Hepimizin malumu olduğu üzere Cumhurbaşkanımız, dönem dönem bazı kurumlara, gerek ayar verme ve gerekse asli görevlerini hatırlatma adına çıkışlar yapmaktadır.
Bu çıkışlar bazı kesimlerce eleştirilse de haklılığı zamanla ortaya çıkmaktadır.
Son olarak, kendini dünyanın jandarması yerine koyan ABD'nin, içimizdeki tetikçisi TÜSİAD üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Devletine gönderdiği mektup, bardağı taşırmıştır.
Neymiş efendim;
Rusya ile ticaret yapan Türk şirketlerine yaptırım uygulayacaklarmış.
Borsa İstanbul'da ciddi yabancı para girişlerinin yaşandığı,
CDS'lerin 980'lerden 700'lü seviyelere indiği,
Dünya tahıl koridorunun Türkiye öncülüğünde açıldığı,
Düşen petrol fiyatlarıyla birlikte maliyetlerin olumlu etkileneceği,
Turizm gelirlerinin arttığı,
Sanayi üretiminin Haziran'da %1.3, yıllık bazda %8 yükseldiği,
32.65 milyon TL. tutarındaki Tarımsal Destek ödemelerinin yapılmaya başlandığı,
Tarım Kredi Kooperatifi ve Et Süt kurumunun piyasalara müdahil olduğu,
Sağlık çalışanlarına ek ödemelerin yapılmaya başlandığı,
Asgari ücret ve emekli maaşlarının ciddi ölçüde iyileştirildiği bir dönemde,
İşgüzar ABD'nin iş birlikçisi TÜSİAD vasıtasıyla piyasalara müdahalesi kabul edilemez.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti bağımsız bir ülkedir, kiminle isterse ticaret yapar, etik olmayan bu mektup iade edilmelidir.
Hani demişlerdi ya;
Piyasalar üzerinden ekonominizi çökerteceğiz diye...
İşte bu yüzden; Milli, Yerli, Vatansever, Yurtsever, Kuvayi Milliye'ci her kim olursa olsun bunun karşısında durmalı, iktidarı ve muhalefetiyle milli refleksi göstermelidir.
Ekonomi ve piyasalar üzerinden yapılmaya çalışılan bu ahlaksız müdahaleyi ve buna alet olan TÜSİAD'ı kınamalıdır.
Ancak şu ana kadar gerek iktidar kanadından gerekse muhalefetten kayda değer bir tepki, maalesef gelmemiştir.
SATILMIŞ BORÇLAR
Bankalar kullandırdıkları kredilerden, geri dönüşünü sağlayamadığı, üzerinden en az 2 yıl geçen, icra ve haciz yoluyla da tahsil edemedikleri alacaklarını Varlık Yönetim Şirketlerine devretmektedirler.
Yani belli bir bedelle satmaktadırlar.
Bankaların kullanamadıkları; faiz silme, anaparada pazarlık veya indirim gibi bazı yetkileri, Varlık Yönetim Şirketleri yasa ile kullanarak tahsil edebilmektedir.
Bu yolla, tahsili mümkün olmayan borçlar kısmen de olsa tahsil edilebilmekte ve insanlar finansal özgürlüklerine kavuşmaktadır.
Bu şirketler yasa ile kurulmuştur ve BDDK’nın (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun) sıkı denetiminde çalışırlar.
Borçlu ile sadece faiz öncesi anaparanın üzerinden anlaşmaya çalışıp, bakiyeyi tahsil etme yolunu benimserler.
Amaç; piyasaları rahatlatmak ve finans sektörüne likidite sağlamaktır.
Bugün Avrupa Finans sektörü, BDDK tarafından günlük denetlenen Türk Bankacılık sistemini yakından takip etmekte ve birçok uygulamasını örnek almaktadır.
Varlık Yönetim Şirketleri de, bu statüde çalışan ve sıkı denetime tabi olan şirketlerdir.
Faiz hesaplamasına girmedikleri için, tefeci olarak adlandırmak yanlıştır.
Ana muhalefetin, Bürokratların kapılarına dayanmaktan sonra şimdi de, halkı sivil itaatsizliğe yönlendirme ve piyasaları kilitleme çabaları doğru değildir.
"Ödemeyin, ben gelince düzelteceğim" demek sektörü ve piyasaları kaosa sürüklemek anlamına gelir ki; bu da son derece sorumsuz bir davranış olur.
