SON DAKİKA
Hava Durumu

#Teknoloji

Söz Bursa - Teknoloji haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Teknoloji haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bursa Gökkuşağı Koleji’nde Türk Dilleri Laboratuvarı açıldı Haber

Bursa Gökkuşağı Koleji’nde Türk Dilleri Laboratuvarı açıldı

Bursa Gökkuşağı Koleji Cambridge International School, UNESCO'nun 15 Aralık "Dünya Türk Dili Ailesi Günü" kapsamında, Türk dilinin kültürel mirasını çağdaş teknolojiyle buluşturan "Türk Dilleri Laboratuvarı"nı hayata geçirdi. Öğrencilerin aktif katkısıyla tasarlanan ve yapay zekâ temelli öğrenme yaklaşımlarını merkeze alan laboratuvarın açılışı, Bursa UNESCO Derneği Başkanı İlker Özaslan'ın katılımıyla gerçekleştirildi. Proje, dil, kültür ve teknolojiyi aynı zeminde buluşturdu. YAPAY ZEKÂYA ATASÖZLERİ ÖĞRETİLDİ "Dilin DNA'sı: Yapay Zekâ ve Atasözleri" temasıyla hayata geçirilen proje, Türkçenin kadim birikimini yapay zekâ teknolojileriyle buluşturarak yenilikçi ve dikkat çekici bir öğrenme deneyimi sunuyor. Proje kapsamında, Türkçenin kültürel hafızasında önemli bir yer tutan atasözleri yapay zekâya aktarılırken; öğrencilerin dil, kültür ve teknoloji arasındaki ilişkiyi derinlemesine kavramaları hedefleniyor. Okulun Yönetim Kurulu Üyesi Nur Betül Gayretli liderliğinde yürütülen bu vizyoner çalışma, "Dilimizin Geleceğini Birlikte Kodlama" yaklaşımıyla şekilleniyor. Proje; Eğitimde İnovasyon, Kültürel Farkındalık ve Ulusal Görünürlük gibi eğitimde dönüşümü merkeze alan üç temel değer doğrultusunda ilerliyor. UNESCO'YA ÖZEL DENEYİM TURU Gökkuşağı Koleji, Türk diline verdiği stratejik önemi ve yenilikçi eğitim yaklaşımını yerinde paylaşmak üzere, Bursa UNESCO Derneği Başkanı İlker Özaslan'ı okulda ağırladı. Gerçekleştirilen bu özel deneyim turu ile uluslararası eğitim programları kapsamında Türk dilinin taşıdığı kültürel ve akademik değere dikkat çekilirken, UNESCO ile sürdürülebilir iş birliklerine yönelik güçlü bir mesaj verildi. Açılış töreninin ardından değerlendirmelerde bulunan Bursa UNESCO Derneği Başkanı İlker Özaslan, "Gökkuşağı Koleji'nin, Türk dilinin kültürel mirasını yapay zekâ gibi çağdaş teknolojilerle buluşturan bu vizyoner yaklaşımını yerinde görmekten büyük memnuniyet duydum. Bursa'nın ilk ve tek Cambridge Okulu olan Gökkuşağı Koleji öğrencilerin aktif rol aldığı bu çalışma, UNESCO'nun kültürel çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir eğitim hedefleriyle güçlü bir örtüşme göstermektedir. Bu tür projelerin yaygınlaşmasını son derece kıymetli buluyorum" dedi.

