SON DAKİKA
Hava Durumu

#Trump

Söz Bursa - Trump haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Trump haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Trump, prestijli ödül için ilk kez resmi olarak aday gösterildi Haber

Trump, prestijli ödül için ilk kez resmi olarak aday gösterildi

Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi, ABD Başkanı Donald Trump’ı Gazze ve Orta Doğu’da barışa hizmetleri nedeniyle Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdi. Bosna Hersek’in Boşnak, Sırp ve Hırvat üyelerden oluşan üç üyeli Devlet Başkanlığı Konseyi, bugün oy birliği ile alınan bir kararla ABD Başkanı Donald Trump’ı, "Gazze ve Orta Doğu’da kalıcı barışın tesisine bağlılığı nedeniyle" Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdi. Karar, konseyin dönüşümlü başkanlığını üstlenen Hırvat üye Zeljko Komsic, Boşnak üye Denis Becirovic ve Sırp üye Zeljka Cvijanovic tarafından oy birliğiyle kabul edildi. Bosna Hersek Devlet Başkanlığının kararı, Trump’ın prestijli ödül için ilk kez resmi olarak aday gösterilmesi oldu. Kararın kabul edildiği oturumun ardından yapılan açıklamada Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi üyelerinin Trump’ın Gazze’deki savaş konusunda İsrail ve Filistin tarafları arasında arabuluculuk yaparak Orta Doğu’da yeni bir barış sürecinin yolunu açtığı için Nobel Barış Ödülü’nü hak ettiği değerlendirmesinde bulundukları kaydedildi. Devlet Başkanlığının Sırp ve tek kadın üyesi Cvijanovic ise sosyal medyada yayımladığı paylaşımda, "ABD Başkanı Donald Trump’ın Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmesi sürecini başlatmış olmaktan gurur duyuyorum. Teklifim, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı tarafından kabul edildi. Başkan Trump, Gazze’deki çatışmanın sona ermesine yardımcı olarak elde ettiği son başarıyla bir kez daha bu ödülü hak ettiğini gösterdi" dedi.