SÖZ; Körün gözü açılınca ilk kırdığı bastonu olurmuş.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Açlık sofuluğu bozar!
06.11.2021 05:52
Tüm dünyayı saran Covid belası ve yükselen enerji maliyetleri, zaten kırılgan olan ekonomik yapımızı daha da olumsuz hale getirmektedir.
Yıllardır dış destekli ve yerli işbirlikçilerin katkılarıyla oluşturulan terör ve bölücülük eylemleriyle uğraşan, kaynaklarını ve enerjisini bu alanda harcayan i
Eski bir şarkı vardı.
“Para para para/Varlığı bir dert yokluğu yara” diye devam ederdi...
Günümüzde de asgari ücret ve o düzeyde ücretlerle çalışan milyonlarca kayıt dışı işçi…
Ürettiği ürün, maliyetini karşılamayan, traktör, tarla ve hayvanları haczedilen çiftçilerimiz&hellip
1856’da Osmanlı Hükümeti ve Avrupa ülkeleri arasında, borç ödemelerinde aracılık yapmak üzere, çoğunluğu yabancı sermayeden oluşan "Bank-ı Osmani" kurulmuştur.
Bu banka 1863 yılında, kendini feshederek İngiliz-Fransız ortaklığı olan "Osmanlı Bankası" adını almıştır.
2. Meşrutiyet döneminde
Türk insanı ezelden beridir iki konuda uzmandır, çok iyi bilir ve mutlaka, bilgisi olmasa da bir fikri vardır.
Ekonomi ve futbol.
Bizde herkes birer ekonomi profesörü ve teknik direktördür.
Hal böyle olunca, ortaya atılan parlak fikirler(!), çekişme ortamından sıyrılıp uygulamaya geçememekte ve
Ana muhalefet partisi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, son günlerde sık sık "dostlarından" bahsetmektedir. Ancak bu dostların kimler olduğu konusunda hiçbir açıklama yok, muhalefetten kimse de merak edip bu konunun üzerine gitmiyor.
Dostlarımızla birlikte iktidara geleceğiz
İktidara geldiğimizde do
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Söz Bursa
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ali Osman MEMİŞ
Ahlaksız mektup
Hepimizin malumu olduğu üzere Cumhurbaşkanımız, dönem dönem bazı kurumlara, gerek ayar verme ve gerekse asli görevlerini hatırlatma adına çıkışlar yapmaktadır.
Bu çıkışlar bazı kesimlerce eleştirilse de haklılığı zamanla ortaya çıkmaktadır.
Son olarak, kendini dünyanın jandarması yerine koyan ABD'nin, içimizdeki tetikçisi TÜSİAD üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Devletine gönderdiği mektup, bardağı taşırmıştır.
Neymiş efendim;
Rusya ile ticaret yapan Türk şirketlerine yaptırım uygulayacaklarmış.
Borsa İstanbul'da ciddi yabancı para girişlerinin yaşandığı,
CDS'lerin 980'lerden 700'lü seviyelere indiği,
Dünya tahıl koridorunun Türkiye öncülüğünde açıldığı,
Düşen petrol fiyatlarıyla birlikte maliyetlerin olumlu etkileneceği,
Turizm gelirlerinin arttığı,
Sanayi üretiminin Haziran'da %1.3, yıllık bazda %8 yükseldiği,
32.65 milyon TL. tutarındaki Tarımsal Destek ödemelerinin yapılmaya başlandığı,
Tarım Kredi Kooperatifi ve Et Süt kurumunun piyasalara müdahil olduğu,
Sağlık çalışanlarına ek ödemelerin yapılmaya başlandığı,
Asgari ücret ve emekli maaşlarının ciddi ölçüde iyileştirildiği bir dönemde,
İşgüzar ABD'nin iş birlikçisi TÜSİAD vasıtasıyla piyasalara müdahalesi kabul edilemez.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti bağımsız bir ülkedir, kiminle isterse ticaret yapar, etik olmayan bu mektup iade edilmelidir.
Hani demişlerdi ya;
Piyasalar üzerinden ekonominizi çökerteceğiz diye...
İşte bu yüzden; Milli, Yerli, Vatansever, Yurtsever, Kuvayi Milliye'ci her kim olursa olsun bunun karşısında durmalı, iktidarı ve muhalefetiyle milli refleksi göstermelidir.
Ekonomi ve piyasalar üzerinden yapılmaya çalışılan bu ahlaksız müdahaleyi ve buna alet olan TÜSİAD'ı kınamalıdır.