MEEXX Makine Sektörünü Bursa’da buluşturdu Haber

MEEXX Makine Sektörünü Bursa’da buluşturdu

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın (BTSO) iştiraki KFA Fuarcılık tarafından Makine İmalatçıları Birliği (MİB) iş birliğinde düzenlenen Makine ve Teknolojileri Fuarı (MEEXX), 3–6 Aralık tarihlerinde Bursa Fuar Merkezi’nde gerçekleştirildi. Bu yıl yeni bir vizyonla sektöre sunulan MEEXX, 30 bin metrekarelik alanda 120’nin üzerinde firmanın yerli ve milli teknoloji ürünlerini sergilediği kapsamlı bir buluşma platformu oluşturdu. Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Asya’dan profesyonel alım heyetlerinin katılımıyla gerçekleştirilen fuar, makine sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli buluşma adreslerinden biri olma iddiasını güçlendirdi. Fuar kapsamında ayrıca 30 ülkeden 120’yi aşkın firma temsilcisi de Bursa’daki makine sektör temsilcileriyle ikili iş görüşmelerinde bulunarak, yeni işbirliklerine kapı araladı. “EKONOMİK BAĞIMSIZLIKTA STRATEJİK ÖNEMDE” Fuara ilişkin değerlendirmede bulunan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, makine sektörünün Türkiye’nin teknolojik ve ekonomik bağımsızlığının en stratejik alanlarından biri olduğunu söyledi. Türkiye’nin 57 bin girişimcisi ve 28 milyar doları aşan ihracatıyla makinede güçlü bir üretim ülkesi konumuna geldiğini belirten Burkay, buna karşın 45 milyar dolarlık makine ithalatının büyük bölümünün Türkiye’de üretilebilen ürünlerden oluştuğuna dikkat çekti. “ÜRETMEK YETERLİ DEĞİL” Başkan Burkay, “Üretmek kadar, ürettiğiniz teknolojiyi dünya pazarlarıyla buluşturmak da kritik öneme sahip. MEEXX Fuarı, bu açıdan hem yerli firmalarımız hem de küresel alıcılar için güçlü bir temas zemini oluşturdu. Bursa, yüksek teknolojili üretim altyapısı ve nitelikli insan kaynağıyla makine sektöründe Türkiye’nin en önemli merkezlerinden biri. Bu fuarın daha da büyüyerek şehrimizin uluslararası fuarcılık kapasitesine yeni katkılar sağlamasını diliyorum.” dedi. “GÜÇLÜ BİR KONUMDAYIZ” MİB Yönetim Kurulu Başkanı Fatih İğrek ise Türkiye’nin makine üretiminde yıllık 60 milyar doların üzerinde bir kapasiteye ulaştığını, 2024 ihracatının 28 milyar dolar olarak gerçekleştiğini belirterek, “Türkiye bugün makine ihracatında dünyada 13’üncü, Avrupa’da ise 4’üncü sırada. Yüzde 70 yerlilik oranımız, kilogram başına 6,2 dolarlık ihracat değerimiz ve 550 bin kişiye ulaşan istihdam etkimizle küresel yarışta güçlü bir konumdayız.” diye konuştu. “BİR ÜST LİGE ÇIKMAK ZORUNDAYIZ” Küresel talep daralması, finansman maliyetleri ve fiyat rekabetine rağmen Türk makine sektörünün dayanıklı yapısını koruduğunu belirten İğrek, “Biz fabrika üreten fabrikalarız. Makine sektörü Türkiye’nin en stratejik alanıdır. Devreye alınan HAMLE, HiT-30, YTAK gibi destek mekanizmaları ile AB’nin yeşil dönüşüm programları sektörümüz için önemli fırsatlar oluşturuyor. Artık yalnızca düşük fiyatla rekabet dönemi geride kaldı. Verimli, akıllı ve mühendislik odaklı üretimle bir üst lige çıkmak zorundayız.” dedi. “GELECEĞE GÜVENLE BAKMAYI SÜRDÜRÜYORUZ” Fatih İğrek, MEEXX gibi önemli bir fuar organizasyonunun gerçekleştirilmesi nedeniyle BTSO’ya ve KFA Fuarcılığa teşekkür ederek, “Sektörümüz için son derece verimli ve enerjisi yüksek bir fuar gerçekleştirdik.” dedi. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay ile birlikte fuarda tüm stantları gezdiklerini kaydeden İğrek, fuar alanında yüksek moral ve güçlü bir motivasyon oluştuğunu belirtti. Makine sektörünün Türkiye ve özellikle Bursa için stratejik bir güç olduğunun altını çizen Fatih İğrek, “Türkiye, dünya makine sanayisinde önemli bir merkez olmayı sürdürüyor. MEEXX Fuarı da bu iddianın en önemli vitrinlerinden biri olarak yoluna devam edecek.” ifadelerini kullandı. Fatih İğrek, sektörün rekabet ve ekonomik koşullar içindeki tüm zorlukları aşabilecek güçte olduğunu dile getirerek, geleceğe güvenle baktıklarını da sözlerine ekledi. “FUAR BİZİM İÇİN ÇOK VERİMLİ GEÇTİ” Akyapak Yurtdışı Satış Müdürü Yavuz Akyapak, şirketin 1962’den bu yana metal işleme ve şekillendirme makineleri ürettiğini belirterek, “Fuar bizim için oldukça verimli geçti. Yeni geliştirdiğimiz ürünleri tanıttık. Ayrıca Bursa’da olmamızın avantajıyla müşterilerimizi fabrikamızda daha detaylı sunumlarla ağırladık.” dedi. Yavuz Akyapak, BTSO Başkanı İbrahim Burkay’a da sektöre sunduğu katkılar için teşekkür ederek, “Bizler de Bursa Büyürse Türkiye Büyür inancıyla Bursa’ya değer katmayı sürdürüyoruz.” diye konuştu. “TÜRK MAKİNE SEKTÖRÜNÜN GÜCÜ SERGİLENDİ” Dener Grup Teknik Genel Müdür Yardımcısı Kanber Sedef, fuarda oldukça olumlu geri bildirimler aldıklarını söyledi. Global ölçekte artan Çin baskısına rağmen Türkiye’nin makine sektöründeki üretim gücünün bu fuarda sergilenmesinden dolayı gurur duyduklarını belirten Sedef, “Burada hem güçlü bir network oluşturuyor, hem de satış anlamında verimli sonuçlar elde ediyoruz. Milli duygularla, üretime değer veren bir kitleyle bir arada olmak bizler için çok kıymetli. Başkanımız Sayın İbrahim Burkay’a ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Çok güzel bir organizasyona imza attılar.” dedi. SEKTÖRÜN GELECEĞİNE IŞIK TUTAN FUAR Fuar kapsamında talaşlı imalat teknolojilerinden kaynak sistemlerine, robotik çözümlerden CAD/CAM uygulamalarına, hidrolik ve pnömatik sistemlerden bakım teknolojilerine kadar geniş bir teknoloji çeşitliliği sergilendi. Canlı demo alanları, uygulamalı gösterimler ve teknik etkinlikler, ziyaretçilere hem yenilikçi ürünleri yakından inceleme hem de sektörün geleceğine dair bilgi edinebilme fırsatı sundu. MAKİNE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ’NDEN BREZİLYA İLE İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜ MEEXX ayrıca uluslararası iş birliklerinin geliştirilmesine de önemli bir platform oluşturdu. Makine İhracatçıları Birliği ile Brezilya’da makine ithalatında yüksek pazar payına sahip olan Brezilya Endüstriyel Makine ve Ekipman İthalatçıları Birliği (ABIMEI) arasında iş birliği protokolü imzalandı. Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Özkayan, Brezilya’nın Türkiye için giderek önem kazanan bir pazar olduğunu ifade ederek, “Brezilya 2024’te 44 milyar doların üzerinde makine ve ekipman ithal eden dev bir pazar. Türkiye olarak henüz bu pastadan küçük bir pay alıyoruz, ancak son 5 yılda Brezilya’ya ihracatımızı iki kattan fazla artırarak 110 milyon doların üzerine çıkardık. Özellikle metal işleme ve takım tezgâhlarında yedi kata yaklaşan büyüme, Türk makinesine duyulan güvenin en somut göstergesi.” dedi. Özkayan, protokolün iki ülke arasında uzun vadeli ve güçlü bir sanayi iş birliği vizyonu sunduğunu da sözlerine ekledi. ABIMEI üyeleri, işbirliği protokolünün ardından fuarda stantları bulunan firmaların üretim tesislerini de ziyaret etti.

MG’den Aralık ayına özel kaçırılmayacak fırsatlar! Haber

MG’den Aralık ayına özel kaçırılmayacak fırsatlar!

