TRT olmak üzere, tüm televizyonlardan canlı yayın olarak gerçekleşmelidir. Türk milleti olan biten ne varsa görüp öğrenmelidir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni saran devasa boyutlu iddiaların mahkemede görüşülmesi ve duruşma etapların doğrudan takip edilmesi aynı zamanda hukuk ve demokrasi güvenliğimizi de destekleyecektir. Dediğim gibi, iddianamenin ayrıntısına girmeyeceğim, zira her şey kamuoyunda biteviye tartışılmakta, bilen de bilmeyen de gece gündüz ahkam kesmektedir. Aziz Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi, adına eko-sistem denilen, bununla mündemiç organize suç örgütü olduğu ileri sürülen mafyalaşmış bir oluşum tarafından, belediyenin kaynakları, yani devletin parası kullanılarak bedeli mukabilince satın alınmıştır."

Pala: “Ortaya atılan iddialar eğitim sisteminin geldiği vahim durumu gözler önüne seriyor!” Haber

Pala: “Ortaya atılan iddialar eğitim sisteminin geldiği vahim durumu gözler önüne seriyor!”

Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili ve TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının Mayıs ayında yürüttüğü soruşturmada BTK ve YÖK yetkililerinin elektronik imzalarının kopyalanarak sahte diplomalar düzenlendiği ve bu yolla yaklaşık 400 akademisyenin usulsüz atandığı iddialarının yükseköğretimde ciddi bir güven kaybı yarattığını belirtti. Pala, “Ortaya atılan iddialar bireysel ihmallerin bir sonucu değil, AKP iktidarının yıllardır içini boşalttığı eğitim sisteminin geniş çaplı bir resmidir.” dedi. Prof. Dr. Pala, yaşananların akademik atama süreçlerinde ciddi denetim zafiyetlerini ortaya koyduğunu, bunun da yükseköğretim kurumlarındaki liyakat ilkesini derinden zedelediğini ifade ederek Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e konu hakkında bir soru önergesi iletti. Milletvekili Pala’nın açıklama talebine karşın Bakan Tekin, kendisine 18 Ağustos 2025 tarihinde iletilen soru önergesine Anayasanın 98. maddesi uyarınca öngörülen on beş günlük yasal süre dolmasına rağmen yanıt veremedi. “Usulsüzlüklere zemin hazırlayan mevcut sistem, doğrulama esasıyla yeniden inşa edilmelidir!” Pala, atama ve yükseltme süreçlerindeki zorunlu belge doğrulama adımlarının, kullanılan sistemlerin ve e-imza güvenlik protokollerinin ayrıntılarıyla açıklanmasını istedi. Pala ayrıca her akademisyen için tutulan akademik dosyalarda hangi belgelerin, zaman damgalarının ve görevli imzalarının yer aldığı ile kanıt beyanı olmadan diploma kaydı açma yetkisinin hangi hukuki gerekçeyle verildiğinin kamuoyuna duyurulması gerektiğini de vurguladı. “Akademik atama süreçlerinde değerlendirilen belgeler doğrulanabilir ve baştan sona izlenebilir değilse, usulsüzlüklerin ortadan kaldırılmasından söz edilemez.” dedi. CHP’li Pala, soruşturma dosyasında adı geçen ve bilgisi ile rızası dışında kimlik bilgileri kullanıldığı öne sürülen yöneticilerin göreve başlama tarihleri ile sorumluluk alanlarının netleştirilmesini, usulsüz atandığı iddia edilen kişilerin kimliklerinin ve çeşitli yönetici kadrolarıyla olası yakınlık ilişkilerinin şeffaf biçimde ortaya konulmasını talep etti. “Sorumlular tespit edilmeli, kamuoyu karşısında hesap vermelidir!” Pala, usulsüz kadroya alındığı iddia edilen kişilerin ulusal ve uluslararası yayınlarının dökümünün ve hakemlik süreçlerinde güvenilirliğin nasıl sağlandığının paylaşılmasını istedi. Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarında başarı kaybı ve akademisyen göçüne dikkat çekerek “Kurumlarda akademik yetkinlik ile atama sağlanmadıkça üniversitelerin itibarı kalıcı biçimde zarar görmeye devam edecektir. Bu ülkemiz için bir utanç tablosudur; konunun sorumluları ivedilikle tespit edilmeli ve unvanları ellerinden alınmalıdır.” diyerek Bakan’dan tüm personel için geriye dönük tarama yapılmasını ve sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılmasını talep etti. Pala, söz konusu kişilerin bağlı oldukları kurumlar, bölümler, projeler ve çalışmaların listelenmesini de talep etti. “Sahte diplomalarla hak etmedikleri konumlarda bulunan bu kişiler tıp, mühendislik ve birçok alanda vatandaşın hayatını tehlikeye atabilir. Kamuoyu bilgilendirilmeli, kamu zararı daha da büyümeden önlem alınmalıdır.” diye Bakan’a çağrıda bulundu.

