Yapay zekâ, zamanda yolculuk gibi bir gidişat beklemeyin yazıdan. Üniversite sınavları, sıralamalar derken bende geçmişe yolculuk başladı.
Etrafımda uçuşan ana babaların kaygıları, çocukların istekleriyle ev ahalisinin uyuşmayan sosyal ve ekonomik şartları beni bile sıktı.
Çocukları için endişelenen ana babalar tamam da bugün kendisi için dertlenen bir baba ile görüşme fırsatım oldu.
Yanlış okumadınız.
Söz konusu sıkıntı kendisi ile alâkalıydı. Kendi ihtiyarlığını garanti altına alacak şekilde çocuğunun mesleğini belirlemeye çalışıyordu.
Elinde bir cetvel hayatı ölçüyordu. Çocuklarını yurt dışına yollayıp kaybetme korkusuyla yaşıyor ve bu pencereden bakıldığında sanki hak verilse iyi olur gibi duruyordu.
Peki sen kendi pencerenden bakıp “O’nun için en iyi olacağa!” karar verirken -tabii bu iyilik de göreceli kavram- senin çocuğunun fikri ne bu arada?
“Ben O’nun için en iyisini düşünüyorum zaten!’’
O zaman O’nun neden ayrı bir T.C. kimlik numarası var?
Kendi hayatına dair fikri olup söyleyebilen de var, anasının babasının fikirlerini kendisinin zanneden de var.
***
Garip bir dünya.
Annesi babası doktor olmayı istemiş ama olamamışlar başa güreşiyor.
“Ben olamadım çocuğum doktor olsun”
Çocuğun seninle aynı fikirde mi?
Ama onlar hep iyilik düşünüyorlar zaten anne baba olarak!
Hayır, sen egonu tatmin etmenin yolunu arıyorsun çoğunlukla. Sonra gelsin bol kaymaklı duygu sömürüleri. Ben ihtiyarlayınca kapımı açan birileri olsun. Çocuklar yurt dışına gidince kapıyı kim çalacak?
Diyelim ki çocuğun senin isteklerin doğrultusunda dizinin dibinden ayrılmadı. Bir daha hayallerini gerçekleştiremeyeceği yaştayken de sen öldün, ne olacak?
Oyun bozan sen oldun.
Gömülü hayallerinin etrafında kemikleri kırılırcasına içi acıyan, arkanda bıraktığın enkaz çocuğun ne olacak?
Sen ölünce gerisi tufan mı? Bu nasıl ana baba anlayışı? ‘’Senin çocuğun yok, sen anlamazsın’’ diyenlerin en ucuz savunmaları bu.
***
Aynı dertten muzdarip biri olarak o çocukları en iyi anlayanlardan biri benim çünkü. Anne olmadığım için sizi anlamadığımı düşünebilirsiniz. Ama ben de bir anne babanın çocuğuyum hâlâ. Çocukların cephelerinden bakabiliyorum olaya. Dayatılmış ve ruhunuza aykırı bir meslekle yaşamanın ne olduğunu iyi biliyorum. Kolaya kaçan, kendi rahatını seçen anne babaları anlayamadım hiçbir zaman.
Fedakârlık yapamayacaksan neden dünyaya getirdin o çocuğu?
Genelde çocukların dünyaya geliş sebepleri anne babaların geleceklerini garanti altına alma sevdalarından geçiyor. Tek evladı olup, kaybeden de var.
Sonsuz olasılıkta güzel yaşam kapıları varken, niye gidip gidip cadı masallarındaki karanlık şatoların kapılarını çalıp, sonra da kör kuyulara düşüp şaşırıyorsunuz acaba?
Her masal mutlu sonla bitmeyebilir. Sizin keyfiniz yerinde, ihtiyarlığı da garantilediniz ne iyi!
Kendi hayallerinizi dayattığınız çocuğunuz ne yapıyor bu arada?
Bir süre sizi mutlu edip cici çocuk olduğu için “Pollyanacılık” oynuyor.
Siz öbür dünyaya göç edince de ruhundaki tamtamlarla baş başa kalıyor. Bu kötü şarkının notaları da siz oluyorsunuz bu arada.
O’nun için her şeyin en iyisini düşünmüştünüz oysa!
Uzaklara uçsun diye yuvadan yavrularını bilinmeze atan kuşları düşünüyorum. Her zaman olduğu gibi, doğa daha doğru kararlar veriyor sanırım.
Dizimin dibinde otursun bana baksın demiyor.
Kanatlarını açıp uçsun ve kendi hayatını kursun diyor.
