SON DAKİKA
Hava Durumu

#Yozgat

Söz Bursa - Yozgat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yozgat haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ramazan’ın vazgeçilmez lezzeti: Ekmek kadayıfı Haber

Ramazan’ın vazgeçilmez lezzeti: Ekmek kadayıfı

Ramazanın manevi atmosferiyle birleşen ekmek kadayıfı, Yozgat’ın vazgeçilmez geleneksel tatlısı olarak nesilden nesle aktarılıyor. Uzun bir geçmişe sahip olan ekmek kadayıfı, özellikle Ramazan ayında ve bayramlarda evlerde yapılarak misafirlere ikram ediliyor. Kadayıfın yumuşak dokusu ve şerbetli lezzeti, iftar sonrası tatlı ihtiyacını karşılamak için sıklıkla tercih ediliyor. Ramazan ayında Meydan Yeri Caddesi’nde kurulan tezgahlarda hazırlanan bu özel tatlı hem kent sakinlerine hem de şehri ziyaret eden misafirlere sunuluyor. 6 yıldır Yozgat’ta öğrenci olan Burak Aydın, "Lüleburgaz’da yaşıyorum ama Yozgat’ın örf adetlerine gelenek göreneklerine alıştık 6 senelik zaman zarfında. Ekmek kadayıfını bilmeyenler için şöyle özetleyebilirim. Ben ilk defa burada gördüm. Türkiye’nin birçok yerine de gittim, gezdim, gördüm. Ekmek kadayıfı yaklaşık 100-150 yıldır yapılan ve çok sevilen bir tatlı. İnsanların buna ilgisi çok fazla. Özellikle Ramazan aylarında evlerde yapılıp, burada tezgahlarda satılabiliyor. Her gün yense yenilebiliyor. Hafif bir tatlı. Kendine münhasır bir tadı, ağırlığı olan bir tatlı" dedi. 15 yıldır evinde ekmek kadayıfı tatlısı yaptığını söyleyen Ali Osman Bekdemir, "Yozgat genelinde yapılan bir tatlıdır. Benim de Ankara’da, Ordu’da, Kocaeli’de yaşayan torunlarım var. Yozgat’a gelmeden önce ararlar ‘Dede ekmek kadayıfını yap, biz geliyoruz’ derler. Ben de hemen hazırlarım. Ramazanlarda vazgeçilmez bir tatlıdır" ifadelerini kullandı.

Bu köyde yıllardır tek iftar sofrası kuruluyor Haber

Bu köyde yıllardır tek iftar sofrası kuruluyor

Yozgat merkeze bağlı Topaç köyündeki vatandaşlar 5 yıldır Ramazan ayında köy camisinin toplu iftar yemeğiyle oruçlarını açıyor. Yozgat merkeze bağlı 70 haneli 150 kişinin yaşamını sürdürdüğü Topaç Köyünde Ramazan boyunca tek bir iftar sofrası kuruluyor. Toplu iftar geleneğine 2019 yılından itibaren devam eden köyde, imkanı olan hayırseverler aileler köy halkına iftar yemeği veriyor. Köy Caminin sosyal tesislerinde yemekler hazırlanıyor, çocuklar da bu manevi atmosferi solurken, köylüler de iftar öncesi sohbet edip Ramazanın bereketini birlikte yaşıyorlar. Ezanla birlikte açılan orucun ardından hep birlikte dua eden köylüler Teravih namazıyla evlerine dönüyorlar. Her gün iftar sofrasında bir araya gelen köylüler beraberlik ve paylaşmanın en güzel örneklerini sergiliyor. Köy sakinlerinden Hacer Can, her yıl Ramazan ayında köylerinde iftar yemeği verildiğini belirterek, "5 yıldır yemek veriyoruz. Kimse evinde yemek yemiyor. Birbirimizle kaynaşıyoruz. Namazımızı kılıyor, çayımızı içiyor ve evlerimize dağılıyoruz. Böylece çocuklarımızda eski Ramazan’ı yaşamış oluyor" dedi. Çocuklarıyla iftara geldiğini söyleyen Sibel Açıkgöz ise "Köylü olarak iftar yemeği yapıyoruz. Çocuklarımızla buraya geliyoruz. Tek sofra kuruluyor. Hep beraber burada oturuyoruz, kaynaşıyoruz. Yemeğimizi yiyoruz, iftarımızı yaptıktan sonra herkes evlerine dağılıyor" diyerek duygularını ifade etti. Köy sakinlerinden Yaşar Can bu geleneği devam ettireceklerini söyleyerek şu şekilde konuştu: "5 yıldır bu geleneğimiz devam ediyor. Geçmişten kalan bir gelenek ama biz bunu devam ettirmek istedik. Umarım uzun yıllar daha devam eder. Bu köyde sadece tek bir iftar sofrası kuruluyor. Gelmek isteyen bütün herkes gelebilir, iftarını yapabilir, umarım uzun yıllar böyle devam eder " Topaç Köyü muhtarı İsmail Can da 5 yıldır köylerinde iftar yemeği geleneğini sürdürdüklerini ve köy dışında yaşayan köylülerin de iftara katıldığını anlatarak, "5 yıldır bu geleneği sürdürüyoruz. Toplu iftar yemeği veriyoruz. İnşallah bundan sonra da devam edeceğiz, devam ettirmeye uğraşıyoruz. Vatandaşlar paralarını veriyor, bizde şahıs olarak yemeklerini veriyoruz. Biz de önder oluyor ve aşçımıza yemekleri yaptırıyoruz. 5 yıldır iftar soframız tek sofra olarak yapılıyor " ifadelerini kullandı.