Ak Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç : “Türkiye’nin ve Bursa’nın geleceği gençlerde” Haber

Ak Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç : “Türkiye’nin ve Bursa’nın geleceği gençlerde”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçe görüşmeleri yapıldı. Komisyon toplantısı, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında gerçekleşirken, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak da bir sunum yaptı. Toplantıda söz alan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi, AK Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç, gençliğe yönelik projeler ve Bursa’ya yapılan yatırımlar hakkında değerlendirmelerde bulundu.Toplantının başında askerî nakliye uçağının düşmesi sonucu şehit olan 20 kahramanımız için başsağlığı dileyen Kılıç, “Ruhları şad, makamları ali olsun” ifadelerini kullandı. “Bakanlığın bütçesi bir gençlik hikâyesidir” Kılıç, Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesinin bir vizyonu temsil ettiğini belirterek, “Bu bütçeyle bir vizyonu, bir ideali ve bir gençlik hikâyesini konuşuyoruz. Her kalemde bir öğrencinin umudu, bir milletin geleceği var” dedi. 2002 yılında AK Parti’nin “Önce İnsan” anlayışıyla yola çıktığını hatırlatan Kılıç, “Bugün Türkiye Yüzyılı vizyonuyla gençlere sadece imkân değil, istikamet kazandırma noktasında da büyük bir gayretimiz var. O istikametin adı; fırsat eşitliği, millî bilinçle medeniyet tasavvuruyla güçlenmiş bir gençliktir” diye konuştu. “Gençlik merkezlerinden 4,7 milyon genç yararlandı” Gençlik merkezlerinin son 20 yılda büyük bir gelişim gösterdiğini vurgulayan Kılıç, “2002’de sadece 9 olan gençlik merkezi sayımız bugün 559’a ulaştı. Bu merkezlerle yaklaşık 4 milyon 722 bin gencimize ulaşıyoruz. Bu merkezler sadece dört duvardan ibaret değil; burada gençlerimiz kod yazıyor, gönüllülük projeleri yürütüyor, kültürle ve değerleriyle buluşuyor. Bir yanda Deneyap atölyelerinde teknoloji üreten diğer yanda da Çanakkale ruhunu yeniden yaşayan gönüllü gençlerimiz var. Her bir gençlik merkezimiz ülkemizin fikrî, ahlaki ve bilimsel temellerini hedef alan birer mekteptir, bu noktada da çalışmalarını sürdürüyor” ifadelerini kullandı. Gençlik kamplarının da önemli bir eğitim alanı haline geldiğini belirten Kılıç, “2005’te 5 olan kamp sayısı bugün 43’e ulaştı. Her yıl 300 binden fazla gencimiz bu kamplarda dayanışmayı, üretmeyi ve liderliği öğreniyor. Bir yanda doğa kamplarında çevre bilinci kazanıyorlar, bir yanda kültür kamplarında da tarihe kök salıyorlar” dedi. “Üreten ve düşünen gençlik” Gençlik politikalarının merkezine aktif katılımı koyduklarını ifade eden Ak Parti Bursa Milletvekili Kılıç, “Artık apolitik değil, her konuya dair fikri olan, partizan olmayan, düşünen ve sorgulayan bir gençlik var. Gençlerimize inanıyoruz, güveniyoruz. Onlar geleceğin Türkiye’sini inşa edecekler.” şeklinde konuştu. Muhalefetin genç işsizlik eleştirilerine de yanıt veren Kılıç, “AK Parti iktidarı tarihimizin en kapsamlı genç istihdam politikalarını uygulamıştır. Mesleki eğitim merkezleri, teknoparklar, genç girişimci destekleri, dijital beceri atölyeleri ve işbaşı eğitim programlarıyla gençlerimizi geleceğin mesleklerine hazırlıyoruz” dedi. 2002’de 10 olan teknopark sayısının bugün 100’ü aştığını hatırlatan Kılıç, KOSGEB, TÜBİTAK, Kalkınma Ajansları ve Gençlik ve Spor Bakanlığı destekleriyle on binlerce gencin kendi işini kurduğunu söyledi. “Bursa, Türkiye’nin yükselen spor kentidir” Seçim bölgesi Bursa’daki yatırımlara da değinen Ahmet Kılıç, kentin spor altyapısında büyük bir dönüşüm yaşadığını belirtti: “Bursa sadece tarih ve sanayi kenti değil, aynı zamanda Türkiye’nin yükselen bir spor kentidir. Nüfusa oranla en fazla sporcuya sahip ilimiz Bursa’dır. Bakanlığımızın desteğiyle Bursa'da adeta bir spor altyapısı devrimi yaşanmıştır. Her ilçemizde modern spor salonları, atletizm pistleri, yüzme havuzları, gençlik merkezleri ve açık spor alanları bir bir hayata geçirilmiştir. Bu tesisler yalnızca profesyonel sporcular için değil, çocuklarımız için, gençlerimiz için, kadınlarımız ve tüm hemşerilerimiz için spora erişimin kapılarını ardına kadar açmıştır.” Bursaspor’a verilen destekten dolayı Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’a teşekkür eden Kılıç, bu desteğin artarak devam etmesi temennisinde bulundu. Sözlerini “Bursa’nın da Türkiye’nin de geleceği gençlerde, gençlerin gücü de tüm toplumumuzdadır.” ifadeleriyle tamamlayan Kılıç, 2026 yılı bütçesinin hayırlı olmasını dileyerek, “Şehrimize yapılan yatırımlar için başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm Gençlik ve Spor Bakanlığı bürokratlarına teşekkür ediyorum” dedi.