Çocuklarınızı teşvik edin, yön gösterin ama yanınızda sizinle ihtiyarlasın diye kanatlarını kırmayın ne olur.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Köprüden önceki son çıkış
29.10.2021 11:55
Gecenin karanlık vaktinde bir sarhoş şarkı söylüyor.
Belki de derdini anlatıyor. Arada bir mola veriyor, ama şarkıya, ama hayata…
Hayat şartları insanları zorladıkça herkes kendine göre bir çıkış yolu arıyor.
Trafikteki kalabalık Allah’ın ciddi bir cezalandırma yöntemi gibi
Biri size “maalesef” dediğinde ne anlıyorsunuz?
“Az önce bitti”nin Türkçesi sanki değil mi?
En azından son zamanlara kadar böyle olduğunu düşünüyordum!
Ama sıkı durun şimdi!
‘Gümbür gümbür gelen Z kuşağının iletişim sorunlu olduğu, dijital dünyaya hapis olmalarında
En sevdiğim cümle “Biz senin iyiliğini düşündük hep, senin hayat tecrüben bunu anlamaya yetmez.”
Hayatlarımızın çevrelendiği çemberlerin yönetmenleri ebeveynlerimiz, kendilerinden çok da eminler üstelik.
Sonuç, enkaza dönüşmüş bir hayat da olsa, onlar en iyisini yapmışlardır.
Her şey bizim istediğimiz gibi olsa ve hatta hayat bayram olsa.
Evrendeki herkes ve her şey bizim istediğimiz gibi davransa ne var yani?
Ama herkesin kafasından geçenler farklı farklı.
Bu sefer kim kimin istediğine göre davranacak?
Beğenin ya da beğenmeyin, ait olduğunuz evren düzeninin
Gecenin ıssız karanlığı.
Yaz gecesi olmasına rağmen sessiz ve sakin ortalık.
Yaklaşık on kişiden oluşan arkadaş grubumuz farklı yaş ve ebatlarda!
Kimi üniversite sınavına girmek üzere, kimi ilkokuldan çıkıp ortaokulda “ne olacak halim” modunda…
Ay ışığının bile olmadığı ge
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Söz Bursa
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
E. Gülhan AKBABA
Geçmişe yolculuk
Yapay zekâ, zamanda yolculuk gibi bir gidişat beklemeyin yazıdan. Üniversite sınavları, sıralamalar derken bende geçmişe yolculuk başladı.
Etrafımda uçuşan ana babaların kaygıları, çocukların istekleriyle ev ahalisinin uyuşmayan sosyal ve ekonomik şartları beni bile sıktı.
Çocukları için endişelenen ana babalar tamam da bugün kendisi için dertlenen bir baba ile görüşme fırsatım oldu.
Yanlış okumadınız.
Söz konusu sıkıntı kendisi ile alâkalıydı. Kendi ihtiyarlığını garanti altına alacak şekilde çocuğunun mesleğini belirlemeye çalışıyordu.
Elinde bir cetvel hayatı ölçüyordu. Çocuklarını yurt dışına yollayıp kaybetme korkusuyla yaşıyor ve bu pencereden bakıldığında sanki hak verilse iyi olur gibi duruyordu.
Peki sen kendi pencerenden bakıp “O’nun için en iyi olacağa!” karar verirken -tabii bu iyilik de göreceli kavram- senin çocuğunun fikri ne bu arada?
“Ben O’nun için en iyisini düşünüyorum zaten!’’
O zaman O’nun neden ayrı bir T.C. kimlik numarası var?
Kendi hayatına dair fikri olup söyleyebilen de var, anasının babasının fikirlerini kendisinin zanneden de var.
***
Garip bir dünya.
Annesi babası doktor olmayı istemiş ama olamamışlar başa güreşiyor.
“Ben olamadım çocuğum doktor olsun”
Çocuğun seninle aynı fikirde mi?
Ama onlar hep iyilik düşünüyorlar zaten anne baba olarak!
Hayır, sen egonu tatmin etmenin yolunu arıyorsun çoğunlukla. Sonra gelsin bol kaymaklı duygu sömürüleri. Ben ihtiyarlayınca kapımı açan birileri olsun. Çocuklar yurt dışına gidince kapıyı kim çalacak?
Diyelim ki çocuğun senin isteklerin doğrultusunda dizinin dibinden ayrılmadı. Bir daha hayallerini gerçekleştiremeyeceği yaştayken de sen öldün, ne olacak?
Oyun bozan sen oldun.
Gömülü hayallerinin etrafında kemikleri kırılırcasına içi acıyan, arkanda bıraktığın enkaz çocuğun ne olacak?
