Yazının başlığına bakıp da bir La Fontaine masalı anlatacağımı sanmayın.
Memleket onca sorunla boğuşurken, şimdilik ismini açıklamayacağım bir belediye başkanı ve yardımcısının mağdur ettiği iş insanının hikâyesini anlatacağım size…
Hemen belirteyim bu hikâyenin; şu sıralar teşkilatlarını disipline etmek için mücadele veren Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanı Sayın Davut Gürkan’ın da dikkatini çekeceğini düşünüyorum…
Artık İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu ile Bursa Valimiz Sayın Yakup Canpolat, aktaracaklarımdan ötürü nasıl bir tavır takınır bilemiyorum ama hikâyenin özeti ve iddialar şöyle:
“Bundan iki yıl önce; Türk soylu Alman vatandaşı iş insanı, Bursa’nın cennet köşesi bir ilçesinden 18 dönümlük çiftlik satın alıyor. Geçmiş yıllarda aynı ilçeden birkaç parsel arazi daha satın alan iş insanı, sahibi olduğu bütün gayrimenkullerin emlak vergilerini ödemek üzere belediyeye gidiyor. İşlemler yapılırken söz konusu iş insanı belediye başkanıyla tanıştırılıyor. Kahveler içiliyor, iş insanı Almanya’daki 7 ayrı iş kolunda yürüttüğü faaliyetlerini anlatıyor ve sohbetin devamını 2 hafta sonra Almanya’da düzenlenecek fuarda yapmak temennisiyle görüşme sona eriyor.
Gerçekten de 2 hafta sonra Almanya’ya hareket eden Belediye başkanımız, yola çıkmadan önce tanıştığı iş insanını arıyor ve beraberindeki heyetle birlikte uçağın ineceği havalimanında karşılanmasını istiyor. Nitekim fuardan bir gün önce havaalanında iş insanı karşılattığı belediye başkanı ve beraberindeki heyeti, firmasında ağırlıyor, yediriyor içiriyor. Ardından Almanya’nın otomotivden kimyaya, makine imalatına kadar pek çok branşta önde gelen markalarının üretim üssü olan dördüncü büyük şehrini gezdiriyor ve altlarına belediye başkanının isteği üzerine bir araç tahsis ederek akşam saatlerinde kalacakları otele uğurluyor.
Fuar bitiyor ancak belediye başkanımız Hollanda’yı da gezmek istiyor ve bunun için de iş insanından araç ve bir rehber talep ediyor. Misafirlerini kusursuz bir şekilde ağırlamak isteyen iş insanı da bu ricayı kırmıyor, altlarına araç verip, kardeşini heyete eşlik etmekle görevlendiriyor. Amsterdam’da yiyen, içen, eğlenen, başkan ve beraberindekiler, tekrar Almanya’ya geçiş yapıp, yine iş insanının onurlarına verdiği akşam yemeğinin ardından Türkiye’ye dönüyor…
Önce Bursa, sonra Almanya’da pekiştirilen tanışıklığın ardından Mayıs 2020’de Türkiye’ye gelen iş insanı makamında ziyaret ettiği ilçe belediye başkanına iki talebini iletiyor. Salgın nedeniyle Almanya genelinde Çin’den ürün tedariki konusunda sıkıntı yaşandığını, Türkiye’nin üretim ve lojistikte önemli avantajlarının olduğunu bu yüzden ilçeye tekstil alanında yatırım yapmak istediğini ayrıca yeni satın aldığı çiftlikteki konutu da tadilata almak niyetinde olduğunu belirterek, ne yapması gerektiğini soruyor.
Fabrika için yer bulabileceklerini söyleyen belediye başkanı, iş insanına “çiftlikteki konutu yinelemene gerek yok. Hemen bitişiğine yenisini yap, sonra eskisini yıkarsın” karşılığını veriyor.
Ancak iş insanı makamdan ayrılacağı sırada bay başkan ekliyor:
“Bizim ilçedeki fakir fukaraya erzak yardımı yaparsan seviniriz. (….) marketin hesabına 30 bin TL yatır, biz diğer işleri hallederiz.”
Nitekim görüşmenin ardından iş insanı başkanın isteği üzerine söz konusu marketin hesabına 5 Mayıs 2020 tarihinde 13 bin 500 TL ve 13.890 TL olmak üzere iki ayrı ödeme yapıyor.
Sonrasında iş insanı Almanya’ya dönüyor, tekstil iş kolundaki yatırımını ve çiftlik evinin projesini netleştirdikten sonra bu yılın nisan ayında yeniden Bursa’ya geliyor ve doğru ilçe belediye başkanını ziyaret ediyor.
Başkanın önerdiği şekilde mevcut çiftlik evinin bitişiğine 2 katlı konutun inşaatına başlayacağını söyleyen iş insanı, ne yapması gerektiğini soruyor.
