Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Bu Kıbrıs seçimlerini oldum olası anlamam. KKTC’yi tanımayan, kazanırsa derhal Kıbrıs’ın işgal altındaki güneyiyle iş birliğine gideceğini, hatta birleşme ya da benim açımdan KKTC’yi yok etme hedefini koyanların bile aday olduğu seçimler yapılabiliyor.
Geçmişte kurucu cumhurbaşkanı R. Rauf Denktaş’ın ötekileştirildiği seçimler yapıldı. Her zaman Allah korur ama bu sefer Rum kesiminin koruması ile “Annan Planı” denen felaketten kıl payı kurtulduk.
19 Ekim 2025 tarihinde yapılacak olan seçimlere de ne dediği belli olmayan, devletin varlığı ile problem yaşayan insanlar aday. Her ne kadar Ada’ya giderek şu anki Cumhurbaşkanına destek veriliyor gözükse de Gazze, Suriye, öncesinde Irak’taki gelişmeler, Türk Cumhuriyetleri’nin, Kıbrıs’ın işgal altındaki güneyinde temsilcilikler açması bu seçimlere daha dikkatli olmamızı gerektiriyor. İsrail vatandaşlarının da mal-mülk aldığı Özgür Kıbrıs bu seçimleri de atlatacaktır. Buna inanıyorum ama dünkü şaşkınlıkları, taşkınlıkları göz önüne alırsak sevdiğimizi söyleyerek bir adayın yanında durmak bazen sizden çoktan kopmuş olan Ada seçmenini ötekileştiriyorsunuz.
Karış karış gezdiğim Kıbrıs’ta birazda kendi ismimle anılan yerleşim yerine uzaktan bakarak Kıbrıs seçmeninin adaylarda ve destekçilerinde olmayan sağduyu ile hareket etmelerini bekliyorum. Bu arada Kıbrıs seçimleri beka meselesi değildir. Siyasetçiler için beka meselesidir. Seçimler, beş yıllığına yönetici seçmektir. Beka meselesi eksiklerimizle 1974 yılında halledilmiştir.
İkinci seçim Kosova yerel seçimleridir. 12 Ekim 2025 tarihinde gerçekleştirilecek. 38 belediyede yapılacak seçimler için 93 parti, 32 koalisyon, 32 vatandaş girişimi ve 27 bağımsız aday katılacak. Geçtiğimiz dönem seçimleri boykot eden Sırp partileri de seçimlere giriyor. Türk seçmenini seçimlere ilgisiz gözüküyor. Adaylar bildik adaylar. Aday gösterilmeyenler “küsüyorlar”. Haklı veya haksız kısmından daha çok zaten çok az olan Türk seçmenin kendisine yeni yollar aradığını, dünkü önceliklerinden bir adım geride olduklarını söyleyebilirim. 1999 yılının hemen öncesinde ve sonrasında milli kimlik kaygısı ile öne çıkan partiler ki buna Boşnak, Arnavut, Goran, Sırp, Türkler de dahil bugün başka öncelikler ve kaygılarla hareket ediyorlar. Kırılanlar, dökülenler var. Hiçbir şey yirmi beş yıl öncesi gibi değil.
Üçüncü seçim ise hadi resmi adını kullanalım, Kuzey Makedonya yerel seçimleri. 19 Ekim 2025 tarihinde yapılıyor. Tanıdık kişiler ve tanıdık yüzler aday. Burada da 2002’den bu yana çok sular aktı. Vardar çok şeyi yıkadı. Tanıdık simalar farklı partilerde seçimlere giriyorlar. Türkleri temsil eden üç parti var. Bir oluşum da kendisini Türk partisi olarak tanımlama gayretinde. Arnavut, Makedon partilerinde de Türk adaylar var. Kuzey Makedonya’da da seçimler çoktan o meşhur ifadeyi yok etti. Bu seçimler Türkler için beka meselesidir. Yok öyle bir şey. Maalesef Türklerin bekası ile ilgilenenler çoktan siyaset sahnesinden uzaklaştılar.
Üzüldüğüm konu Türkiye’deki bazı siyasetçilerin bölge ile kendilerinin desteklediği adayların önemli olduğunu, bunla “beka meselesi” olarak ilgilendiğini, ülkelerdeki siyasetçilerin de kendilerinin varlığı veya yokluğunun ülke Türklüğü için “beka meselesi” olğunu ifade etmeleridir.
Yok öyle bir şey. Beka meselesi dün yan yana olanların bugün karşı karşıya olmaları, bunu gören bazı seçmenin yeni yollar aramaları, Türkçe dışında bir dilin hayata hâkim olması beka meselesidir.
Gelin bu sefer adayları sorgulayalım. Dün ne yapmış ki yarın ne yapabilir. Bu sefer beka meselesi palavraları ile kendilerine yağlı büryan, gerisinin hali duman diyenlere pabuç bırakmayalım.
Son sözümüz, seçimler beka meselesi değil, zekâ meselesidir. Paramparça olduk geriye kalanlar. Ümmetin birliği milletin parçalanmasından geçmez. Seçmen en güzel kararı verir.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdullah ULUYURT
Seçimler Beka Değil, Zekâ Meselesidir!