Adalet Bakanı Tunç: "Bugünkü yargı sistemi 27 Mayıs’ta işbaşında olsaydı Adnan Menderes ve arkadaşları idam edilmezdi" Haber

Adalet Bakanı Tunç: "Bugünkü yargı sistemi 27 Mayıs’ta işbaşında olsaydı Adnan Menderes ve arkadaşları idam edilmezdi"

Tunç, yargıya yönelik eleştirileri değerlendirip, eleştirip karalayanların arında eski vesayet sisteminin olduğunu belirtip, "Bugün yargıdan rahatsız olanlar. İkide bir yargıya laf atanlar, hakaret edenler, yargı mensuplarımızı karalamaya çalışanların ardına aslında o önceki vesayet anlayışı vardır. Bugünkü yargı sistemi 27 Mayıs’ta işbaşında olsaydı Adnan Menderes ve arkadaşları idam edilmezdi. Bugün karaladıkları, hakaret ettikleri yargı sistemi 12 Eylül’de iş başında olsaydı Kenan Evren, bir sağdan bir soldan diyerek gençleri idam sehpalarına göndermeye cesaret edemezdi. Bugünkü yargı sistemi 28 Şubat’ta iş başında olsaydı başörtülü kardeşlerimiz diplomalarını almak için üniversiteye gittiklerinde ağızlarını kapatarak, kapa paça kürsüden indirmeye hiç kimse cesaret edemezdi. Yargı sistemimiz demokratik hukuk devleti ilkesine getirildi de bu yapısal reformlar gerçekleştirildi. Bunlar yeterli mi? Elbette ki Anayasamızı da daha demokratik hale getirmemiz lazım. Bunun için inşallah 28. dönemde mecliste bir uzlaşma sağlanır ve Türkiye yüz yılına girdiğimiz şu anlamlı dönemde darbe anayasası ile değil de demokratik, sivil, katılımcı ve tüm toplumun kesimlerinin içinde kendini bulduğu bir toplum sözleşmesini inşallah yaparak yolumuza devam ederiz" dedi. "BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ BAŞKASINA HAKARET EDEREK KULLANAMAZSINIZ" Tunç konuşmasında basın özgürlüğünün başkasına hakaret ederek kullanılamayacağını ifade edip, "Basın özgünlüğünü daha da güçlendirdik. Bu ülkede fikir ve düşünce ifadesi özgürlüğü noktasında engelleri ortadan kalırdık. Basın özgülüğüne yönelik cihazların haczedilemeyeceği hususundan tutun da eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının suç olmayacağına yönelik düzenlemeler yaptık. Bugün televizyon ekranlarına çıkıp, sosyal medyada klavye kabadayılığı yaparak ülkemizi basın özgürlüğü noktasında eleştirenlere şunu ifade etmek istiyorum. Türkiye’de fikir, düşünce ve ifade hürriyeti alabildiğine serbesttir. Tabii evrensel hukukta olduğu gibi Anayasa’mızın 26. Maddesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 10. maddesinde, Birleşmiş Milletler, Medeni ve Siyasi Haklar Sözlenmesinin 19. Maddesi, basın hürriyeti ve düşünce ve fikir hürriyetiyle ilgilidir. Ancak orada basın hürriyetinin bir başkasının özgürlüğüne müdahale etmesini engeller. Kişilik haklarına saldırı teşkil eden ifadeler kanunlarımıza göre de evrensel sözleşmelere göre de suç teşkil eder. Siz bu özgülüğü bir başkasına hakaret ederek, yargı kurumlarını karalayarak, Cumhurbaşkanımıza, bakanlarımıza, siyasetçilere hakaret ederek kullanmak istiyorsanız ona hukuk müsaade etmez" şeklinde konuştu.