Erdoğan: İsrail soykırıma dönerse bunun bedelinin ağır olacağını biliyor Haber

Erdoğan: İsrail soykırıma dönerse bunun bedelinin ağır olacağını biliyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İsrail'in ateşkes ihlalleri konusunda bildiğiniz gibi sicili kötü. Bu durum bizi daha ihtiyatlı ve daha titiz olmaya zorluyor. Türkiye, ABD ve diğer ülkeler bu ateşkesin korunması konusunda kararlı. Yeniden soykırıma dönerse bunun bedelinin ağır olacağını aslında İsrail de biliyor" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır ziyareti dönüşünde gazeteci sorularını cevapladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısır'ın ev sahipliğinde ABD Başkanı Trump'ın daveti üzerine "Barış İçin Şarm eş-Şeyh Zirvesi"ne katılarak Mısır'a yaptıkları ziyaretlerini tamamladıklarını kaydetti. Zirvenin Orta Doğu'da barışa giden yolda yeni bir dönüm noktası olmasını dileyen Erdoğan, Hamas ile İsrail hükümeti arasındaki dolaylı görüşmelerin Gazze'de ateşkesle sonuçlanmasından duydukları memnuniyeti bir kez daha dile getirdi. Müzakere sürecine olan katkılarının ABD Başkanı Donald Trump dahil birçok devlet başkanı tarafından da ifade edildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan," Kendisi bu süreçte Mısır, Katar ve ülkemizin oynadığı rolün kayda geçirilmesi için bir bildiri imzalamayı önerdi. Varılan mutabakatın harfiyen uygulanması, bu süreçte Amerika'nın İsrail hükümeti üzerindeki etkisini sürdürmesi çok önemli. Gerçekleşen rehine ve mahkum takası son derece mühimdi" değerlendirmesini yaptı. "İSRAİL ÜZERİNDE ETKİ SAHİBİ AKTÖRLERİN GEREKENİ YAPMAYA DEVAM EDECEKLERİNE İNANIYORUM" Anlaşmaya Filistin sorununu çözen bir belge gözüyle bakmanın yanlış olacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, varılan bu mutabakatın özü itibarıyla bir ateşkes düzenlemesi olduğunu kaydetti. Erdoğan, "Bize göre Filistin davasının yegane çözümü 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devletinin kurulmasıdır. Türkiye olarak bunun için çalışmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Önümüzde çetin bir süreç var. Evvela İsrail hükümetinin verdiği sözleri tutması temin edilmelidir. Çünkü İsrail tarafının bu konudaki sicili son derece kötüdür. Bu konuda Amerika başta olmak üzere İsrail üzerinde etki sahibi aktörlerin gerekeni yapmaya devam edeceklerine inanıyorum" açıklamasını yaptı. "TÜRKİYE, 102 BİN TONLA GAZZE'YE EN FAZLA İNSANİ YARDIM GÖNDEREN ÜLKELERDEN BİRİ" Gazze'nin devasa bir enkaz yığınına dönmüş durumda olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazze halkı zorla çıkarıldıkları yerlere geri dönüyor ama ortada ev yok, hastane yok, okul yok. Neredeyse ayakta kalan bina yok. Türkiye, 102 bin tonla Gazze'ye en fazla insani yardım gönderen ülkelerden biri. Hamdolsun son birkaç gündür 350 civarında insani yardım tırımız Gazze'ye giriş yaptı. Hamas ve İsrail hükümetinin üzerinde mutabık kaldıkları belgede günlük asgari 600 yardım tırının geçişi öngörülüyor. Bir taraftan yardımlarımızı yoğun bir şekilde Gazze şeridine ulaştırırken, diğer taraftan da Arap ve İslam ülkelerinin kabul ettiği yeniden imar planı temelinde çalışmalara başlanması çok mühimdir" dedi. "GAZZE'DEKİ SÜKUNET ORTAMI İNSANLIK CEPHESİNİ REHAVETE SEVK ETMEMELİDİR" İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi'nin geliştirdiği bazı çalışmalar olduğunu, bunların süratle uygulanması için önemli bir finansman desteği gerektiğini bildiren Erdoğan, "Ben bu desteğin de sağlanacağına inanıyorum. Gelinen aşamada iki egemen devletli çözüm yönünde gayretlerin artmasında fayda var. Birleşik Krallık ve Fransa başta olmak üzere Batılı ülkelerin Filistin devletini tanıma kararlarını basit birer tanıma kararı değil de iki devletli çözüme giden sürecin yapı taşları olarak görmek istiyoruz. Diğer türlü atılan adımlar yarım kalacak, amacına tam manasıyla ulaşmayacaktır. Bu çerçevede hem Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron hem de İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile görüşmelerim oldu. Filistin davası uzun yıllar sonra ilk defa bu derece insanlığın ortak gündemine oturmuş durumda. Sumud ve özgürlük filoları ile dünyanın en ücra bölgelerinde kefiye takan insanlar, İsrail zulmüne karşı ortak vicdanı temsil ediyor. Gazze'deki sükunet ortamı insanlık cephesini rehavete sevk etmemelidir" ifadelerini kullandı. Zirve kapsamında çok sayıda devlet ve hükümet başkanı ile çeşitli seviyede temsilcilerle de bir araya geldiklerini aktaran Erdoğan, "Biraz önce bahsettiğim hususları kendileriyle paylaştık. Fikir teatisinde bulduk. Zirvenin Gazzeli kardeşlerimiz başta olmak üzere bölgemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Son olarak zirvenin hazırlığında görev yapmak üzere Şarm eş-Şeyh'e gelen ve geçirdikleri trafik kazasıyla hayatlarını kaybeden Katarlı kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum" şeklinde konuştu. "BU ATEŞKESİN KALICI OLMASI VE İHLALLERİN YAŞANMAMASI ÖNEMLİ" Her şeyden önce ateşkesin