Göktürk efsanelerinden birisi de şüphesiz dağların eritilerek Ergenekon Yurdundan çıkıştır. Börteçine’nin rehberliğinde çıkılan yurt bugün Karakurum olsa gerek. Yürüyen bir milletiz vesselam. Dört yana doğru yürüdüğümüz muhakkak. Efsaneler bir tarafa büyük göç tarihi de bunu doğruluyor.
Herkes Viyana kapılarında Türkleri durdursa da aslında duran Osmanlı Devleti idi.
Öncesindeki Hunları, Avarları, Peçenekleri, Kumanları durdurana aşk olsun.
İşte bu yolculuğa eşlik eden “kamlar” her halde zamanla imam oldular.
Ama biz kamlarda kalalım.
Açık havada dualar, yakarışlar.
Baharın gelişi, tabiatın uyanışı, yeni günün başlangıcı, eski yılın gönderilişi hep bu kamların törenleri ile oldu. Eskiler hep kötüdür. Çünkü umutları götürmüştür. Yeniler hep iyidir umutlarla gelmiştir.
Ateş yakılır üstünden atlanır.
Paçayı ateşe kaptırmazsan kötü ruhları ateşe bırakır yunarsın.
Etrafına oturur son çalı çırpıyla kışı kovalarsın. Bu tarihten sonra mart kapıdan baktırmaz, kazma kürek yaktırmaz.
O tarihte göçmen kuşlar yuvalarına ulaşır. O tarih uyanıştır, diriliştir.
Yaradılıştır.
O tarih, Hz. Adem’in dünyaya teşrifidir. Hz. Ali’nin doğum günüdür. Hz. Fatma ile evlendiği gündür. O sabah süt içilir. Hz. Ali için mevlitler okunur.
Zerdüştler, yezidiler bayram yapar, yemek dağıtır ve oyun oynarlar. Kürtler kırda bir araya gelirler. Baharı kutlarlar. Zalim Asur Kralına karşı başkaldıran ‘Demirci Kava’yı anma günüdür.
O gün, Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Manevi Kültür Mirası Listesi’ne alınmıştır. UNESCO, somut olmayan kültürel miras olarak kabul etmiştir.
Ah bu kamlar, ah bu yürüyen halklar dünyanın başına ne işler açtılar. Kafalarına göre hangi dini kabul ederlerse etsinler Ergenekon’dan süre gelen O günü unutmadılar.
O günün adı Nevruz’dur. Ben esasen 20 Mart doğumluyum. Annem beni “Nevruz kuzusu” diye severdi. Başkalarına da ‘Sultan Nevruz’da doğdu” derdi. Unutmam.
Güneşin koç burcuna girdiği gün Nevruz’dur. O gün 21 Mart 2021’dir.
İslam’ı kabul eden Türklerin ilklerinden olan Selçuklularda tatil olan Nevruz, aslında onların kollarının dağıldığı Suriye ya da Asuriye, Anadolu’da vardır.
Asıl debdebeli kutlamaların yapıldığı yer ise şüphesiz ki geniş Türkistan coğrafyasıdır. Renkli yumurtalar, çimlendirilmiş buğdaylar törenlerin olmazsa olmazıdır.
Örs üzerinde demir dövmek Ergenekon’un yaşatılan halidir.
Ateş dağı eriten değil midir?
Peki ya üstünden atlayan sen, aslında yeni yıla çelik olarak girmeye çalışan demir değil misin?
Ya içilen bir bardak süt. Olsa olsa çeliklemedir.
Manisa’da yapılan dağıtılan ‘Mesir Macunu’ kuvvetli ve sağlıklı beden arzusu neden 21 Mart’ta olur?
Yürüyen halklar yanında kültürlerini de taşırlar. Taşıdıklarını yaşatmak için geldikleri yerdeki yaşanan kültürle harman ederler. Nazar boncuğu olurlar, kurşun olur suya dökülen, besmele ile ıslatır köşe bucağı kadınlar.
Eğer Kazakistan’da yaşanan Türkiye’de varsa bilin ki Türk’e aittir. Hamaliyesi kendine ait Türkistan’dan gelmiştir.
Hadi çık kırlara kırk yatırdan kırk taş topla, koy güzel bir torbaya, as tavana. Dilek tut ve bir ay sonra bak bakalım taş kırkbir olmuş mu?
Ya martaniçkaya ne demeli?
Nevruzda ağaca bağlanan ipin Balkana uzanan bir kolu olsa gerek. Koş kar suları ile neşeli akan ırmağa. Bir kova su almaya. Eve getir. Süpürge ile köşe bucak su serp. Martı boz. Kovala kötü ruhları.
Söyleyin Osmanlı Sultanına, nevruziye kasideleri okunsun. Müneccim başı yeni takvim sunsun. Nevruziye Bahşişi bol olsun.
Kötülükler bitsin, güzellikler gelsin.
Yokluk bitsin.
Ateşperestlerin ayağa kalktığı gün değil Nevruz, Türkün ocağının yeniden yandığı gündür.
Bugün Nevruz.
Türkistan’da bayram olsun. Nevruzunuz kutlu olsun.