Gürsu tek yürek oldu, binlerce fidanla doldu Haber

Gürsu tek yürek oldu, binlerce fidanla doldu

Bursa'nın Gürsu ilçesinde temmuz ayında küle dönen ormanda yüzlerce kişinin katılımıyla ağaçlandırma seferberliği başlatıldı. Gürsu’da her yıl 11 Kasım'da gerçekleştirilen "Milli Ağaçlandırma Günü" etkinlikleri kapsamında bu yıl "Yeşil Vatan Seferberliği" temasıyla binlerce fidan toprakla buluştu. "Şahidimiz toprak, imzamız fidan, sevdamız Yeşil Vatan" sloganıyla düzenlenecek etkinlikte, Bursa genelinde 12 ilçede 90,7 hektar alanda toplam 96 bin fidan toprakla buluştu. 2025 yılı fidan dikim töreni, Gürsu ilçesi Karahıdır Mahallesi'nde geçtiğimiz temmuz ayında çıkan orman yangınında zarar gören bölgede gerçekleştirildi. 11 Kasım Salı günü saat 11.11'de başlayan törene Bursa Valisi Erol Ayyıldız, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve İletişim Teknolojileri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Bursa Orman Bölge Müdürü Erdal Şahan, yangın şehitlerinin aileleri, kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. Törenin ardından katılımcılarla birlikte yangından etkilenen alana 30 bin fidan dikimi gerçekleştirildi. BURSA'YA YAKIŞAN ORMAN KURULACAK 26 Temmuz 2025 tarihinde çıkan orman yangınında 953 hektarlık alan zarar görmüştü. Olumsuz hava şartlarına rağmen 29 Temmuz'da kontrol altına alınan yangın 4 Ağustos'ta tamamen söndürülmüştü. Yangının ardından Orman Genel Müdürlüğü ekipleri bölgede hızlı bir çalışma başlatarak hem hasar tespitlerini tamamladı hem de yeniden ağaçlandırma hazırlıklarına başladı. Yanan alanlarda kızılçam, fıstıkçamı, çınar, kestane, defne, ıhlamur, servi, sedir ve mazı fidanlarından oluşan 300 bin yeni fidanla Bursa'ya yakışan yeni bir orman kurulacak. Programda konuşan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve İletişim Teknolojileri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank, "Biliyorsunuz birçok spekülasyon yapılıyor, bu orman yangınları sonrasında bu araziler nasıl kullanılıyor, farklı amaçlarla mı kullanılıyor diye spekülasyonlar yapılıyor. Kanunen de anayasayla da sabittir ki yanan alanlar, yanan ormanlar sadece orman yapılabilir. İşte onun örneğini de biz bugün burada gösteriyoruz. Bugün burada ağaçlandırmaya başlayacağız, ama yukarıdaki alanlar hazır hale gelince de orada ağaçlandırmamızı yapmış olacağız" ifadelerini kullandı. GÜRSU YENİDEN YEŞİLLENECEK Yangın söndürme çalışmalarına gönüllü gelerek, yangınla mücadele sırasında şehit olan vatandaşlara rahmet dileyerek sözlerine