Türkiye’de Doğan Trend Otomotiv tarafından temsil edilen MG markası, kullanıcılara sunduğu zengin teknolojiler ile sürüş deneyimini daha da etkileyici bir hale getiren ve D SUV segmentinde yer alan HS Luxury modeli için yılın son fırsatlarını duyurdu. MG, 22 Eylül 2025 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan, ithalatta uygulanan ilave gümrük vergilerindeki güncellemenin olumlu etkisini vakit kaybetmeden satış koşullarına yansıtmıştı. Bu kapsamda marka, avantajlı satış koşullarını aralık ayında da devam ettirerek sınırlı sayıda HS Luxury için geçerli kampanyalı satış fiyatını 2 milyon 385 bin TL olarak belirledi. Euro NCAP’ten 5 yıldızı kazanarak güvenliğini kanıtlayan, üstün boyutlarıyla aileler için ideal bir model olarak öne çıkan HS modeli, 1.5 litrelik turbo motor teknolojisiyle 170 PS güç ve 275 Nm tork üreterek benzersiz bir sürüş deneyimi sunuyor. Her detayında estetik ve üstün teknoloji barındırıyor! MG’nin teknoloji harikası HS modeli, 19 inç elmas kesim alaşımlı jantları, aerodinamik ve keskin yan silüeti, ön ve arka modern far grubuyla çok dinamik görünüme sahip. Kullanıcılara sunduğu zengin donanımıyla sürüş deneyimini daha da etkileyici bir hale getiren iddialı model, 24.6 inç UniScreen teknolojisi (12.3 inç dijital gösterge paneli ve 12.3 inç dokunmatik ekran), kablosuz akıllı telefon şarjı, hafızalı yan aynalar, bel desteği ayarlı 6 yöne elektrikli ayarlanabilen hafızalı sürücü koltuğu, elektrikli bagaj kapağı, 360 derece çevre görüş kamerası, 8 hoparlörlü hi-fi sistemi ile donatılıyor. 4.655 mm uzunluğundaki MG HS, 2.767 mm aks mesafesi ile çok geniş bir iç mekân sunuyor. Ayrıca, 507 litrelik geniş bagajın yanı sıra otomobilin içinde bolca saklama alanı bulunuyor. Zengin donanım özelliklerine ek olarak HS, özenle ayarlanmış süspansiyonu ve etkili gürültü yalıtımı sayesinde uzun yolculuklarda sessiz ve konforlu bir sürüş deneyimi sunuyor. MG Pilot Teknolojik Sürüş Destek Sistemleri, her yolculukta konfor ve güvenliği en üst seviyede tutuyor. Doğan Trend Otomotiv Hakkında Bir Doğan Holding iştiraki olan Doğan Trend Otomotiv, Türkiye'nin önde gelen otomotiv ve mobilite şirketidir. Otomotiv, motosiklet ve deniz motorlarından oluşan marka portföyü ve ülke çapındaki yaygın yetkili satış ve servis teşkilatı ile yıllık toplamda 50.000 adedin üzerinde araç satışı gerçekleştirip 1 milyar doların üzerinde yıllık iş hacmine ulaşarak 2025 yılında Türkiye’nin en büyük firmalarının listelendiği Fortune 500 listesinde 111nci sıraya yükselmiştir. Motosiklet fabrikasını da bünyesine eklediği 2025 Senesinde ise Brand Finance tarafından açıklanan Türkiye’nin en değerli markaları listesinde 122nci sırada yer almıştır. Sürdürülebilir mobilite ve müşteri odaklı hizmet anlayışıyla, yenilikçi çözümler sunmaya devam eden Doğan Trend Otomotiv, otomotiv ve mobilite sektöründe teknolojik ve keyif veren markaları ile öncü bir rol üstlenmektedir.

Geleceğin yapay zeka uzmanları, mühendisleri Gürsu'dan çıkacak Haber

Geleceğin yapay zeka uzmanları, mühendisleri Gürsu'dan çıkacak

Çocuklara üretim kültürünü kazandırmak, teknoloji, kodlama, robotik ve ahşap tasarım alanlarında uygulamalı öğrenme fırsatları sunmak, problem çözme, düşünme, ekip çalışması ve üretkenlik gibi becerilerini geliştirmek, çocukların hayal güçlerini somut projelere dönüştürmelerini sağlayarak özgüven geliştirme amacıyla açılan Üreten Çocuklar Atölyesi çok yönlü bir eğitim sunuyor. Geleceğin yapay zeka uzmanları, mühendisleri Gürsu'dan çıkacak Eğitim sürecinde öğrenciler, 3D tasarım, robotik kodlama, devre panoları, mBot uygulamaları, Arduino çalışmaları ve ahşap üretim teknikleri gibi birçok alanda proje geliştirerek kendi ürünlerini ortaya koyuyor. İki aylık üst seviye eğitim programı ve temel eğitim programı kapsamında yüzlerce öğrenciye verilen eğitimlerden sonra ailelerin de katıldığı harika bir mezuniyet töreni gerçekleştirildi. Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık, "Kurulduğu günden bu yana sadece Gürsu'muza değil, çevre ilçelerimize de ilham veren bir eğitim merkezi haline geldi. Bugüne kadar 7 bin 780 öğrencimize ahşap ve teknoloji alanında eğitimler vererek, onların üretme becerilerini geliştirmelerine, hayal güçlerini gerçeğe dönüştürmelerine ve geleceğin teknolojilerini tanımalarına katkı sağladık. Aynı kararlılıkla eğitimlerimize devam ediyoruz. Bugün düzenlediğimiz sertifika töreni, yalnızca bir kursun tamamlanması değil, çocuklarımızın özgüven kazanması, üretmenin keyfini öğrenmesi ve geleceğe umutla bakması açısından çok önemli bir adımı temsil ediyor" dedi.

