SON DAKİKA
Hava Durumu

Ayasofya

Yazının Giriş Tarihi: 17.10.2022 17:44
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.10.2022 17:44

Ne kadar da sevinmiştik Ayasofya ibadete açıldığında…

Hele de İsrail'in, Kudüs ve Mescid-i Aksa'da yaptığı, Müslümanları yok sayan faşist uygulamalarından sonra Cumhur İttifakının bu cesur kararı hepimizi ziyadesiyle mutlu etmişti.

İsmi, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi olarak düzenlenmiş ve 24 Temmuz 2020 tarihinde, yabancıların kızgın ve öfkeli, Müslümanların da gururlu ve sevinçli bakışlarıyla ibadete açılmıştı.

Hayırlı uğurlu olsun…

Tüm dünyanın gözü artık Ayasofya üzerindedir ve günün birinde mutlaka rövanş alma hesapları ve çalışmaları olacaktır, dikkatli olmalıyız.

Lakin biz bu duygular içindeyken, Cumhurbaşkanımızın da bulunduğu bir ortamda, bir vaaz esnasında hadsiz bir görevli kutsallarımıza dil uzatma cesareti göstermiş, Atatürk ve silah arkadaşlarına saygısızlık yapmıştır.

Bu görevliye yaptırım uygulanıp uygulanmadığı bilinmiyor, yetkililerden bir açıklama gelmedi, kamuoyu da yoğun gündemde konunun takibini yapamadı.

Tam da bu konu küllenmeye başlamışken, hayret verici atama olayı gündeme geldi.

15 Temmuz sürecinde il müftüsü olarak Bursa'da görev yapan ve hain kalkışmadan birkaç saat önce istifa ederek ortadan kaybolan esrarengiz bir isim Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifine baş imam olarak atandı.

Terör örgütünün başına ilahiler bestelediği iddia edilen, methiyeler düzdüğü öne sürülen bu kişinin atanması mütedeyyin çevrelerin bile tepkisini çekmiştir.

Dünyanın en önemli mabedi olan Ayasofya'ya yapılan, bu atamayla ne amaçlanmaktadır?

Birilerine ve bir yerlere mesaj mı verilmektedir?

Diyanet İşleri Başkanından veya atamada dahli olanlardan açıklama beklemek, Millet olarak gerçeği bilmek hakkımız sanırım.

***

Önceki yazımızda, psikolojik üstünlüğün Cumhur İttifakına geçtiği vurgulamış, örnekler vermiştik.

Son örnek de;

Putin'in "Türkiye'nin Avrupa'nın gaz merkezi olacağı" yönündeki flaş açıklamaları oldu.

İlginçtir ki bu konuda, stratejileri büyük ölçüde bozulan muhalefetimizden kayda değer hiçbir tepki gelmedi.

Lakin yine de şunları unutmamamız gerekir;

* Yılbaşından itibaren düşüşe geçeceği iddia edilen enflasyonla birlikte, asla fiyatların eski düzeyine geleceğini beklememek lazım.

* Yüksek enflasyon döneminde borçlananlar, enflasyon düştüğünde ödemelerinde zorlanacaklar.

* Belki bir miktar rahatlama getirir ama asgari ücret ve diğer ücretlerin artışı kesinlikle çözüm değil, önemli olan insanlara işlerini kaybetmeyecekleri güvenini verip, alım güçlerini artırmaktır.

* Maalesef ithalat olmadan ihracat yapamıyoruz. Total ihracatımızın birim ayrıştırmasını yaparsak, ihracatımızın ithalata dayalı olduğunu net biçimden görürüz.

* Katma değerli üretim yapamazsak, değişen çok şey olmaz.

* Sadece inşaat ve turizm ile bu işi yürütemeyiz.

* Rahatlamanın önündeki en büyük sorun işgücü maliyetleri ve ücret artışlarıdır.

Yatırım, istihdam ve cari fazla hedefinden taviz vermeden, diğer sosyal dengeleri de hassasiyetle gözeterek, ülkemiz bu sıkıntılı dönemi mutlaka atlatacaktır.

 

SÖZ:

Her şey bir noktadan zuhur eder…

İlim bir nokta iken onu cahiller çoğaltmıştır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.