Kaz tüketimi arabaşına bağlı Haber

Kaz tüketimi arabaşına bağlı

Kış aylarında sıklıkla tüketilen arabaşı çorbasının olmazsa olmaz malzemeleri kaz, ördek ve tavuk, kanatlı hayvan pazarında her hafta satışa sunuluyor. Kar yağışının erken başlamasıyla birlikte kanatlı hayvanlara yönelik talepler de artmış durumda. Kanatlı hayvanları yetiştirenlerin ve alıcıların buluştuğu pazarda kâh fiyat pazarlıkları yapılıyor kâh alıcılar bir an önce çorbasını pişirmek için alışverişini yapıp yola koyuluyor. Uzun yıllardır kaz üreticiliği yapan Nusret Alper, kaz yetiştiriciliği ve kanatlı hayvanların tüketimine dair incelikli noktaları anlattı. “Anamdan doğduğumdan beri kaz sesi duymazsam yaşayamam” Kendini bildi bileli kaz yetiştirdiğini söyleyen Nusret Alper, “Ben anamdan doğduğumdan beri kaz sesi duymazsam yaşayamam. Kaz yetiştiririm. Zamanı geldiğinde buradan hindi alırım. Hem üretir hem alır hem de satarım. Fiyatlar malın yaşına, kilosuna, cinsine göre değişir. Mesela 6-7 kilo civarı iyi bir kaz alayım dersen 2 bin- 2 bin 500 TL civarındadır. Ufak 3 kiloluk kazlar bin 500-2 bin TL aralığındadır. Kar bu sene erken yağdığı için talepler fazla. Geçen yıl kar yağmadığı için kazlar elimizde kaldı. Bizim burada arabaşı meşhur olduğundan hem onun için hem de tirit pilavı için kaz satışlarımız son hızda devam ediyor” dedi. "Kazlar harmanın tozunu kışın buzunu yiyecek” Yozgat kazının özelliklerinden söz eden Alper, “Bizim kazlarımız bahar ayında civciv çıkardığında baharda çayırda yayılır. Bir de güz yağmurlarıyla güz otu gelir, ikinci çayırını alır. Kar yağınca da buzu yediğinde ayakları ve burnu kızarır. Yozgat'ta bir tabir vardır. ‘Harmanın tozunu, kışın buzunu yiyecek' derler. İşte o zaman kaz lezzetli olur” cümlelerine yer verdi. “Kazın ayağı tam bir kolajen deposudur” Çocukluğundan beri kaz üretiminin içinde olan Nusret Alper, kaz tüketecek olan kişilere önemli tavsiyelerde bulundu. “Kazın, kışın vücudundaki sıcak kan ayağına iner, soğur, vücuduna soğuk kan girer ve ısınır. Kaz yapısı gereği üşümez. Kaz kesecek vatandaşlarımız kazın ayağını çöpe atmasınlar. Kazın ayağında şifa vardır. Kolajen dediğimiz madde romatizmal hastalıklara, eklem ağrılarına birebirdir. Sağlığınız için ve dinç kalmak için imkanınız varsa yılda bir kez kaz yiyin” ifadelerini kullandı. Alper, “Türkiye genelinde hindi tüketimi yılbaşında olur denilse de Yozgat'ımızda hindi tüketiminin yılbaşıyla bir alakası yoktur. Yılbaşına değil arabaşına bağlıdır. Arabaşı sezonu da kar yağdığında başlar. Şubat ayının sonuna kadar devam eder. Kar ne kadar çok yağarsa satışlarımız da o kadar iyi oluyor” dedi.