kalıcı olması ve ihlallerin yaşanmamasının önemli olduğunun altını çizen Erdoğan, "İsrail'in ateşkes ihlalleri konusunda bildiğiniz gibi sicili kötü. Bu durum bizi daha ihtiyatlı ve daha titiz olmaya zorluyor. Türkiye, ABD ve diğer ülkeler bu ateşkesin korunması konusunda kararlı. Yeniden soykırıma dönerse bunun bedelinin ağır olacağını aslında İsrail de biliyor. Biz bunu her fırsatta açıkça ifade ediyoruz. Geçmişte yapılan birçok anlaşma kağıt üzerinde kaldı. Bunda İsrail'in ikircikli tutumunun yanı sıra, yeterli kararlılığın olmaması da maalesef etkiliydi. Şimdi daha güçlü ve müşterek bir irade söz konusu. Bu ortak tavrı Mısır'daki zirvede bir kez daha gördük. Trump'ın da öncülüğünü yaptığı bu sürece sahip çıkmaya devam edeceğine inanıyorum. Bu gelişmeler artık sadece bizim değil, birlikte yol yürüdüğümüz ülkelerin ve halkların umudu ve temennisi haline gelmiştir. Hiç kimse eskiye dönülmesine rıza gösteremez. Çünkü bu ateşkesi toplumların vicdanı ve sağduyusu sağlamıştır. İsrail'in ateşkes ihlalleri konusunda bildiğiniz gibi sicili kötü. Bu durum bizi daha ihtiyatlı ve daha titiz olmaya zorluyor" dedi. Türkiye, ABD ve diğer ülkelerin bu ateşkesin korunması konusunda kararlı olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Yeniden soykırıma dönerse bunun bedelinin ağır olacağını aslında İsrail de biliyor. Biz bunu her fırsatta açıkça ifade ediyoruz. Geçmişte yapılan birçok anlaşma kağıt üzerinde kaldı. Bunda İsrail'in ikircikli tutumunun yanı sıra, yeterli kararlılığın olmaması da maalesef etkiliydi. Şimdi daha güçlü ve müşterek bir irade söz konusu. Bu ortak tavrı Mısır'daki zirvede bir kez daha gördük. Trump'ın da öncülüğünü yaptığı bu sürece sahip çıkmaya devam edeceğine inanıyorum. Bu gelişmeler artık sadece bizim değil, birlikte yol yürüdüğümüz ülkelerin ve halkların umudu ve temennisi haline gelmiştir. Hiç kimse eskiye dönülmesine rıza gösteremez. Çünkü bu ateşkesi toplumların vicdanı ve sağduyusu sağlamıştır" açıklamasını yaptı. "TÜRKİYE BÜYÜK DEVLET OLMANIN ÖTESİNDE ASLINDA İNSANLIĞIN VİCDANIDIR" Türkiye'nin büyük devlet olmanın ötesinde aslında insanlığın vicdanı olduğunu belirten Erdoğan, "Bizim elimiz dünyanın neresinde bir mazlum varsa oraya uzanır. İsrail saldırıları devam ederken bile yardımlarımızı biz bölgeye sevk ettik. Mısır'daki depoları doldurduk, beklemedik. Ateşkesin başladığı günden bu yana toplam 350 tırımız Gazze'ye girdi. Biz oraya sadece gıda, su, ilaç göndermiyoruz. Aynı zamanda kardeşliği gönderiyoruz, umudu gönderiyoruz. İlaç, barınma malzemeleri, hızlıca bölgeye sevk ediliyor. İnsani felaketin etkilerini hızlı bir şekilde nasıl ortadan kaldırabiliriz, bunun arayışı içindeyiz. Biz şu anda oraya bütün engellemelere rağmen AFAD'ımızla 10 bin civarında çadırı depolamış durumdayız. Gazze'nin yeniden imarı son derece önemli. Kış gelmeden Gazzelilerin barınma ihtiyaçlarını gidermek için canla başla çalışacağız. Tabii burada Türk Kızılayı'na teşekkür ediyorum. AFAD'ımıza, TİKA'mıza, Sağlık Bakanlığımıza hepsine teşekkür ediyorum. Sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte hepsi koordineli bir şekilde çalışmalarına devam ediyor. Orada sadece yaraları sarmayacağız. Aynı zamanda geleceği inşa edeceğiz. Bunun için de başta Ankara'daki şehir hastanelerimiz olmak üzere yaralıları bu merkezlerimize getirip orada tedavilerini yapıyoruz. Ankara değil, İstanbul'a göndermek isterlerse İstanbul'daki şehir hastanelerimiz de kardeşlerimizin emrindedir. Oralarda da bu çalışmaları yapmaya hazırız" değerlendirmesini yaptı. Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ve kendisinin imzasıyla hayata geçirilen "Kalıcı Barış ve Refah İçin Trump Anlaşması"nın bölge için tarihi bir dönüm noktası olduğunu vurguladı. Erdoğan imza altına aldıkları metnin detaylarını da paylaşarak,"Kalıcı Barış ve Refah İçin Trump Anlaşması. Biz aşağıda imzası bulunanlar iki yıl aşkın süredir devam eden derin acı ve kayıpları sona erdiren ve bölge için umut, güvenlik ile barış ve refah için ortak bir vizyonla tanımlanan yeni bir sayfa açan Trump Barış Anlaşması'na tüm taraflarca gösterilen tarihi taahhüdü ve anlaşmanın hayata geçilişini memnuniyetle karşılıyoruz. Başkan Trump'ın Gazze çatışmasını sonlandırmaya ve Orta Doğu'ya kalıcı barış getirmeye yönelik samimi çabalarını destekliyor ve arkasında duruyoruz. Bu anlaşmayı Filistinliler ve İsrailler dahil olmak üzere bölgedeki tüm halklar için barış, güvenlik, istikrar ve fırsat sağlayacak şekilde birlikte uygulayacağız. Kalıcı barışın hem Filistinlilerin hem de İsraillerin refah içinde yaşayabileceği, temel insan haklarının korunduğu, güvenliklerinin garanti altına alındığı ve onurlarının muhafaza edildiği bir sulh olacağı anlayışındayız. Anlamlı ilerlemenin ancak iş birliği ve devam eden diyalog yoluyla gerçekleşebileceğini ve uluslar ve halklar arasındaki bağların güçlendirilmesini bölgesel ve küresel barış ile istikrarın kalıcı çıkarlarına hizmet ettiğini vurguluyoruz. Aralarında