Bunun üzerine başkan bey diyor ki:
“Sen başla, bir şey olmaz. Yalnız senden bir ricam daha olacak. Belediyeye 20 bin TL bağış yap. Gerisini bize bırak…”
İş insanı da söyleneni yapıyor ve 9 Nisan 2021 tarihinde belediyenin Halk Bankası Merkez Şube hesabına 20 bin TL havale yapıyor. Belediye başkanının eviyle makamı arasında her gün kullandığı yol güzergahındaki çiftlikte de inşaata kazmayı vuruyor. Bu arada belediye başkanımız ilçeye fabrika yatırımı yapacak olan iş insanının oturum izniyle uğraşıyor ve nitekim bunda da başarılı oluyor.
Ancak 28 Temmuz 2021 günü ilginç bir gelişme yaşanıyor. İş insanının mobilyalarını bile yerleştirdiği yeni evin kapısına belediyenin zabıtaları dayanıyor ve kaçak yapı zaptı tutuyor. Şaşkına dönen iş insanı belediye başkanı arıyor, lakin başkan O’na artık bu konuyu kendisiyle değil adını verdiği başkan yardımcısıyla görüşmesi gerektiğini söylüyor.
İş insanı da öyle yapıyor ve soluğu belediye başkan yardımcısının yanında alıyor. Adını şimdilik vermeyeceğim belediye başkan yardımcısı “Biz sana yap dedik ama sen inşaatı abartmışsın” deyince iş insanı, “Nasıl olur size sordum ve siz ne dediyseniz ona göre proje hazırladım” cevabını veriyor.
Bu cevabın üzerine belediye başkan yardımcısı, “Keşke öyle bir proje yapmasaydın. Ne yapalım olan oldu artık. Biz bunu çeviririz, sen merak etme. Zaptı da kafana takma. Yalnız benim 40 bin avro paraya ihtiyacım var” diyor.
Bunun üzerine iş insanı, söz konusu belediye başkan yardımcısına istediği parayı 30 bin avro ve 100 bin TL şeklinde ödüyor.
Aradan 2-3 ay daha geçiyor…
Hem fabrika yatırımını yapacağı yer hem de kaçak yapı zaptı tutulan binasıyla ilgili problemin kökten çözümü için iş insanının iddiasına göre belediye başkanı, kendisine gönderdiği bir şahısla aracılığıyla açıktan 100 bin Avro istiyor.
Böyle bir parayı veremeyeceğini söyleyen iş insanı, önce belediye başkanını arıyor, ulaşamayınca randevu istiyor. Telefonunu açmayan belediye başkanı, iş insanına randevu da vermiyor. İlginçtir aynı zamanda belediye meclis üyesi olan belediye başkan yardımcısı 28 Eylül’de sosyal medya hesabından “Kendi işlerimin yoğunluğundan dolayı belediye başkan yardımcılığından ayrıldım” notuyla istifasını duyuruyor.
Lakin iş insanını bir sürpriz daha bekliyordu. 18 Kasım 2021 tarihinde iş insanının belediye başkanının önerdiği şekilde yaptığı kaçak binası için yıkım kararı çıkarılıyor ve karar muhtarlığa tebliğ ediliyordu.
Tebliğat daha muhtarlıktan iş insanına ulaşmadan 19 Kasım’da iki katlı yapı yerle bir ediliyordu.
Evet aynı bölgede geçmiş zaman bakanından milletvekillerine ait olan eskileri gibi yeni yapılan devasa kaçak yapılar dimdik ayakta dururken, belediye başkanının telkiniyle yola çıkan iş insanının binası neden alelacele yerle bir ediliyordu?”
Evet hikâyemiz böyle idi…
Bu hızlı yıkım, kaka yapan kedilerin patiyle üstünü örtmesi gibi belediye başkanı ve yardımcısının bir kusuru örtme çabası mıydı?
Bu sorunun cevabını, konu önümüzdeki günlerde yargıya taşındığında öğreneceğiz.
Belediye başkan yardımcısının iş insanından aldığı 40 bin Avro parayı iade için istediği süre de 10 gün sonra dolacak. Borcunu ödeyecek mi, yoksa üstüne mi yatacak?
Bunu da bekleyip göreceğiz.
Hepsinden önemlisi bir belediye başkanına ve yardımcısına oturdukları makam adabına ve devlet terbiyesine hiç yakışmayacak tavırlardan ötürü bakalım nasıl bir işlem yapılacak?
Ha bu arada belirteyim:
Türkiye’ye yatırım yapmaktan vazgeçen Türk soylu Alman vatandaşı iş insanını bu kararından döndürmeye çalışıyorum. Umarım başarırım.
