Murat Dağı arkalarda bir yerde, Anadolu’nun kilidi.
***
Şuhut’ta yürüyorum,
Yüreğimdeki kor bir kıvılcıma döne döne yürüyorum.
Bu yolda yürümek bir vazife, yürümemek alçaklıktır.
Adım başına sevap varsa bu yoldadır. Şühedanın kanının sebil olduğu yere buradan ulaşılır.
Burada kefensiz yatanların arasından sıyrılarak dört gün sonra Dumlupınar’a ve oradan da İzmir’e ulaşmak o dağlarında çiçeklerin açtığı, koynunda şühedanın yattığı İzmir’e ulaşmak.
Ellerdeki meşale İzmir’de ayaklar altına alınan bir milletin onurunun tutuşturduğu meşaledir.
O meşale, İstanbul Sultan Ahmet Meydanında Halide Edip’tir.
O meşale, Balıkesir’de Zağnos Paşa’da “Allah birdir” nidasıdır.
O meşale, Samsun’da salavatlarla karaya çıkan bir Paşa’dır.
O meşale, Nasrullah’da birlikte vuran yüreklerdir.
O meşale, Maraş’ta Sütçü İmam, Antep’te Şahin Beydir.
O meşale, Ankara’da Hacıbayram’dan Meclis’e yürüyüştür.
O meşale, Sakarya’da ayağa kalkıştır.
***
O meşale imandır, iman.
Nerede nasıl çıkacağı belli olmayan iman.
Sırtlanların sırıttığı anda,
Arslan’ın kükremeyi unuttuğu anda,
Çakalların yurdu bastığı anda,
Sülüklerin memleket kaynaklarını emdiği anda,
Kocatepe’de bir Bozkurt’un mavi gözlerle ufka bakıp,
“Ya İstiklal ya ölüm” dediği andır.
***
Şuhut’tayım.
İki künyem var. Birinde adım yazılı birinde Kocatepe.
Hak yolunda ölüm hakkımsa eğer,
Ayağıma adımı bağlayın,
Çenemi kapatmadan önce ağzıma Kocatepe’yi bırakın.
***
Şuhut’tayım,
Yürüyorum.
Adım başı sevap dağıtanlara inat.
Cennetten beleşe köşe kapmaya çalışanlara inat.
O’na yalvarıyorum.
- Yak bu canı, Yaradan sensin,
Namertlerin ayakları altında,
Çiğnenmektense,
Yak bu canı,
Kurtulacaksa vatan!
***
Sonra birden durdum.
Şu tepede can veren, Yüzbaşı Reşat’ın sesi duyuldu karanlıklardan…
“Ölmek ne demek.
Biz can verdik, siz vermeyesiniz” diye.
***
Şuhut’tan Kocatepe’ye bir insan seli gelmekte.
Bu sel onur selidir,
Bu bir gelecektir.
Yaşamak ve yaşatmak üzerine ant içmiş,
Ay yıldızların karanlıkta düşmanın üzerine atılışıdır,
Sonsuza kadar Türk Yurdunda ayağa kalkışıdır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdullah ULUYURT
Yak Bu Canı, Kurtulacaksa Vatan!
Şuhut’tayım!
Gazi Paşa’nın ayak izlerine basa basa yürüyorum.
Kocatepe’ye
Önümde Sincanlı Ovası,
Şurası Dumlupınar,
Ötesi Zafer Tepe,
Murat Dağı arkalarda bir yerde, Anadolu’nun kilidi.
***
Şuhut’ta yürüyorum,
Yüreğimdeki kor bir kıvılcıma döne döne yürüyorum.
Bu yolda yürümek bir vazife, yürümemek alçaklıktır.
Adım başına sevap varsa bu yoldadır. Şühedanın kanının sebil olduğu yere buradan ulaşılır.
Burada kefensiz yatanların arasından sıyrılarak dört gün sonra Dumlupınar’a ve oradan da İzmir’e ulaşmak o dağlarında çiçeklerin açtığı, koynunda şühedanın yattığı İzmir’e ulaşmak.
Ellerdeki meşale İzmir’de ayaklar altına alınan bir milletin onurunun tutuşturduğu meşaledir.
O meşale, İstanbul Sultan Ahmet Meydanında Halide Edip’tir.
O meşale, Balıkesir’de Zağnos Paşa’da “Allah birdir” nidasıdır.
O meşale, Samsun’da salavatlarla karaya çıkan bir Paşa’dır.
O meşale, Nasrullah’da birlikte vuran yüreklerdir.
O meşale, Maraş’ta Sütçü İmam, Antep’te Şahin Beydir.
O meşale, Ankara’da Hacıbayram’dan Meclis’e yürüyüştür.
O meşale, Sakarya’da ayağa kalkıştır.
***
Nerede nasıl çıkacağı belli olmayan iman.
Sırtlanların sırıttığı anda,
Arslan’ın kükremeyi unuttuğu anda,
Çakalların yurdu bastığı anda,
Sülüklerin memleket kaynaklarını emdiği anda,
Kocatepe’de bir Bozkurt’un mavi gözlerle ufka bakıp,
“Ya İstiklal ya ölüm” dediği andır.
***
Şuhut’tayım.
İki künyem var. Birinde adım yazılı birinde Kocatepe.
Hak yolunda ölüm hakkımsa eğer,
Ayağıma adımı bağlayın,
Çenemi kapatmadan önce ağzıma Kocatepe’yi bırakın.
***
Şuhut’tayım,
Yürüyorum.
Adım başı sevap dağıtanlara inat.
Cennetten beleşe köşe kapmaya çalışanlara inat.
O’na yalvarıyorum.
- Yak bu canı, Yaradan sensin,
Namertlerin ayakları altında,
Çiğnenmektense,
Yak bu canı,
Kurtulacaksa vatan!
***
Sonra birden durdum.
Şu tepede can veren, Yüzbaşı Reşat’ın sesi duyuldu karanlıklardan…
“Ölmek ne demek.
Biz can verdik, siz vermeyesiniz” diye.
***
Şuhut’tan Kocatepe’ye bir insan seli gelmekte.
Bu sel onur selidir,
Bu bir gelecektir.
Yaşamak ve yaşatmak üzerine ant içmiş,
Ay yıldızların karanlıkta düşmanın üzerine atılışıdır,
Sonsuza kadar Türk Yurdunda ayağa kalkışıdır.