Hristiyanlık, İslamiyet ve Yahudiliğin de bulunduğu kökleri bu topraklarda iç içe geçmiş inanç toplulukları için bu bölgenin derin tarihi ve manevi öneminin farkındayız. Bu kutsal bağlara saygı gösterilmesi ve kültürel miras alanlarının korunması, barış içinde bir arada yaşama taahhüdümüzün temel önceliği olmaya devam edecektir. Aşırıcılık ve radikalleşmenin her türünü ortadan kaldırma kararlığında birleşmiş bulunuyoruz. Şiddetin ve ırkçılığın normalleştirildiği ya da radikal ideolojilerin sivil yaşamın dokusunu tehdit ettiği hiçbir toplum gelişemez. Aşırıcılığı mümkün kılan şartlara eğilmeyi ve kalıcı barışın temelleri olarak eğitimi, fırsat eşitliğini ve karşılıklı saygıyı desteklemeyi taahhüt ediyoruz. Bu vesileyle gelecekteki anlaşmazlıkların güç kullanımı veya uzun süreli çatışmalar yoluyla değil, diplomatik temaslar ve müzakere aracılığıyla çözülmesi yönünde taahhütte bulunuyoruz. Orta Doğu'nun sürekli savaşlar, tıkanmış müzakereler ya da başarılı şekilde müzakere edilmiş ancak parçalı, eksik veya seçici biçimde uygulanan anlaşmalar şeklinde cereyan eden döngüyü daha fazla kaldıramayacağının bilincindeyiz. Son iki yılda tanık olunan trajediler gelecek nesillerin geçmişin başarısızlıklarından daha iyisini hak ettiğine dair acil bir uyarı işlevi görmelidir. Bu bölgenin ırk, inanç ve etnik kökene bakılmaksızın herkesin barış, güvenlik ve ekonomik refah arzularının peşinden gidebileceği bir yer olmasını sağlayarak, herkes için hoşgörü, haysiyet ve fırsat eşitliği istiyoruz. Bölgede karşılıklı saygı ve ortak ilkelerine dayanan kapsamlı bir barış, güvenlik ve ortak refah vizyonunun peşindeyiz. Bu anlayışla Gazze Şeridi'nde kapsamlı ve kalıcı barış düzenlemelerinin tesisine yönelik kaydedilen ilerlemeyi, ayrıca İsrail ile bölgedeki komşuları arasındaki dostane ve karşılıklı faydaya dayalı ilişkiyi memnuniyetle karşılıyoruz. Gelecek nesillerin barış içinde bir arada yaşayabilecekleri kurumsal temeller inşa ederek bu mirası hayata geçirmek ve sürdürmek için hep birlikte çalışacağımıza söz veriyoruz. Kalıcı bir barış geleceğine kendimizi adamış bulunuyoruz" açıklamasını yaptı. "GAZZE'DE YAPILMASI GEREKEN ÇOK KRİTİK İŞLER VAR" Gazze'deki görev gücüyle ilgili soruyu cevaplayan Erdoğan, "Görev gücünün yapısına dair değerlendirmeler şu anda devam ediyor. Gazze'de yapılması gereken çok kritik işler var. Gerek inşa gerek ihya konuları önemli. İnşa işleri ile ilgili "Kimler bizimle beraber rol üstlenebilir?" konusunu ele aldık. Körfez ülkelerinden tutun Amerika başta olmak üzere Avrupa ülkelerine varıncaya kadar hepsinin burada desteklerini istiyoruz, isteyeceğiz. İhya olayında da "Neleri birlikte yapabiliriz?" konusunu da liderlerle yaptığımız ikili görüşmelerde konuştuk. Aldığımız ilk izlenimler fena değil. Onlar da "Biz burada rolümüzü üstleneceğiz" diyorlar. İnşallah verilen sözler yerine gelir. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanımız Yaşar Güler, MİT Başkanımız İbrahim Kalın başta olmak üzere arkadaşlarımız muhataplarıyla görüşecek" şeklinde konuştu. "GAZZE'DE BİR BARIŞ DÜZENİNİN KURULMASI İÇİN FEVKALADE HEYECANLIYIZ" Kendisinin de Gazze konusuyla ilgili liderlerle temas halinde olacağını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu süreci nasıl işletebiliriz?" bunun üzerinde duracağız. Şu anda orada çadırlar var. Herhalde bu insanların sürekli çadırlarda yaşayacak halleri yok. Arkadaşlarıma da söyledim. 'Elimizdeki mevcut konteynerleri gerekirse biz bölgeye sevk edelim' dedim. Bu kış mevsiminde bu konteynırlarla onları çok daha farklı bir imkana kavuşturmuş olalım diye düşünüyoruz. AFAD'ımız bu konuda büyük bir yükü sırtlanmış olacak. Türkiye, barışın yanında ve bu süreci de öyle işletecek. Gazze'de bir barış düzeninin kurulması için fevkalade heyecanlıyız. Bunu da inşallah süratle devam ettireceğiz. Burada Dışişleri Bakanım, İstihbarat Başkanım özellikle bölgedeki muhataplarıyla görüşmelerini devam ettiriyor. Beraber ne yaparız, nasıl yaparız bunun çalışmalarını sürdürüyorlar" ifadelerini kullandı. "BU İŞİN BİRİNCİ DERECEDE TAKİPÇİSİ TRUMP OLACAK" Gazze'de şu an itibarıyla çatışmaların sona ermiş durumda olduğunu, bunun Trump tarafından ilan edilmiş olmasının çok çok önemli olduğunu belirten Erdoğan," Bu işin birinci derecede takipçisi Sayın Trump olacak. Bunu kendisiyle yaptığımız görüşmelerde de ifade etti. En son ayrılırken ayaküstü de "Bu süreçte bana ne düşüyorsa telefonla irtibatlarımızı kuralım ve bu telefon diplomasimizi ihmal etmeyelim." dedi. Görüşmelerimizi her seviyede sürdüreceğiz. Sayın Trump ile kurduğumuz bu diplomasi çok çok önemli. İnşallah bu hassasiyet içerisinde bunu devam ettireceğiz ve bir huzur ikliminin oluşturulması için ne gerekiyorsa inşallah yapacağız. Mısır'da bir araya gelen tüm ülkeler, bu huzur ikliminin güvencesi olacaktır" açıklamasında bulundu. "TÜRKİYE OLARAK TÜM İNSANLIĞIN VİCDANI OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ" Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllardır