SON DAKİKA
Hava Durumu

O zaman niyet nedir?

Yazının Giriş Tarihi: 26.06.2024 18:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.06.2024 18:57

Uzun bir zamandır yazmıyorum. Bunun en büyük nedeni;

Ülkenin gidişatından duyduğum kaygılar...

O kadar çok sebep var ki!

Hangisini sayayım veya anlatayım…

“Sığınmacı” adı altında ülkemize gelen/getirilen/yönlendirilen Afganlı, Suriyeli, Pakistanlı, Afrikalılar…

Bunlardan “Türk” vatandaşlığına geçenlerin sayısının her geçen gün artıyor olması,

Böyle giderse 10 yıl sonra vatan topraklarındaki demografik yapının değişecek olması,

Bu haliyle bu işin sessiz bir işgale dönüşmesi,

Yine Akdeniz ve Ege bölgesine yerleşen İngiliz, Rus, Ukrayna ve Alman vatandaşlarının sayısının artması…

Üstüne yaşanan ekümenik rezaleti,

Ekonomik çöküşün sebebinin vatandaş olarak görülmesi,

Beceriksizliklerin faturasını vatandaşa kesen ve adeta soluduğumuz havadan bile vergi almaya hevesli idarecilerin varlığı,

Zenginleştikçe zenginleşen ve gözü bir türlü doymayanların utanmazlığı,

Ve fakirleştikçe fakirleşen Anadolu insanı…

***

Bunları düşünürken başınızı kaldırıp gökyüzünün mavisiyle rahatlamaya çalıştığınız sırada gözleriniz;

Uçakların güzergahlarına bir çizgi halinde bıraktığı beyaz renkli gaz bulutlarına takılıyor…

Sonra o gazlar; “bulut” deseniz bulut değil, güneş ışınlarını kesen bir sis-pus tabakasına dönüşüyor…

Bu kez aklınıza bir başka konu takılıyor!

Hani bugüne kadar durumu bize; “Endişe etmeyin onlar uçak motorundan çıkan zararsız gazlar” diye izah ediyorlardı ya!

Şimdilerde, bu izahat nedense “uçaklardan gökyüzüne bıraktığımız gaz tabakasıyla küresel ısınmayı önlüyoruz!” şekline dönüştürülmüş durumda…

Önce “zararsız” denen sonra bilinçli olarak yapıldığı ortaya çıkan bu faaliyet karşısında belirli çevreler de haklı olarak şu yorumu yapıyor:

“Hayır bu büyük bir yalan… Çöllere yağan yağmur örneğinde olduğu gibi yağmurların yolunu değiştiriyorlar…

Böylece açlık ile sefalete sürüklemek istedikleri bölgelere yeterince yağış düşmesinin önüne geçiyorlar.

Üstüne doğalmış gibi afetler oluşturarak can ve mal kayıplarına sebebiyet veriyorlar ve değişik gazları atmosfere salarak insanları yavaş yavaş zehirliyorlar.”

***

“Yağmur, açlık sefalet” derken, aklınıza bu kez, tarımsal faaliyetler özellikle sektörün girdi maliyetlerindeki yaşanan artış geliyor…

Tarımsal girdi fiyatları endeksi (Tarım-GFE) bu yılın nisan ayında aylık yüzde 1,72 artarken, yıllık yüzde 52,20 yükseldi.

Yıllık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 143,26 ile veteriner harcamaları oldu.

Diğer mal ve hizmetlerdeki artış işçilik ücretleri de dahil olmak üzere yüzde 89,95 olurken, mazot ve yağ ücretleri yüzde 70,69 yükseldi.

En çok girdinin olduğu düşünülen tarım ilaçlarında bu artış yüzde 24, gübrede yüzde 27, tohumda ise yüzde 61,70 oranında gerçekleşti.

Lakin;

Çarliston ve sivri biber bugün itibariyle

Antalya halinde 35 TL, Bursa Halinde 75 TL,

Kabak;

Antalya Hali’nde 13 TL, Bursa Hali’nde 45 TL;

Patlıcan;

Antalya halinde 15 TL, Bursa Hali’nde 45 TL ise bunu “mazot pahalı” veya “otoyollar pahalı” diyerek açıklamanın uygun olmayacağı açıktır.

Yine yurtdışından karkas ağırlığı 6,5 euroya getirilen hayvandan elde edilen kıymanın kilosunu 500-700 TL’ye satanlara ne demeli acaba?

İşte o aklı her şeye vergi almaya çalışan yetkililerin esas bu sorunu çözmeleri gerek.

Çözmeleri gerektiğini de kesinlikle biliyorlar ve o güce de sahipler ama çözmüyorlar.

O zaman niyet nedir?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.