başlayan Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık, "Yangında kendi harçlıklarıyla yangın söndürme çalışmalarına katılan üç şehidimizin ikisinin ailesi de bugün buradalar. Hem Kazım Bayrak hem de Mehmet Şimşek kardeşlerimize Allahtan gani gani rahmet diliyoruz. İnşallah o gün gösterdiğimiz azmi bugün de göstererek arkamdaki simsiyah alanı yemyeşil hale getireceğiz" ifadelerini kullandı.

MHP’li Büyükataman’dan Özgür Özel'e tepki: “Kıbrıs Türk’tür ve sonsuza kadar Türk kalacaktır” Haber

MHP’li Büyükataman’dan Özgür Özel'e tepki: “Kıbrıs Türk’tür ve sonsuza kadar Türk kalacaktır”

MHP’li Büyükataman açıklamasında şu ifadeleri kullandı: Mandacı zihniyetin sözcüsü gibi yurt dışında Türkiye’yi şikayet etmeyi gelenek haline getiren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün TBMM kürsüsünde teslimiyetçi söylemlerine bir yenisini daha eklemiştir. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’yi ve vatan sevdamızı utanmadan hedef almaya yeltenen Özgür Efendi şunu iyi bilmelidir; Kıbrıs Türklüğü asla vazgeçmeyeceğimiz milli bir davadır. Meselenin demokrasi ve sandığa saygı duymakla hiç ilgisi yoktur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatan toprağıdır. Sayın Genel Başkanımızın yaptığı da Türk milliyetçilerinin sarsılmaz iradesiyle vatan toprağına ve milletin bekasına sahip çıkmaktır. Yabancıların konforlu sahnelerinde gezip iktidar hayali kuranların, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin milli mesele olduğunu anlaması elbette beklenemez. Bilinmelidir ki; Kıbrıs’tan taviz vermek Anadolu’nun ateşe atılmasıdır. Genel Başkanımızın da ifade ettiği gibi; “Kıbrıs Doğu Akdeniz’deki sancak, Türk milletinin can damarı, Türk istiklal ve varoluş ruhunun siyasi, stratejik ve jeopolitik misyonudur. Kıbrıs’ın güvenliği ve geleceği Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenlik ve geleceğiyle bir ve aynıdır.” Özgür Efendinin EOKA ve ENOSİS ile söylem birliğine girmiş gibi Genel Başkanımızı hedef alması büyük bir ciddiyetsizlik ve gaflettir. Türk’süz ve Türkiye’den koparılmış bir Kıbrıs hayal edenlerin hesapları mutlaka bozulacaktır. Kıbrıs Türk’tür ve Sonsuza Kadar da Türk Kalacaktır! Mandacı zihniyetin sözcüsü gibi yurt dışında Türkiye’yi şikayet etmeyi gelenek haline getiren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün TBMM kürsüsünde teslimiyetçi söylemlerine bir yenisini daha eklemiştir.Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’yi ve vatan sevdamızı utanmadan hedef…— İsmet Büyükataman (@buyukataman) October 21, 2025