süren İsrail saldırganlığına, işgal politikalarına ve bölgeyi istikrarsızlığa sürükleyen emellerine artık "dur" demek için bu Zirvede olduklarını, İsrail terörüne, güç gösterisine karşı, sadece Türkiye'nin değil insanlığın vicdanını savunan bir duruş sergilediklerini aktardı. Erdoğan," Mısır'a da onun için geldik. Gazze tecrübesi İsrail'e saldırganlıkla bir yere varamayacağını açık bir şekilde gösterdi. Aynı şekilde Hamas'ın direniş iradesinin kırılmadığını da gördüler. Bu da çok çok önemli. Gazze halkı 70 bine yakın şehit verdi ama işgale, soykırıma, barbarlığa teslim olmadı. Çok önemli. Demek ki sadece elinizdeki bombaların devamlı gökten her yerden atılması, yaptığınız saldırılar işe yaramıyor. "İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür. İmansız olan paslı yürek sinede yüktür." bu farklı bir ruh. Şurası çok net ki; İsrail komşularını işgal ederek hiçbir sonuç elde edemez. Netanyahu hükümetinin soykırım karşıtı tepkileri, antisemitizm ile ilişkilendirme gayreti de görüldüğü gibi burada neticesiz oldu. Ateşkesle birlikte uluslararası toplumun görevi bitmedi, yeni başladı. İşte Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda ne oldu? Herkes salonu boşalttı, Netanyahu orada koltuklara konuştu. Gazze'nin yanında daha güçlü durmaya devam etmeliyiz. Soykırımın unutulmaması için mücadelemizi takipçiyiz. Sorumluların hesap vermesi için çabalarımızı artırmalıyız. Türkiye olarak tüm insanlığın vicdanı olmaya devam edeceğiz" dedi. "SDG'Yİ YANLIŞ YOLLARA TEVESSÜL ETMEMESİ, SURİYE'NİN BİRLİK VE BÜTÜNLÜĞÜNE DESTEK OLMALARI KONUSUNDA DA UYARIYORUZ" Suriye ile her alanda ve düzeyde kapsamlı temasların devam ettiğini, Suriye'nin ve bölgenin kazanımlarının korunması için yakın eşgüdüm ve iş birliğini güçlendirmekte de kararlı olduklarının altını çizen Erdoğan, "Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'yı, arkadaşlarını yalnız bırakmak diye bir durum söz konusu değil. Sık sık SDG'yi yanlış yollara tevessül etmemesi, Suriye'nin birlik ve bütünlüğüne destek olmaları konusunda da uyarıyoruz. Umarız Suriye'nin toprak bütünlüğü bir ve beraber, müreffeh geleceğe ulaşmaları yolunda tutum takınırlar. SDG'nin Suriye ile bütünleşmesinin en kısa zamanda gerçekleşmesi, Suriye'nin kalkınma hamlelerini de hızlandıracaktır. Suriye yönetiminin, ülkenin bütün etnik ve dini unsurlarını kapsayan bir anlayışla geleceğe yürümesini takdirle karşılıyoruz. Bu, hem Suriye'nin, hem de Türkiye'nin çıkarınadır. Suriye'yi yeniden çatışmaya sürüklemeye çalışanlar ise ne Kürtlerin ne Dürzilerin ne de Nusayrilerin iyiliğini istiyor. Malazgirt Meydanı'nda söylediğim gibi, yönünü Ankara'ya ve Şam'a dönenler kazanacak, kendilerine başka hamiler arayanlar kaybedecek" ifadelerini kullandı. "CHP GEÇMİŞTE DE KENDİ HALKINDAN BULAMADIĞI KARŞILIĞI HEP YABAN ELLERDE ARARDI" Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'nin attığı adımların Türkiye'nin uluslararası itibarı açısından olumsuz bir tablo ortaya koyduğunu belirterek "CHP bizi şaşırtmıyor. Bunlar CHP için alıştığımız şeyler. Geçmişte de kendi halkından bulamadığı karşılığı hep yaban ellerde arardı. CHP'nin ne yaptığını ve neyi planladığını, CHP'yi yöneten kadrolar dahi anlamakta zorlanıyor. Belediyeleri düşürdükleri durum ortada. Belediyeleri çapsızlıklarıyla ne hale getirdikleri ortada. Trabzon'da söyledim, yurt dışına şikayet turları düzenliyorlar. Böyle rezillik olur mu? Biz aslında Sayın Özel'den, Avrupalı Türklerden özür dilemesini beklerdik. Biliyorsunuz 2 ay önce milletvekilleri çıktı gurbetçilerimize, affedersiniz "zırzop" dedi. CHP yönetiminden bu konuda bir açıklama, bir düzeltme gelmedi. Madem Brüksel'e gittin, en azından bunun için bir özür dile. Sayın Özel bu erdemi göstermediği gibi; yoldaşlarına Türkiye Cumhurbaşkanını yuhalatarak çok daha büyük bir skandala imza attı. Gerçekten çok yazık. Onlar Brüksel'de laf üretirken biz Anadolu'da eser üretiyoruz. İşte o sıra ben Rize'deydim, öbür tarafta Trabzon'da açılışlar gerçekleştiriyordum. Bu hafta sonu 4 gün oraları dolaştık. Rize'mizin derelerini dolaştım, bütün o mekanları gözden geçirdik ve bakan arkadaşlarımla, oraların tadını aldık. Ülkemizi sürekli dolaşarak inşallah halkımızla bütünleşmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. "BU MAKAMLAR MİLLETE HİZMET İÇİN VARDIR; RANT, YOLSUZLUK, İSRAF İÇİN DEĞİL" Belediyelerin yetki tartışmalarıyla ilgili soruyu cevaplayan Erdoğan, "Zaten bizim yasalarımızda bu tür yolsuzluklar, çalma, çırpma durumlarıyla ilgili gerekli düzenlemeler var. Bu noktada yargı tarafından verilmiş herhangi bir yakalama kararı vesaire olduğu anda, zaten yargımız gereğini yapar. Bu yerel yönetimler kanununda da var. Bütün bunlar zaten gayrimeşrudur. Bunlarla ilgili olarak da kanunların emri her an yerine gelir ve biz de bunların üzerine kesinlikle gideriz. Çünkü Belediyeler doğrudan millete hizmet etmenin ilk adımıdır. Bu makamlar millete hizmet için vardır; rant, yolsuzluk, israf için değil" dedi.

