Uluslararası Boşnak Zirvesi

İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Boşnak Zirvesi’ne katıldım.

Uluslararası dense de “ulusal zirve” desek daha iyi olacak. Yanlış dayatmalar böyle yanlış kavramları ortaya çıkarıyor. “Devletlerarası” desek, ya da henüz uzayda bir ‘Rogajelı’ henüz tespit edilemediğine göre “Dünya Boşnak Zirvesi” desek daha iyi olmaz mıydı?

Gördüğüm kadarıyla salonda ben de dahil hep Boşnak vardı.

Organizasyon ilk olması dolayısıyla mükemmeldi. Eksiklikler görülmeyecek, göz ardı edilecek kadar az ama heyecan ve gayret çok yüksek. Başarma gayesi çok yüksek.

Türkiye’de yaşayan Boşnakları “Türkiye anavatan” vurgusu ile toplamış zirve. Bu son zamanlarda diğer topluluklarda olan Türkleri üzen “diaspora” saçmalığından Boşnakların uzak olduklarını gösteriyor.

Bir başka husus ise 1992-95 yılları arasında verdikleri ulusal bağımsızlık savaşında Türk devlet adamlarının “Türkiye’de yetmiş milyon Boşnak var” vurgusunun ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor. Boşnakların Türkiye’de “3,5-8 milyon aralığındayız inanmazsan say” saçmalığından uzak olduğunu gördüm.

Türkiye dışından katılanların çoğunun Sancak’tan yerel yöneticiler, Sırbistan, Karadağ, Makedonya Boşnak milli meclis başkanları olduğunu gördüm. Karadağ ve Kosova’dan bakan seviyesinde katılımlar vardı. Bosna Hersek’ten ve diğer ülkelerden de bu yönde katılımın artırılması, “İkinci Dünya Boşnak Zirvesi”nin ilk hedefi olmalıdır.

Türkiye’den tüm kardeş belediyeler davet edilebilir ve bu kardeş belediyelerin katkısı da alınabilir. Türkiye’den katılımın artırılması önemlidir. Sonuçta işbirliği alanları bu dönemde en sağlıklı yerel yönetimler ve doğru yönlendirmelerle olacaktır. Günlük siyasetin koşuşturması ile ıskalanan “Sancak” oyunları derhal yeniden canlandırılmalıdır.

1992-95 yılları arasında yakınen çalışmalarına iştirak ettiğim Türkiye Bosna Sancak Derneği kim nerede ne derse desin ve coğrafyanın gerçeklerinden uzak yaşayanlarca nasıl konumlandırılırsa konumlandırılsın benim gözümde “Türkiye Boşnak Milli Meclisi” konumundadır. Kendileri de bunu biliyorlar anavatanda tek meclis vardır o da Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir inancı ve nezaketi ile hareket etmektedirler. 1990’lı yılların öncesini hatırlamam ama sonrasında göreve gelen tüm başkanların salonda olması gurur vericidir.

Şimdi eksiklere gelelim;

Salonda adı ile müsemma kahraman Prof Dr Mustafa Kahramanyol olmalıydı. Gelebilemiyorsa oturumlardan biri onun evinde yapılabilirdi.

İkinci eksik dava adamı “Selim Yusufoğlu” idi. O’nun önünde sizi bir Fatiha ve iki damla göz yaşı ile anmanızı isterim.

O salonda kimsesizlerin kimsesi olan Akhisar ve Kırşehir’e gönderilen gençlerin koordinesini gerçekleştiren ablamız Huriye Curceviç Çançar mutlaka olmalıydı.

Bir başka eksik ise nedeni ne olursa olsun, kim yanlış yaparsa yapsın onlara inat o salona gelmesi gerekenlerin olmayışıdır.

Bir teşekkür de Bosna işgal girişiminde Saraybosna Havaalanına inen uçağa, mürettebatına, yolcularınadır.

Onlar da kahramanlar sayfasında yerlerini almışlardır.

Türk belediyeleri Bosna ve Sancak’taki kardeşlerine derhal gençlerin tanıması için organizasyon yapmalı.

Beni davet etme nezaketi gösteren Türkiye Bosna Sancak Derneği’ne, Saffet Erdem’e, salonda takdim ederek konuklara tanıtan Bahri Sipahi’ye teşekkür ederim.

Hadi kalın sağlıcakla…