BTSO’dan yapay zekâ hamlesi Haber

BTSO’dan yapay zekâ hamlesi

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), Bursa iş dünyasının yapay zekâ ekosisteminde daha etkin yer almasını desteklemek amacıyla, MEXT Teknoloji Merkezi ve BUTEKOM iş birliğiyle Yapay Zekâ Olgunluk Değerlendirmesi Programı’nı hayata geçirdi. BTSO Ana Hizmet Binası’nda düzenlenen toplantıya BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Batmaz, Bilgi İşlem ve Otomasyon Teknolojileri Konseyi Başkanı Osman Akın ile BTSO Meclis ve Komite Üyelerinin yanı sıra Bursa Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Aydın Bakoğlu ve KOSGEB Bursa Batı Müdürü Erkan Güngör de katıldı. Yapay Zekâ Olgunluk Değerlendirmesi metodolojisi ve içeriği, sektörlerden başarı örnekleri ve uygulama deneyimleri, değerlendirme süreci ve raporlama detayları ile Bursa firmalarına özel uygulama planlarının paylaşıldığı toplantıya BTSO üyeleri büyük ilgi gösterdi. "KÜRESEL REKABETTE YENİ BİR DÖNEM" BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Batmaz, küresel ekonominin teknoloji odaklı bir dönüşüm sürecinden geçtiğini vurgulayarak, yapay zekânın bu değişimde kilit rol oynadığını ifade etti. Batmaz, "Küresel ekonomi, teknolojinin öncülüğünde baş döndürücü bir hızla yeniden şekilleniyor. Güç dengeleri değişiyor, ticaretin kuralları yeniden yazılıyor. Yapay zekâ, yeşil enerji, dijitalleşme ve veri ekonomisi, her sektörü yeniden tanımlıyor. 2030 yılına kadar iş süreçlerinin yüzde 60’ından fazlası otomasyon ve yapay zekâ destekli sistemlerle yürütülecek. Dijital ekonominin küresel ekonomideki payı yüzde 20’yi aşmış durumda. İş dünyası liderlerinin yüzde 61’i dijital dönüşümü en önemli öncelik olarak görüyor, büyük kuruluşların ise yüzde 94’ü bir dijital dönüşüm stratejisine sahip. Günümüz rekabeti, veri analizi ve hızlı öğrenme üzerine kurulu. Eğer bir işlemi rakibinizden daha yavaş yapıyorsanız, maliyetiniz ne kadar düşük olursa olsun, er ya da geç sahneden çekilirsiniz" dedi. "TEHDİT DEĞİL FIRSAT OLARAK GÖRÜLMELİ" Batmaz, Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusu ile dijitalleşmeye yatkın olmasına rağmen, üretim, enerji ve lojistik gibi lokomotif sektörlerde dijital olgunluk düzeyinin küresel rakiplerin gerisinde kaldığını belirtti. BTSO’nun Bursa’da yapay zeka ve dijitalleşme hamlesine öncülük ettiğini vurgulan Batmaz, "Bugün başlattığımız Yapay Zekâ Olgunluk Değerlendirme Programı, MEXT ve BUTEKOM iş birliğiyle işletmelerimizin dijitalleşme seviyesini bilimsel bir kesinlikle ortaya koyacak ve geleceğe yönelik bir operasyonel kılavuz sunacak. Yapay zekâ, yavaş kalanlar için tehdit, hızlı adapte olanlar için ise bir sıçrama tahtası. Bursa iş dünyasını bu potansiyeli somut bir değere dönüştürmeye davet ediyorum." "YAPAY ZEKÂ DÖNÜŞÜMÜNE REHBERLİK EDECEĞİZ" BTSO Bilgi İşlem ve Otomasyon Teknolojileri Konseyi Başkanı Osman Akın, Yapay Zekâ Olgunluk Değerlendirme Programı’nın temellerinin 18-19 Haziran tarihlerinde Bursa Business School’da düzenlenen Next Level Yapay Zekâ Zirvesi’nde atıldığını söyledi. Akın, "Bursa’da ilk kez düzenlenen bu zirve, otomotiv sektörüne odaklanarak iki gün boyunca çok değerli firmaları ve geniş bir katılımcı kitlesini bir araya getirdi. MEXT ile stratejik bir iş birliği gerçekleştirdik. Yapay zekânın önemi artık herkes tarafından biliniyor. İlk zirvemiz farkındalık oluşturmayı hedefliyordu. Bu programda ise o farkındalığı somut bir dönüşüme taşıyoruz. Yapay zekâ ile nasıl bir dönüşüm gerçekleştirmeliyiz, bu süreci kimler yönetecek ve şu an ne aşamadayız gibi sorulara yanıt arayacağız." dedi. DÖNÜŞÜM İÇİN DESTEKLER ÖNEMLİ BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay’ın da programa tam destek verdiğini belirten Akın, sözlerini şöyle sürdürdü: "MEXT ile iş birliği içinde örnek projeler geliştiriyoruz. Ben tüm sanayicilerimize MEXT ve BUTEKOM’u görmelerini tavsiye ediyorum. Bundan 15 yıl önce bu konuları anlattığımızda bize gülüyorlardı. Ancak şimdi sektörde kalıcı olmak istiyorsanız bu değişime ayak uydurmak zorundasınız. O dönemde bu bilinç düzeyinde olsaydık bugün yaşadığımız pek çok sorunun önüne geçebilirdik. Bursa’da yapay zekâ ile ilişkili otomotiv ve makine gibi güçlü sektörlerimiz var. Sağlık ve hizmet sektörlerini de bu çalışmalara dahil edebiliriz. Yine özellikle 48, 50 ve 69’uncu meslek komitelerimizde önemli teknoloji üreticileri bulunuyor. Bu çalışmalar bu firmalarımıza da yeni iş alanları açacak ve umarım başarılı projeler uluslararası platformlara taşınacak" dedi. YAPAY ZEKÂNIN AMACI VERİMLİLİK BUTEKOM Genel Müdürü Murat Kurtlar, dijitalleşme ve yapay zekâ uygulamalarının temel amacının verimlilik artışı olduğunu söyledi. Kurtlar, "Dijitalleşme ya da yapay zekâ uygulamalarına yalnızca bu teknolojileri kullanmak için adım atmak yanıltıcı olur. Bunların tek amacı işletmelerde verimlilik sağlamaktır. BTSO Eğitim ve Teknoloji Kampüsü’nde bu doğrultuda, gelişen teknolojilerle sürekli kendimizi yeniliyoruz. BUTEKOM, Bursa Model Fabrika, Enerji Verimliliği Merkezi, BTSO MESYEB ve BUTGEM’de sürdürülebilirlik, sosyal gelişim, çevre koruma ve ekonomik büyüme gibi temel alanlara odaklanıyoruz" dedi. "YOL HARİTASINA İHTİYACIMIZ VARDI" BUTEKOM olarak çok önemli bir programı hayata geçirdiklerini ifade eden Kurtlar, "MEXT iş birliğiyle ilk pilot uygulamayı BUTEKOM’da gerçekleştirdik. Veriyle çalışıp çalışmadığımızı, veriyi ne kadar etkin kullandığımızı ve veriyle neler yapabileceğimizi değerlendirmek için bir yol haritasına ihtiyacımız vardı. Bu program, işletmelerimizin bu sorulara yanıt bulmasına ve verimlilik odaklı bir dönüşüm gerçekleştirmesine katkı sağlayacak. Programın faydalı sonuçlar getireceğine inanıyorum" diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından MEXT Teknoloji Merkezi uzmanları tarafından programın detayları paylaşıldı. Programda yer alan firmalar, yapay zekâ hazırlık seviyelerini keşfederken, sektörel kıyaslama konumlarını tespit etme imkânı bulacak. Somut yol haritaları ve öncelikli adımlar belirlenecek. Ayrıca firmalar MEXT tarafından hazırlanan 100’den fazla senaryo arasından özel fırsatlar yakalayacak.

