Engelli kardeşlerimizi hatırlamak ve beklentilerini hatırlatmak için sadece 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü veya 10-16 Mayıs Engelliler Haftası’nı beklemek hakkaniyetli bir tutum değildir.
Engellilerin arzu, istek ve ihtiyaçları yılın tamamında gündemin ön sıralarında yer almalıdır.
Hiçbir ayrıma takılmadan insan olmanın sağladığı tüm imkânlar engelli kardeşlerimize de sunulmalıdır.
Yaratılmışların en mükemmeli ve en üstünü olan insan; imanı, Salih amelleri ve sergilediği güzel ahlakı nispetinde Allah katında değer kazanır. Çünkü Allah, insanların fiziki yapılarına, renklerine, ırklarına, cinsiyetlerine, sağlam veya engelli olmamasına bakmamaktadır. Bu hususta Peygamberimiz (S.A.V.) : “Allah, sizin suretlerinize (dış görünüşünüze) ve servetlerinize bakmaz. Fakat kalplerinize ve amellerinize bakar.”(Müslim,Birr,34) En güzel biçimde yaratılan insanın fiziki ve ruhi varlığını sağlıklı olarak sürdürmesi temel görevidir. Bu görevin ihmali, insanda bir takım özürlerin meydana gelmesine sebep olabilmektedir. İnsan, hayatı boyunca daima imtihan halindedir. Bazen nimetlerle, bazen de musibetlerle imtihan olur. Başına gelen sıkıntılar bazen kendi ihmali veya kusurundan, bazen de bir başkasının sorumsuz, kural tanımazlığı yüzünden olabilir. Veya İlahi imtihan sonucu da olabilir. Nitekim Cenâb- ı Hak: "Ant olsun ki; sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma ile deneriz. Sabredenleri müjdele"(Bakara,2/155)
Hangi sebeple olursa olsun; bir musibetle karşılasan insanın her şeyden önce sabırlı ve metanetli olması gerekir. Böyle olması demek; bu sıkıntılarından kurtulabilmesi için maddi ve manevi çarelere başvurmaması demek değildir.
Her türlü sebebe başvurur, çare araştırır ve neticeyi Allah’a bırakır ve “bu musibet ancak Allah’ın izni ve takdiri ile olmuştur. O dilemeseydi olmazdı, bunda da bir hayır vardır” diyerek, imanın gereğini yerine getirmiş ve sabretmenin mükâfatını da elde etmiş olacaktır. Engelli olma, dünya adına bir kayıp ve noksanlık gibi gözükse de sabredildiği ve isyan edilmediği takdirde, hem kendisi hem de ona yardımcı olanlar için ahirette çok büyük mükâfatlar kazandıracaktır.
Gören gözümüzün hep göreceğinden, işiten kulağımızın hep işiteceğinden emin miyiz? Yürüyen ayaklarımız bir gün yürüyemez hale gelebilir, tutan ellerimiz tutmaz olabilir. Hiç beklemediğimiz anda Allah korusun bir organımızı kaybedebiliriz. Nice sağlam insanlar, trafik kazası, iş kazası, kalp krizi, bir damar tıkanması veya bulaşıcı bir hastalık sonucu sağlıksız, felçli, kötürüm, ortopedik ve görme özürlü olmuşlardır.
Sağlıklı bir bedene sahip olduğumuz için Rabbimize şükredelim. Ne büyük bir nimet içinde olduğumuzu unutmayalım. Sağlığımızın kıymetini bilelim. Fert ve toplum olarak engelli kardeşlerimize de sahip çıkalım. Yapabilecekleri işleri onlara vermek suretiyle; başkasının eline bakan değil, bizzat üretime katkıda bulunarak daha güzel bir hayat sürmeleri için elimizden gelen gayreti gösterelim. Onlara destek olur, yardım eder ve sıkıntılarını giderirsek; şüphesiz Allah Teâlâ da bize yardım edecek ve sıkıntılarımızı giderecektir. Peygamber Efendimiz (S.A.V.): “Kim; Mü’min kardeşinin bir ihtiyacını karşılarsa, Allah daonun bir ihtiyacını karşılar. Kim; Müslümanın bir sıkıntısını giderirse, Allah da onun bir sıkıntısını kıyamette giderir.”Unutmayalım ki, engelli olmak bir tercih ya da talep edilen bir durum değildir.
Bugün bir engelimizin olmaması, yarın olmayacağı anlamına gelmeyecektir.
Bu itibarla her insan bir yönüyle engelli adayıdır.
Engelli kardeşlerimize verilen destek ve sunulan katkılar insani ve ahlaki bir sorumluluk olmakla birlikte, aynı zamanda herkesin geleceğini de güvenceye alması demektir.
Bir insanın kalbi engelli değilse, duygu ve değerleri engellenmemişse mesele yoktur.
Zihin yerine zihniyette engel yoksa ümitsizlik ve yılgınlık doğru olmayacaktır.
