Rus oligarklar Türkiye'ye gelir mi?

Rusya, 1990’da komünizmin dağılmasıyla birlikte, önce Mihail Gorbaçov, sonrasında Boris Yeltsin ve Vladimir Putin liderliğinde yeni bir yapılanmaya girmiştir.

Bu kapitalist yapılanmada Rusya’nın; sanayi, enerji, finans ve bankacılık sektöründeki önemli kamu mülk ve kurumları iktidara yakın birçok kişiyi aşırı zengin etmiştir.

KGB kontrolünde belirlenen, iktidara yakın kişilere verilen bu değerli kurum ve mülkler, gizli anlaşmalar ve şeffaf olmayan özelleştirmelerle, Rusya'da aşırı zenginlerden oluşan yeni bir kaymak tabaka meydana getirmiştir.

Doğal olarak bu nimetlerden yararlanan kişilerin, Rusya'daki iktidara olan borç ve bağımlılıkları da had safhaya gelmiştir, Putin'in sözünden çıkamaz hale gelmişler, neredeyse paralı askerleri olmuşlardır. Seçim kampanyalarını desteklemekten tutun, Putin'in yasal veya yasal olmayan her tür talebini sorgulamadan yapmak durumunda kalmışlardır.

Gorbaçov ve Yeltsin'le başlayan bu furya, Putin döneminde zirveye ulaşmış, Oligarkların etki alanları ve çalışma sahaları yurt dışına taşmıştır. Başta İngiltere olmak üzere neredeyse tüm Avrupa ve Arap ülkelerinin çoğu Oligarkların çalışma sahası içine girmiştir.

***

Son günlerde Rusya-Ukrayna ve Avrupa gerilimi artarken, ABD'nin de kışkırtmasıyla, Rus oligarklar dünyanın gündemine yeniden oturdular.

Dizginleri ABD'nin elinde olan Arap ülkelerinin çoğu, oligarkları rahatsız edici uygulamalara imza atmaktadırlar.

Oligarklar, Avrupa'dan sonra Arap ülkelerinde de rahat değiller. Mal varlıklarına el konarak, ev ve işyerleri yağmalanmış, çalışma alanları kısıtlanmış ve iş yapamaz hale getirilmişlerdir.

Yeni yatırım alanları ve iş sahası arayışına girmeleri kaçınılmazdır. ABD karşısında dik durabilen, baskılarına boyun eğmeyen ve eğmeyecek bir Türkiye, oligarklar için ideal bir çalışma alanı olabilir.

Cumhur ittifakının kararlı ve uyumlu icraatları, Dışişleri Bakanlığının dirayetli çalışmaları, yurt içi ve yurt dışındaki terörle mücadeledeki başarı, Oligarkların Türkiye'yi tercih etmeleri için kullanılabilir.

Bu duruma, Cumhurbaşkanımızla yakın ilişkiler içinde bulunan Putin’in de itirazı olmayacağı düşünülebilir.

Yeter ki; çalışma şartları doğru oluşturulsun, 120 milyar dolarlık bir portföy söz konusu, ekonomimize önemli katkılar yapacaktır.

Chelsea kulübü elinden alınan Roman Abramoviç'in, Göztepe ile ilgilendiği haberleri umarım başlangıç olur.

* Boris Berezovski, bankacı

* Mihail Hodorkovsky, bir dönem Rusya'nın en zengin insanı ve yatırımcı

* Aleksander Lebedev, eski KGB subayı, İngiltere'de gazete sahibi ve Lordlar kamarası üyesi

* Boris ve Arkidi Rotenberg kardeşler, Putin'in judo kulübünden arkadaşları

* Vasili Anisimov, enerji firması sahibi, Putin'in judo arkadaşı.

Yan etkilerini ve getireceği bazı olumsuzlukları da dikkate alarak hazırlanacak çalışma ortamı, ülkemiz için, cari açık, dış borçlar ve ekonomimizin geleceği konusunda yararlı olacaktır.

Yeter ki; çalışma şartları doğru oluştursun ve dizginler bizim elimizde olsun.

SÖZ;  

Borç alan, emir almaya da alışır…