Türk Ocakları kapanınca başkanı Hamdullah Suphi Tanrıöver kendi isteği ile Bükreş Büyükelçiliği’ne 1931 yılında atanır. Görevi 1944 yılı sonuna kadar sürer. Karış karış gezer bugünkünden biraz daha büyük Romanya’yı...
Otel hak getire o tarihlerde. Soydaş evlerinde misafir olur. Dobruca Türkleri yanı sıra Gagauz Türkleri ile ilgili politikaların da takipçisi olur.
Atatürk’ün ve o günkü idarenin Gagauzlara özel ilgisi vardır. Siyasi nedenlerle Türkiye’ye getirilemeyen Gagauzlar için üç başlıkta işler yapılmıştır. Temelinde ise tek düşünce vardır:
Türkçeyi unutma!
Unutursan unutulursun!
Türkçe eğitim için öğrenciler getirelim. Türkçe öğretmenler gönderelim. Türkçe kitaplar gönderelim. O gün Romanya Devletinin gösterdiği okullara öğretmenler ve materyaller gönderilmiştir. Öğrenciler getirilmiştir.
Bolgrad Köyü’nde (Ukrayna) bugün o günün nişanesi Mustafa Kemal’in Belleteni huzur içinde ebedi istirahat yerinde yatıyor.
İnanmayan inanmasın ama Türkiye’de Türkçe basılan bir İncili Gagauzya’ya ilk gittiğim zaman misafir olduğum köyde şimdi Amerika’da olan Ludmila Gagauz’un götürdüğü bir ihtiyarın evinde görmüştüm.
Sonra önsözünü yazdığım Mihail Çakır’ın kitabını da biz basmıştık. Ayrıca, Uşaklar için “Oglan Masal Okuyer” ve “Uşaklara Deyni Dua Kiyadı” Türkçe basıldı. Gagauzların Türk’çe hafızası elbette Anasözü Gazetesi’dir.
Her ne kadar Gagauzların resmi dili Gagauzca olsa da Türkçedir. Türkçe yazılır ve Türk’çe okunur.
Son yıllarda Türkiye’nin Gagauz siyaseti değişti sanırım. Belki de biraz daha batı yanlısı siyaset ile Gagauzları Rusça (Rus’ça) felaketinden koruyalım derken Rumence’nin (Romen’ce) kucağına itiyoruz. Türk’çe duramıyoruz.
Bol bol inşaat yapıyoruz. Ama ciddi bir iş adamı gurubumuz yok. Moldova Cumhurbaşkanlığı binası dahil yapılmadık yer koymadık. Son olarak da Gagauz Özerk Yeri Bölgesi’nin başkenti Komrat’a Sayın Cumhurbaşkanı’nın adına “Recep Tayyip Erdoğan Teknik Lisesi” Türkiye tarafından yapıldı. İki yıldır eğitim yapmıyor. Sanırım yapıldıktan sonra detay konuşulmak istendi. İşler tıkandı. Bu okul bir de yatılı. Şimdi bu lise sadece Rumence eğitim verecekmiş. Yani Gagauzya’ya her yerden Rumence bilen gelebilir. Öyle olunca Türk’çe duruş nerede olacak. 21. Yüzyılın Malkoçoğlu kahramanlarının Türkçe, İngilizce, Moldovanca (Rumence) eğitim verecek sözleri havada kalacak sanırım.
Deprem kuşağında olmayan Moldova’da deprem eğitimi ile meşgul edilirken Türk kurumları, asıl deprem sanırım Gagauzca’da oldu. Yasal bir engel mi var diye düşündüğümde Kongaz köyünde Süleyman Demirel Lisesi’nde Gagauzca (Türkçe), İngilizce ve Moldovanca (Rumence) eğitim var.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve Moldova Eğitim ve Araştırma Bakanı Dan Perciun arasında imzalanan protokolle açılacak lisenin dilinin Rumence olacağı kabul edildi. Rumence Moldova’nın devlet dilidir. Doğrudur. Ama Gagauzca ise Gagauz Yeri’nin dik duruş dilidir. Türk’çe duruşunun ifadesidir. Rumence eğitim veren yatılı okula mutlaka yukarıda söylediğim gibi Moldova’nın farklı yerlerinden gençler eğitime geleceklerdir. Peki Gagauzlar gelecek mi? Acaba amaç karıştır-barıştır takdiği ile Rusça laf eden, Gagauzca laf eden Türklerin bir bütün olarak Moldova’nın parçası olmasını sağlamak ve zaten zamanla hakları traş edilen Gagauzların yok oluşuna yol açmak mıdır? Özerk dahi olsa var olan “İkinci Uz Devletini” tarihte olduğu gibi yıkmaya karar mı verdiler?
