TCMB'nın müdahaleleri ne kadar etkili ve kalıcı olacak, rezervler ne kadar yeteli olacak, bunu yaşayarak hep birlikte göreceğiz.
Tarihi zirveden sonra dolar ve euronun gerilemesi, fırsatçılar tarafından şişirilen ve artırılan fiyatların da gerileyeceği beklentisini beraberinde getirdi.
Lakin döviz fiyatlarındaki düşüş, özellikle gıda ve market/pazar fiyatlarına bir türlü yansımadı.
Gerek Sayın Cumhurbaşkanından gerekse ekonomi yönetiminden, yani resmi ağızlardan artarda açıklamalar geldi.
Asgari ücrete, emekli ve memur maaşlarına yapılan kallavi iyileştirmelerden de güç alan Sayın Cumhurbaşkanı bizzat şöyle diyordu:
"Fahiş fiyat artışlarıyla, insanımızın alım gücünü düşürenlerin gözyaşına bakmayacağız, gerekli tedbirleri alacak ve stokçuların üzerine gideceğiz"
***
Her ne kadar işçi, memur ve emeklilere yapılan maaş düzenlemesi olumlu karşılansa da ilk zamlı maaşlar ortalama şubat ayından itibaren alınacak, ama zamlar üst üste geçen yıl aralık ayından beri hayatımızda ve insanımızın alım gücünü düşürerek can yakmaya devam ediyor.
Yapılan zamların etkisi maalesef erimiş durumda.
Son bir yılda akaryakıta 46 kez, neredeyse haftada bir zam yapan ekonomi yönetimi, marketlerden, pazardan ve özel sektörden indirim beklerken, öncelikle kendisinin örnek olması gerektiğini hatırlamalı, bazı hassas kalemlerde indirimde öncülük yapmalıdır,
Çünkü bu hatırlatma, her zamdan sonra ellerini ovuşturarak bekleyen bazı art niyetli muhalefet mensubu ve provokatör gruplarca yapıldığı takdirde olumsuz sonuçlar çıkarabilir.
***
Arz ve talep, normal şartlarda piyasalarda buluşunca, oluşan bedele “fiyat” diyoruz.
Ama burada önemli koşul, bu buluşmanın normal şartlarda olmasıdır, normal şartlarda olmayan arz/talep buluşmalarından oluşan bedel ise, karaborsadır.
Günümüzde yaşananlar biraz da ona benziyor ve karaborsa fiyat daha güncel gibi...
Tüketicinin; aldığı bir mal ve hizmeti önümüzdeki ay bu fiyata bulamayacağını düşünerek, imkanları doğrultusunda, hatta bazen fiyatı bile göz ardı ederek ihtiyacından fazla alıma yönelmesi, karaborsa fiyat oluşturuyor
Üretici; mamul hale getirip fiyatlandırdığı ve piyasaya sürüp satışa sunduğu mal ve hizmetini, önümüzdeki dönem bu fiyatlara üretemeyeceği korkusuyla aşırı yüksek fiyat belirlemekte ve karaborsa fiyat oluşmasına neden olmaktadır.
Bu psikolojik ortamı iyileştirmek ekonomi yönetiminin birincil vazifesidir ve indirimlerde öncülüğü yine onun yapması şarttır.
***
Ekstra bir durum olmazsa önümüzdeki yıl seçim yılı…
Görünen o ki; sadece beka argümanı seçimde başarılı olmak için yeterli olmayacak…
Zaten ABD Yönetimi; Sayın Erdoğan'ı gözden çıkardığını, ekonomik yönden kendisini zorda bırakıp devireceğini, FETÖ/PKK ve yerli işbirlikçileriyle birlikte ülkede yeni bir oluşumun peşinde olduğunu açıkça beyan etmiştir.
Var güçleriyle algı operasyonlarına devam etmektedirler,
Cumhur İttifakının bu şartları iyileştirmeden seçime gitmesi düşünülemez…
Atalarımızın dediği gibi "açlık sofuluğu bozar"…
İnsanların tercihlerini büyük ölçüde ekonomi belirleyecektir.
Yerel seçimlerde olduğu gibi yönetimler el değiştirebilir ve kadrolar terörle iltisaklı kişilerin, bölücülerin eline geçebilir.
***
Bu algıyı yönetmenin ilk adımı bence;
Devletteki israfın üzerine ısrarla gidilmesi, temsil ağırlama ve diğer giderlerin en aza indirilmesi, kamuoyunda ve vatandaşların gözünde çirkin bir görüntü olarak duran 4-5 maaş alan bürokrat ve danışmanların temizlenmesi psikolojik ve örnek bir başlangıç olabilir ve mutlaka olmalıdır.
Kısılan giderlerden gelen kaynak ve yaratılabilecek yeni kaynaklarla insanımızın rahatlatılması son derece önemlidir.
***
SÖZ;
2022 Kutlu olsun.
Sağlık, bereket ve huzur getirsin.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ali Osman MEMİŞ
Karaborsa
Karaborsa
Tarihi ralli yükselişin ardından durulan ve gerileyen döviz fiyatları, yapılan kararlı müdahalelerle bu seviyelerde tutulmaya çalışılıyor.