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Bu Kıbrıs seçimlerini oldum olası anlamam. KKTC’yi tanımayan, kazanırsa derhal Kıbrıs’ın işgal altındaki güneyiyle iş birliğine gideceğini, hatta birleşme ya da benim açımdan KKTC’yi yok etme hedefini koyanların bile aday olduğu seçimler yapılabiliyor.
Geçmişte kurucu cumhurbaşkanı R. Rauf Denktaş’ın ötekileştirildiği seçimler yapıldı. Her zaman Allah korur ama bu sefer Rum kesiminin koruması ile “Annan Planı” denen felaketten kıl payı kurtulduk.
19 Ekim 2025 tarihinde yapılacak olan seçimlere de ne dediği belli olmayan, devletin varlığı ile problem yaşayan insanlar aday. Her ne kadar Ada’ya giderek şu anki Cumhurbaşkanına destek veriliyor gözükse de Gazze, Suriye, öncesinde Irak’taki gelişmeler, Türk Cumhuriyetleri’nin, Kıbrıs’ın işgal altındaki güneyinde temsilcilikler açması bu seçimlere daha dikkatli olmamızı gerektiriyor. İsrail vatandaşlarının da mal-mülk aldığı Özgür Kıbrıs bu seçimleri de atlatacaktır. Buna inanıyorum ama dünkü şaşkınlıkları, taşkınlıkları göz önüne alırsak sevdiğimizi söyleyerek bir adayın yanında durmak bazen sizden çoktan kopmuş olan Ada seçmenini ötekileştiriyorsunuz.
Karış karış gezdiğim Kıbrıs’ta birazda kendi ismimle anılan yerleşim yerine uzaktan bakarak Kıbrıs seçmeninin adaylarda ve destekçilerinde olmayan sağduyu ile hareket etmelerini bekliyorum. Bu arada Kıbrıs seçimleri beka meselesi değildir. Siyasetçiler için beka meselesidir. Seçimler, beş yıllığına yönetici seçmektir. Beka meselesi eksiklerimizle 1974 yılında halledilmiştir.
İkinci seçim Kosova yerel seçimleridir. 12 Ekim 2025 tarihinde gerçekleştirilecek. 38 belediyede yapılacak seçimler için 93 parti, 32 koalisyon, 32 vatandaş girişimi ve 27 bağımsız aday katılacak. Geçtiğimiz dönem seçimleri boykot eden Sırp partileri de seçimlere giriyor. Türk seçmenini seçimlere ilgisiz gözüküyor. Adaylar bildik adaylar. Aday gösterilmeyenler “küsüyorlar”. Haklı veya haksız kısmından daha çok zaten çok az olan Türk seçmenin kendisine yeni yollar aradığını, dünkü önceliklerinden bir adım geride olduklarını söyleyebilirim. 1999 yılının hemen öncesinde ve sonrasında milli kimlik kaygısı ile öne çıkan partiler ki buna Boşnak, Arnavut, Goran, Sırp, Türkler de dahil bugün başka öncelikler ve kaygılarla hareket ediyorlar. Kırılanlar, dökülenler var. Hiçbir şey yirmi beş yıl öncesi gibi değil.
Üçüncü seçim ise hadi resmi adını kullanalım, Kuzey Makedonya yerel seçimleri. 19 Ekim 2025 tarihinde yapılıyor. Tanıdık kişiler ve tanıdık yüzler aday. Burada da 2002’den bu yana çok sular aktı. Vardar çok şeyi yıkadı. Tanıdık simalar farklı partilerde seçimlere giriyorlar. Türkleri temsil eden üç parti var. Bir oluşum da kendisini Türk partisi olarak tanımlama gayretinde. Arnavut, Makedon partilerinde de Türk adaylar var. Kuzey Makedonya’da da seçimler çoktan o meşhur ifadeyi yok etti. Bu seçimler Türkler için beka meselesidir. Yok öyle bir şey. Maalesef Türklerin bekası ile ilgilenenler çoktan siyaset sahnesinden uzaklaştılar.
Üzüldüğüm konu Türkiye’deki bazı siyasetçilerin bölge ile kendilerinin desteklediği adayların önemli olduğunu, bunla “beka meselesi” olarak ilgilendiğini, ülkelerdeki siyasetçilerin de kendilerinin varlığı veya yokluğunun ülke Türklüğü için “beka meselesi” olğunu ifade etmeleridir.
Yok öyle bir şey. Beka meselesi dün yan yana olanların bugün karşı karşıya olmaları, bunu gören bazı seçmenin yeni yollar aramaları, Türkçe dışında bir dilin hayata hâkim olması beka meselesidir.
Gelin bu sefer adayları sorgulayalım. Dün ne yapmış ki yarın ne yapabilir. Bu sefer beka meselesi palavraları ile kendilerine yağlı büryan, gerisinin hali duman diyenlere pabuç bırakmayalım.
Son sözümüz, seçimler beka meselesi değil, zekâ meselesidir. Paramparça olduk geriye kalanlar. Ümmetin birliği milletin parçalanmasından geçmez. Seçmen en güzel kararı verir.