Kalın sağlıcakla.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdullah ULUYURT
Türkistan’da Bayram
Göktürk efsanelerinden birisi de şüphesiz dağların eritilerek Ergenekon Yurdundan çıkıştır. Börteçine’nin rehberliğinde çıkılan yurt bugün Karakurum olsa gerek. Yürüyen bir milletiz vesselam. Dört yana doğru yürüdüğümüz muhakkak. Efsaneler bir tarafa büyük göç tarihi de bunu doğruluyor.
Herkes Viyana kapılarında Türkleri durdursa da aslında duran Osmanlı Devleti idi.
Öncesindeki Hunları, Avarları, Peçenekleri, Kumanları durdurana aşk olsun.
İşte bu yolculuğa eşlik eden “kamlar” her halde zamanla imam oldular.
Ama biz kamlarda kalalım.
Açık havada dualar, yakarışlar.
Baharın gelişi, tabiatın uyanışı, yeni günün başlangıcı, eski yılın gönderilişi hep bu kamların törenleri ile oldu. Eskiler hep kötüdür. Çünkü umutları götürmüştür. Yeniler hep iyidir umutlarla gelmiştir.
Ateş yakılır üstünden atlanır.
Paçayı ateşe kaptırmazsan kötü ruhları ateşe bırakır yunarsın.
Etrafına oturur son çalı çırpıyla kışı kovalarsın. Bu tarihten sonra mart kapıdan baktırmaz, kazma kürek yaktırmaz.
O tarihte göçmen kuşlar yuvalarına ulaşır. O tarih uyanıştır, diriliştir.
Yaradılıştır.
O tarih, Hz. Adem’in dünyaya teşrifidir. Hz. Ali’nin doğum günüdür. Hz. Fatma ile evlendiği gündür. O sabah süt içilir. Hz. Ali için mevlitler okunur.
Zerdüştler, yezidiler bayram yapar, yemek dağıtır ve oyun oynarlar. Kürtler kırda bir araya gelirler. Baharı kutlarlar. Zalim Asur Kralına karşı başkaldıran ‘Demirci Kava’yı anma günüdür.
O gün, Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Manevi Kültür Mirası Listesi’ne alınmıştır. UNESCO, somut olmayan kültürel miras olarak kabul etmiştir.
Ah bu kamlar, ah bu yürüyen halklar dünyanın başına ne işler açtılar. Kafalarına göre hangi dini kabul ederlerse etsinler Ergenekon’dan süre gelen O günü unutmadılar.
O günün adı Nevruz’dur. Ben esasen 20 Mart doğumluyum. Annem beni “Nevruz kuzusu” diye severdi. Başkalarına da ‘Sultan Nevruz’da doğdu” derdi. Unutmam.
Güneşin koç burcuna girdiği gün Nevruz’dur. O gün 21 Mart 2021’dir.
İslam’ı kabul eden Türklerin ilklerinden olan Selçuklularda tatil olan Nevruz, aslında onların kollarının dağıldığı Suriye ya da Asuriye, Anadolu’da vardır.
Asıl debdebeli kutlamaların yapıldığı yer ise şüphesiz ki geniş Türkistan coğrafyasıdır. Renkli yumurtalar, çimlendirilmiş buğdaylar törenlerin olmazsa olmazıdır.
Örs üzerinde demir dövmek Ergenekon’un yaşatılan halidir.
Ateş dağı eriten değil midir?
Peki ya üstünden atlayan sen, aslında yeni yıla çelik olarak girmeye çalışan demir değil misin?
Ya içilen bir bardak süt. Olsa olsa çeliklemedir.
Manisa’da yapılan dağıtılan ‘Mesir Macunu’ kuvvetli ve sağlıklı beden arzusu neden 21 Mart’ta olur?
Yürüyen halklar yanında kültürlerini de taşırlar. Taşıdıklarını yaşatmak için geldikleri yerdeki yaşanan kültürle harman ederler. Nazar boncuğu olurlar, kurşun olur suya dökülen, besmele ile ıslatır köşe bucağı kadınlar.
Eğer Kazakistan’da yaşanan Türkiye’de varsa bilin ki Türk’e aittir. Hamaliyesi kendine ait Türkistan’dan gelmiştir.
Hadi çık kırlara kırk yatırdan kırk taş topla, koy güzel bir torbaya, as tavana. Dilek tut ve bir ay sonra bak bakalım taş kırkbir olmuş mu?
Ya martaniçkaya ne demeli?
Nevruzda ağaca bağlanan ipin Balkana uzanan bir kolu olsa gerek. Koş kar suları ile neşeli akan ırmağa. Bir kova su almaya. Eve getir. Süpürge ile köşe bucak su serp. Martı boz. Kovala kötü ruhları.
Söyleyin Osmanlı Sultanına, nevruziye kasideleri okunsun. Müneccim başı yeni takvim sunsun. Nevruziye Bahşişi bol olsun.
Kötülükler bitsin, güzellikler gelsin.
Yokluk bitsin.
Ateşperestlerin ayağa kalktığı gün değil Nevruz, Türkün ocağının yeniden yandığı gündür.
Bugün Nevruz.
Türkistan’da bayram olsun. Nevruzunuz kutlu olsun.
Kalın sağlıcakla.