Dış güçler

Ana muhalefet partisi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, son günlerde sık sık "dostlarından" bahsetmektedir. Ancak bu dostların kimler olduğu konusunda hiçbir açıklama yok, muhalefetten kimse de merak edip bu konunun üzerine gitmiyor.

Dostlarımızla birlikte iktidara geleceğiz

İktidara geldiğimizde dostlarımızla birlikte bahar havası estireceğiz

Dostlarımızla birlikte ülkeye Demokrasi ve Barış getireceğiz.

Aslında yakın geçmiş incelendiğinde bu dostların kimler olduğu açıkça görülebilir;

Demokrasi götürmek için yaptıkları operasyonların kötü sonuçlarını tüm dünya yaşayarak gördü

** Soros ve ekibi, tüm dünyada denedikleri kalkışma hareketlerinin örneklerini ülkemizde de denemeye çalıştılar, halen de devam ediyorlar.

** FETÖ ve ekibi, devletin tüm hassas birimlerinde yıllardır teşkilatlanarak 15 Temmuz darbe girişimine yeltendiler. Bu kadroları temizleme çalışmaları halen devam etmektedir.

Adalet ve Kalkınma partisinin içindeki eski çürük elmalar, zaman zaman seslerini yükseltme cesaretini kendilerinde bulabilmektedirler.

** Türkiye’nin; Kuzey Irak, Libya ve Suriye’de ne işi var deme cehaletini gösterebilen bir kitle var. Burnumuzun dibinde ülkemiz aleyhine faaliyetler sürerken, binlerce kilometre uzaktan gelen ABD ve Rusya burada bir Kürt devleti kurdurmaya çalışırken, terör örgütlerinin yaşam alanı haline gelen bölgeden her gün atılan füzelerle sivil yerleşim yerlerimiz vurulurken ve ülkemiz her geçen gün kıskaca alınırken, olayları analiz yeteneğinden mahrum olanlar, şimdi Türk askerinin elini bağlayacak ve şer odaklarının, HDP, PKK ve PYD'nin ekmeğine yağ sürecek bir kararla; Teskere oylamasında olumsuz oy kullanmışlardır.

Belli ki; dostları böyle istediler.

Doğu Akdeniz'deki doğal gaz aramaları için; İsrail, Yunanistan ve Mısır'ın uygulamaya çalıştığı şeytan üçgenini bozma hamlelerini eleştirenler kimin dostu olabilir?

Dün Başbakanlığı döneminde Süleyman Şah türbesini toplayarak vatan toprağını terk edip kaçan ve akşam televizyonlarda mütebessim bir ifade ve kahraman komutan edasıyla "çekilme başarıyla gerçekleştirilmiştir" diyen kişi, bugün hala siyaset yapma yüzsüzlüğünü gösterebiliyor.

Ekonomiden sorumlu olduğu dönemde, askeri ve siyasi casusları sorumlu olduğu Bakanlıklara dolduran kişi, şimdi de bunları yeni partisinde toplamaktadır.

Dün, kendilerini aydın olarak niteleyen ve Sivas Madımak otel olaylarının sorumlusu olarak gördükleri şahsı el üstünde tutan bir takım entel, kendileriyle çeliştiklerinin farkında bile değiller.

Cezaevindeki terörist için hala kahvaltı rezervasyonunu saklı tutanlar ve Başbakanlık hayali kuranlar var, bu hayali 15 Temmuz öncesi de kurmuşlardı.

Bir de Ak Partiyi terk eden eski siyasiler, fırsat buldukları her platformda Cumhur İttifakını eleştirmekten geri durmamaktadır.

Ekonomimize operasyon çeken dostları, muhtemelen iç siyasette de fırsat bu fırsat deyip ortamı daha da gerginleştirme çabasındalar.

Türk Devletleri Teşkilatının, Türkiye’nin liderliğinde toplanmasından duydukları rahatsızlık, faiz ve kur lobilerini yeniden hareketlendirecek ve muhtemelen yeni ekonomik operasyonlara yönlendirecektir.

Kim Dost, kim Dış Güç.

Sapla saman gibi birbirine karıştı.

Cumhur İttifakının Dış Güçler dedikleri, sanki Millet İttifakının Dostları gibi görünüyor.

SÖZ:

Hiçbir dönemde; Barış, Demokrasi ve Adalet gibi romantik kelimelerin masumiyeti, adeta iğfal edilircesine bu kadar tahrip edilmemişti…