1990’larda Komrat küçük bir kasabaydı. Moldova Cumhuriyeti sınırlar içinde bulunan Gagauz Yeri Özerk Bölgesi’nin (Gagauzya) başkenti Komrat merkezinde kocaman bir Türk Dünyası haritası vardı. Türk Bayrakları ile donatılmıştı. Türklük bilinci vardı. Bu bilinç, yakın tarihteki bütün olumsuzluklara rağmen, Rumen ve Rus işgallerinde yaşayan Gagauzya’da Mustafa Kemal’in Bükreş Büyükelçisi Hamdullah Suphi Tanrıöver’in sağlam temellerle inşa ettiği Gagauzluk’a dayanıyordu.
Romanya’nın kontrolü altında iken çok acı çeken Gagauzlara yönelik Türkiye’nin politikası “Türkçe’yi yaşat” üzerineydi. Bir de “insana harca, memleketin parasını binalara gömme” üzerine politika yürütüldü. O dönemde okul yapılmadı, Türkiye’den öğretmen gönderildi, Gagauzca kitaplar basıldı, Türkiye’ye öğrenci getirildi. Öğretmenlerin çoğu da Dobruca’da yaşayan Türklerden sağlandı. Hatta Gagauzca din kiyatları (kitaplar), İncil bile basıldı. Dedim ya amaç, “Türkçe’yi yaşat ki Gagauzluk yaşayasın” mefkûresine sıkı sıkı sarılıydı.
Moldova’nın sınırındaki Ukrayna’da Gagauz Yerine yakın bölgelerde Gagauzlar yaşıyor. Ayrıca entelektüel ve siyasi Gagauz elit Odesa’da yaşıyor. Kiev’de de varlar. Kırım, Ukrayna’ya bağlı iken öngörüsüz davranarak Kırım’ın asıl sahiplerine verilmesine engel olan Ukrayna yönetimi şimdi de Kırım Türklerini pek sever oldu. Tabi ki Türkiye’deki Kırım muhacirlerinde de bir Ukrayna sevdası oluştu. Bu, Gagauz Türkleri için de geçerli. Ukrayna’nın dış temsilcilikleri inanılmaz derecede Gagauz dostu programlar yapıyor. Üzgünüm ama bu sevda aslında Ukrayna üzerinden Moldova’daki Gagauz Yeri’nde yaşayan Gagauzlara yapılması planlanan Batı operasyonunun bir parçası. Amaç,Batı yanlısı bir Gagauz nüfusu oluşturmak, bunun üzerinden “Gagauz Yeri’nde Batı nüfuzu” oluşturmak.
Daha önce yazmıştım. Ukrayna’da yaşayan Türkçe konuşan Urumlar son Ukrayna-Rusya savaşında Ruslar ve Helenler elinde yok edilmeye mahkum edildi. Donbas bölgesinde yok edilen işte bu Türk asıllı halizUrumlar’dır. Zor zamanda dost gözüken idareler kendilerini güçlü hissettikleri anda Türkçe konuşanlara karşı acımasızdırlar.
Gelelim son gelişmeler ışığında Gagauz Yeri Özerk Bölgesi’ne.
Öncelikle Gagauz Yeri’ne başkan olmak isteyen ya da o yönde yönlendirilenlerin icazet merkezi, bugüne kadar ilk yıllardaki heyecan hariç Moskova eksenlidir. Orada ölçülür biçilir. Gömlek dikilir. Şansa bırakılamaz.
Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş dolayısıyla Moldova’nın sınırları içinde sözde bağımsız Transdinyester bölgesi, ekonomik ve siyasi baskı altına alınmış ve Ukrayna tarafından hizaya getirilmiştir. Bir çok Transdinyesterli Moldova vatandaşlığını hatta Romanya vatandaşlığını alarak Avrupa tarafını seçmiştir.
Gagauz yönetimlerinde, “Türkiye ile gülelim eğlenelim, Rusya’yla yiyelim içelim” politikaları devam etmekte. Aslında Türkiye siyasetine yön verenler, ya da halkın büyük çoğunluğu da biz Gagauzları, ya Rus ya da Moldovan yanlısı olarak görme eğilimindeler. Bizi bir Türk göremediler.
Türkiye’deki Türk milliyetçileri başta olmak üzere kulağında küpesine, ayağındaki çizmesine, salondaki bozkurt işareti yapmasına, icazeti Moskova’dan olan Gagauz Yeri Başkanlarının tarafı bugün de hep aynıdır. Acı olan, Türk milliyetçilerini “yontan” Gagauz Yerinde birçok “bozkurt” da “komünist parti” milletvekilidir. Hepsi doğrudur. Ama orada halkın yürekleri Türkiye’dekinden fazla Türklük için atar.