Bahçeli’den sorumlu dil çağrısı: “Şehitlerimiz ceset değil, kahramanlarımızdır” Haber

Bahçeli’den sorumlu dil çağrısı: “Şehitlerimiz ceset değil, kahramanlarımızdır”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Herkesi ve özellikle muhataplarını sorumlu bir dil kullanmaya davet ediyoruz. Şehitlerimize gencecik cesetler demek doğru ve isabet kaydeden bir söz değildir" dedi. MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen partisinin Grup Toplantısında konuştu. İnsanın Allah'ın en büyük ayeti olduğunu belirten MHP Genel Başkanı Bahçeli, halka hizmetin Hakk'a hizmet olduğunu idrak etmiş olanlar için haysiyetli ve hakikatli davranış kalıbının dışında bir başka tercihten bahsetmenin akıl ve mantık dışı olduğunu kaydetti. "TÜRK MİLLETİNİ FELAHA VE FERAHA ERİŞTİRMEK HEPİMİZİN ASİL VE ASLİ GÖREVİDİR" Detaylı bir vicdan muhasebesinin zamanın geldiğine işaret eden Bahçeli, "Eski defterleri karıştırırsak müflis tüccar durumuna düşeriz. Gönüllere karışırsak, gönüllerle kavuşursak milli birlik ve kardeşliğimizi güçlü şekilde pekiştiririz. Bizim gayemiz ve gayretimiz de hiç kuşkusuz budur. Türk ve Türkiye Yüzyılında, sürüp giden dipsiz tartışmaları mutabakata bağlamının; kalıcı, köklü ve kategorik şekilde bağıtlamanın hedefindeyiz. Bu hedef ahlakidir; tastamam akıl, izan, insaf ve insan merkezlidir. Siyasi, manevi, tarihi, kültürel ve fikri imkanlarla kireçlenmiş kronik gerilimleri bertaraf etmek mümkün, hatta mukadderdir. Çaba ve çalışmalarımız da bu yöndedir. Etnik ve mezhebi kamplaşmanın ateş hattına düşürülmek amacıyla on yıllardır karanlık senaryolara maruz kalan Türk milletini felaha ve feraha eriştirmek hepimizin asil ve asli görevidir" ifadelerini kullandı. "HEPSİNDEN EVVELİ MÜSLÜMAN TÜRK MİLLETİYİZ" Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan Alevi vatandaşlarının sorununun Türk vatandaşlarının ortak sorunu olduğunu dile getiren Bahçeli, "Gönül rahatlığıyla, vicdan huzuruyla, dahası samimiyetle diyorum ki, hem Alevi'yiz, hem Sünni; hepsinden evveli de Müslüman Türk milletiyiz. Bu düşüncelerim elbette Alevi İslamiyete mensup kardeşlerimizin geçmişe sari ve bugüne havi ihtiyaç ve beklentilerini seslendirmeye mani değildir. Sadece maksadım herkesin ve hepimizin üzerinde durması gereken, esasen milli ve manevi paydada ortak hissiyat olan yorum ve değerlendirmeleri açıklamaktır. Alevi İslamiyete mensup kardeşlerimiz bizim canımız, can beraberimizdir. Onların her sorunu bizim de sorunumuz, onların her isteği bizim de isteğimizdir. Aleviliği asıl mecra ve muhtevasından kopartıp inanç ve kültür alanından çıkartanlar, bundan tehlikesi siyasi mevzi haline dönüştürmeye çalışanlar büyük bir yanlışın failleridir. Cami ne kadar bizimse Cemevi de bizimdir. Cem de bizim, semah da bizim, imanın ve İslam'ın mükellefiyetleri de bizimdir. Tabulara sığınmanın, suni gerginlikleri ve korkuları diri tutmanın, insan ve inanç haklarına kapalı durmanın hiçbir sonu ve sonucu yoktur. Geldiğimiz bu aşamada diyeceğim şudur: Cemevinin ibadethane olarak tescili hususunda atılgan olmak, engelleri birer birer kaldıracak irade cesaretini sergilemek gerekmektedir. Alevi kardeşlerimizin Cemevini ibadethane olarak görmelerine anlayış ve saygı duymak lazımdır" şeklinde konuştu. "Alevi inanç ve geleneğiyle temelleri kazılan kardeşlik ve kucaklaşma ocağı inanıyorum ki aşk ve ahlakla körüklenecektir" Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu'na hibe ettiği taşınmazın bulunduğu