SON DAKİKA
Hava Durumu

Yozlaşma ve yıkım!

Yazının Giriş Tarihi: 18.09.2024 18:15
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.09.2024 18:15

Toplumların bir arada yaşayabilmesi ve huzur içinde varlıklarını sürdürebilmeleri, milli ve dini değerlerin korunmasına ve bu değerlerin kuşaktan kuşağa aktarılmasına bağlıdır. Bu değerlerin yozlaştırılması hem toplumsal yapının çökmesine hem de milletlerin birlik ve beraberliğinin bozulmasına yol açar. Türk ve İslam tarihi, bu sürecin olumsuz sonuçlarını defalarca yaşamış ve büyük dersler çıkarmıştır. Milli ve dini değerlerin korunmasının toplumun bir arada kalmasındaki önemini anlamak için, tarihimizde yaşanan bazı olaylara bakmak yerinde olacaktır.

Abbasi Devleti, İslam tarihinin en güçlü ve geniş coğrafyaya yayılan devletlerinden biri olmuştur. Ancak, özellikle 9. yüzyıldan itibaren devletin içinde yaşanan dini ve siyasi yozlaşmalar, büyük bir çözülmeye neden olmuştur. İslam’ın özünden uzaklaşılarak, devlet yöneticilerinin lüks ve sefahat hayatına dalması, halka zulmedilmesi ve adaletin zedelenmesi sonucunda, halkın devlete olan güveni sarsılmıştır. Dini kurumların zayıflaması ve iç çekişmelerin artması, bölünmelere yol açmış ve nihayetinde Abbasi Devleti’nin gücünü kaybetmesine neden olmuştur. Bu, dini değerlerin yozlaştırılmasının bir toplum üzerindeki yıkıcı etkilerine önemli bir örnektir.

***

Osmanlı Devleti, kurulduğu ilk dönemlerde İslam’ın ve Türk milli değerlerinin güçlü bir şekilde yaşandığı ve yaşatıldığı bir devletti. Osmanlı’nın en güçlü dönemlerinde, milletin birliği ve beraberliği, bu değerlere olan bağlılıktan kaynaklanıyordu. Ancak, özellikle 17. yüzyılın sonlarından itibaren devletteki yozlaşma, askeri ve siyasi alandaki başarısızlıklarla birleşerek hem milli hem de dini kimlikte zayıflamalara neden olmuştur. Saray içinde lüks ve israfın artması, rüşvetin ve adam kayırmacılığın yaygınlaşması, Osmanlı toplumunda adalet duygusunun zedelenmesine yol açmıştır.

Sonuç olarak, halkın devlete olan güveni azalırken, iç isyanlar ve dış saldırılar karşısında devletin birlik içinde hareket etme gücü zayıflamıştır. Bu durum, milli ve dini değerlerin yozlaşmasının, bir toplumun direncini nasıl kırdığını gözler önüne sermektedir.

***

Endülüs Emevî Devleti, İslam medeniyetinin Avrupa’daki en parlak temsilcilerinden biri olmuştur. Ancak, 11. yüzyılda iç çekişmeler ve dini değerlerde yaşanan yozlaşmalar, bu büyük medeniyetin yıkılmasına neden olmuştur. Yönetimdeki zayıflıklar, lüks düşkünlüğü ve İslam’ın temel ahlaki değerlerinden uzaklaşma, devletin birliğini bozmuş, halk arasında fitne ve nifak tohumları ekilmiştir. İç savaşlar ve bölünmeler sonucunda, Endülüs Emevî Devleti İspanyollar karşısında dirençsiz hale gelmiş ve tarihin tozlu sayfalarına karışmıştır. Dini ve milli değerlerden kopuşun, bir milletin varlığını sürdürebilme kabiliyetini nasıl etkilediğinin en çarpıcı örneklerinden biridir.

***

Türkistan bölgesi, Türklerin İslamiyet’le tanıştığı ve büyük devletler kurduğu topraklardır. Karahanlılar ve Gazneliler döneminde İslam’ın Türk kimliği ile uyumu, bu coğrafyada büyük bir kültürel ve siyasi birlik sağlamıştır. Ancak, Türk beyleri arasında yaşanan iç çatışmalar, milli ve dini değerlerde yaşanan yozlaşmalar sonucunda bölgenin savunmasız hale geldiği görülmüştür. Türkistan’da yaşanan bu bölünme, dış tehditler karşısında milletin birlik içinde hareket etmesini engellemiş ve nihayetinde büyük bir yıkıma yol açmıştır.

Cumhuriyet döneminde, Türkiye’nin milli ve dini değerlerinin korunması, toplumun birliğini ve beraberliğini sağlamak adına büyük önem taşımıştır. Kurtuluş Savaşı sürecinde, Türk milleti milli ve dini değerlerine sıkı sıkıya sarılarak bir bütün halinde mücadele etmiş ve bu birliktelik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına zemin hazırlamıştır. Ancak, modern dönemde milli ve dini değerlerin yozlaşması tehlikesi, toplumun iç ve dış tehditlere karşı direncini kırabilecek bir unsur olarak öne çıkmaktadır. Milli ve dini kimliğin korunması, Türkiye’nin birlik ve beraberliğini muhafaza etmesi açısından hala büyük bir öneme sahiptir.

***

Sonuç olarak, milli ve dini değerlerin yozlaşması, toplumların birlik ve beraberliğini zedeleyen, onları içten çürüten bir süreçtir. Tarih boyunca Türk ve İslam dünyası, bu değerlerde yaşanan yozlaşmaların olumsuz etkilerini defalarca tecrübe etmiştir. Devletlerin ve toplumların varlıklarını sürdürebilmeleri, iç huzurlarını ve dış tehditlere karşı dirençlerini koruyabilmeleri için, milli ve dini değerlerin korunması hayati bir öneme sahiptir.

Geçmişten alınan dersler, günümüzde de toplumun sağlam bir şekilde ayakta kalabilmesi için yol gösterici olmalıdır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.