Batı ise Avrupa’nın bir parçası olmasını istediği Moldova’da bir çıban! istememektedir. Yani Rus politikalarını savunan ve uygulayan siyasetçi istenmemektedir. Gagauz Yeri’nde emekliler ve sonra öğretmenlerin Rusya’dan fonlandığı biliniyor. Son Başkan Gutul’un aldığı kapan (hapis) cezasının altındaki gerçek de budur. Gutul, Yahudi asıllı Rus yanlısı halen kaçak olan, İsrail’de saklanan, Rusya’yı sık sık ziyaret eden iş insanı İlan Şor’un partisinden Gagauz Yeri’ne başkan seçilmiştir. Özet budur. Önce suç işletilmiş, ondan sonra kullanılmış, sonrasında da Gagauzların hakları alınmıştır. Ne olursa olsun o Gagauzya’nın başkanıdır. Ona yapılanlar, sayısını bilmediğim ama milyonlarla ifade etse de bir araya gelemedikleri için karşılıksız çek gibi değersiz duran bütün Türklere yapılmaktadır.
Türkiye’nin, Moldova ile ilişkileri Cumhurbaşkanı Maia Sandu döneminde limonidir. Sandu’nun Batı yanlısı olmasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına hakaret etmesi nedeniyle ilişkiler şu anda en alt seviyede sürmektedir. Değerli ve deneyimli Kişinev Büyükelçisi Uygar Mustafa Sertel ile son beş yıldır Ankara’da Moldova Büyükelçisi Dmitri Kroytor nerede yaşarsa yaşasın Türkler için büyük bir şanstı! İki güçlü büyükelçi siyasi ilişkilerin en zayıf olduğu dönemde görev yaptı. Gagauz Türk tarihi için en talihsiz dönem olarak anılacak. Bununla birlikte Moldova Cumhurbaşkanı Sandu Türkiye Cumhurbaşkanı için ne derse desin, söz konusu Gagauzlar olunca “kızılcık şerbeti içtiğimizi” ifade edebilmeliydik.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına yazılan ve tarihini hatırlamadığım Gagauz Yeri isminin yakın zamanda Ankara’da bir caddeye verilmesi teklifi, karşılılık ilkesi gereği reddedilmişti. Acı hatıra olarak kaldı hatırımda. Olan milletimizin bir parçası olan Gagauz kardeşlerimize oldu, oluyor. Rusların ve Batının arkasında olduğu Moldova’nın “güç savaşlarında” ellerindeki haklar birer birer alınan Gagauzların yalnız bırakılmasını bugüne kadar hiçbir siyasi, iktisadi iş yapmayan Türkiye’deki kurum, kuruluş ve Türk milliyetçisi olduğunu ifade edenler hesap veremeyeceklerdir.
Lider yetiştirmediniz.
Yetişenlere ön vermediniz.
Kazanana sonradan para yatıran kumarcı gibi hareket ettiniz.
Ukrayna’da yaşayan Gagauz’a Başkanlık için destek verecek kadar bölgeden habersizsiniz.
Şimdi aşağıdaki metni Ana Sözü’nden okuyun. Anlamazsanız onu, anlamazsınız beni!
“2025-ci yılın Harman ayın (avgust) 5-dä Kişinev Boyukan sudun daavacıykası Anna KUÇERESKU tarafından alınan karara görä, Gagauziya Başkankasına Evgeniya GUȚULa 7 yıl kapan verilmesi günündän beeri, bu karara karşı dünnedä açıklamalar yaplêr hem protest mitingları geçer.”
Unutmayın Meriç Irmağı’nın suyu Tuna Nehri’nin üstünden bulandırılır. Tavla oynamayı bırakın, satranç oynamayı öğrenin. Bir de bana yakın uzak dostlar “Gagauzya’da şunlar oluyormuş haberin var mı” diye telefon ediyorlar. Haberim yok! Yaşadığımdan haberim yok. Haber sahibi olabilmek için Ana Sözü’nü okumak istiyorum o da “soft copy” artık. Fişi çektiler mi, işimiz bitti demektir.
Sabırla yazıyı takip eden ve beni sıkıştıran İbrahim Öge kardeşime de teşekkür ediyorum.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdullah ULUYURT
Annamayersiniz(*) beni!