Sen ölünce gerisi tufan mı? Bu nasıl ana baba anlayışı? ‘’Senin çocuğun yok, sen anlamazsın’’ diyenlerin en ucuz savunmaları bu.
***
Aynı dertten muzdarip biri olarak o çocukları en iyi anlayanlardan biri benim çünkü. Anne olmadığım için sizi anlamadığımı düşünebilirsiniz. Ama ben de bir anne babanın çocuğuyum hâlâ. Çocukların cephelerinden bakabiliyorum olaya. Dayatılmış ve ruhunuza aykırı bir meslekle yaşamanın ne olduğunu iyi biliyorum. Kolaya kaçan, kendi rahatını seçen anne babaları anlayamadım hiçbir zaman.
Fedakârlık yapamayacaksan neden dünyaya getirdin o çocuğu?
Genelde çocukların dünyaya geliş sebepleri anne babaların geleceklerini garanti altına alma sevdalarından geçiyor. Tek evladı olup, kaybeden de var.
Sonsuz olasılıkta güzel yaşam kapıları varken, niye gidip gidip cadı masallarındaki karanlık şatoların kapılarını çalıp, sonra da kör kuyulara düşüp şaşırıyorsunuz acaba?
Her masal mutlu sonla bitmeyebilir. Sizin keyfiniz yerinde, ihtiyarlığı da garantilediniz ne iyi!
Kendi hayallerinizi dayattığınız çocuğunuz ne yapıyor bu arada?
Bir süre sizi mutlu edip cici çocuk olduğu için “Pollyanacılık” oynuyor.
***
Sonra?
Vazgeçirildiği hayallerinin ağıtını yakmaya başlıyor.
Siz öbür dünyaya göç edince de ruhundaki tamtamlarla baş başa kalıyor. Bu kötü şarkının notaları da siz oluyorsunuz bu arada.
O’nun için her şeyin en iyisini düşünmüştünüz oysa!
Uzaklara uçsun diye yuvadan yavrularını bilinmeze atan kuşları düşünüyorum. Her zaman olduğu gibi, doğa daha doğru kararlar veriyor sanırım.
Dizimin dibinde otursun bana baksın demiyor.
Kanatlarını açıp uçsun ve kendi hayatını kursun diyor.
Çocuklarınızı teşvik edin, yön gösterin ama yanınızda sizinle ihtiyarlasın diye kanatlarını kırmayın ne olur.
Köprüden önceki son çıkış
29.10.2021 11:55Gecenin karanlık vaktinde bir sarhoş şarkı söylüyor. Belki de derdini anlatıyor. Arada bir mola veriyor, ama şarkıya, ama hayata… Hayat şartları insanları zorladıkça herkes kendine göre bir çıkış yolu arıyor. Trafikteki kalabalık Allah’ın ciddi bir cezalandırma yöntemi gibi
Maalesef!
05.11.2021 01:10Biri size “maalesef” dediğinde ne anlıyorsunuz? “Az önce bitti”nin Türkçesi sanki değil mi? En azından son zamanlara kadar böyle olduğunu düşünüyordum! Ama sıkı durun şimdi! ‘Gümbür gümbür gelen Z kuşağının iletişim sorunlu olduğu, dijital dünyaya hapis olmalarında
"X Kuşağı"nın çilesi
12.11.2021 04:43En sevdiğim cümle “Biz senin iyiliğini düşündük hep, senin hayat tecrüben bunu anlamaya yetmez.” Hayatlarımızın çevrelendiği çemberlerin yönetmenleri ebeveynlerimiz, kendilerinden çok da eminler üstelik. Sonuç, enkaza dönüşmüş bir hayat da olsa, onlar en iyisini yapmışlardır.
Kedi Tarçın ve Fıtratı
20.11.2021 01:40Her şey bizim istediğimiz gibi olsa ve hatta hayat bayram olsa. Evrendeki herkes ve her şey bizim istediğimiz gibi davransa ne var yani? Ama herkesin kafasından geçenler farklı farklı. Bu sefer kim kimin istediğine göre davranacak? Beğenin ya da beğenmeyin, ait olduğunuz evren düzeninin
Çalım sevdası
27.11.2021 04:56Gecenin ıssız karanlığı. Yaz gecesi olmasına rağmen sessiz ve sakin ortalık. Yaklaşık on kişiden oluşan arkadaş grubumuz farklı yaş ve ebatlarda! Kimi üniversite sınavına girmek üzere, kimi ilkokuldan çıkıp ortaokulda “ne olacak halim” modunda… Ay ışığının bile olmadığı ge