***
Unutmadan bu hikâyenin MHP İl Başkanı Sayın Cihangir Kalkancı’nın da dikkatini çekeceğini, ilçedeki partisinin belediye meclis üyeleriyle konuyu istişare edeceğini düşünüyorum.
Hikayeyle ilgili benim yorumumu merak ediyorsanız söyleyeyim:
Cumhur İttifakı’nı muhalefet yıkamayacak ama kamu imkanlarıyla kamuda yağmacılık yapanlar, dolandırıcılara taş çıkaran tipler bu işi başarmak üzere…
Üstelik vatandaşın dillendirdiği hikâye örneği bir tane değil…
Önümüzdeki günlerde sizinle bir bürokratın hikayesini paylaşacağım şaşırıp kalacaksınız.
Memleket batmış çıkmış, Kurtuluş Savaşı veriyormuşuz kimin uğrunda…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İbrahim ÖGE
Bir varmış bir yokmuş "Başkanın biri" varmış!
Yazının başlığına bakıp da bir La Fontaine masalı anlatacağımı sanmayın.
Memleket onca sorunla boğuşurken, şimdilik ismini açıklamayacağım bir belediye başkanı ve yardımcısının mağdur ettiği iş insanının hikâyesini anlatacağım size…
Hemen belirteyim bu hikâyenin; şu sıralar teşkilatlarını disipline etmek için mücadele veren Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanı Sayın Davut Gürkan’ın da dikkatini çekeceğini düşünüyorum…
Artık İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu ile Bursa Valimiz Sayın Yakup Canpolat, aktaracaklarımdan ötürü nasıl bir tavır takınır bilemiyorum ama hikâyenin özeti ve iddialar şöyle:
“Bundan iki yıl önce; Türk soylu Alman vatandaşı iş insanı, Bursa’nın cennet köşesi bir ilçesinden 18 dönümlük çiftlik satın alıyor. Geçmiş yıllarda aynı ilçeden birkaç parsel arazi daha satın alan iş insanı, sahibi olduğu bütün gayrimenkullerin emlak vergilerini ödemek üzere belediyeye gidiyor. İşlemler yapılırken söz konusu iş insanı belediye başkanıyla tanıştırılıyor. Kahveler içiliyor, iş insanı Almanya’daki 7 ayrı iş kolunda yürüttüğü faaliyetlerini anlatıyor ve sohbetin devamını 2 hafta sonra Almanya’da düzenlenecek fuarda yapmak temennisiyle görüşme sona eriyor.
Gerçekten de 2 hafta sonra Almanya’ya hareket eden Belediye başkanımız, yola çıkmadan önce tanıştığı iş insanını arıyor ve beraberindeki heyetle birlikte uçağın ineceği havalimanında karşılanmasını istiyor. Nitekim fuardan bir gün önce havaalanında iş insanı karşılattığı belediye başkanı ve beraberindeki heyeti, firmasında ağırlıyor, yediriyor içiriyor. Ardından Almanya’nın otomotivden kimyaya, makine imalatına kadar pek çok branşta önde gelen markalarının üretim üssü olan dördüncü büyük şehrini gezdiriyor ve altlarına belediye başkanının isteği üzerine bir araç tahsis ederek akşam saatlerinde kalacakları otele uğurluyor.
Fuar bitiyor ancak belediye başkanımız Hollanda’yı da gezmek istiyor ve bunun için de iş insanından araç ve bir rehber talep ediyor. Misafirlerini kusursuz bir şekilde ağırlamak isteyen iş insanı da bu ricayı kırmıyor, altlarına araç verip, kardeşini heyete eşlik etmekle görevlendiriyor. Amsterdam’da yiyen, içen, eğlenen, başkan ve beraberindekiler, tekrar Almanya’ya geçiş yapıp, yine iş insanının onurlarına verdiği akşam yemeğinin ardından Türkiye’ye dönüyor…
Önce Bursa, sonra Almanya’da pekiştirilen tanışıklığın ardından Mayıs 2020’de Türkiye’ye gelen iş insanı makamında ziyaret ettiği ilçe belediye başkanına iki talebini iletiyor. Salgın nedeniyle Almanya genelinde Çin’den ürün tedariki konusunda sıkıntı yaşandığını, Türkiye’nin üretim ve lojistikte önemli avantajlarının olduğunu bu yüzden ilçeye tekstil alanında yatırım yapmak istediğini ayrıca yeni satın aldığı çiftlikteki konutu da tadilata almak niyetinde olduğunu belirterek, ne yapması gerektiğini soruyor.
Fabrika için yer bulabileceklerini söyleyen belediye başkanı, iş insanına “çiftlikteki konutu yinelemene gerek yok. Hemen bitişiğine yenisini yap, sonra eskisini yıkarsın” karşılığını veriyor.