konuma Horasan Erenleri Dergahı Cemevi Külliyesi'nin açılacağını hatırlatan Bahçeli, "Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde şahsımın fani hayattaki bir tasarrufunu Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu'na hibe etmemizle birlikte yaklaşık 6 bin metrekarelik alana inşa edilip ilk etap açılışı yapılan, aynı zamanda dünyanın ve ülkemizin en büyük Cemevi projesi olan Horasan Erenleri Dergahı Cemevi Külliyesi'nin milli birlik ve beraberliğimizin nişaneleri arasında yer alması Allah'tan niyazımdır. Bu Cemevinin açılış tarihi Hacı Bektaş Veli'nin ebediyete irtihalinin de 754'üncü yıl dönümüne tekabül etmiştir. Ehli Beyt'in aydınlık meşalesi orada yanacak, yürekleri ısıtan manevi mesajları oradan yankılanacaktır. Edep ve hürmet mektebi, muhabbet ve meşveret meclisi orada kurulacaktır. Alevi inanç ve geleneğiyle temelleri kazılan kardeşlik ve kucaklaşma ocağı inanıyorum ki aşk ve ahlakla körüklenecektir. Manevi kurtuluşumuzun mihmandarı ve mimar başları olan Ehli Beyt'in aziz büyüklerini saygı ve rahmetle yad ediyorum. Ehli Beyt sevdalılarına selam ediyorum" dedi. "AKIBETİNİN NE OLACAĞI HENÜZ TAM KESTİRİLEMEYEN ATEŞKESLE OYALANMANIN, ÜÇ-BEŞ ESİR TAKASI YAŞANDI DİYE DAVUL ZURNA ÇALMANIN BİR ALEMİ YOKTUR" Gazze'de ateşkesin sağlanması için imzalanan mutabakata ilişkin Bahçeli, şu ifadelere yer verdi: "Ben de diyorum ki, ey soykırımcı Siyonist barbarlık Allah sizi bildiği gibi yapsın. Gazze Şeridi'ni ihtiva eden 738 günlük şiddet ve dehşet süreci 9 Ekim 2025 tarihinde kısmen son bulmuş, nihayet İsrail ile Hamas arasında ateşkes rejimi 10 Ekim 2025 tarihinde itibaren de tesis edilmiştir. Mezkur anlaşmanın ilk aşamasının devreye girmesiyle esir takası, insani yardımların sağlanması ve İsrail askerlerinin belirlenen birinci etaba çekilmeleriyle ilgili müspet gelişmeler yaşanmaya başlamıştır. Savaşı sona erdirmek amacıyla dün Mısır'da tertiplenen uluslararası zirvenin ve beliren geniş konsensüs ortamının sadece Filistin-İsrail ihtilafının çözüm iklimini değil Ortadoğu'nun istikrar ve barış arayışlarını da güçlendirmesini hassaten diliyorum. Asıl mesele yapılan ateşkes anlaşmasının sahadaki uygulaması ve çatışan tarafların taahhütlülerine ve imzalarına sadık kalmasıdır. İsrail'in güven vermeyen askeri ve politik tutumu karşısında da tedbirli ve ihtiyatlı hareket kaçınılmaz bir gerekliliktir. 7 Ekim 2023 tarihinden buyana tarihin gördüğü ve göreceği en dramatik, en vahim savaş ve soykırım suçu İsrail tarafından işlenmiştir. Bu suçun cezasız kalması diye bir şey asla ve kat'a düşünülemeyecektir. Eninde sonunda İsrail Başbakanı ve soykırımda payı olan vandallar küresel adalet ve vicdan huzurunda hesap verecekler, Gazzeli şehitlerin dökülen kanlarının misliyle bedelini ödeyeceklerdir. Gazze Şeridi'nin orta kesimi ile güney bölgelerinden kuzey istikametine doğru akan insan seli bir halkın hayat ve varlık mücadelesinde çektiği korkunç ıstırapların adeta geçit merasimini çağrıştırmaktadır. Temennimiz ateşkesin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesinin hitamında kalıcı barışın ve iki devletli çözüm ortamının yeşermesi, yerleşmesi ve herkesçe tasdik edilmesidir. Akıbetinin ne olacağı henüz tam kestirilemeyen ateşkesle oyalanmanın, üç-beş esir takası yaşandı diye davul zurna çalmanın bir alemi yoktur. Gazze'de 67 bin 173 mazlumun canı alınmıştır. Gazze'yi emlak görenlere, nevzuhur Dubai projesi hazırlayanlara, Gazze'nin masum ve hakkı yenmiş Filistin