SON DAKİKA
Hava Durumu

Karamanlı Türk Ortodokslar ve Bugün!

Yazının Giriş Tarihi: 03.07.2025 17:51
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.07.2025 17:52

Mübadele, Anadolu varlığının bir parçası olan Türk Ortodoksların da Yunanistan olarak yeni isimlendirilen topraklara gönderilmesine neden olmuştur. Daha önce yazmış olabilirim. Kırk Kilise (Kırklareli) civarından Kum Çiftliği ve civarına göç eden Ortodoks Gagauzlarla bir araya gelmiştim. Mutlaka vatan özlemleri olan dönemin mübadillerinin çocukları şimdi rahat Türkiye’ye gelip gidiyorlar.

Karasu Nehrinden öteye atlayınca yeni (nea) ile başlayan birçok Grekçe yerleşim yerinin Anadolu hatırası olarak sıralandıklarını görürsünüz. Aslında küçük yerleşim yerlerinin isimlerinin Türkçesini de Anadolu’da görürsünüz.

Anadolu’nun Karasu’nun ötesindeki izleri sadece yerleşim yeri isimlerinde kalmaz. Ayrıca işyeri tabelalarında da vardır. Yurdumuzda da öyle değil mi? Dramalı Hasan’ın Yeri, Ekmekçi Giritli Hatçe. Uzar gider.

Bilinenin aksine, Mübadele nüfus üzerinden Karasu’nun ötesini Yunanistan’ın Helenleştirme gayretini İngiltere’den talep etmesi, Türkiye’nin de daha Lozan Antlaşması’ndan önce nüfus değişimini kabul etmesi (30 Ocak 1923) ile gerçekleştirilmiştir. Çünkü gidenlerin ekseriyeti Türk, gelen Türk. Sadece giden Ortodoks, gelen Müslüman o kadar.

Mübadele aynı zamanda özellikle Batı Anadolu’da ekserisi Grekçe konuşan ve kendilerini de Helenliğin bir parçası olarak görenlerin Helen ordusu ile işbirliği sonrasında Türk zaferi karşısında ülkeyi mübadeleden İngiliz ve Amerikan bayraklı Yunan gemilerle önceden terk ettikleri unutulmamalıdır.

Gelelim hemşerim Karamanlılara. Karamanlı Ortodoks Türkler, Selçuklu Türklerinden hemen önce Anadolu’ya yerleşen ya da Selçuklu ile gelen Türklerdir. Kara kalın kaşları, kara saçları ile kurak Anadolu’nun ayrılmaz parçasıdırlar onlar.

“Küçük Asya Felaketi” isimli kitabında George Nakrakas Anadolu’da Helenlerin yerli Ortodokslardan yeterince destek bulamadıklarını yazar. Konya’nın Sille kasabasına gelen Helenlerin yardım taleplerinin, işbirliği taleplerinin nasıl reddedildiğini yazar.

Karamanlı Ortodokslar olarak tanımladığımız Türkçe konuşan, Türk ırkından olan Anadolu’nun kadim ev sahipleri Kurtuluş Savaşı sırasında azim ve kararlılıkla Türk Ortodoks Kilisesi’ni kurmuşlardır. Gerçekte Kışlaev’deki (Kişinev) Gagauz Papaz Ayboba Mihail Çakır ne ise Yozgat Akdağmadenli Papa Eftim (Erenerol) odur. Kan ve dil birliği içinde olduğumuz bu soydaşlar kök olarak itikatı farklı dahi olsa da kendilerini Oğuz boyundan Turanlı olarak görürler.

Papa Eftim’in ayrıca Kurtuluş Savaşı sırasında Türk Devletinin varlığına kast edenlerle beraber hareket eden Fener Rum Patrikhanesi’ne karşı Anadolu Ortodoks inancından Karamanlı Türkleri örgütlediği, 1922 yılı içinde iki kongre düzenlendiğini, sonrasında seçimlerle Türk Ortodoks Kilisesi’nin oluşturulduğunu görürüz. Kurulmasına ilişkin tüm yazışmalar tamamlandığı görülür.

Karamanlı Türk Ortodoksların hazin hikâyesi var. Mübadeleye dahil edilmişler ve Helen Cumhuriyetine gönderilmişlerdir. Burada önceleri pek kabul görmemişler, mübadele ile boşaltılan yerlere yerleştirilmişlerdir.

Bugün İstanbul’da Türk Ortodoks Kilisesi olsa da maalesef güçlü değildir. Hatta nedendir bilinmez kayrılan Fener Rum Patrikhanesi ile kıyaslanamaz.

Bulgarlar, Bulgar Kilisesini kurmuşlardır. Makedonlar, Makedon Kilisesini kurmuşlardır. Sırplar da Sırp Kilisesini kurmuşlardır. Hepsi tanınmışlardır.

Ya Türk Ortodoks Patrikliği? Türk Devleti kuruluşunda kurulan ve genç cumhuriyet tarafından tanınan bu kilise sonraları yok sayılmıştır. Lord Curzon Lozan görüşmeleri sırasında Türk Ortodokslar için Anadolu’da yaşayan ellibin Türkçe konuşan Osmanlı Ortodoks’u tanımı yapar. Kuşkusuz bu rakam çok düşüktür. Ama vardır.

Gelelim son sözümüze mübadele ile bizim olan gidenleri kaybettik! Bizim olan gelenleri de Atatürk’ün tanımlaması ile Türk’ün benliğinde pekte olumlu yer tutmamış Fener Rum Patrikliği’ne bırakmışız.

Yaz aylarında pek de görünür olan, Ortodoks’un yaşamadığı yerlerde dolaşan, Lozan Barış Antlaşması’nda halledemediğimiz, Venizelos’un “Megal-i İdea ve ebedi başkent İstanbul”un sembolü olarak gördüğü kurum ve kişilerle yan yana, yakasında Atatürk rozeti ile var olmak mümkün mü?

Kim kiminle beraber, kim kiminle saf tutmuş, bugün saf tuttuğunuz insanların cedlerinin yaptıklarına elbette dikkat edilmelidir. Kimse bana şahsi ikbal ve menfaatlerini Devlet’i Aliye’nin ikbali içindir gibi bir savunma ile gelmesin.

Bugün kaybedenler yanında olmak iyidir. Çünkü iyi insanlarla yol almak iyidir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.