SON DAKİKA
Hava Durumu

E madem şöyle yapalım!

Yazının Giriş Tarihi: 13.02.2025 17:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.02.2025 18:04

Yaşı 40’ın üzerinde olanlar gayet iyi hatırlayacaklar.

Eskiden mahalle ve sokaklardaki kedi ve köpekler o bölgede yaşayan insanlar tarafından yemek artıklarıyla beslenirdi.

Belediye tarafından da aşıları ve kısırlaştırma işlemleri yapılırdı.

Sürü halinde dolaşan köpekler eğer ki tehdit oluşturuyorsa itlaf edilirdi.

Hayatın olağan akışı böyleydi.

“Sokak hayvanları” ile “ev insanları” hiçbir zaman karşı karşıya gelmez, ülkenin asıl dertlerinin önüne geçmezdi.

Bugün ise işi gücü bırakıp, “sokaktaki canları ne yapacağımızı” konuşur olduk. Hatta öyle ki enflasyonu da geçim sıkıntısını da hatta milli güvenlik sorunlarını da solladı bu mesele…

Ne büyük ‘yazık’ durumu!

Yasa çıkarılma döneminde ne de çok konuştuk…

Sosyal medya hikayeleri “yasayı geri çek!” protestoları(!) ile doldu ama yasa geçti… (Galiba sosyal medya protestoları ile vicdanlarımızı rahatlatıyoruz!)

Eskiler “Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu” derdi.

Günümüzde buna “Sosyal medya icat oldu, toplumsal tepki bozuldu” desek yanlış olmaz!

Herkes sosyal medya hikayeleri ile “yanlış olana refleks gösterdiğini” ve bunun yeterli olduğunu düşünmeye başladı.

***

Her neyse!

Sözü çok fazla uzatmayıp asıl konuya gelmek istiyorum.

Tarım ve Orman Bakanlığı, 81 ilin valiliklerine sokak hayvanları ile ilgili bir genelge gönderdi ve dedi ki:

“5199 sayılı Kanun ile nüfusu yirmi beş bini aşan belediyelere hayvan bakımevlerini kurmak ve mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirmek için 31.12.2028 tarihine kadar süre tanınmakla birlikte; hayvanların toplanarak hayvan bakımevlerine götürülmesi ve köpeklerin hayvan bakımevlerinde tutulması ile ilgili hükümlerin kanunun yayımı tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiş olması sebebiyle hayvanların toplanması maksadıyla 2028 yılının beklenmesi mevzuata aykırılık teşkil etmektedir.

Rehabilitasyon işlemi tamamlanmış dahi olsa yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanların bakımevi dışında herhangi bir yere terk edilmesi veya bakımevinde barındırılan köpeklerin geri bırakılması Kanun'un 14 ‘üncü maddesi ile yasaklanmıştır. Söz konusu Kanun maddesine aykırılığının tespiti halinde hayvan başına 2025 yılında 71.965 TL idari para cezası uygulanması gerekmektedir.”

Yani bu genelge ile “hayvanların toplatılması ile ilgili 2028’e kadar belediyelere süre verildiği” bilgisi bizzat bakanlıkça “yalanlanmış” oldu!

Üstüne;

Toplanan sokak köpeklerinin geri bırakılması halinde 71 bin 965 lira para cezası uygulanacağı duyuruldu.

Peki şimdi ne olacak?

Büyükorhan, Harmancık, Keles ve Orhaneli belediyeleri dışında kalan tüm ilçelerin nüfusu 25 binin üzerinde…

Diğer illerde olduğu gibi Bursa da bir çözüm üretmek zorunda.

Belediyelerin hayvan bakımevlerini kurmak ve mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirmek için verilen sürenin toplama için geçerli olmadığını belirtmiş bakanlık.

Haliyle toplanan sokak hayvanları ama olmayan barınaklar…

Mevcutta yeterli bakım alanlarının olmadığını da biliyoruz.

O nedenle bu iş “Nasıl yani?” dedirtiyor!

Sahiplendirilene kadar hayvanları barındırmak zorunda belediyeler.

Ama birçoğu zaten kapasitenin dolu olduğunu, kısırlaştırma çalışmalarını sürdüremediklerini açıklamıştı.

Yasanın resmileştiği tarihten itibaren belediyelerin bu konuda randımanlı bir çalışma içerisine girebildiğini de düşünmüyorum.

Çünkü seçim mahallinden çıkıp normal çalışma koşullarına dönmek hem zaman aldı hem de mevcut SGK borçları sebebiyle yapılan devlet kesintileri bütçeleri zora soktu ve haliyle bu durum hizmetleri de aksattı.

En azından başkanların açıklamalarından anladığımız bu.

Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz bir formül üretti aslında. Sahiplendirilen her hayvanın bir yıllık bakım ve sağlık hizmetlerinin belediye tarafından karşılanacağını duyurdu.

Teşvik edici, güzel bir fikir.

Bazı belediyeler ise çözüm yolunu kendi mahallerindeki başı boş köpekleri toplayıp, resmi araçları ile (araçların üzerinde belediye logoları basılı halde) başka ilçe sınırlarına bırakıp kaçmakta buldu!

Teşbihte hata olmaz derler:

Bu, eve giren hırsızın ev sahibine telefon numarasını bırakması gibi bir şey!

Sabah saatlerinde Görükle’de karşılaştığımız birkaç vatandaşın “Yahu bu sokak köpekleri bu civarda o kadar arttı ki, bir çözüm bulsunlar, sürü halinde dolaşıp herkesi korkutuyorlar” deyip, “Karacabey Belediyesi’nin arabaları gelip gelip buraya habire köpek bırakıyor” iddialarında olduğu gibi…

Gerçi Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir bir basın toplantısında da bu minvalde bir açıklama yapmıştı.

Yine hatırladığım;

Orhaneli eski Belediye Başkanı Ali Aykurt’un da bu yönde bir serzenişi olmuş, “Bunlar gökten inmiyorlar. Bunları insanlar organize ediyorlar. Bir Nilüfer veya Osmangazi Belediye Başkanı’nın haberi yok ama alt elemanlar, bunları bırakıyorlar” demişti.

***

Bilirsiniz 1910’da İstanbul’da sokak hayvanları toplatılıp Hayırsızada’ya bırakılarak ölüme terk edilmişti!

Çare olmadı ve İstanbul sokaklarında yakalanan hayvanlar yavaş yavaş itlaf edildi. 1912’de Belediye Başkanlığı yapan Dr. Cemil Topuzlu, anılarında bu bilgiye yer vermişti…

Bu olay ne ilk ne de tekti tarihimizde…

24 Temmuz 1987’de Bursa’da belediye ekiplerince yaklaşık 2 bin kedi ve köpek, kuduz tehdidi gerekçesiyle yakıldı haberi o günkü Milliyet Gazetesi’nin sür manşetinde Gazeteci Aysun Karlı imzası ile çıkmıştı.

Yani bu yaşananlar inanılır gibi gelmiyor insana, değil mi?

Ama yaşandı bitti vahşice!

***

Şimdi dönelim bakanlığın 81 il valiliğine gönderdiği genelgeye…

Mesele üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi?

Mesele; insanlar kadar yaşam hakkı olan hayvanların, sokakta yaşarken kimsenin güvenliğini de tehdit etmemesi aslında.

Bu canların itlaf edilmesine yönelik atılacak her adım insanlığın doğasına aykırı!

Kaldı ki memleketin her anlamda uzmanı çok, yetişmiş insanı çok…

Veterinerler bu konuda çok aklı başında öneriler getiriyor.

Neden kulak arkası ediliyor söylemleri, anlaşılır gibi değil!

Amaç; ülke insanının hassasiyetlerini suiistimal ederek sokak hayvanlarını problemmiş gibi göstererek asıl dertleri unutturmak mı?

E madem şöyle yapalım:

Büyük derdimiz sokak hayvanları ve daha çok köpekler madem!

Hepsini toplayıp logolu(!) arabalarımıza dolduralım ve pek de iyi anlaşamadığımız komşu ülkelerin sınır kapılarından öteye doğru bırakalım!

Nasıl fikir!

***

Bu arada;

Melike Baysal başkanlığındaki Bursa Veteriner Hekimler Odası bir basın açıklaması yaparak, ’Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair’’ kanun ile ilgili son durumu ve görüşlerini paylaştı.

BVH Odası:

“5199’daki ‘’yakala, kısırlaştır, aşıla, yerinde yaşat’’ maddesi kaldırıldı, yerine ‘’yakala, kısırlaştır, tut, sahiplendir’’ gibi dünyada örneği olmayan bir cümle eklendi. Dolayısıyla bakımevi olan belediyeler, kısırlaştırma ya da tıbbi-cerrahi müdahale için aldıkları köpekleri gerekli işlemleri yaptıktan sonra tekrar yerine bırakamaz oldular, kapasite de kısa sürede doldu…

Kanunun genel gerekçesinde şu yazıyordu: ‘ülkemizde 105 bin köpek kapasiteli 355 barınak vardır, dışarda da 4,5 milyon civarında sahipsiz hayvan olduğu düşünülüyor.’”

diyerek vicdanlara şu soruyu sordu:

“Kapasite 105 bin ise ve dışarıda 4,5 milyon hayvan varsa, geri kalan 4 milyon 395 bin köpek ne olacak?”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.