Burkay: “Teknoloji ve verimlilik üretimin standardı olmalı” Haber

Burkay: “Teknoloji ve verimlilik üretimin standardı olmalı”

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) öncülüğünde gerçekleştirilen ‘Uludağ Gıda Zirvesi’, sektörün liderlerini bir araya getirdi. “Sürdürülebilir Gıda, Güvenilir Gelecek” temasıyla düzenlenen zirve, tarımdan sanayiye, tedarikten ihracata kadar gıda ekosisteminin tüm halkalarını aynı çatı altında buluşturdu. BTSO Gıda ve Paketli Ürünler Konseyi’nin çalışmaları doğrultusunda iş dünyasının yaşam boyu eğitim merkezi Bursa Business School ev sahipliğinde düzenlenen zirvede, iklim değişikliğinin tedarik zincirine etkileri, yerli üretimin güçlendirilmesi, gıda israfının önlenmesi ve sürdürülebilir arz modelleri gibi konular alanında uzman isimler tarafından ele alındı. Kamu yöneticileri, akademisyenler, sektör temsilcileri ve yerel yöneticileri bir araya getiren zirvenin açılışında konuşan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, küresel dönüşüm çağında akıllı, yeşil ve sürdürülebilir üretimin geleceği şekillendirdiğini belirterek, teknoloji ve verimlilik temelli bir tarım-sanayi entegrasyonunun Türkiye’nin gıda güvenliği ve rekabet gücü için hayati öneme sahip olduğunu söyledi. “Köklü Bir Zihniyet Dönüşümünden Geçiyoruz” Başkan Burkay, günümüzde şirketlerin değerini toprakları ya da fabrikaları değil; veriyi yönetme gücü, yenilik üretme kabiliyeti ve dönüşümü öngörme becerisinin belirlediğini ifade etti. Bursa Business School’un, iş dünyasının geleceğe hazırlanmasında stratejik bir rol üstlendiğini vurgulayan İbrahim Burkay, “Uludağ’ın kalbinde oluşturduğumuz bu vizyon okulu, bilgiyle güçlenen, yenilik üreten ve geleceğe yön veren bir düşünce platformudur. Enerjiden çevreye, dirençli şehirlerden girişimciliğe kadar uzanan zirvelerle burada köklü bir zihniyet dönüşümünü hep birlikte inşa ediyoruz.” mesajı verdi. “Güvenlik ve Refah Meselesi Haline Geldi” İklim krizinin etkilerinin derinleştiği ve jeopolitik risklerin küresel ticareti yeniden şekillendirdiği bir dönemde gıda ve tarımın güvenlik ve refah meselesi haline geldiğine işaret etti. Bursa’nın tarımsal üretim potansiyeline değinen İbrahim Burkay, su kaynaklarının tarımdaki kullanım oranının yüzde 70 seviyesinde olduğunu, bu nedenle verimlilik ve teknoloji odaklı planlamanın kaçınılmaz hale geldiğini vurguladı. Başkan Burkay, en az enerji kadar stratejik hale gelen suyun da verimli kullanılması gerektiğini belirterek, Bursa’nın toplam 10 bin 800 kilometrekarelik yüzölçümünün içinde tarıma ayrılan payın yüzde 30,9 olduğunu, sektörün kent ekonomisindeki payının ise yüzde 5,9 seviyesinde gerçekleştiğine dikkat çekti. “Yüksek Verimi Planlama ve Teknolojiyle Sağlayabiliriz” Avrupa’da sınırlı su kaynaklarına rağmen tarım ve hayvancılık sektörlerinde teknolojik yatırımlar ve verimlilik esaslarıyla birbirinden başarılı örneklerin bulunduğunu dile getiren İbrahim Burkay, “Yüksek verim, sadece toprak ve suyla değil; bilgiyle, planlamayla ve teknolojiyle sağlanabilir. Altını özellikle çizmek isterim ki bizler sanayiyle tarımı birbiriyle rekabet eden değil, birbirini tamamlayan zenginlik alanı olarak görüyoruz. Sanayide küresel üretim ve inovasyonun merkezleri olan ABD, Almanya ve Çin, aynı zamanda tarım sektöründe de küresel verimlilik ve üretim liderleri arasında yer alıyor. Üretim zincirinin her halkası bir diğerini güçlendirdiğinde, hem sektörün tüm paydaşları kazanır hem de ülkemizin refahı artar.” dedi. “Ne Kadar Verim Aldın Sorusuna Yanıt Vermek Zorundayız” BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, sürdürülebilir gıda sistemlerinin teknoloji, veri ve ortak akılla güçlenmesi gerektiğini belirterek, “Artık ‘ne kadar destek verdin’ değil, ‘ne kadar verim aldın’ sorusuna yanıt vermek zorundayız.” ifadelerini kullandı. Başkan Burkay, “Teknoloji ve verimlilik, üretimin standardı olmalı. Dijital toprak haritaları, akıllı sulama ve geri kazanım sistemleriyle üreticimizi teknolojiyle buluşturabilirsek, hem verim artar hem gıda fiyatları dengelenir hem de doğal kaynaklarımız korunur.” dedi. İbrahim Burkay, konuşmasının son bölümünde Bursa Food Point Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı ile Turfood Horeca Fuarının Uludağ Gıda Zirvesi’nin devamı niteliğinde olacağını ifade ederek, “Bu ekosistemi büyütmek, bilgi paylaşımını kalıcı hale getirmek ve Bursa’nın gıda sektöründeki küresel gücünü daha da artırmak istiyoruz.” şeklinde konuştu. “Bursa, Türkiye’nin Gıda Üretiminde Kilit Bir Merkez” BTSO Gıda ve Paketli Ürünler Konseyi Başkanı Burhan Sayılgan, zirvede yaptığı konuşmada Türkiye’nin bereketli toprakları, iklim çeşitliliği ve üretim potansiyeliyle dünyanın önde gelen tarım ülkeleri arasında yer aldığını vurguladı. Bursa’nın güçlü sanayisi, verimli arazileri ve gelişmiş lojistik altyapısıyla ülkemizin gıda üretiminde kilit bir merkez konumunda olduğunu belirten Sayılgan, gıda sektöründeki başarıların kalıcı hale gelmesi için tüm paydaşların sürece dahil olması gerektiğine dikkat çekerek, “Üreticiden akademisyene, sanayiciden yerel yönetimlere kadar