halkının vatanıdır diyorum." "KALABALIKTA YAPILAN SAHTE KABADAYILIĞIN TENHADA ÖZRÜ KABUL EDİLMEZ" CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in İspanya seyahatinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik söylemlerine ilişkin Bahçeli, "CHP Genel Başkanı geçen hafta bize parmak sallayarak konuştu. Öfkeden deliye dönmüş, sinirden sanki nöbet geçiriyormuş gibiydi. Kendisine sakinlik ve soğukkanlılığı temenni ediyorum. Ancak Özgür Bey'in yalan ve iftiralara sarılarak yaptığı çiğ ve çirkin siyasetin bizim nazarımızda delikli kuruşla ne bir değerinin ne de bir ederinin olmayacağını hatırlatıyorum. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim, kalabalıkta yapılan sahte kabadayılığın tenhada özrü kabul edilmez, edilemez. Bizim haddimiz, bu uçurum siyaset müelliflerinin haddini bildiği kadardır. Özgür Bey'in yolu yol değildir, takip ettiği siyaseti ahlaklı siyaset hiç değildir. Bu muhalefet patırtısının yurt dışında ziyaret ettiği her ülkede Türkiye'mizi ve Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'ni hedef alması işbirlikçi ve manda özlemi çeken bir siyasetçinin hezeyanıdır" şeklinde konuştu. "YANLIŞA YORULABİLECEK ŞUURSUZ TEZAHÜRAT VE TELAFFUZLARDAN KAÇINMAK ELZEMDİR" TBMM'de görüşmelerin devam ettiği Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu istişarelerinin sona yaklaştığını dile getiren Bahçeli, "Aklıselim, kalbiselim ve zevkiselim sacayağında konuşmaya ve sorunları mutabakatla ele almaya asgari seviyede talebimiz olacaktır. ‘Terörsüz Türkiye' de bu hedeflerden birisidir. Bu süreçte heyecanla çılgınlık arasında kesin bir ayrım yapmak, yanlışa yorulabilecek şuursuz tezahürat ve telaffuzlardan kaçınmak elzemdir. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu istişarelerinin sonuna yaklaşmaktadır" dedi. "ŞEHİTLERİMİZE GENCECİK CESETLER DEMEK DOĞRU VE İSABET KAYDEDEN BİR SÖZ DEĞİLDİR" Türkiye'de 41 yılı bulan bölücü terör sorununun bir günde çözümünün mümkün olmadığını aktaran Bahçeli, "Ancak herkesi ve özellikle muhataplarını sorumlu bir dil kullanmaya davet ediyoruz. Şehitlerimize gencecik cesetler demek doğru ve isabet kaydeden bir söz değildir. Çünkü şehitler ceset değildir, onlar bizim kahramanımız, manevi muhafızlarımızdır. Al-i İmran Suresinde buyurulduğu gibi, "Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler." TBMM çatısı altında taşkın sloganlara da asla yer ve gerek yoktur. Herkes ve hepimiz "Terörsüz Türkiye" hedefinin sekteye uğramamasına özenle dikkat etmeliyiz. Maksimalist taleplerin gündeme gelmesinden kaçınmalıyız. Sorumsuz ve suçlayıcı üsluptan uzak durmalıyız. Bilinmelidir ki, her şey Türkiye içindir. Hepimiz Türk milletiyiz. Denizi geçtikten sonra derede bocalamanın hiç kimseye faydası olmayacaktır. Terörsüz Türkiye Türk milletinin müşterek arzu ve amacıdır. Bu arzu ve amaçtan sarfınazar edenler ahlaken, tarihen, vicdanen ve siyaseten çok ağır sonuçlarla karışılacaklardır. 27 Şubat İmralı açıklaması dışında hiçbir söz, tez, teklif ve değerlendirmenin hükmü yoktur" ifadelerini kullandı. "ASKERİ HASTANELERİN TEKRAR DEVREYE GİRMESİNİ BEKLİYOR" TBMM'nin yeni yasama yılında istek ve ihtiyaçların da karşılamakla mesul olduğuna dikkati çeken Bahçeli, bunlardan birisinin de askeri hastanelerin tekrar hizmete alınması olduğunu belirterek, "Milliyetçi Hareket Partisi olarak askeri hastanelerin tekrar devreye girmesini bekliyor, bu hususta elimizden gelen çabayı göstereceğimizi ifade ediyorum" dedi.

