SON DAKİKA
Hava Durumu

Deniz Mavi’ye Mektup

Yazının Giriş Tarihi: 19.11.2025 13:13
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.11.2025 13:13

Merhaba Sevgili Yavrum;

İzmir’i çok seviyorsun. Biliyorum. Ben de seviyorum.

Okuduğum, duyduğum, gördüğüm İzmir’i seninle paylaşmaya çalışacağım.

Eski çağları bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var. İzmir’in inişli çıkışlı medeniyet yolculuğu. Anadolu kökenli kavimlerin yaşadığı, Hititlerden etkilenen bir şehir olarak varlığına başlamış bizim İzmir. Bugünkü Bayraklı semti var ya işte orada ilk nüvesi oluşmuş kentin. Nüfusu ancak bin kişi kadarmış. Ama yazıyı kullanıyorlarmış.

Sonra sığmaz olmuşlar oraya şehir Kadife Kale’ye taşınmış. Taşınmış ama herkese taşın diyemezsin. İki parçalı, iki merkezli şehir o dönemden kalmış. Roma ve Bizans dönemlerinde nüfusu artmış. St.Peter Kalesi de denen Liman Kale ve Pagos Dağı’na kurulan Kadife Kale merkezli iki İzmir var olagelmiş.

Batı’dan saldırılara karşı koyamayan bu liman kenti, yağmalanmalar sonrasında çok gerilemiş. Hatta yazıyı dahi kullanamaz hale düşmüş.

Homeros’a göre, İzmir ismini Kıbrıs Kralı Kinyras’ın kızı Smyrna’dan almış. İlk kurucularına “Hitit” de diyen var, “Amozonlar” diyen de var. Ne fark eder ki İzmir, Akdeniz’e uzanan kısrak başının iki gözü değil mi?

Gözümüzün ışığı Deniz Mavi;

İstanbul’a giden yolda bir bağlaç, Anadolu’dan batıya denizden açılan kapı olan İzmir’e hükmetmek daha çok tüccarların güvenlik kaygıları ile olmuş. İzmir, Anadolu’da Selçuklu varlığı ile Kutalmışoğlu Süleyman Şah komutasında ele geçirilse de kent kısa süre sonra Cenevizliler tarafından tekrar alınmış. Kentin yukarısında yer alan ve Türklerin oturduğu “Müslüman” Kadife Kale ve civarı Oğuzların Çavuldur boyundan Emir Çaka Bey tarafından 1081 yılı mart ayı sonlarında ebedi yurt olarak alınmış. Urla ve Foça’nın fethiyle devam etmiş, ardından Emir Çaka Bey donanmasıyla denize açılıp Midilli, Sakız, Sisam ve Rodos’a sefer yaparak kendine bağlamış, üzerine gelen Bizans donanmasını mağlup etmiş.

Zamanla elden çıkan İzmir tekrar Aydın Emiri Umur Bey’ce tekrar alınmış. Aşağıda yer alan “Gavur” Liman Kale ise Cenevizlilerde kalmış. Liman Kale zamanla el değiştirmiş ve Rodos şovalyelerinin eline geçmiş.

Yakışıklı Deniz Mavi;

Türklerin İzmir’e bakışı yeni bir vatan yapmak, yaşamaktır. Diğerlerinin ise ticaret yollarının güvenliğini sağlamak mümkünse ticaret yolu ile coğrafyayı sömürmek. Cenevizliler de Tapınak Şovalyeleri de Hospitial Şovalyeleri de hep ticaret yollarının kontrolü için adalara ve İzmir’e sahip olmak istemişler.

Ne yazık ki İzmir’i doğru tanıtması gerekenler “15. yüzyılın başında Moğollar kenti istila edip, St. Peter Kalesini yerle bir eder” der.

İnanma!

Bunun aslı ise şöyledir:

İki Türk mareşali İlhanlı Emiri Timur ve Osmanlı Hükümdarı Yıldırım Bayezit’in Ankara Çubuk Ovası’nda 1402 yılındaki yaptığı meydan savaşının galibi Timur olmuştur. Savaş meydanında şehzadelerinin terk ettiği ve yalnız bıraktığı, esir olan Yıldırım Bayezıt, Timur kendisine iyi davransa da canına kıydı.

Yıldırım Bayezıt’ın mezarı Bursa’da. Bursa içine yapılan yüksek konutlarla, kent estetiğinin bozulmasıyla birbirlerini manen göremez hale getirilmiş sultanlardan biri olarek istirahat ediyor.

Ya Timur!