herkesin sürece katılımını sağlamalıyız. Politikaların üreticinin sesiyle, çiftçimizin tecrübesiyle şekillenmesi gerekiyor. Çünkü tarladaki emeği anlamadan sofradaki bereketin değerini bilemeyiz.” ifadelerini kullandı. “Dünya’da Üretilen Gıdanın 3’te Biri İsraf Ediliyor” Sürdürülebilir gıda ekosistemi inşasında güçlü bir iş birliğinin önemine işaret eden Sayılgan, ekonomide istikrar arayışlarının sürdüğü bir dönemde tarım sektörüne yönelik teşviklerin artırılmasının büyük önem taşıdığını söyledi. Teknolojik yatırımlar ve dijital tarım uygulamalarının sektörü geleceğe taşıyacak en güçlü adımlar olduğunu belirten Sayılgan, gıda israfının da önlenmesi gereken en kritik konulardan biri olduğunu söyledi. Dünyada üretilen gıdanın üçte biri, Türkiye’de ise her yıl yaklaşık 25 milyon ton gıdanın israf edildiğini ifade eden Sayılgan, Uludağ Gıda Zirvesi’nin bu anlamda önemli bir misyon üstlendiğini dile getirdi. “Akıl Terine Ağırlık Vermeliyiz” Bursa Vali Yardımcısı Hulusi Doğan, Uludağ Gıda Zirvesi’nin sektörün geleceğine ışık tutan bir temayla düzenlenmesinin büyük anlam taşıdığını belirterek, “Bizim gelecekteki en önemli sıkıntımız su sorunudur. Dünyada su kıtlığı artıyor. Ülkemizde ve Bursa’da da artıyor. Suyun en verimli kullanıldığı yöntemleri geliştirmemiz ve bunun teknolojilerine gitmemiz şart. Bursa’mızda daha büyük ölçekte tarımsal faaliyetlerle yapılan üretimler yapan sektörümüz var. Bunlar gerçekten çok güzel çalışmalarla eksiği kapatmaya çalışıyor. Pandemide de gördüğümüz gibi insan hayatının olmazsa olmazı gıda. Gıda arzı ve bunun güvenilirliği çok önemli. Gıda arzında alın terimiz var ama akıl terimizi de kullanmamız gerekiyor. Mükemmel bir zirveye imza atıldı. BTSO Başkanı Sayın İbrahim Burkay’a teşekkür ediyorum. Bir işi doğru zamanda güzel bir merkezde yaptılar. Bursa her zaman her yönüyle örnek bir şehir.” dedi. “İbrahim Burkay’ın Erişilemez Vizyonuyla Tarihi Bina Büyük Bir Esere Dönüşmüş” Uludağ Gıda Zirvesi, açılış konuşmalarının ardından “Güvenilir ve Sürdürülebilir Gıda İçin Kurumsal Yol Haritası” oturumuyla gerçekleştirildi. Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, zirvenin Bursa Business School’da düzenlenmesinin kendisi için farklı bir anlam taşıdığını belirterek, “Burada olmak benim için çok önemli. Bu yapının 50 sene öncesini hatırlıyorum. Öğrenciyken burada kalmışlığım var. Başkanımız Sayın İbrahim Burkay’ın erişilemez vizyonuyla bu binayı böyle görmek, orijinalliğiyle çağın gerekli imkanlarıyla Bursa’mıza ve ülkemize yeniden kazandırılmış olması benim için gerçekten çok büyük mutluluk. Kendisini tebrik ediyorum. Uludağ’ın tazeleyen havasında güzel bir zirve geçirilmesini diliyorum.” dedi. “Ortalama Çiftçi Yaşı 59’a Yükseldi” Muharrem Yılmaz, sürdürülebilir gıda üretimi ve güvenilir tedarik zinciri üzerine değerlendirmelerde bulundu. Dünyada 700 milyon insanın açlık çektiğini, her yıl 1.25 milyar ton gıda israf edildiğini, dünya nüfusunun yüzde 28’inin yeterli gıdaya ulaşamadığını belirten Yılmaz, buna karşın yetişkinlerin yüzde 16’sının ise obezite ile mücadele ettiğine dikkat çekti. Muharrem Yılmaz, “Dünya nüfusunun 2050 yılında 9,8 milyara ulaşması bekleniyor. Ayrıca kırsal bölgeler boşalıyor ve dünyada gençlerin yüzde 40’ı tarımı bırakma eğiliminde. Çiftçiler yaşlanıyor. Ortalama çiftçi yaşı 59’a yükseldi. Türkiye’de genç çiftçilerin oranı yüzde 5 düzeyinde. Gelecek için kadroları da yetiştiremiyoruz.” diye konuştu. “İş Yapış Biçimlerimizi Dönüştürmek Zorundayız” Küresel sıcaklık artışının devam ettiğini, dünyada tarım arazilerinin yüzde 33’ünde toprakların yıprandığını dile getiren Muharrem Yılmaz, “Her yıl ciddi sıcaklık dalgaları var. İklimde çok ciddi şoklar yaşıyoruz. Milyarlarca dolarlık tarımsal ürün kaybı yaşanıyor. Tüm bu sorunlar ve karşımıza çıkan tehditler dikkate alındığında sektörü sürdürülebilir kılmak, doğal kaynakları korumak, verimliliği artırmak, herkes için adil ve kaplayıcı bir gıda sistemi oluşturmak durumundayız. Bu nedenle iş yapış biçimlerimizi dönüştürmek ve gıda sistemlerimizi gözden geçirmeliyiz. Hepimiz aynı gemideyiz ve aynı zincirin halkasıyız. Güvenilir gıdayı herkes için erişilebilir hale getirmeliyiz.” dedi. Sektörün Gelecek Stratejisi Uludağ’da Ele Alındı Zirve programı kapsamında ayrıca; “Gıda Güvencesi İçin Yerli Hamle: Verimli Tarım, Yeni Nesil Kooperatifçilik ve İhracat Odaklı Üretim”, “Tarladan Sofraya Sorumluluk: Bilinçli Tüketim ve Sürdürülebilir Gıda İçin Kooperatif Vizyonu”, “Gıdanın Geleceği İçin Sürdürülebilir Gıda Sanayinde Dönüşüm” ve “Gıda Arzında Kırılganlık: İklim Krizi, Maliyetler, Tedarik Zinciri” başlıkları da alanında uzman isimler tarafından ele alındı. Yerelden Küresele Sürdürülebilir Büyüme Uludağ Gıda Zirvesi, Türkiye’nin gıda sektöründe sürdürülebilir üretim, dijitalleşme, yeni nesil tarım teknolojileri ve çevre dostu üretim modelleriyle küresel rekabet gücünü artırmayı hedefliyor. Zirve, sektörün öncü kurumları arasında iş birliği ağlarının güçlendirilmesine, bilgi paylaşımının artırılmasına ve Türkiye’nin gıda stratejisinin yeniden şekillendirilmesine katkı sunuyor.