TBMM 15 Temmuz anma etkinliğine ev sahipliği yaptı Haber

TBMM 15 Temmuz anma etkinliğine ev sahipliği yaptı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un ev sahipliğinde düzenlenen 15 Temmuz Milli Birlik ve Demokrasi programına katıldı. Etkinliğe, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Musavat Dervişoğlu, eski Başbakan Tansu Çiller, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, milletvekilleri, gaziler ve diğer yetkililer katıldı. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 15 Temmuz‘un yıllar içinde hazırlanan bir ihanet olduğunu belirterek, "15 Temmuz'dan sonra ehliyet, liyakat ve sadakat çerçevesinde devletin yeniden yapılandırılmasına şahit oluyoruz. Bu noktada da büyük bir mesafe aldığımızı, temizliğin yapılmasından sonra millete sadakatten başka sadakati kabul etmeyen, sadakati ne karanlık locada ne sahte hocada aramayan milletin evlatlarına devletin kapıları sonuna kadar açılmıştır. 15 Temmuz kurallara dayalı bir sistem, hukuk ve demokrasi bilinci yüksek bir topluluğun ne kadar büyük bir güç olduğunu bir kez daha öğretmiştir. Türkiye'deki bütün darbe teşebbüslerinin ve darbelerin ortak tarafı, darbeleri yönetenlerin tamamı gizli bir merkeze ve yapılanmaya sahip olmalarıdır. 15 Temmuz ile ilgili asıl olan gizlilik değil şeffaflıktır. Şeffaflık sadece hesap verilebilirlik değil, demokrasinin de standardını yükseltmek demektir" dedi. Kurtulmuş, milli birlik ve dayanışma ruhunun olduğunu ve bunu daha da ileriye götürmenin vakti geldiğini savunarak, "Şimdi inşallah milli birlik ve dayanışma ruhunu daha da ileriye götürerek Türkiye'nin tam anlamıyla terörsüz Türkiye olmasını sağlayarak tüm terör örgütlerinin geride kaldığı, silahların olmadığı, tam manasıyla barışın ve kardeşliğin egemen olduğu bir Türkiye'yi İnşallah hep beraber inşa edeceğiz. Ayrıca 15 Temmuz'dan aldığımız bu dersle Türkiye'de demokrasinin standartlarının yükselmesi, barış ve kardeşliğin güçlenmesi ile birlikte hiç şüphesiz TBMM, yeni, çağdaş, kapsayıcı, demokrat, kuşatıcı bir anayasa yapma mecburiyetindedir. Öyle bir anayasa yapalım ki, bir daha hiç kimse anayasadan almadığı güçle millete efendilik yapmaya kalkmasın. Demokrasi standartlarını öyle bir yükseltelim ki hiç kimse, pozisyonu ne olursa olsun, kime dayanırsa dayansın darbe yapmayı aklının ucundan geçirmesin" dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.