Moldova Devletine verilen eğitim kompleksinin iç düzenini de yapın ve verin ki müteahhitlik işlerini çok iyi yaptığımız ortaya çıksın. Belki bir ihale kaparız.
Hiçbir millet yoktur ki başka lisanla var olsun.
Hiçbir Gagauz yoktur ki Gagauzcasız hür insan olsun.
Analar, babalar bunu bilir. Bilir ki yapılan bu yanlışa dur demek için imza toplar. Daha önce de benzer kabahatler edildi. Cumhurbaşkanımızı hakkı ile temsil edecekseniz, ismini koruyacaksanız, adını okula, hastaneye veriniz. Yoksa hangi akla hizmet ki Gagauz’ca duruşun idamına imza atanlar Türk Cumhurbaşkanının adını kullanırlar. Yanlışımız varsa düzeltin.
Bu satırları okuyanlar çok iyi bilin ki Uz Devleti’nin kutsal bakiyeleri bugün içten içe isyan içindedirler. Saygı duydukları Türk Devleti’ne isyanmış algısı olmasın diye sessiz kalmaları “kurdu koyun” yaptık diye algılanmasın. Onları tanırım. Onların kesmeye gelir belki ama çekmeye gelmez boyunları.
Burada fazla uzatmadan yanlıştan bir an önce dönülmesi ümidi ile Mustafa Kemal’i, Hamdullah Suphi’yi, Süleyman Demirel’i rahmetle anıyorum. Kemal’in yoldaşı Mihail Çakır’ın toprağı ilin olsun. Hayırla anılanlardan olun!
Yaşa Gagauzya, yaşayacaksın,
Yaşa Gagauzca, var olacaksın.
Her şey oldunuz. Bir de kendiniz olmayı, Türk olmayı deneyin.
Haydi kalın sağlıcakla.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdullah ULUYURT
Asıl deprem Gagauzca’da!
Türk Ocakları kapanınca başkanı Hamdullah Suphi Tanrıöver kendi isteği ile Bükreş Büyükelçiliği’ne 1931 yılında atanır. Görevi 1944 yılı sonuna kadar sürer. Karış karış gezer bugünkünden biraz daha büyük Romanya’yı...
Otel hak getire o tarihlerde. Soydaş evlerinde misafir olur. Dobruca Türkleri yanı sıra Gagauz Türkleri ile ilgili politikaların da takipçisi olur.
Atatürk’ün ve o günkü idarenin Gagauzlara özel ilgisi vardır. Siyasi nedenlerle Türkiye’ye getirilemeyen Gagauzlar için üç başlıkta işler yapılmıştır. Temelinde ise tek düşünce vardır:
Türkçeyi unutma!
Unutursan unutulursun!
Türkçe eğitim için öğrenciler getirelim. Türkçe öğretmenler gönderelim. Türkçe kitaplar gönderelim. O gün Romanya Devletinin gösterdiği okullara öğretmenler ve materyaller gönderilmiştir. Öğrenciler getirilmiştir.
Bolgrad Köyü’nde (Ukrayna) bugün o günün nişanesi Mustafa Kemal’in Belleteni huzur içinde ebedi istirahat yerinde yatıyor.
İnanmayan inanmasın ama Türkiye’de Türkçe basılan bir İncili Gagauzya’ya ilk gittiğim zaman misafir olduğum köyde şimdi Amerika’da olan Ludmila Gagauz’un götürdüğü bir ihtiyarın evinde görmüştüm.
Sonra önsözünü yazdığım Mihail Çakır’ın kitabını da biz basmıştık. Ayrıca, Uşaklar için “Oglan Masal Okuyer” ve “Uşaklara Deyni Dua Kiyadı” Türkçe basıldı. Gagauzların Türk’çe hafızası elbette Anasözü Gazetesi’dir.
Her ne kadar Gagauzların resmi dili Gagauzca olsa da Türkçedir. Türkçe yazılır ve Türk’çe okunur.