5G ihalesinde en çok paketi Turkcell kazandı Haber

5G ihalesinde en çok paketi Turkcell kazandı

Türkiye’nin dijitalleşme yolculuğunda tarihi bir adım olan 5G yetkilendirme ihalesi Ankara’da yapıldı. 3 mobil operatörün katıldığı ihale sonucunda Turkcell, 1 milyar 224 milyon dolar teklif karşılığında toplamda 160 MHz ile en geniş frekans bandının sahibi oldu. "ÜLKEMİZİN DİJİTALLEŞME SERÜVENİNDE YENİ BİR SAYFA AÇIYORUZ" Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, ihalenin ardından yaptığı açıklamada, Türkiye için tarihi bir dönüm noktasına tanıklık ettiklerini belirterek şunları söyledi: "5G ihalesinde en geniş kapsama ve en yüksek kapasiteyi sağlayan frekans bantlarını almanın haklı gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Türkiye’nin lider teknoloji şirketi ve operatörü olarak ülkemizin dijitalleşme serüveninde yeni bir sayfa açıyoruz. 5G sadece daha yüksek hızlar değil; gecikmenin minimuma indiği, milyonlarca cihazın aynı anda bağlandığı ve yepyeni iş modellerinin mümkün hale geldiği yeni bir çağ demek. Biz de bu yeni çağda ülkemizin dönüşümüne liderlik edeceğiz. 5G’de sahip olduğumuz 700 MHz frekans bandıyla Türkiye’nin dört bir yanında en geniş kapsamayı sağlayacağız. 3.5 GHz frekans bandında aldığımız 140 MHz kapasiteyle de ülkemiz için mobilde 1000 megabit ve daha üstü hızları gerçek hale getireceğiz. Halen 234,4 MHz olan toplam kapasitemizi, aldığımız frekans bantları ile 394,4 MHz'ye yükseltmiş oluyoruz. Böylelikle en çok frekans bandı elinde olan operatör yine Turkcell olacak. Bugün frekans bantları için ödeyeceğimiz tutarla birlikte 30 milyar doları aşan bir yatırımı ülkemize yapmış olmaktan gurur duyuyoruz. 30 yılı aşkın birikimimiz, güçlü altyapımız ve yapay zekâ destekli ağlarımızla, geçmişte olduğu gibi 5G’de de standartları biz belirleyeceğiz. Ülkemizi Turkcell gücünde 5G ile buluşturacağız. Bu vesileyle süreçteki destekleri için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımıza, BTK’ya ve tüm ilgililere teşekkür ediyorum. 5G ihalesi ülkemiz için hayırlı olsun." "TÜRKİYE’NİN 5G İLE BAŞARI HİKÂYESİNİ HEP BİRLİKTE YAZACAĞIZ" Dr. Ali Taha Koç sözlerini şöyle tamamladı: "Teknocan kampanyamızda da söylediğimiz gibi; güçlü altyapımız, güvenilir bağlantımız, geniş kapsama alanımız, gelişmiş teknolojimiz ve gerçek deneyimimizle biz 5G’ye hazırız. Şirket olarak kurulduğumuz günden bu yana ülkemizin dijital geleceğini biz şekillendirdik, şimdi 5G dönemine de aynı kararlılıkla giriyoruz. Ülkemizin potansiyeline inanıyoruz. Türkiye’nin 5G ile başarı hikâyesini hep birlikte yazacağız. Kazanan Türkiye olacak." Turkcell'den 4 ayrı paket için toplam 1 milyar 224 milyon dolar Yapılan açıklamaya göre şirket 5G ihalesi kapsamında, A1 soyut paketini 429 milyon dolar, B1 soyut paketini 214 milyon dolar, B4 soyut paketini 187 milyon dolar, B5 soyut paketini 186 milyon dolar, B6 soyut paketini ise 208 milyon dolar bedelle satın aldı. Böylece şirket ihale kapsamında teknik olarak satın alabileceği paketlerin tamamı olan 4 ayrı frekans paketine, 1 milyar 224 milyon dolar lisans ödemesi tutarı karşılığında sahip oldu.