1990’larda Komrat küçük bir kasabaydı. Moldova Cumhuriyeti sınırlar içinde bulunan Gagauz Yeri Özerk Bölgesi’nin (Gagauzya) başkenti Komrat merkezinde kocaman bir Türk Dünyası haritası vardı. Türk Bayrakları ile donatılmıştı. Türklük bilinci vardı. Bu bilinç, yakın tarihteki bütün olumsuzluklara rağmen, Rumen ve Rus işgallerinde yaşayan Gagauzya’da Mustafa Kemal’in Bükreş Büyükelçisi Hamdullah Suphi Tanrıöver’in sağlam temellerle inşa ettiği Gagauzluk’a dayanıyordu.
Romanya’nın kontrolü altında iken çok acı çeken Gagauzlara yönelik Türkiye’nin politikası “Türkçe’yi yaşat” üzerineydi. Bir de “insana harca, memleketin parasını binalara gömme” üzerine politika yürütüldü. O dönemde okul yapılmadı, Türkiye’den öğretmen gönderildi, Gagauzca kitaplar basıldı, Türkiye’ye öğrenci getirildi. Öğretmenlerin çoğu da Dobruca’da yaşayan Türklerden sağlandı. Hatta Gagauzca din kiyatları (kitaplar), İncil bile basıldı. Dedim ya amaç, “Türkçe’yi yaşat ki Gagauzluk yaşayasın” mefkûresine sıkı sıkı sarılıydı.
Moldova’nın sınırındaki Ukrayna’da Gagauz Yerine yakın bölgelerde Gagauzlar yaşıyor. Ayrıca entelektüel ve siyasi Gagauz elit Odesa’da yaşıyor. Kiev’de de varlar. Kırım, Ukrayna’ya bağlı iken öngörüsüz davranarak Kırım’ın asıl sahiplerine verilmesine engel olan Ukrayna yönetimi şimdi de Kırım Türklerini pek sever oldu. Tabi ki Türkiye’deki Kırım muhacirlerinde de bir Ukrayna sevdası oluştu. Bu, Gagauz Türkleri için de geçerli. Ukrayna’nın dış temsilcilikleri inanılmaz derecede Gagauz dostu programlar yapıyor. Üzgünüm ama bu sevda aslında Ukrayna üzerinden Moldova’daki Gagauz Yeri’nde yaşayan Gagauzlara yapılması planlanan Batı operasyonunun bir parçası. Amaç, Batı yanlısı bir Gagauz nüfusu oluşturmak, bunun üzerinden “Gagauz Yeri’nde Batı nüfuzu” oluşturmak.
Daha önce yazmıştım. Ukrayna’da yaşayan Türkçe konuşan Urumlar son Ukrayna-Rusya savaşında Ruslar ve Helenler elinde yok edilmeye mahkum edildi. Donbas bölgesinde yok edilen işte bu Türk asıllı haliz Urumlar’dır. Zor zamanda dost gözüken idareler kendilerini güçlü hissettikleri anda Türkçe konuşanlara karşı acımasızdırlar.
Gelelim son gelişmeler ışığında Gagauz Yeri Özerk Bölgesi’ne.
Öncelikle Gagauz Yeri’ne başkan olmak isteyen ya da o yönde yönlendirilenlerin icazet merkezi, bugüne kadar ilk yıllardaki heyecan hariç Moskova eksenlidir. Orada ölçülür biçilir. Gömlek dikilir. Şansa bırakılamaz.
Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş dolayısıyla Moldova’nın sınırları içinde sözde bağımsız Transdinyester bölgesi, ekonomik ve siyasi baskı altına alınmış ve Ukrayna tarafından hizaya getirilmiştir. Bir çok Transdinyesterli Moldova vatandaşlığını hatta Romanya vatandaşlığını alarak Avrupa tarafını seçmiştir.
Gagauz yönetimlerinde, “Türkiye ile gülelim eğlenelim, Rusya’yla yiyelim içelim” politikaları devam etmekte. Aslında Türkiye siyasetine yön verenler, ya da halkın büyük çoğunluğu da biz Gagauzları, ya Rus ya da Moldovan yanlısı olarak görme eğilimindeler. Bizi bir Türk göremediler.
Türkiye’deki Türk milliyetçileri başta olmak üzere kulağında küpesine, ayağındaki çizmesine, salondaki bozkurt işareti yapmasına, icazeti Moskova’dan olan Gagauz Yeri Başkanlarının tarafı bugün de hep aynıdır. Acı olan, Türk milliyetçilerini “yontan” Gagauz Yerinde birçok “bozkurt” da “komünist parti” milletvekilidir. Hepsi doğrudur. Ama orada halkın yürekleri Türkiye’dekinden fazla Türklük için atar.