3 Ekim Engelliler günü münasebetiyle bütün engelli kardeşlerime Cenab-ı Allah’tan huzurlu bir hayat geçirmelerini niyaz ediyorum.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Rahmet dalgalarının yayıldığı aylara girdik!
03.02.2022 13:00
Bizleri yoktan var eden Yüce Rabbimizin sonsuz rahmet ve mağfiretinin doruğa ulaştığı, yapılan yalvarış ve yakarışların geri çevrilmediği, tövbelerin ve pişmanlıkların en güzel şekilde kabul edildiği özel zaman dilimlerinden olan mübarek üç aylara kavuşturan Allah’ımıza hamdolsun.
Halk arasında “üç
Affetmek, kini, intikamı ve nefreti silmektir.
Affetmek, düşmanlık ve intikamdan vazgeçmektir. Affetmek, kalbimizi öfke ve husumetten temizlemektir.
Affetmek, yüreğimizi kaplayan ve kuşatan ağır yükleri hafifletmektir.
Suç ve hataları bağışlamak belki onları ortadan kaldırmaz; ancak öfke ve husum
İslâm âlemi olarak 27 Şubat 2022 Pazar gününü, Pazartesi’ye bağlayan gece mübarek Miraç Kandil’ini idrak edeceğiz.
İsrâ ve Miraç, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in bir gece Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksâ’ya, oradan da Yüce Mevla’nın sonsuz ayet ve kudretini müşahede etmek için semaya yaptığı, için
Sadece dönemlerini değil, sonraki yılların gelişme ve istikametini etkiyecek kadar önem ve değer taşıyan olaylar ve dönüm noktaları vardır.
Bu olaylar, gerçek mana ve muhtevası zamanında kavranamamış mücadele örnekleri olmakla birlikte, çağımızın ruhunu yüreklendiren niteliklere de sahiptir.
Aynı
Bu gece gece Mübarek Berat Kandili’ni idrak edeceğiz. Rahmeti gazabını geçen Yüce Rabbimizin hayır ve bereketinin, af ve mağfiretinin yağmur gibi üzerimize yağdığı mübarek gecelerden biri de berat gecesidir. Berat; suçtan, cezadan, hastalıktan kurtulmak, affedilmek manalarına gelir. Berat gecesi, Şa
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Söz Bursa
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hilmi ŞANLI
Zihniyetimiz engelli olmasın!
Engelli kardeşlerimizi hatırlamak ve beklentilerini hatırlatmak için sadece 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü veya 10-16 Mayıs Engelliler Haftası’nı beklemek hakkaniyetli bir tutum değildir.
Engellilerin arzu, istek ve ihtiyaçları yılın tamamında gündemin ön sıralarında yer almalıdır.
Hiçbir ayrıma takılmadan insan olmanın sağladığı tüm imkânlar engelli kardeşlerimize de sunulmalıdır.
Yaratılmışların en mükemmeli ve en üstünü olan insan; imanı, Salih amelleri ve sergilediği güzel ahlakı nispetinde Allah katında değer kazanır. Çünkü Allah, insanların fiziki yapılarına, renklerine, ırklarına, cinsiyetlerine, sağlam veya engelli olmamasına bakmamaktadır. Bu hususta Peygamberimiz (S.A.V.) : “Allah, sizin suretlerinize (dış görünüşünüze) ve servetlerinize bakmaz. Fakat kalplerinize ve amellerinize bakar.”(Müslim,Birr,34) En güzel biçimde yaratılan insanın fiziki ve ruhi varlığını sağlıklı olarak sürdürmesi temel görevidir. Bu görevin ihmali, insanda bir takım özürlerin meydana gelmesine sebep olabilmektedir. İnsan, hayatı boyunca daima imtihan halindedir. Bazen nimetlerle, bazen de musibetlerle imtihan olur. Başına gelen sıkıntılar bazen kendi ihmali veya kusurundan, bazen de bir başkasının sorumsuz, kural tanımazlığı yüzünden olabilir. Veya İlahi imtihan sonucu da olabilir. Nitekim Cenâb- ı Hak: "Ant olsun ki; sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma ile deneriz. Sabredenleri müjdele"(Bakara,2/155)
Hangi sebeple olursa olsun; bir musibetle karşılasan insanın her şeyden önce sabırlı ve metanetli olması gerekir. Böyle olması demek; bu sıkıntılarından kurtulabilmesi için maddi ve manevi çarelere başvurmaması demek değildir.
Her türlü sebebe başvurur, çare araştırır ve neticeyi Allah’a bırakır ve “bu musibet ancak Allah’ın izni ve takdiri ile olmuştur. O dilemeseydi olmazdı, bunda da bir hayır vardır” diyerek, imanın gereğini yerine getirmiş ve sabretmenin mükâfatını da elde etmiş olacaktır. Engelli olma, dünya adına bir kayıp ve noksanlık gibi gözükse de sabredildiği ve isyan edilmediği takdirde, hem kendisi hem de ona yardımcı olanlar için ahirette çok büyük mükâfatlar kazandıracaktır.
