SON DAKİKA
Hava Durumu

Numaracılar!

Yazının Giriş Tarihi: 29.08.2025 12:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.08.2025 12:57

Sözü havada kalan büyük milletin numaradan tarihinin paylaşıldığı günlerden geçiyoruz.

Daha ne diyebilirim ki!

Mensubu olmaktan onur duyduğum Türk Milleti ekranlardan doğruları sevdiren İlber Ortaylı ve Erhan Afyoncu da olmasa tarihler kapıya verilen numeratajlardan ibaret kalacak.

Eski yerleşim yerleri dışında sokak ve cadde isimleri maalesef numaradan ibaret. Parklara verilen isimler de son yılların ideolojik kamplaşma isimlerinden…

Köprü ve üst geçitler ise yakın dönem şehit isimlerinden oluşuyor. Mezarlıklar gelincik bahçesi gibi şehit mezarlarından geçilmiyor. Yerel yönetim siyasetçileri ile genel ölçekte siyaset yapanların oldu da bitti maşallah faslından şehit cenazelerine katılımları, başsağlığı mesajları, mümkünse bir yere isim verilmesi ile geçiştirilmeye çalışılan acılarımız.

En son mağarada zehirlenen 12 asker için suçlu bulunan köpek ve sessiz sedasız söndürülmeye çalışılan yörük ocakları.

Coğrafyasının tarihi ile alakası olmayan cadde isimlendirmeleri, sokak isimlendirmeleri de Türk Milletinin bu coğrafya’da yok edilme gayretinin bir parçası değil mi?

Samimi olmayan İslami ya da geçmişte yaşayan ama bugün yaşamayanların hatta sizi bu coğrafyada yaşatmayanların kahramanları ve terminoloji ile sokaklarımızdan kendimiz uzaklaşırken düştüğümüz hazin durum iç yakıcı.

“1.Cadde 515/5. Sokak, Numara 90/7” gibi adresler esasında kimliğimizin de bir parçası oluyor. Size ve evlatlarınıza en ufak bir düşünme ve yaşama dayanağı bırakmıyor. Adreslerdeki parklar da ideolojik körlüğü ve ötekileşmenin bir parçası olarak yerini alıyor. Numaradan ve ideolojik körlükle gidip geliyoruz.

Hal böyle olunca numaradan hayatlarda tarihten sayfalardaki numaralar üleşilmeye (ölünün ardından paylaşma) başlıyor.

1071 Selçuklu Sultanı Alparslan’ın Malazgirt Zaferi kutsanıyor. Geri çekilişin Sakarya’da durdurulduğu ve 1922 Büyük Taarruz ile adı üstünde top yekün saldırı ile vatan toprağının temizlenmesini herkes kendine göre kutlamaya kalkıyor.

Bu aslında bu toprakların ebedi sahiplerine bir başkaldırı ve onları birbirine kırdırma senaryosunun bir başka ifadesidir. 1071 kendinden önce Anadolu’ya gelen Türk unsurları da rahata erdirecek yerleşik hayat ve yurt tutma zaferidir. Büyük bir zaferdir.

1922 Büyük Taarruz ve devamında Anadolu zaferi de var oluşun bir kez daha haykırışıdır. İkisini de yok sayamazsınız. Sadece zaferler değil arasında geçen mağlubiyetler ve kayıplar da bizimdir.

Ceplerinde parasız ölen veya miraslarını hayır kurumlarına pay ederek ölen devlet adamlarının devri bitti. Artık kendilerinin ölümlerinden sonra miras kavgası bırakan liderler dönemini yaşıyoruz.

1922 Zaferini ve onun kahramanlarını yok saymak, ondan önceki kahramanların anılamayacak ve yaşatılamayacak tarihlerine de saygısızlık olacaktır.

Sokaklarınız, caddeleriniz numaradan olursa numaradan tarihiniz olur. Numaradan tarihte günü geçirmek için kutlanır. Esasında bu kutlama “yıkılmadık, ayaktayız” kutlamalarından ibarettir.

Çocuklarınızla Sarıkamış’ta yürüdünüz mü?

Anne ve babanız sizin elinizden tutup Şuhut’tan Kocatepe’ye yürüttü mü?

Kurtuluş yolu nerede?

Ya Çanakkale?

Malazgirt Ovası, Silvan’da yatan Sultan, Akkoyunlu Devletinin kuruluş yeri Diyarbakır, kulaklarımızın kağnı gıcırtısına alıştırıldığı İnebolu, kısrak başı gibi Adalar Denizi’ne uzanan bu memleket. Nerede Selanik, Manastır?

Elinden tutup çocuklarınızın, torunlarınızın gezdiniz mi?

Kutsallarınız değiştirilmeden kutsallarınızı keşfedin.

Öğrenin öğretin.

Kurt yaşlanınca köpeğin maskarası olurmuş.

Sahi yaşlandık mı ne!

Yedi düvel üstümüze gelmekte. Makam, mevki ve para ile nice güzel insan taşlar arasında ezilip gitmekte. Güzel insanlar intikam gününü bekleyen sırtlanlar elinde heba olup gitmekte.

Silkelen Türk evladı. Kanından ve canından aziz bildiğin bu topraklara kısaca vatan diyorlar. Onu sırtlanlar kemiriyorlar. Kemiriyorlar.

Mefküresiz insanlar, kendileri zirveye ulaşsa da davalarını dağın eteklerinde bırakan adamlar akibetini kendilerinin kurmadıkları masalarda kendileri gibi görünen ya da aleni olarak kendileri olmayan bilgisiz bilgelere kurdurulan Londra merkezli, Vaşington eksenli tiyatroların çerezi olurlar.

Kalın sağlıcakla…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.