Türkan Şoray: "Dünyada savaşlar bitsin" Haber

Türkan Şoray: "Dünyada savaşlar bitsin"

Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü'nün desteği ile Yozgat Valiliği, Yozgat Belediyesi ve Bozok Üniversitesi paydaşlığında 8-10 Ekim günleri arasında düzenlenen 3. Bozok Film Festivali sona erdi. Film gösterimleri, ünlü yönetmen ve oyuncularla söyleşi, atölye çalışmaları etkinliklerinin sinemaseverlerle buluştuğu festivalin onur konuğu “Türk Sinemasının Sultanı" Türkan Şoray oldu. Bozok Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Bozok Film Festivali Koordinatörü Doç. Dr. Rifat Becerikli'nin moderatörlüğünü yaptığı söyleşide, Yeşilçam'ın ünlü sanatçılarından Türkan Şoray hayatını, sinema serüveni, filmlerini, kariyerini ve başarı hikâyelerini hayranlarıyla paylaştı. Yozgat Bozok Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen 3. Bozok Film Festivali'nin kapanış töreninde sevenleriyle buluşmanın heyecanını dile getiren Türkan Şoray, sanat tutkunlarına unutulmaz bir gün yaşattı. Söyleşi sonrası açıklamalarda bulunan ünlü sanatçı Şoray, festival çerçevesinde üniversite öğrencileriyle birlikte olmanın kendisini mutlu ettiğini belirterek festivalin gençlere yeteneklerini ortaya çıkarmaları noktasında fırsat tanındığını ve festivale katkı sunan herkese teşekkür ettiğini söyledi. İsrail'in Gazze'ye olan saldırılarına yönelik sorulan soruyu da yanıtlayan Şoray, “Dünyada savaşlar bitsin istiyorum" dedi. Erdoğan Akdağ Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen festivale Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, Yozgat Belediye Başkan Vekili Talip Karslıoğlu, Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Evren Yaşar, İl Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Cezmi Yalınkılıç ile kente gelen oyuncu, yapımcı ve yönetmenler, sivil toplum örgüt temsilcileri, çok sayıda vatandaş ve öğrenci katıldı. Törende, Türk sinemasına eşsiz katkılarda bulunan, Yeşilçam'ın efsane oyuncusu Türkan Şoray'a Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, Yozgat Belediye Başkan Vekili Talip Karslıoğlu ve Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Evren Yaşar tarafından çiçek ve hediye takdim edildi.

Hiç gitmediği Şanlıurfa'dan ceza makbuzu geldi, eşi bile ona inanmadı Haber

Hiç gitmediği Şanlıurfa'dan ceza makbuzu geldi, eşi bile ona inanmadı

Yozgat'ın Sorgun ilçesinde yaşayan minare ustası Fuat Uyar, evine gelen makbuz ile hayatının şokunu yaşadı. Kırmızı ışık ihlalinde bulunduğu gerekçesiyle evine bin 506 TL trafik cezası gelen Uyar, cezanın Şanlıurfa'da kesildiğini gördü. Hayatı boyunca Şanlıurfa'ya gitmediğini ifade eden Uyar, cezanın 2015 model bir araca kesildiğini ancak kendi aracının 2019 model olduğunu söyledi. İkiz plaka mağduru olduğunu belirten Fuat Uyar, sorunun çözülmesini bekliyor. Bir caminin minaresini inşa ettiği sırada evine ceza makbuzu geldiğini anlatan Fuat Uyar, “Geçen gün evime ceza makbuzu gelmiş, trafik cezası. Akşam eve gittiğimde ‘Ceza makbuzunu getirin bakayım ne olmuş' dedim. Kırmızı ışık ihlali olduğunu söyledi eşim. İlgimi çekti normalde ben hiç faturalara bakmadan gider öderdim veya işte telefondan mobil sistemden ödeme yapardım. Kırmızı ışık deyince dikkatimi çekti. Çünkü ben kırmızı ışık ihlali konusunda çok dikkatliyim. Kesinlikle öyle bir şey yapmam. Orada Şanlıurfa yazıyordu, Şanlıurfa'ya ben hiç gitmedim. Eşim Şanlıurfa'yı duyunca ‘Hayırdır, ne oldu? Sen Şanlıurfa'ya niye gittin? Niye bizim haberimiz yok?' dedi. Ben ‘Şanlıurfa'ya gitmedim, gitsem bir bilginiz olur' dedim. Oradan ayrı bir sıkıntı yaşadık” dedi. Plakalar aynı, araçlar farklı Ceza makbuzunu detaylı inceleyen Uyar, “Diğer ceza gelen makbuzu incelediğimde ise plaka aynı fakat araç modeli ve markası farklı. 2015 model gri bir araba olduğu yazılıyor. Ben bu arabayı 2019'da aldım. 2019'dan beri hiç plakasını değiştirmedim. Yani gereğinin yapılmasını rica ediyorum. Tedirginlik içerisindeyim. Yardım etmelerini bekliyorum yetkililerin. Şikayette bulundum. Şu an sonuç bekliyorum ama ne zaman gelir, ne olur? Bu cezayı ödemek istemiyorum” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.