Trump'tan WSJ ve sahibi Murdoch'a 10 milyar dolarlık dava Haber

Trump'tan WSJ ve sahibi Murdoch'a 10 milyar dolarlık dava

ABD Başkanı Donald Trump, kız çocuklarına yönelik cinsel istismar ve fuhuş ağı kurmaktan tutuklandıktan sonra cezaevinde ölü bulunan milyarder Jeffrey Epstein'e "müstehcen" doğum günü mektubu gönderdiği iddiasını içeren haberi nedeniyle Wall Street Journal ve sahibi Rupert Murdoch'a 10 milyar dolarlık dava açtı. ABD Başkanı Donald Trump, onlarca kız çocuğuna yönelik cinsel istismar şebekesi ve fuhuş ağı kurmaktan tutuklu bulunduğu cezaevinde ölü bulunan milyarder iş adamı Jeffrey Epstein'e "müstehcen" bir doğum günü mektubu gönderdiği iddiasını haberleştiren Wall Street Journal ve sahibi Rupert Murdoch'a karşı harekete geçti. Başkan Trump, Wall Street Journal ve sahibi Murdoch'a 10 milyar dolarlık dava açtı. Trump sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, "The Wall Street Journal adlı işe yaramaz gazetede yer alan sahte, kötü niyetli, iftira niteliğindeki haber 'makalesinin' yayınlanmasında payı olan herkese karşı güçlü bir dava açtık. Umarım Rupert ve 'arkadaşları' bu davada verecekleri saatler süren ifade ve tanıklıkları sabırsızlıkla bekliyorlardır. Rupert Murdoch'un kendisine ve 'çöp yığını' gazetesi WSJ'ye karşı açtığım davada ifade vermesini sabırsızlıkla bekliyorum. İlginç bir deneyim olacak" ifadelerini kullandı. Dava dosyasına göre Trump, yayın kuruluşunun kendisine iftira attığını ve iftira yasalarını ihlal ettiğini savundu. Trump, gazetenin Epstein'ın 50. yaş günü için gönderdiğini iddia ettiği mektubun "sahte" olduğunu belirtti. WSJ'NİN HABERİ Wall Street Journal söz konusu haberinde Trump'ın Epstein'e 2003 yılında 50. doğum günü için müstehcen bir mektup gönderdiğini iddia etmişti. Trump'ın adının yer aldığı mektupta "kalın bir kalemle elle çizilmiş çıplak bir kadının siluetinin içinde Trump ile Epstein arasında hayali bir konuşma metninin" yer aldığı öne sürülmüştü. Metinde, "Bilmeceler asla yaşlanmaz" şeklinde gönderme olduğu ve "Dost harika bir şeydir. Doğum günün kutlu olsun ve her gün başka bir harika sır olsun" ifadelerinin yer aldığı iddia edilmişti. EPSTEİN DAVASI ABD’li milyarder iş adamı Jeffrey Epstein, 2002-2005 yılları arasında reşit olmayan onlarca kız çocuğuna yönelik cinsel istismar suçlamaları ile 6 Temmuz 2019’da New York’ta federal mahkemede hakim karşısına çıkarıldıktan sonra cezaevine gönderilmişti. Epstein, tutuklu bulunduğu cezaevinde 10 Ağustos 2019'da intihar etmişti. Fuhuş ağı oluşturarak kız çocuklarına tuzak kuran Epstein’in oyuncular, siyasetçiler gibi dünyaca ünlü isimlerle olan bağlantısı dünya genelinde büyük tepki çekmişti.

NBC News: ''Trump, İran'a haftalarca sürecek saldırı planını reddetti'' Haber

NBC News: ''Trump, İran'a haftalarca sürecek saldırı planını reddetti''