Dolar; 13-14 TL, Euro; 15-16 TL bandında baskılanmaya çalışılıyor.
TCMB'nın müdahaleleri ne kadar etkili ve kalıcı olacak, rezervler ne kadar yeteli olacak, bunu yaşayarak hep birlikte göreceğiz.
Tarihi zirveden sonra dolar ve euronun gerilemesi, fırsatçılar tarafından şişirilen ve artırılan fiyatların da gerileyeceği beklentisini beraberinde getirdi.
Lakin döviz fiyatlarındaki düşüş, özellikle gıda ve market/pazar fiyatlarına bir türlü yansımadı.
Gerek Sayın Cumhurbaşkanından gerekse ekonomi yönetiminden, yani resmi ağızlardan artarda açıklamalar geldi.
Asgari ücrete, emekli ve memur maaşlarına yapılan kallavi iyileştirmelerden de güç alan Sayın Cumhurbaşkanı bizzat şöyle diyordu:
"Fahiş fiyat artışlarıyla, insanımızın alım gücünü düşürenlerin gözyaşına bakmayacağız, gerekli tedbirleri alacak ve stokçuların üzerine gideceğiz"
***
Her ne kadar işçi, memur ve emeklilere yapılan maaş düzenlemesi olumlu karşılansa da ilk zamlı maaşlar ortalama şubat ayından itibaren alınacak, ama zamlar üst üste geçen yıl aralık ayından beri hayatımızda ve insanımızın alım gücünü düşürerek can yakmaya devam ediyor.
Yapılan zamların etkisi maalesef erimiş durumda.
Son bir yılda akaryakıta 46 kez, neredeyse haftada bir zam yapan ekonomi yönetimi, marketlerden, pazardan ve özel sektörden indirim beklerken, öncelikle kendisinin örnek olması gerektiğini hatırlamalı, bazı hassas kalemlerde indirimde öncülük yapmalıdır,
Çünkü bu hatırlatma, her zamdan sonra ellerini ovuşturarak bekleyen bazı art niyetli muhalefet mensubu ve provokatör gruplarca yapıldığı takdirde olumsuz sonuçlar çıkarabilir.
***
Arz ve talep, normal şartlarda piyasalarda buluşunca, oluşan bedele “fiyat” diyoruz.
Ama burada önemli koşul, bu buluşmanın normal şartlarda olmasıdır, normal şartlarda olmayan arz/talep buluşmalarından oluşan bedel ise, karaborsadır.
Günümüzde yaşananlar biraz da ona benziyor ve karaborsa fiyat daha güncel gibi...
Tüketicinin; aldığı bir mal ve hizmeti önümüzdeki ay bu fiyata bulamayacağını düşünerek, imkanları doğrultusunda, hatta bazen fiyatı bile göz ardı ederek ihtiyacından fazla alıma yönelmesi, karaborsa fiyat oluşturuyor
Üretici; mamul hale getirip fiyatlandırdığı ve piyasaya sürüp satışa sunduğu mal ve hizmetini, önümüzdeki dönem bu fiyatlara üretemeyeceği korkusuyla aşırı yüksek fiyat belirlemekte ve karaborsa fiyat oluşmasına neden olmaktadır.
Bu psikolojik ortamı iyileştirmek ekonomi yönetiminin birincil vazifesidir ve indirimlerde öncülüğü yine onun yapması şarttır.
***
Ekstra bir durum olmazsa önümüzdeki yıl seçim yılı…
Görünen o ki; sadece beka argümanı seçimde başarılı olmak için yeterli olmayacak…
Zaten ABD Yönetimi; Sayın Erdoğan'ı gözden çıkardığını, ekonomik yönden kendisini zorda bırakıp devireceğini, FETÖ/PKK ve yerli işbirlikçileriyle birlikte ülkede yeni bir oluşumun peşinde olduğunu açıkça beyan etmiştir.
Var güçleriyle algı operasyonlarına devam etmektedirler,
Cumhur İttifakının bu şartları iyileştirmeden seçime gitmesi düşünülemez…
Atalarımızın dediği gibi "açlık sofuluğu bozar"…
İnsanların tercihlerini büyük ölçüde ekonomi belirleyecektir.
Yerel seçimlerde olduğu gibi yönetimler el değiştirebilir ve kadrolar terörle iltisaklı kişilerin, bölücülerin eline geçebilir.
***
Bu algıyı yönetmenin ilk adımı bence;
Devletteki israfın üzerine ısrarla gidilmesi, temsil ağırlama ve diğer giderlerin en aza indirilmesi, kamuoyunda ve vatandaşların gözünde çirkin bir görüntü olarak duran 4-5 maaş alan bürokrat ve danışmanların temizlenmesi psikolojik ve örnek bir başlangıç olabilir ve mutlaka olmalıdır.
Kısılan giderlerden gelen kaynak ve yaratılabilecek yeni kaynaklarla insanımızın rahatlatılması son derece önemlidir.
***
SÖZ;
2022 Kutlu olsun.
Sağlık, bereket ve huzur getirsin.