Ancak şu ana kadar gerek iktidar kanadından gerekse muhalefetten kayda değer bir tepki, maalesef gelmemiştir.
SATILMIŞ BORÇLAR
Bankalar kullandırdıkları kredilerden, geri dönüşünü sağlayamadığı, üzerinden en az 2 yıl geçen, icra ve haciz yoluyla da tahsil edemedikleri alacaklarını Varlık Yönetim Şirketlerine devretmektedirler.
Yani belli bir bedelle satmaktadırlar.
Bankaların kullanamadıkları; faiz silme, anaparada pazarlık veya indirim gibi bazı yetkileri, Varlık Yönetim Şirketleri yasa ile kullanarak tahsil edebilmektedir.
Bu yolla, tahsili mümkün olmayan borçlar kısmen de olsa tahsil edilebilmekte ve insanlar finansal özgürlüklerine kavuşmaktadır.
Bu şirketler yasa ile kurulmuştur ve BDDK’nın (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun) sıkı denetiminde çalışırlar.
Borçlu ile sadece faiz öncesi anaparanın üzerinden anlaşmaya çalışıp, bakiyeyi tahsil etme yolunu benimserler.
Amaç; piyasaları rahatlatmak ve finans sektörüne likidite sağlamaktır.
Bugün Avrupa Finans sektörü, BDDK tarafından günlük denetlenen Türk Bankacılık sistemini yakından takip etmekte ve birçok uygulamasını örnek almaktadır.
Varlık Yönetim Şirketleri de, bu statüde çalışan ve sıkı denetime tabi olan şirketlerdir.
Faiz hesaplamasına girmedikleri için, tefeci olarak adlandırmak yanlıştır.
Ana muhalefetin, Bürokratların kapılarına dayanmaktan sonra şimdi de, halkı sivil itaatsizliğe yönlendirme ve piyasaları kilitleme çabaları doğru değildir.
"Ödemeyin, ben gelince düzelteceğim" demek sektörü ve piyasaları kaosa sürüklemek anlamına gelir ki; bu da son derece sorumsuz bir davranış olur.
SÖZ; Körün gözü açılınca ilk kırdığı bastonu olurmuş.
Açlık sofuluğu bozar!
06.11.2021 05:52Tüm dünyayı saran Covid belası ve yükselen enerji maliyetleri, zaten kırılgan olan ekonomik yapımızı daha da olumsuz hale getirmektedir. Yıllardır dış destekli ve yerli işbirlikçilerin katkılarıyla oluşturulan terör ve bölücülük eylemleriyle uğraşan, kaynaklarını ve enerjisini bu alanda harcayan i
Varlığı bir dert yokluğu yara
11.11.2021 04:04Eski bir şarkı vardı. “Para para para/Varlığı bir dert yokluğu yara” diye devam ederdi... Günümüzde de asgari ücret ve o düzeyde ücretlerle çalışan milyonlarca kayıt dışı işçi… Ürettiği ürün, maliyetini karşılamayan, traktör, tarla ve hayvanları haczedilen çiftçilerimiz&hellip
T.C. Merkez Bankası
19.11.2021 10:101856’da Osmanlı Hükümeti ve Avrupa ülkeleri arasında, borç ödemelerinde aracılık yapmak üzere, çoğunluğu yabancı sermayeden oluşan "Bank-ı Osmani" kurulmuştur. Bu banka 1863 yılında, kendini feshederek İngiliz-Fransız ortaklığı olan "Osmanlı Bankası" adını almıştır. 2. Meşrutiyet döneminde
Kime kur yapıyor?
25.11.2021 05:41Türk insanı ezelden beridir iki konuda uzmandır, çok iyi bilir ve mutlaka, bilgisi olmasa da bir fikri vardır. Ekonomi ve futbol. Bizde herkes birer ekonomi profesörü ve teknik direktördür. Hal böyle olunca, ortaya atılan parlak fikirler(!), çekişme ortamından sıyrılıp uygulamaya geçememekte ve
Dış güçler
01.12.2021 03:17Ana muhalefet partisi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, son günlerde sık sık "dostlarından" bahsetmektedir. Ancak bu dostların kimler olduğu konusunda hiçbir açıklama yok, muhalefetten kimse de merak edip bu konunun üzerine gitmiyor. Dostlarımızla birlikte iktidara geleceğiz İktidara geldiğimizde do