Ankara’da durmamış. Kütahya’da kısa süre kalmış bozkır töresi gereği askerlerine savaşarak girdikleri Anadolu’yu yağmalatmış. O yıllarda Kadife Kale Türklerin elinde olsa da 1402 yılında İzmir Limanını ve Deniz Kalesini Rodos Hospitalier Şovalyelerinden almış. Unutma ki şovalyeler, orada yaşamak değil tüccarları korumak ve haraçlarını almak için oradaydılar. Timur önce deniz yolunu konrol altına almış. Deniz Kalesinin altına lağımlar açarak temelini boşaltmış. Kalın ahşap direklerle kalenin yıkılmamasını sağlamış. Sonun da ateşe verdiği direklerin çökmesi ile kale yıkılmış. Şovalyelerden canlarını kurtaranlar kaleyi terk edip gitmişler.

O tarihten sonra İzmir’in tamamı Türk yurdudur. Bizden koparılan Midilli ve Sakız Adaları da Timur’un yaban elde bize emanetidir.

Canım;

İzmir, ülkemizde 1620 yılında yabancılara tanınan haklarla (kapitilasyonlarla) 18. ve 19. yüzyılda Fransız, İngiliz, Hollandalı ve İtalyan tüccarların gözdesi oldu. Timur’un yıktığı kale de bunun için var değil miydi? Zenginliklerimizin yaban ellerine taşınması için.

Birinci Dünya Savaşı sonunda 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir Yunanlılarca işgal edildi. Ben öyle görmüyorum. Ben 15 Mayıs 1919 tarihini dünün palikaryalarının Anadolu’yu işgal girişimini yolumuzu acıyla aydınlatan bir meşale olduğunu düşünüyorum. Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcında meşaleyi canı pahasına yakan ise Hasan Tahsin’dir. Ölmeyi bilmeyenler yaşamanın ne demek olduğu anlamazlar. Konak Meydanı’nda Saat Kulesi ve arkasındaki Valilik binasına bak. Solunda Hasan Tahsin Anıtını göreceksin. Hakettiği kıymetten biraz uzakta.

O ateş, Bandırma Vapurunu hareketlendirdi. O ateş İstanbul’da mitingleri başlattı. O ateş Batı Anadolu’da çete direnişlerini başlattı.

Oğlum;

İzmir hakikat bize Çaka Bey’den, Umur Bey’den ve Timur’dan emanet dememiz boşuna değil. Buharalıların da gözü İzmir’de. Timur’un torunları Sakarya Savaşı Zaferinin hatırasına üç kılıç bir Kur’an gönderdiler. Kılıçlar yirmi altı ülkenin tacını giyen Sultan-ı Cihan, Emir-i Turan, Sahipkıran Emir Timur’un kılıçlarıydı. Kılıçlardan biri Sakarya Savaşı’nın muzaffer Komutanı Mustafa Kemal’de. Birisi ilk direniş savaşını veren Mustafa İsmet’te. Biri ise Timur’un kenti İzmir’e 9 Eylül’de ilk giren komutan Yüzbaşı Şerafettin’de.

Deniz Mavi;

Anadolu’da Türk Yurdunu sömürmek, ticaret yollarını açık tutmak isteyenler dün Liman Kale, sonrasında kapitilasyonlarla gayret gösterdiler. Bugün bize ne oldu. İki Lozan görüşmeleri arasında İzmir İktisat Kongresi toplanması boşuna mı? Kaçıp giderken bile yaktılar Anadolu’yu. Neden bugün biz onları bizden çok sevdik.

Birgün, Bostanlı Balıkçı Barınağına otur. Önce Karşıyaka’da her karışı müslüman kokusu olan tertemiz vatan toprağına emanet edilen Zübeyde Ana Mezarını düşün. Liman’a bak. 1402’de yıkılan sömürü çetelerinin mekanı gavur kale aklına gelsin. Bayraklı adı boşuna mı bayraklı. Sonra gözlerin Kadife Kale’yi arasın. Oradan Hatay, Hatay olmadan, Hatay olan Hatay’a uzan. Neden siyah ve beyaz Altay’ın renkleri? Düşün.

Keşke düşman kalsaydı diyenlere inat, bak Adalar Denizi’ne dalgın dalgın.

Mustafa Kemal’den emanet al Timur’un kılıcını.

Yar böğrünü körfezin. Aksın gitsin geriye kalanlar.

Yine sen, sen ol. Bulandırmasın aklını kafası ecnebi, bedeni Türk olanlar.

Kal sağlıcakla,

Deniz’im,

Mavi’m,

Oğlum, yiğidim.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.