SON DAKİKA
Hava Durumu

Türkçe Yazılar: Diyarbakır’a Vatandan Vatana Gelenler!

Yazının Giriş Tarihi: 08.12.2021 11:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.12.2021 11:06

Yıllar önce Elazığ’ın Kovancılar ilçesine gitmiştim.

Orada Boşnaklara, Arnavutlara, Romanya’dan gelenlerle buluşmuştum. Güzel muhabbet ve yemeklerle iki gün geçirmiştim. Şimdi siyasete soyunma gayreti gösteren çakma Polatların araştırma gayretlerini de saygıyla karşılıyorum.

Israrla Romanya göçmeniyim diyen ve geldiği yerin de Kovancılar olduğunu ifade eden Recep Amca bırakıp gelirken Romanya olan devletinin İkinci Dünya Savaşı sonrasında Bulgaristan olduğunu, Kovancıların da bugün Bulgaristan’da olduğunu nereden bilebilirdi ki.

Lakin bu kardeşlerimizin pek yazılı hatıraları yok…

Kendilerinin planlı olarak kurduğu Kovancılardaki tek tük kalan evleri de tarihe direnme gayreti içinde.

Osmanlı döneminde kaydı bile tutulamayan önce Halep’e daha sonra da Diyarbakır, Erzincan, Şanlı Urfa’ya gelen Balkanlıların, 1937’de Diyarbakır çevresine, 1951’de Hatay ve çevresine de yerleştirildiklerini biliyoruz. 

Önce vatan etsin diye Anadolu’dan Balkanlara gönderilen. Daha sonra da Vatandan vatana gelen, Allah’ın “yürü ya kulum” dediği çoğu Yörük, 1937 de zorunlu göç ile Şumnu’dan Diyarbakır merkez Karabaş köyüne gelen kardeşlerimizin hazin hikâyesini bilmek lazım. Cizri Mustafapaşaya bir günde yığılan, aç, sefil ve varlıklarından koparılan kardeşlerimizin oradan Edirne Meriç kıyısında Kızılay çadırlarında bekleyişleri, Tuzla üzerinden bozkıra gidişlerini bilmek lazım.

Daha önce yaşayan Gayri Müslimlerin 1915’de tehcir edildiği Karabaş köyünü sahiplenen bazı “ağaların” yeni gelen Balkanlılara karşı tutumlarını bilmek lazım.

Yokluk içinde varlık oluşturmaya çalışan Türk Devleti’nin iskan kanunu ile 1934-37 göçmenleri için 18 bin konut yaptırdığını, bunlardan Diyarbakır merkez’e bağlı 8 köyde (Kabe (Dicle Mahallesi), Karabaş, Köprübaşı, Şemame, Tavuklu, …….. ,…..  ve Yeniköy) 755, Bismil ilçesine bağlı 7  köyde (Merkez, Ambar, Çöltepe, Mollafeyat, Salat, Ulam…) 769, Çınar ilçesine bağlı iki köyde 173, Ergani’de iki mahallede 50 olmak üzere 1747 konut yaptırıldığını, hane başı 4 kişi hesaplansa 6988 kişinin yerleştirildiği rahatça görülebilir. 1935’de Diyarbakır’ın nüfusu 214.142 dır.

En hafifiyle Balkanlılık, Balkancılık yapanların da bu hikâyeye saygı duyup, onurlu duruşlarını göstermelerini beklemek hakkımızdır.

Diyarbakır kimsesizler mezarlığında gömülü Ayşe Kadın için bir Fatiha beklemek hakkımızdır. Diyarbakır Bağlar ilçesi Göçmenler Caddesinde hatırası yok edilen kardeşlerimizin aziz hatıraları karşısında “ben neredeyim ve ne yapıyorum sorusunu kendine sormayanların”  kahramanlık destanları, büyük vizyonları, kimden aldıkları belli olmayan misyonları geçersizdir.

Balkan Türklerinin tarihi uzun bir göç tarihi diyen Bilal ŞİMŞİR ne kadar doğru söylüyor. Efendi olan Balkan Türkleri bir günde yokluk ve yoksullukla karşı karşıya bırakılmışlardır. Göç tarihi, 15-16 yaşlarında bozkırda yetim ve öksüz kalanların var olma mücadelesidir.

Yaşar Kemal, Cumhuriyet Gazetesi’nin 3 temmuz 1951 sayılı nüshasında “Diyarbakır’da göçmen köylerini gezerken neler gördüm” başlıklı yazısında “nerede bir yeşil vaha varsa orada Balkanlı var” diye ifade etmiş. Yaşar Kemal gördüklerini yazmış. Yaşadıklarını yazamadan göçenlere ne demeli.

Balkanlılar için o yıllarda yaşamak “ne kadar çok şeye ihtiyacımız yokmuş” cümlesidir.

Ya bugün…

Haydi kalın sağlıcakla!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.