28 Eylül, insanlık tarihinde çığır açan pek çok önemli bilimsel çalışmanın yanı sıra kuduz aşısının mucidi, bilim insanı Louis Pasteur’ün ölüm yıldönümü. Pasteur ilk kez 6 Temmuz 1885’te kuduz bir köpek tarafından ısırılarak yaralanan 9 yaşındaki Joseph Meister'a kuduz aşısı uyguladı. Uygulanan aşı tedavisinin ardından çocuk tamamen iyileşti… Daha öncesinde ise ilkel sayılacak metotlarla tedavi edilmeye çalışılan hastalık ölümle sonuçlanıyordu. Aşı ile birlikte kuduz tedavi edilebilen bir hastalık haline dönüştü.
Kuduzun öneminin anlaşılması ve hastalığa ilişkin farkındalığın artırılması amacıyla Dünya Sağlık Teşkilatı, 28 Eylül tarihini “Dünya Kuduz Günü” olarak ilan etti.
Tedavi edilmediği takdirde hala yüzde 99 ölümcül olan hastalığın günümüzde yüzde 100 tedavisi bulunuyor.
***
‘Dünya Kuduz Günü’ sebebiyle Bursa Veteriner Hekimler Odası (BVHO) geçtiğimiz hafta Değirmenpark’ta bir basın toplantısı düzenleyerek hastalık hakkında bilgilendirme yaptı, sokak hayvanlarına yönelik önemli açıklamalarda bulundu.
BVHO Başkanı Melike Baysal toplantıda, “Sahipsiz hayvanların itlafını gündeme getiren 7527 sayılı kanunun da dayandırıldığı ve gerçekliği olmayan gerekçelerden de biri idi kuduz hastalığı” diyerek şu önemli konuyu dile getirdi:
“Birkaç gün sonra, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü ve biz şu anda bir kanundan sokak hayvanlarını korumaya çalışıyoruz çünkü bir yandan yerel yönetimlere 2028’e kadar bakımevi yapmak için süre veren kanunu yapanlar, bir yandan da sokaklardan tüm köpeklerin toplanması konusunda baskı yapmaktadırlar.”
Geçtiğimiz yıl kamuoyuna sunulan 7527 Sayılı Kanun’la birlikte sahipsiz hayvanlar üzerinden yürütülen tartışmalar, vatandaşlar arasında da bölünmelere yol açtı.
Hatta insanlarla hayvanları karşı karşıya getiren bir duruma dönüştü.
Bu yılın sonuna kadar da yerel yönetimlere sahipsiz hayvanların toplanması konusunda uyarılar yapıldı.
Belediyelerin hali hazırda bakım alanlarını oluşturma süreçleri tamamlanmamışken, sahipsiz hayvanların toplanması halinde nerede barınacakları konusu belirsiz.
Bu durumda da genel kanı itlaf edilecekleri yönünde!
***
Başkan Baysal şu bilgileri de paylaştı:
“Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde, evcil hayvanlar da dahil olmak üzere 2018-2022 yılları arasında kuduz riskli temas sayısı ortalama 267 bin iken, 2023 yılında bu sayı 437 bine ulaşmıştır, yılda ortalama 1-2 insan kuduz vakası görülmektedir. Bu veriler doğru ise “Kuduz riski artıyor” demek doğru olmayacaktır.”
Başkan Baysal’ın da vurguladığı gibi sadece bir köpekle temas edip hastaneye başvuran insan sayısının artmasını, salgın olarak nitelendirmek doğru değil.
Bu tıpkı soğuk algınlığını zatürre ile karıştırmak gibi.
437 bin kişi, bir hayvanla temas ettikten sonra hastaneye başvurmuş.
Çünkü insanlar doğal olarak temas edilen hayvanın hasta olabileceği ihtimalini düşünüyor.
***
Kuduzu hafife almamalıyız elbette. Ama onu bahane ederek hayvanların yok edilmesi meşru bir davranış olamaz.
Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü, toplu itlafların kuduzu önlemediğini, hatta bu yöntemlerin aşılamayı sabote ettiğini açıkça belirtiyor. Aşılanmış, kısırlaştırılmış hayvanları itlaf etmek; tıpkı bir ormanı kurtarmak için ağaçları kesmek gibi!
Oysa Başkan Baysal bu konuyu şu cümlelerle özetledi:
“Toplanan köpekler zaten insanlara yakın, kısır ve aşılı köpekler çoğunlukta. Bu itlaf, sürü bağışıklığını doğrudan azaltmakta ve toplumu kuduz bulaşma riski açısından daha büyük tehlikeye sokmaktadır. Halk sağlığı ve güvenliği için atılacak yanlış adımlar daha büyük tehlikelere yol açabilecek, insanlar ile yakın teması olmayan agresif karaktere sahip olması muhtemel sahipsiz hayvanları, insanlar ile karşı karşıya bırakacaktır.”
***
Sonuçta, insan, hayvan ve çevre sağlığı bir bütün.
Birini koruyacağım diye diğerini feda etmek yanlış olur.
Ayrıca kuduz hastalığının panzehri vatandaşı korkutarak değil, bilimsel metotları kullanarak mümkün.
O nedenle Bursa Veteriner Hekimler Odası’nın açıklamaları çok kıymetli.
***
Bu arada;
Mikroçiple kimliklendirme 31 Aralık 2025’te sona erecek. Bu tarihe kadar tüm sahipli hayvanların kimliklendirilmesi gerekiyor.
BVHO Başkanı Melike Baysal toplantıda bu hizmetin özel kliniklerden ya da Tarım il-ilçe müdürlüklerinden alınabileceğini söyledi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Asuman Kurt ÖGE
Ormanı kurtarmak için ağaçları kesmek!