Son yıllarda Türkiye’nin Gagauz siyaseti değişti sanırım. Belki de biraz daha batı yanlısı siyaset ile Gagauzları Rusça (Rus’ça) felaketinden koruyalım derken Rumence’nin (Romen’ce) kucağına itiyoruz. Türk’çe duramıyoruz.
Bol bol inşaat yapıyoruz. Ama ciddi bir iş adamı gurubumuz yok. Moldova Cumhurbaşkanlığı binası dahil yapılmadık yer koymadık. Son olarak da Gagauz Özerk Yeri Bölgesi’nin başkenti Komrat’a Sayın Cumhurbaşkanı’nın adına “Recep Tayyip Erdoğan Teknik Lisesi” Türkiye tarafından yapıldı. İki yıldır eğitim yapmıyor. Sanırım yapıldıktan sonra detay konuşulmak istendi. İşler tıkandı. Bu okul bir de yatılı. Şimdi bu lise sadece Rumence eğitim verecekmiş. Yani Gagauzya’ya her yerden Rumence bilen gelebilir. Öyle olunca Türk’çe duruş nerede olacak. 21. Yüzyılın Malkoçoğlu kahramanlarının Türkçe, İngilizce, Moldovanca (Rumence) eğitim verecek sözleri havada kalacak sanırım.
Deprem kuşağında olmayan Moldova’da deprem eğitimi ile meşgul edilirken Türk kurumları, asıl deprem sanırım Gagauzca’da oldu. Yasal bir engel mi var diye düşündüğümde Kongaz köyünde Süleyman Demirel Lisesi’nde Gagauzca (Türkçe), İngilizce ve Moldovanca (Rumence) eğitim var.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve Moldova Eğitim ve Araştırma Bakanı Dan Perciun arasında imzalanan protokolle açılacak lisenin dilinin Rumence olacağı kabul edildi. Rumence Moldova’nın devlet dilidir. Doğrudur. Ama Gagauzca ise Gagauz Yeri’nin dik duruş dilidir. Türk’çe duruşunun ifadesidir. Rumence eğitim veren yatılı okula mutlaka yukarıda söylediğim gibi Moldova’nın farklı yerlerinden gençler eğitime geleceklerdir. Peki Gagauzlar gelecek mi? Acaba amaç karıştır-barıştır takdiği ile Rusça laf eden, Gagauzca laf eden Türklerin bir bütün olarak Moldova’nın parçası olmasını sağlamak ve zaten zamanla hakları traş edilen Gagauzların yok oluşuna yol açmak mıdır? Özerk dahi olsa var olan “İkinci Uz Devletini” tarihte olduğu gibi yıkmaya karar mı verdiler?
Moldova Devletine verilen eğitim kompleksinin iç düzenini de yapın ve verin ki müteahhitlik işlerini çok iyi yaptığımız ortaya çıksın. Belki bir ihale kaparız.
Hiçbir millet yoktur ki başka lisanla var olsun.
Hiçbir Gagauz yoktur ki Gagauzcasız hür insan olsun.
Analar, babalar bunu bilir. Bilir ki yapılan bu yanlışa dur demek için imza toplar. Daha önce de benzer kabahatler edildi. Cumhurbaşkanımızı hakkı ile temsil edecekseniz, ismini koruyacaksanız, adını okula, hastaneye veriniz. Yoksa hangi akla hizmet ki Gagauz’ca duruşun idamına imza atanlar Türk Cumhurbaşkanının adını kullanırlar. Yanlışımız varsa düzeltin.
Bu satırları okuyanlar çok iyi bilin ki Uz Devleti’nin kutsal bakiyeleri bugün içten içe isyan içindedirler. Saygı duydukları Türk Devleti’ne isyanmış algısı olmasın diye sessiz kalmaları “kurdu koyun” yaptık diye algılanmasın. Onları tanırım. Onların kesmeye gelir belki ama çekmeye gelmez boyunları.
Burada fazla uzatmadan yanlıştan bir an önce dönülmesi ümidi ile Mustafa Kemal’i, Hamdullah Suphi’yi, Süleyman Demirel’i rahmetle anıyorum. Kemal’in yoldaşı Mihail Çakır’ın toprağı ilin olsun. Hayırla anılanlardan olun!
Yaşa Gagauzya, yaşayacaksın,
Yaşa Gagauzca, var olacaksın.
Her şey oldunuz. Bir de kendiniz olmayı, Türk olmayı deneyin.
Haydi kalın sağlıcakla.