Bursa’da Gürsu- Kestel hattı ile Harmancık- Orhaneli hattında yaşanan orman yangınları ile tüm gözler doğaya çevrildi.
Harmancık’taki yangınla ilgili bir kişi tutuklandı. Elbette adli süreç kendi seyrinde işleyecek ama şu kesin:
Bu tür felaketlerin ardında hep insan var. Bazen doğrudan, bazen dolaylı… Gürsu’da Katırlı Dağı eteklerinde o yemyeşil coğrafya bugün külle kaplı. Griye dönmüş bir doğa, geride kalan duman, is, yanık kokusu...
***
Gürsu’da yanan alana bizzat gittik.
Eski hâlini bilen biri olarak manzara yıkıcı.
Gürsu Belediyesi’nin Mesire Alanı ağır hasar aldı. Neyse ki hayvan barınağına ulaşmadan alevler durdurulabildi. Ama bu ‘şans’ acıyı hafifletmiyor.
Yangının ardından bölgede incelemelerini sürdüren Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık güçlü bir duruş sergiliyor.
Başkan Işık, “Ormanlar yeniden yeşerir, yanan tesisler yapılır ama kaybettiğimiz canlar geri gelmez” diyerek en acı gerçeğe işaret ediyor. Yangında hayatını kaybeden 3 gönüllü kahramanın ardından söylediği bu söz, aslında her şeyi özetliyor. Onlarla daha birkaç saat önce konuşmuş olmanın, ardından vefat haberlerini almanın derin acısı yüzünden okunuyor.
***
Ama gerçeklerle yüzleşmek zorundayız.
Yanan alanların tekrar yeşillendirilmesi için çalışmalar başlayacak.
Hangi ağaç türlerinin dikileceğine dair planlama yapılıyor.
Ancak mesele sadece yeni ağaç dikmekle çözülmüyor.
O bölgedeki orman yangınlarının asıl sebeplerine bakmadan, gereken dersleri almadan yeniden başlamak, yarayı sadece üzerini kapatarak geçiştirmek olur.
Örneğin, yangın sonrası bölgede en çok dikkat çeken şeylerden biri cam şişelerdi.
Evet, cam şişeler!
Güneşte mercek etkisi yaratarak yangına sebep olabilecek bu tehlikeli atıklar, doğada pervasızca bırakılmış.
Belediye Başkanı Işık bu konuda açık konuşuyor: “Ne yazık ki doğayı kullanırken büyük bir sorumsuzlukla hareket ediliyor. İnsanımız gelip bu manzaranın keyfini çıkarıyor ama arkasında cam, pet, çöp bırakıp gidiyor.”
Bu artık sadece çevre bilinciyle açıklanabilecek bir durum değil.
Bu, eğitim meselesi kadar denetim ve yaptırım meselesi.
Önlem alınmazsa, benzer felaketleri tekrar tekrar yaşarız.
***
Elektrik telleri, anız yakma, ihmaller… Yangınlara gerekçe olarak sunulan tüm bu sebeplerin ortak noktası insan etkisi.
Yangınların doğa kaynaklı değil, insan kaynaklı olduğu artık inkâr edilemez bir gerçek.
Bir başka gerçeği daha unutmamalıyız:
Bu tür felaketler yaşandıktan sonra birkaç gün konuşulup unutuluyor. Oysa kalıcı çözüm, ancak sorunun kökenine inerek mümkün.
Ağaç dikmek yetmez.
Denetim şart, eğitim şart, cezai yaptırım şart!
Doğaya verdiğimiz zararın bedelini daha fazla canla, daha fazla yeşil alanla ödememek için sorumluluğu üstlenmek zorundayız.
Doğa kendini yenileyebilir ama biz aynı hataları tekrarlarsak o da bir yere kadar dayanır.
***
Not:
Yaşadığımız yangınlara yapılan müdahalelerde ne eksik, ne fazla?
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Asuman Kurt ÖGE
Yangınların asıl sebebi ne?
