SON DAKİKA
Hava Durumu

Kral ve Değirmencinin Öyküsü

Yazının Giriş Tarihi: 14.11.2023 19:19
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.11.2023 19:19

Alman tarihinde önemli bir yeri vardır Kral II. Friedrich’in…

1740-1786 yılları arasında Prusya Kralı olarak hüküm süren, askeri başarıları gibi ülkesinin kalkınmasındaki çabalarından dolayı Büyük Friedrich (Friedrich der Große) lakabıyla adıyla anılır.

Büyük Friedrich, Berlin yakınlarındaki Potsdam ormanlarında gezinirken, bir değirmenin bulunduğu alçak bir tepe üstünde durur.

Çok ferah bir havada muazzam güzellikteki manzaraya karşı bakıp düşünmektedir.
"Yazlık sarayımı burada yapalım" der, aynı zamanda edebiyata düşkünlüğüyle bilinen kral için bu yerin sessizliği ve sakinliği biçilmez bir kaftan olacaktır.

Yeri çok beğenen kral adamlarına orada kendisine bir saray yapmaları emrini verir.

***

Lakin söz konusu yerde bir değirmen vardır ve saray inşası için o değirmenin oradan kaldırılması gerekir.

Durum kendisine aktarılınca II. Friedrich, ikinci bir talimat verir:

"Değirmeni satın alın. Yıkın yerine saray yapın."

Bunun üzerine kralın adamları değirmenin kapısına dayanır ve kapıyı çalar. Karşılarına yaşlı bir adam çıkar.

Kralın adamları, değirmeni kralın satın alacağını söyleyip değirmenciye kaç para istediğini sorarlar. Fakat değirmenci yıllardır geçim kapısı olan işyerini satmayı kesin bir dille reddeder.

Değirmen için ederinin çok üstünde teklif yapılsa da yaşlı adam ata yadigarı işyerini hiçbir şekilde satmayacağını söyler.

Hal böyle olunca;

Kral II. Friedrich, yaşlı değirmenciyle bizzat görüşmek ister. Huzura çağrılan yaşlı adamın yüzüne karşı değirmeni satın almak istediğini söyler.

Lakin yaşlı değirmenci, değirmenin atadan yadigâr olduğunu, çocuklarına miras kalacağını vurgular ve ‘’adamlarınıza da söyledim değirmenim satılık değildir’’ diyerek kararlı bir şekilde krala cevap verir.

Bu cevap üzerine kral daha sert bir şekilde parasını fazlasıyla vereceğini söyleyerek isteğini yineler.

Değirmenci direnir ve krala değirmenin bahçesinde dedesinin, babasının mezarları olduğunu, ölünce yanlarına gömüleceğini söyleyerek; ‘’Burası bizim aile ocağımız. Satılık değil" diyerek cevap verir.

Kral, teklif ettiği onca paraya rağmen değirmeni satın alamayınca sinirlenir ve “Sen benim Prusya Kralı Friedrich olduğumu bilmiyor musun yoksa?” diye gürler.

Değirmenci hiç alttan almaz. “Biliyorum” der.

“Senin kral olduğunu biliyorum. Ama ben de bu değirmenin ve arazinin sahibi Sans-Souci’yim” diye ekler.

Kral iyice köpürür ve “Madem benim kim olduğumu biliyorsun, o halde zorla, para vermeden de alabileceğimi biliyor olmalısın. Bakalım o zaman ne yapacaksın? Benim binlerce askerim var. Senin kimin var?” der.

Değirmenci hiç telaşa düşmez, geri adım atmaz ve tarihe geçecek ve sonradan dünyanın her yerinde adaletin sloganı haline gelecek şu ünlü sözünü söyler:

"Sen kralsın ama. Berlin'de hâkimler var! ..."

***

Kral bu cevap üzerine hem dehşet hem de iftihar duyar.

Zira mahkemeleri ıslah etmek için öteden beri çalışmaktadır ve çabalarının meyvelerini verdiğini görmek onu mutlu eder. Krala karşı bile olsa mahkemelerin adaletine güvenilmektedir.

Bunun üzerine kral tarihe geçen şu sözünü söyler:

“Hiçbir güç, hiçbir siyaset, hiçbir iktidar kral bile olsa adaletten üstün değildir. Hiç kimse adaletin üstüne çıkamaz.”

Kral II. Friedrich bu değirmenin Prusya Krallığı ayakta kaldıkça korunmasını ister. Sarayı onun daha altında olan tepeye diker ve adını da Sans-Souci Sarayı koyar.

Saray ve değirmen yan yana. Kral ve değirmenci adaletle komşu oluyor. ​Sabahları II. Friedrich arka bahçeye çıktığında değirmenci sesleniyor;

‘’Hey Friedrich, ekmek yaptım göndereyim mi?’’

 Uzun yıllar burada kalan kralın bir keresinde şöyle dediği söylenir:

“Adalet bana her sabah, sıcak bir ekmek kokusuyla gelirdi.”

***

Saray ve değirmen günümüzde hala bir "Adalet Simgesi" olarak o tepede arka arkaya duruyor.

Gerçekliği tam olarak kanıtlamamakla birlikte bazı kaynaklar 31 Aralık 1917 tarihinde Osmanlı heyeti ile Berlin’e giden Mustafa Kemal Atatürk’ün otelde yılbaşı kutlamalarından tek başına heyetten ayrılarak bu sarayı ziyaret ettiğini, herkes yılbaşı kutlarken Gazi’nin adaletin simgesini uzun uzun izlediğini söylüyor.

Tarihe adalet açısından önemli bir not düşen, ders verici bu hikâyeyi anlattıktan sonra yazımı şu soruyla noktalamak isterim;

Alman kralına her sabah sıcak bir ekmek kokusuyla gelen adalet, Türkiye’de size ne kokusuyla geliyor?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.