SON DAKİKA
Hava Durumu

Ahlaksız mektup

Yazının Giriş Tarihi: 25.08.2022 14:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.08.2022 14:48

Hepimizin malumu olduğu üzere Cumhurbaşkanımız, dönem dönem bazı kurumlara, gerek ayar verme ve gerekse asli görevlerini hatırlatma adına çıkışlar yapmaktadır.

Bu çıkışlar bazı kesimlerce eleştirilse de haklılığı zamanla ortaya çıkmaktadır.

Son olarak, kendini dünyanın jandarması yerine koyan ABD'nin, içimizdeki tetikçisi TÜSİAD üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Devletine gönderdiği mektup, bardağı taşırmıştır.

Neymiş efendim;

Rusya ile ticaret yapan Türk şirketlerine yaptırım uygulayacaklarmış.

Borsa İstanbul'da ciddi yabancı para girişlerinin yaşandığı,

CDS'lerin 980'lerden 700'lü seviyelere indiği,

Dünya tahıl koridorunun Türkiye öncülüğünde açıldığı,

Düşen petrol fiyatlarıyla birlikte maliyetlerin olumlu etkileneceği,

Turizm gelirlerinin arttığı,

Sanayi üretiminin Haziran'da %1.3, yıllık bazda %8 yükseldiği,

32.65 milyon TL. tutarındaki Tarımsal Destek ödemelerinin yapılmaya başlandığı,

Tarım Kredi Kooperatifi ve Et Süt kurumunun piyasalara müdahil olduğu,

Sağlık çalışanlarına ek ödemelerin yapılmaya başlandığı,

Asgari ücret ve emekli maaşlarının ciddi ölçüde iyileştirildiği bir dönemde,

İşgüzar ABD'nin iş birlikçisi TÜSİAD vasıtasıyla piyasalara müdahalesi kabul edilemez.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti bağımsız bir ülkedir, kiminle isterse ticaret yapar, etik olmayan bu mektup iade edilmelidir.

Hani demişlerdi ya;

Piyasalar üzerinden ekonominizi çökerteceğiz diye...

İşte bu yüzden; Milli, Yerli, Vatansever, Yurtsever, Kuvayi Milliye'ci her kim olursa olsun bunun karşısında durmalı, iktidarı ve muhalefetiyle milli refleksi göstermelidir.

Ekonomi ve piyasalar üzerinden yapılmaya çalışılan bu ahlaksız müdahaleyi ve buna alet olan TÜSİAD'ı kınamalıdır.

Ancak şu ana kadar gerek iktidar kanadından gerekse muhalefetten kayda değer bir tepki, maalesef gelmemiştir.

SATILMIŞ BORÇLAR

Bankalar kullandırdıkları kredilerden, geri dönüşünü sağlayamadığı, üzerinden en az 2 yıl geçen, icra ve haciz yoluyla da tahsil edemedikleri alacaklarını Varlık Yönetim Şirketlerine devretmektedirler.

Yani belli bir bedelle satmaktadırlar.

Bankaların kullanamadıkları; faiz silme, anaparada pazarlık veya indirim gibi bazı yetkileri, Varlık Yönetim Şirketleri yasa ile kullanarak tahsil edebilmektedir.

Bu yolla, tahsili mümkün olmayan borçlar kısmen de olsa tahsil edilebilmekte ve insanlar finansal özgürlüklerine kavuşmaktadır.

Bu şirketler yasa ile kurulmuştur ve BDDK’nın (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun) sıkı denetiminde çalışırlar.

Borçlu ile sadece faiz öncesi anaparanın üzerinden anlaşmaya çalışıp, bakiyeyi tahsil etme yolunu benimserler.

Amaç; piyasaları rahatlatmak ve finans sektörüne likidite sağlamaktır.

Bugün Avrupa Finans sektörü, BDDK tarafından günlük denetlenen Türk Bankacılık sistemini yakından takip etmekte ve birçok uygulamasını örnek almaktadır.

Varlık Yönetim Şirketleri de, bu statüde çalışan ve sıkı denetime tabi olan şirketlerdir.

Faiz hesaplamasına girmedikleri için, tefeci olarak adlandırmak yanlıştır.

Ana muhalefetin, Bürokratların kapılarına dayanmaktan sonra şimdi de, halkı sivil itaatsizliğe yönlendirme ve piyasaları kilitleme çabaları doğru değildir.

"Ödemeyin, ben gelince düzelteceğim" demek sektörü ve piyasaları kaosa sürüklemek anlamına gelir ki; bu da son derece sorumsuz bir davranış olur.

SÖZ; Körün gözü açılınca ilk kırdığı bastonu olurmuş.  

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.