ABD'li haber kanalı NBC News, ABD'nin geçtiğimiz İran'a düzenlediği saldırılarda ülkedeki 3 nükleer zenginleştirme tesisinden yalnızca birinin imha edildiğini öne sürdü. Haberde ayrıca ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'a haftalarca sürecek saldırı planını reddettiği belirtildi. ABD'li NBC News kanalı, konuyla ilgili 5 ABD'li yetkiliye dayandırdığı haberinde, ABD'nin İran'daki nükleer tesislere gerçekleştirdiği saldırılarının yol açtığı yıkıma ilişkin son değerlendirmeye yer verdi. Haberde, ABD'nin geçtiğimiz ay İran'a düzenlediği saldırıda ülkedeki 3 nükleer zenginleştirme tesisinden sadece birinin yok edildiği ve tesisteki çalışmaların önemli ölçüde aksadığı ifade edildi. Söz konusu yetkililere göre diğer 2 nükleer tesisteki hasarın büyük olmadığı ve iki tesisteki durumun İran'ın isterse nükleer zenginleştirmeyi önümüzdeki birkaç ay içinde yeniden başlatabileceği bir noktada olduğu belirtildi. Nükleer tesislere yönelik son değerlendirmenin, bazı ABD'li milletvekillerine, ABD Savunma Bakanlığı yetkililerine ve müttefik ülkelere bildirildiği aktarıldı. "TRUMP, İRAN'A GENİŞ KAPSAMLI SALDIRI PLANINI REDDETTİ" Haberde ayrıca ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı'nın İran'a saldırı için çok daha kapsamlı bir plan geliştirdiği öne sürüldü. Planın, tek bir gece yerine birkaç hafta sürecek bir operasyonla 3 noktanın daha vurulmasını içerdiği iddia edildi. Planın ABD Başkanı Donald Trump'a sunulduğu, ancak planın ABD'nin yurt dışındaki çatışmalardan uzaklaştırılması yönündeki dış politikasıyla çelişmesi ve her iki tarafta da çok sayıda kayıp yaşanabilme ihtimali nedeniyle reddedildiği belirtildi. Yetkililerden biri, "Seçeneklerimizi sonuna kadar kullanmaya istekliydik, ancak Başkan istemedi" ifadelerini kullandı. Yetkililer, İran'ın Trump yönetimiyle nükleer anlaşma müzakerelerini yeniden başlatmayı kabul etmemesi veya söz konusu tesisleri yeniden inşa etmeye çalıştığına dair işaretler olması durumunda daha az hasar gören iki tesise yeni saldırılar yapılması konusunda hem ABD hem de İsrail hükümetleri arasında tartışmalar yaşandığını söyledi. ABD'NİN İRAN'A SALDIRILARI ABD ordusu, geçtiğimiz ay İran'daki Fordow, Natanz ve İsfahan nükleer zenginleştirme tesislerine saldırı gerçekleştirmişti. ABD'li yetkililer, uzun zamandır İran'ın nükleer hedeflerinin kritik bir bileşeni olarak görülen Fordow tesisine yönelik saldırının, İran'ın bu tesisteki zenginleştirme kapasitesini 2 yıla kadar geriye götürmede başarılı olduğuna inanıyor.

İngiliz Medyası: "Trump, Zelenskiy'e Moskova'yı vurup vuramayacağını sordu" Haber

İngiliz Medyası: "Trump, Zelenskiy'e Moskova'yı vurup vuramayacağını sordu"

İngiltere merkezli Financial Times haberinde, ABD Başkanı Donald Trump'ın 4 Temmuz'da görüştüğü Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'e ABD'nin uzun menzilli silahlar sağlaması halinde Moskova'yı vurup vuramayacağını sorduğunu öne sürdü. İngiltere merkezli Financial Times gazetesinin konuyla ilgili bilgi sahibi 2 kaynağa dayandırdığı haberine göre ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesinden bir gün sonra 4 Temmuz'da telefon görüşmesi gerçekleştirdiği Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'e ABD'nin uzun menzilli silahlar sağlaması halinde Ukrayna'nın Moskova'yı vurup vuramayacağını sordu. Habere göre Trump, "Vladimir, Moskova'yı vurabilir misin? St. Petersburg'u da vurabilir misin?" dedi. Habere göre göre ayrıca Zelenskiy-Trump görüşmesinin ardından Ukrayna'ya üçüncü ülkeler aracılığıyla alabileceği uzun menzilli sistemlerin bir listesi de sunuldu. "Neden Moskova'yı vurmuyorsun" ABD'li Washington Post gazetesinin haberine göre ise Trump, görüşmede Ukrayna lideri Zelenskiy'e neden Rusya'nın başkentini vurmadığını sordu. Zelenskiy ise ABD'nin gerekli silahları sağlaması halinde böyle bir saldırının mümkün olabileceğini söyledi. Haberde ayrıca Trump'ın Ukrayna'da bulunan 18 ATACMS füzesinin Rus topraklarına saldırılarda kullanması için Kiev'e yetki vermeyi ve ilave füzeler tedarik etmeyi düşündüğü belirtildi.

Kremlin: "Trump’ın açıklamaları çok ciddi, analiz için zamana ihtiyacımız var" Haber

Kremlin: "Trump’ın açıklamaları çok ciddi, analiz için zamana ihtiyacımız var"

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya'ya yönelik son açıklamalarının ciddi olduğunu ve analiz için zamana ihtiyaç duyduklarını söyledi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov başkent Moskova’da gazetecilere yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya’ya yönelik son açıklamalarını değerlendirdi. Kremlin Sözcüsü Peskov, "ABD Başkanı'nın açıklamaları çok ciddi. Bazıları Devlet Başkanı Putin'e özel olarak hitap ediyor. Washington'da konuşulanları analiz etmek için kesinlikle zamana ihtiyacımız var. Başkan Putin gerekli gördüğünde mutlaka yorum yapacaktır" ifadelerini kullandı. Ukrayna'ya yeni silah sevkiyatına yönelik değerlendirmesi sorulan Peskov, "Washington'da, NATO ülkelerinde ve doğrudan Brüksel'de alınan kararlar, Ukrayna tarafından barış sinyali olarak değil, savaşa devam sinyali olarak algılanıyor" dedi. Peskov, Rusya'nın Ukrayna ile doğrudan müzakereleri sürdürmeye hazır olduğunu ve bir sonraki müzakerelerin ne zaman yapılacağına dair Kiev'den bir sinyal beklediğini yineledi. Trump'ın açıklamaları ABD Başkanı Donald Trump son zamanlarda Rusya lideri Vladimir Putin'e karşı hayal kırıklığı duyduğunu tekrarlarken, dün Ukrayna'ya yeni silah teslimatları yapılacağını açıklamıştı. Trump ayrıca Rusya'nın 50 gün içinde Ukrayna konusunda barış anlaşmasına varmaması halinde Rusya'ya uygulanan gümrük vergilerini yüzde 100 artıracağını belirtmişti.