Batı ise Avrupa’nın bir parçası olmasını istediği Moldova’da bir çıban! istememektedir. Yani Rus politikalarını savunan ve uygulayan siyasetçi istenmemektedir. Gagauz Yeri’nde emekliler ve sonra öğretmenlerin Rusya’dan fonlandığı biliniyor. Son Başkan Gutul’un aldığı kapan (hapis) cezasının altındaki gerçek de budur. Gutul, Yahudi asıllı Rus yanlısı halen kaçak olan, İsrail’de saklanan, Rusya’yı sık sık ziyaret eden iş insanı İlan Şor’un partisinden Gagauz Yeri’ne başkan seçilmiştir. Özet budur. Önce suç işletilmiş, ondan sonra kullanılmış, sonrasında da Gagauzların hakları alınmıştır. Ne olursa olsun o Gagauzya’nın başkanıdır. Ona yapılanlar, sayısını bilmediğim ama milyonlarla ifade etse de bir araya gelemedikleri için karşılıksız çek gibi değersiz duran bütün Türklere yapılmaktadır.
Türkiye’nin, Moldova ile ilişkileri Cumhurbaşkanı Maia Sandu döneminde limonidir. Sandu’nun Batı yanlısı olmasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına hakaret etmesi nedeniyle ilişkiler şu anda en alt seviyede sürmektedir. Değerli ve deneyimli Kişinev Büyükelçisi Uygar Mustafa Sertel ile son beş yıldır Ankara’da Moldova Büyükelçisi Dmitri Kroytor nerede yaşarsa yaşasın Türkler için büyük bir şanstı! İki güçlü büyükelçi siyasi ilişkilerin en zayıf olduğu dönemde görev yaptı. Gagauz Türk tarihi için en talihsiz dönem olarak anılacak. Bununla birlikte Moldova Cumhurbaşkanı Sandu Türkiye Cumhurbaşkanı için ne derse desin, söz konusu Gagauzlar olunca “kızılcık şerbeti içtiğimizi” ifade edebilmeliydik.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına yazılan ve tarihini hatırlamadığım Gagauz Yeri isminin yakın zamanda Ankara’da bir caddeye verilmesi teklifi, karşılılık ilkesi gereği reddedilmişti. Acı hatıra olarak kaldı hatırımda. Olan milletimizin bir parçası olan Gagauz kardeşlerimize oldu, oluyor. Rusların ve Batının arkasında olduğu Moldova’nın “güç savaşlarında” ellerindeki haklar birer birer alınan Gagauzların yalnız bırakılmasını bugüne kadar hiçbir siyasi, iktisadi iş yapmayan Türkiye’deki kurum, kuruluş ve Türk milliyetçisi olduğunu ifade edenler hesap veremeyeceklerdir.
Lider yetiştirmediniz.
Yetişenlere ön vermediniz.
Kazanana sonradan para yatıran kumarcı gibi hareket ettiniz.
Ukrayna’da yaşayan Gagauz’a Başkanlık için destek verecek kadar bölgeden habersizsiniz.
Şimdi aşağıdaki metni Ana Sözü’nden okuyun. Anlamazsanız onu, anlamazsınız beni!
“2025-ci yılın Harman ayın (avgust) 5-dä Kişinev Boyukan sudun daavacıykası Anna KUÇERESKU tarafından alınan karara görä, Gagauziya Başkankasına Evgeniya GUȚULa 7 yıl kapan verilmesi günündän beeri, bu karara karşı dünnedä açıklamalar yaplêr hem protest mitingları geçer.”
Unutmayın Meriç Irmağı’nın suyu Tuna Nehri’nin üstünden bulandırılır. Tavla oynamayı bırakın, satranç oynamayı öğrenin. Bir de bana yakın uzak dostlar “Gagauzya’da şunlar oluyormuş haberin var mı” diye telefon ediyorlar. Haberim yok! Yaşadığımdan haberim yok. Haber sahibi olabilmek için Ana Sözü’nü okumak istiyorum o da “soft copy” artık. Fişi çektiler mi, işimiz bitti demektir.
Sabırla yazıyı takip eden ve beni sıkıştıran İbrahim Öge kardeşime de teşekkür ediyorum.
Haydin Türkçe kalın, sağlıcakla kalın …
***
(*) Anlamıyorsunuz... (Türkçe'nin Gagauz Yeri'ndeki lehçesiyle!)