Bursa’da Gürsu- Kestel hattı ile Harmancık- Orhaneli hattında yaşanan orman yangınları ile tüm gözler doğaya çevrildi.
Harmancık’taki yangınla ilgili bir kişi tutuklandı. Elbette adli süreç kendi seyrinde işleyecek ama şu kesin:
Bu tür felaketlerin ardında hep insan var. Bazen doğrudan, bazen dolaylı… Gürsu’da Katırlı Dağı eteklerinde o yemyeşil coğrafya bugün külle kaplı. Griye dönmüş bir doğa, geride kalan duman, is, yanık kokusu...
***
Gürsu’da yanan alana bizzat gittik.
Eski hâlini bilen biri olarak manzara yıkıcı.
Gürsu Belediyesi’nin Mesire Alanı ağır hasar aldı. Neyse ki hayvan barınağına ulaşmadan alevler durdurulabildi. Ama bu ‘şans’ acıyı hafifletmiyor.
Yangının ardından bölgede incelemelerini sürdüren Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık güçlü bir duruş sergiliyor.
Başkan Işık, “Ormanlar yeniden yeşerir, yanan tesisler yapılır ama kaybettiğimiz canlar geri gelmez” diyerek en acı gerçeğe işaret ediyor. Yangında hayatını kaybeden 3 gönüllü kahramanın ardından söylediği bu söz, aslında her şeyi özetliyor. Onlarla daha birkaç saat önce konuşmuş olmanın, ardından vefat haberlerini almanın derin acısı yüzünden okunuyor.
***
Ama gerçeklerle yüzleşmek zorundayız.
Yanan alanların tekrar yeşillendirilmesi için çalışmalar başlayacak.
Hangi ağaç türlerinin dikileceğine dair planlama yapılıyor.
Ancak mesele sadece yeni ağaç dikmekle çözülmüyor.
O bölgedeki orman yangınlarının asıl sebeplerine bakmadan, gereken dersleri almadan yeniden başlamak, yarayı sadece üzerini kapatarak geçiştirmek olur.
Örneğin, yangın sonrası bölgede en çok dikkat çeken şeylerden biri cam şişelerdi.
Evet, cam şişeler!
Güneşte mercek etkisi yaratarak yangına sebep olabilecek bu tehlikeli atıklar, doğada pervasızca bırakılmış.
Belediye Başkanı Işık bu konuda açık konuşuyor:
“Ne yazık ki doğayı kullanırken büyük bir sorumsuzlukla hareket ediliyor. İnsanımız gelip bu manzaranın keyfini çıkarıyor ama arkasında cam, pet, çöp bırakıp gidiyor.”
Bu artık sadece çevre bilinciyle açıklanabilecek bir durum değil.
Bu, eğitim meselesi kadar denetim ve yaptırım meselesi.
Önlem alınmazsa, benzer felaketleri tekrar tekrar yaşarız.
***
Elektrik telleri, anız yakma, ihmaller… Yangınlara gerekçe olarak sunulan tüm bu sebeplerin ortak noktası insan etkisi.
Yangınların doğa kaynaklı değil, insan kaynaklı olduğu artık inkâr edilemez bir gerçek.
Bir başka gerçeği daha unutmamalıyız:
Bu tür felaketler yaşandıktan sonra birkaç gün konuşulup unutuluyor. Oysa kalıcı çözüm, ancak sorunun kökenine inerek mümkün.
Ağaç dikmek yetmez.
Denetim şart, eğitim şart, cezai yaptırım şart!
Doğaya verdiğimiz zararın bedelini daha fazla canla, daha fazla yeşil alanla ödememek için sorumluluğu üstlenmek zorundayız.
Doğa kendini yenileyebilir ama biz aynı hataları tekrarlarsak o da bir yere kadar dayanır.
***
Not:
Yaşadığımız yangınlara yapılan müdahalelerde ne eksik, ne fazla?
Araç- gereç açısından yeterli miyiz?
Konuşulması gereken bir başka konu da bu…