28 Eylül, insanlık tarihinde çığır açan pek çok önemli bilimsel çalışmanın yanı sıra kuduz aşısının mucidi, bilim insanı Louis Pasteur’ün ölüm yıldönümü. Pasteur ilk kez 6 Temmuz 1885’te kuduz bir köpek tarafından ısırılarak yaralanan 9 yaşındaki Joseph Meister'a kuduz aşısı uyguladı. Uygulanan aşı tedavisinin ardından çocuk tamamen iyileşti… Daha öncesinde ise ilkel sayılacak metotlarla tedavi edilmeye çalışılan hastalık ölümle sonuçlanıyordu. Aşı ile birlikte kuduz tedavi edilebilen bir hastalık haline dönüştü.
Kuduzun öneminin anlaşılması ve hastalığa ilişkin farkındalığın artırılması amacıyla Dünya Sağlık Teşkilatı, 28 Eylül tarihini “Dünya Kuduz Günü” olarak ilan etti.
Tedavi edilmediği takdirde hala yüzde 99 ölümcül olan hastalığın günümüzde yüzde 100 tedavisi bulunuyor.
***
‘Dünya Kuduz Günü’ sebebiyle Bursa Veteriner Hekimler Odası (BVHO) geçtiğimiz hafta Değirmenpark’ta bir basın toplantısı düzenleyerek hastalık hakkında bilgilendirme yaptı, sokak hayvanlarına yönelik önemli açıklamalarda bulundu.
BVHO Başkanı Melike Baysal toplantıda, “Sahipsiz hayvanların itlafını gündeme getiren 7527 sayılı kanunun da dayandırıldığı ve gerçekliği olmayan gerekçelerden de biri idi kuduz hastalığı” diyerek şu önemli konuyu dile getirdi:
“Birkaç gün sonra, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü ve biz şu anda bir kanundan sokak hayvanlarını korumaya çalışıyoruz çünkü bir yandan yerel yönetimlere 2028’e kadar bakımevi yapmak için süre veren kanunu yapanlar, bir yandan da sokaklardan tüm köpeklerin toplanması konusunda baskı yapmaktadırlar.”
Geçtiğimiz yıl kamuoyuna sunulan 7527 Sayılı Kanun’la birlikte sahipsiz hayvanlar üzerinden yürütülen tartışmalar, vatandaşlar arasında da bölünmelere yol açtı.
Hatta insanlarla hayvanları karşı karşıya getiren bir duruma dönüştü.
Bu yılın sonuna kadar da yerel yönetimlere sahipsiz hayvanların toplanması konusunda uyarılar yapıldı.
Belediyelerin hali hazırda bakım alanlarını oluşturma süreçleri tamamlanmamışken, sahipsiz hayvanların toplanması halinde nerede barınacakları konusu belirsiz.
Bu durumda da genel kanı itlaf edilecekleri yönünde!
***
Başkan Baysal şu bilgileri de paylaştı:
“Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde, evcil hayvanlar da dahil olmak üzere 2018-2022 yılları arasında kuduz riskli temas sayısı ortalama 267 bin iken, 2023 yılında bu sayı 437 bine ulaşmıştır, yılda ortalama 1-2 insan kuduz vakası görülmektedir. Bu veriler doğru ise “Kuduz riski artıyor” demek doğru olmayacaktır.”
Başkan Baysal’ın da vurguladığı gibi sadece bir köpekle temas edip hastaneye başvuran insan sayısının artmasını, salgın olarak nitelendirmek doğru değil.
Bu tıpkı soğuk algınlığını zatürre ile karıştırmak gibi.
437 bin kişi, bir hayvanla temas ettikten sonra hastaneye başvurmuş.
Çünkü insanlar doğal olarak temas edilen hayvanın hasta olabileceği ihtimalini düşünüyor.
***
Kuduzu hafife almamalıyız elbette. Ama onu bahane ederek hayvanların yok edilmesi meşru bir davranış olamaz.
Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü, toplu itlafların kuduzu önlemediğini, hatta bu yöntemlerin aşılamayı sabote ettiğini açıkça belirtiyor. Aşılanmış, kısırlaştırılmış hayvanları itlaf etmek; tıpkı bir ormanı kurtarmak için ağaçları kesmek gibi!
Oysa Başkan Baysal bu konuyu şu cümlelerle özetledi:
“Toplanan köpekler zaten insanlara yakın, kısır ve aşılı köpekler çoğunlukta. Bu itlaf, sürü bağışıklığını doğrudan azaltmakta ve toplumu kuduz bulaşma riski açısından daha büyük tehlikeye sokmaktadır. Halk sağlığı ve güvenliği için atılacak yanlış adımlar daha büyük tehlikelere yol açabilecek, insanlar ile yakın teması olmayan agresif karaktere sahip olması muhtemel sahipsiz hayvanları, insanlar ile karşı karşıya bırakacaktır.”
***
Sonuçta, insan, hayvan ve çevre sağlığı bir bütün.
Birini koruyacağım diye diğerini feda etmek yanlış olur.
Ayrıca kuduz hastalığının panzehri vatandaşı korkutarak değil, bilimsel metotları kullanarak mümkün.
O nedenle Bursa Veteriner Hekimler Odası’nın açıklamaları çok kıymetli.
***
Bu arada;
Mikroçiple kimliklendirme 31 Aralık 2025’te sona erecek. Bu tarihe kadar tüm sahipli hayvanların kimliklendirilmesi gerekiyor.
BVHO Başkanı Melike Baysal toplantıda bu hizmetin özel kliniklerden ya da Tarım il-ilçe müdürlüklerinden alınabileceğini söyledi.