"Putin’e olan hayal kırıklığım büyük ama onunla işim bitmedi" Haber

"Putin’e olan hayal kırıklığım büyük ama onunla işim bitmedi"

ABD Başkanı Donald Trump, İngiliz yayın kuruluşu BBC'ye yaptığı açıklamada, "(Putin’e) Ona olan hayal kırıklığım büyük ama onunla işim bitmedi. Dört kez anlaşmaya vardığımızı düşündüm ama o gitti Kiev’de bir bakım evine ya da başka bir yere saldırdı" dedi. ABD Başkanı Donald Trump, İngiliz yayın kuruluşu BBC'ye özel röportaj verdi. Trump, Rusya ile ilişkiler, Ukrayna’ya silah gönderimi, başkan adayı olduğu dönemde uğradığı suikast girişimi dahil birçok konu hakkında konuştu. Telefon aracılığıyla verdiği röportajda Trump, Rusya ile dört kez bir ateşkes anlaşması yapmanın eşiğinde olduklarını düşündüğünü belirtti. İngiliz gazetecinin "Putin’le işiniz bitti mi" sorusunu yanıtlayan ABD başkanı, "Hayır bitmedi. Ona olan hayal kırıklığım büyük ama onunla işim bitmedi. Ama hayal kırıklığına uğradım. Dört kez anlaşmaya vardığımızı düşündüm ama o gitti Kiev’de bir bakım evine ya da başka bir yere saldırdı. Ben de ‘Bu da neyin nesi’ dedim" dedi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e güvenip güvenmediği hakkında soruya Trump, "Neredeyse hiç kimseye güvenmiyorum" dedi. İngiliz gazetecinin "Güvenmediğiniz biriyle nasıl anlaşacaksınız" sorusuna ise ABD başkanı, "Mesele bu değil. Bunun yapılmamış olması beni hayal kırıklığına uğrattı" şeklinde cevap verdi. "NATO’YU DESTEKLİYORUM" Ukrayna’ya silah gönderme planlarını açıklamasında ve 50 gün içinde bir ateşkes anlaşması sağlanmazsa Rusya’ya ağır vergiler uygulama uyarısında bulunmasından birkaç saat sonra Oval Ofis’ten yapılan röportajda ABD Başkanı Trump, NATO’yu desteklediğini ifade ederek, ittifakın ortak savunma ilkesine olan bağlılığını teyit etti. Suikast girişiminin kendisini değiştirip değiştirmediğine ilişkin konuşan Donald Trump, bu konuyu mümkün olduğunca az düşünmeye çalıştığını söyleyerek, "Değiştirip değiştirmediğini düşünmeyi, üzerinde durmayı sevmiyorum. Hayat değiştiren olabilir" şeklinde konuştu. Rusya Devlet Başkanı Putin’in "kan dökülmesini durdurmaya" nasıl ikna edeceği sorusuna Trump, "Üzerinde çalışıyoruz. Harika bir konuşmamız olacak. Ona diyeceğim ki: 'Güzel, sanırım işi bitirmeye yakınız,' sonra da gidip Kiev’de bir binayı yıkacak" ifadelerini kullandı. "ALMANYA, FRANSA VE İSPANYA GİBİ ÜLKELERİN LİDERLER, KARARLARIMA SAYGI DUYUYOR" NATO’yu hala "modası geçmiş" olarak görüp görmediğine ilişkin Trump, "Hayır. Bence NATO artık bunun tam tersi oluyor. Çünkü ittifak kendi faturalarını ödüyor" dedi. Kolektif savunmaya hala inandığını vurgulayan Donald Trump, bunun küçük ülkelerin kendilerini daha büyük ülkelere karşı savunabilmesi anlamına geldiğini aktardı. Almanya, Fransa ve İspanya gibi ülkelerin liderlerinin kendisine ve aldığı kararlara saygı duyduğunu söyleyen ABD Başkanı Donald Trump, bunun kısmen başkanlığa iki kez seçilmenin "çok yetenek gerektirdiğine" inanmalarından kaynaklandığını söyledi. Dünya liderlerinin zaman zaman "açıkça yağcılık" yapıp yapmadıkları sorusuna Trump, onların sadece "nazik olmaya çalıştıklarını" düşündüğünü aktardı. Birleşik Krallık’ın dünyadaki geleceğine ilişkin de konuşan Trump, "Harika bir yer, biliyorsunuz orada mülküm var" ifadelerini kullandı. "BİRLEŞİK KRALLIK ZİYARETİNİ SABIRSIZLIKLA BEKLİYORUM" Brexit konusuna değinen ABD başkanı, "Biraz dağınık oldu ama bence işler düzeliyor" şeklinde konuştu. İngiltere Başbakanı Keir Starmer’ı liberal olmasına rağmen "çok sevdiğini" söyleyen Donald Trump, Birleşik Krallık-ABD ticaret anlaşmasını övdü. Eylül ayında yapacağı Birleşik Krallık ziyaretini sabırsızlıkla beklediğini belirten Trump, ziyaret sırasında ne başarmak istediği sorusuna, "İyi vakit geçirmek ve Kral Charles’a saygı göstermek, çünkü o harika bir beyefendi" dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.