Gören gözümüzün hep göreceğinden, işiten kulağımızın hep işiteceğinden emin miyiz? Yürüyen ayaklarımız bir gün yürüyemez hale gelebilir, tutan ellerimiz tutmaz olabilir. Hiç beklemediğimiz anda Allah korusun bir organımızı kaybedebiliriz. Nice sağlam insanlar, trafik kazası, iş kazası, kalp krizi, bir damar tıkanması veya bulaşıcı bir hastalık sonucu sağlıksız, felçli, kötürüm, ortopedik ve görme özürlü olmuşlardır.
Sağlıklı bir bedene sahip olduğumuz için Rabbimize şükredelim. Ne büyük bir nimet içinde olduğumuzu unutmayalım. Sağlığımızın kıymetini bilelim. Fert ve toplum olarak engelli kardeşlerimize de sahip çıkalım. Yapabilecekleri işleri onlara vermek suretiyle; başkasının eline bakan değil, bizzat üretime katkıda bulunarak daha güzel bir hayat sürmeleri için elimizden gelen gayreti gösterelim. Onlara destek olur, yardım eder ve sıkıntılarını giderirsek; şüphesiz Allah Teâlâ da bize yardım edecek ve sıkıntılarımızı giderecektir. Peygamber Efendimiz (S.A.V.): “Kim; Mü’min kardeşinin bir ihtiyacını karşılarsa, Allah daonun bir ihtiyacını karşılar. Kim; Müslümanın bir sıkıntısını giderirse, Allah da onun bir sıkıntısını kıyamette giderir.”Unutmayalım ki, engelli olmak bir tercih ya da talep edilen bir durum değildir.
Bugün bir engelimizin olmaması, yarın olmayacağı anlamına gelmeyecektir.
Bu itibarla her insan bir yönüyle engelli adayıdır.
Engelli kardeşlerimize verilen destek ve sunulan katkılar insani ve ahlaki bir sorumluluk olmakla birlikte, aynı zamanda herkesin geleceğini de güvenceye alması demektir.
Bir insanın kalbi engelli değilse, duygu ve değerleri engellenmemişse mesele yoktur.
Zihin yerine zihniyette engel yoksa ümitsizlik ve yılgınlık doğru olmayacaktır.
3 Ekim Engelliler günü münasebetiyle bütün engelli kardeşlerime Cenab-ı Allah’tan huzurlu bir hayat geçirmelerini niyaz ediyorum.
Rahmet dalgalarının yayıldığı aylara girdik!
03.02.2022 13:00Bizleri yoktan var eden Yüce Rabbimizin sonsuz rahmet ve mağfiretinin doruğa ulaştığı, yapılan yalvarış ve yakarışların geri çevrilmediği, tövbelerin ve pişmanlıkların en güzel şekilde kabul edildiği özel zaman dilimlerinden olan mübarek üç aylara kavuşturan Allah’ımıza hamdolsun. Halk arasında “üç
Sen af yolunu tut!
10.02.2022 12:33Affetmek, kini, intikamı ve nefreti silmektir. Affetmek, düşmanlık ve intikamdan vazgeçmektir. Affetmek, kalbimizi öfke ve husumetten temizlemektir. Affetmek, yüreğimizi kaplayan ve kuşatan ağır yükleri hafifletmektir. Suç ve hataları bağışlamak belki onları ortadan kaldırmaz; ancak öfke ve husum
Miraç Kandili
24.02.2022 16:35İslâm âlemi olarak 27 Şubat 2022 Pazar gününü, Pazartesi’ye bağlayan gece mübarek Miraç Kandil’ini idrak edeceğiz. İsrâ ve Miraç, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in bir gece Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksâ’ya, oradan da Yüce Mevla’nın sonsuz ayet ve kudretini müşahede etmek için semaya yaptığı, için
Hayatın kahramanı: Kadın
07.03.2022 10:59Sadece dönemlerini değil, sonraki yılların gelişme ve istikametini etkiyecek kadar önem ve değer taşıyan olaylar ve dönüm noktaları vardır. Bu olaylar, gerçek mana ve muhtevası zamanında kavranamamış mücadele örnekleri olmakla birlikte, çağımızın ruhunu yüreklendiren niteliklere de sahiptir. Aynı
Berat Kandili
16.03.2022 18:20Bu gece gece Mübarek Berat Kandili’ni idrak edeceğiz. Rahmeti gazabını geçen Yüce Rabbimizin hayır ve bereketinin, af ve mağfiretinin yağmur gibi üzerimize yağdığı mübarek gecelerden biri de berat gecesidir. Berat; suçtan, cezadan, hastalıktan kurtulmak, affedilmek manalarına gelir. Berat gecesi, Şa