NVMe tabanlı altyapılar Türkiye’de yaygınlaşıyor Haber

NVMe tabanlı altyapılar Türkiye’de yaygınlaşıyor

Web projeleri büyüdükçe ve kullanıcılar milisaniyelik tepkiler bekledikçe, veri merkezleri de altyapı yatırımlarında daha güçlü bileşenlere yönelir. Bu noktada öne çıkan en önemli gelişmelerden biri, depolama tarafında NVMe SSD teknolojisinin birçok sağlayıcı tarafından standart haline gelmesidir. Bu teknoloji yalnızca hız sunmakla kalmaz; aynı zamanda uzun vadeli kararlılık, enerji verimliliği ve sistem güvenilirliği açısından da belirleyici rol oynar. NVMe disk teknolojisi, veriye erişim süresini önemli ölçüde kısaltan ve doğrudan işlemciyle iletişim kuran modern bir disk teknolojisidir. PCIe veri yolu üzerinden çalışan bu sistem, SATA ya da SAS gibi geleneksel çözümlere kıyasla çok daha yüksek veri aktarım hızları sağlar. Standart bir SATA SSD saniyede ortalama 550 MB veri aktarırken, NVMe diskler bu oranı 3 bin ile 7 bin MB/s seviyelerine çıkarır. Bu fark, özellikle yüksek trafiğe sahip web projeleri, veritabanı işlemleri ve çok kullanıcılı sanal altyapılar için büyük avantaj sağlar. Bir diğer önemli fark da IOPS (Input/Output Operations Per Second) değerlerinde ortaya çıkar. NVMe diskler, aynı anda binlerce küçük dosya işlemini gecikme olmaksızın yönetebilir. Bu sayede büyük çaplı projelerde veri çağırma süresi milisaniyelere düşer ve uygulamalar takılmadan çalışır. Kullanıcıların günlük deneyimi açısından değerlendirildiğinde, NVMe disk kullanan altyapılar sayesinde e-ticaret siteleri hızlı yanıt verir, canlı yayın servisleri kesintisiz çalışır ve kurumsal uygulamalar gecikme yaşamadan ilerler. Modern dijital dünyanın "anında hizmet" beklentisi göz önüne alındığında, bu tip disk çözümleri hem kullanıcı memnuniyetini hem de sistemin işlem verimliliğini doğrudan etkiler. Türkiye’deki veri merkezlerinin önemli bir bölümü bu dönüşümü başlatır. Özellikle yüksek trafikli kurumsal projeler, geliştirici ekiplerin test ortamları ve bulut sistemleri altyapıları için NVMe diskli sunucular artık tercih edilir hale gelir. Yerli sağlayıcılardan biri olan Pendc, altyapısında NVMe teknolojisini standart hale getirerek performans odaklı hizmet sunan firmalar arasında öne çıkar. Depolama teknolojisindeki bu evrim, sadece daha hızlı diskler anlamına gelmez; aynı zamanda sistem kararlılığı, hizmet sürekliliği ve veri güvenliği açısından da yeni bir dönemin kapısını aralar. Tüm bu nedenlerle, NVMe teknolojisinin geleceğin veri merkezleri altyapısında kalıcı bir yer edinmesi kaçınılmaz görünür.

ULUTEK firması'ndan okuma alışkanlığına yön veren sistem Haber

ULUTEK firması'ndan okuma alışkanlığına yön veren sistem

Doğru okuma ve anlama konusunda yaşanan soruna teknoloji ve akademik çalışmalarla yanıt vermeyi amaçlayan Devin Akademi, ULUTEK Teknopark’ta yürüttüğü Ar-Ge projesiyle dikkat çekiyor. Firma Kurucusu Doç. Dr. İbrahim Öztahtalı, ULUTEK Teknopark bünyesinde geliştirdikleri Süper Okuma Sistemi (SOS Plus) ile sistemin bireylerin okuma hızını ve anlama becerisini üst düzeye çıkardığını vurguladı. "Okuma Başarısını Artırmak İçin Akademik Bir Çözüm Geliştirdik" Okuduğunu anlamada yaşanan temel sorunlara yönelik akademik gözlemleri sonucunda derinlemesine çalışmalar yürüttüklerini belirten Doç. Dr. Öztahtalı, “Türkçe, dünyanın en zengin ve gelişmiş dillerinden biridir. Türkçeyi doğru okuyup anlamak isteyen insanlar için Devin Akademi'yi kurduk. Akademik ve sosyal başarının ön koşulu olarak kabul edilen okuma becerisi ile ilgili sorunları çözümlemek amacıyla oluşturduğumuz bu sistemle, eğitimde fırsat eşitsizliğini azaltmayı ve bireylerin hem akademik hem de sosyal yaşamlarında daha başarılı olmalarını hedefliyoruz. Sistemimiz sayesinde öğrenciler sadece hızlı okumuyor; okuduklarını analiz ederek doğru anlamış oluyor.” dedi. "SOS Plus, Akademik ve Bilimsel Birikimin Ürünüdür" Doç. Dr. Öztahtalı, Süper Okuma Sistemi’nin (SOS Plus) temelinde Türkçenin doğal yapısına uygun okuma alışkanlıkları kazandırmanın yattığını belirterek, “Sorun dilde değil, okuyan bireylerin okumayı doğru tekniklerle yapamamasındaydı. SOS Plus ile görsel algılama, anlama ve ilişkilendirme yeteneklerini geliştiren benzersiz bir sistem oluşturduk. 5 binin üzerinde kullanıcıdan alınan geri bildirimler olumlu oldu. Ürettiğimiz sistem, insanların okuduklarını daha hızlı kavrayıp, etkili biçimde ilişkilendirebilecekleri özgün bir yazılım platformu ve 11 öğretim görevlisinin görev aldığı çalışmalarımız akademik ve bilimsel bilincin ürünüdür.” diye konuştu. SOS Plus, bireyin dikkat süresini ölçümleyen ATES (Akademik Tespit Sistemi) ile başladığını belirterek kişiye özel öğrenme yolları ve 40 aşamalı gelişim süreci olduğunu vurgulayan Öztahtalı, “Her birey farklı öğrenir. Biz bu farklılığı yazılıma aktardık. Sonuçta, dijital bir platform üzerinden ölçülebilir, izlenebilir, kişiselleştirilmiş bir eğitim modeli sunduk,” diye konuştu. "ULUTEK’te Geleceği İnşa Ediyoruz" ULUTEK Teknopark’ta bulunmanın ve burada faaliyet yürütmenin kendilerine büyük bir özgüven kazandırdığını belirten Öztahtalı, “Burası adeta bir teknoloji üssü. Bilimin gücünü sürekli arkamızda hissediyoruz. Sistemimizi Türkiye’nin dışına taşıyarak Türk cumhuriyetlerinde de kullanıma sunmayı hedefliyoruz. Bu anlamda ULUTEK’in sağladığı bilimsel ortam ve destek bizim için vazgeçilmez bir öneme sahip” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.