Ancak iş insanı makamdan ayrılacağı sırada bay başkan ekliyor:
“Bizim ilçedeki fakir fukaraya erzak yardımı yaparsan seviniriz. (….) marketin hesabına 30 bin TL yatır, biz diğer işleri hallederiz.”
Nitekim görüşmenin ardından iş insanı başkanın isteği üzerine söz konusu marketin hesabına 5 Mayıs 2020 tarihinde 13 bin 500 TL ve 13.890 TL olmak üzere iki ayrı ödeme yapıyor.
Sonrasında iş insanı Almanya’ya dönüyor, tekstil iş kolundaki yatırımını ve çiftlik evinin projesini netleştirdikten sonra bu yılın nisan ayında yeniden Bursa’ya geliyor ve doğru ilçe belediye başkanını ziyaret ediyor.
Başkanın önerdiği şekilde mevcut çiftlik evinin bitişiğine 2 katlı konutun inşaatına başlayacağını söyleyen iş insanı, ne yapması gerektiğini soruyor.
Bunun üzerine başkan bey diyor ki:
“Sen başla, bir şey olmaz. Yalnız senden bir ricam daha olacak. Belediyeye 20 bin TL bağış yap. Gerisini bize bırak…”
İş insanı da söyleneni yapıyor ve 9 Nisan 2021 tarihinde belediyenin Halk Bankası Merkez Şube hesabına 20 bin TL havale yapıyor. Belediye başkanının eviyle makamı arasında her gün kullandığı yol güzergahındaki çiftlikte de inşaata kazmayı vuruyor. Bu arada belediye başkanımız ilçeye fabrika yatırımı yapacak olan iş insanının oturum izniyle uğraşıyor ve nitekim bunda da başarılı oluyor.
Ancak 28 Temmuz 2021 günü ilginç bir gelişme yaşanıyor. İş insanının mobilyalarını bile yerleştirdiği yeni evin kapısına belediyenin zabıtaları dayanıyor ve kaçak yapı zaptı tutuyor. Şaşkına dönen iş insanı belediye başkanı arıyor, lakin başkan O’na artık bu konuyu kendisiyle değil adını verdiği başkan yardımcısıyla görüşmesi gerektiğini söylüyor.
İş insanı da öyle yapıyor ve soluğu belediye başkan yardımcısının yanında alıyor. Adını şimdilik vermeyeceğim belediye başkan yardımcısı “Biz sana yap dedik ama sen inşaatı abartmışsın” deyince iş insanı, “Nasıl olur size sordum ve siz ne dediyseniz ona göre proje hazırladım” cevabını veriyor.
Bu cevabın üzerine belediye başkan yardımcısı, “Keşke öyle bir proje yapmasaydın. Ne yapalım olan oldu artık. Biz bunu çeviririz, sen merak etme. Zaptı da kafana takma. Yalnız benim 40 bin avro paraya ihtiyacım var” diyor.
Bunun üzerine iş insanı, söz konusu belediye başkan yardımcısına istediği parayı 30 bin avro ve 100 bin TL şeklinde ödüyor.
Aradan 2-3 ay daha geçiyor…
Hem fabrika yatırımını yapacağı yer hem de kaçak yapı zaptı tutulan binasıyla ilgili problemin kökten çözümü için iş insanının iddiasına göre belediye başkanı, kendisine gönderdiği bir şahısla aracılığıyla açıktan 100 bin Avro istiyor.
Böyle bir parayı veremeyeceğini söyleyen iş insanı, önce belediye başkanını arıyor, ulaşamayınca randevu istiyor. Telefonunu açmayan belediye başkanı, iş insanına randevu da vermiyor. İlginçtir aynı zamanda belediye meclis üyesi olan belediye başkan yardımcısı 28 Eylül’de sosyal medya hesabından “Kendi işlerimin yoğunluğundan dolayı belediye başkan yardımcılığından ayrıldım” notuyla istifasını duyuruyor.
Lakin iş insanını bir sürpriz daha bekliyordu. 18 Kasım 2021 tarihinde iş insanının belediye başkanının önerdiği şekilde yaptığı kaçak binası için yıkım kararı çıkarılıyor ve karar muhtarlığa tebliğ ediliyordu.
Tebliğat daha muhtarlıktan iş insanına ulaşmadan 19 Kasım’da iki katlı yapı yerle bir ediliyordu.
Evet aynı bölgede geçmiş zaman bakanından milletvekillerine ait olan eskileri gibi yeni yapılan devasa kaçak yapılar dimdik ayakta dururken, belediye başkanının telkiniyle yola çıkan iş insanının binası neden alelacele yerle bir ediliyordu?”
Evet hikâyemiz böyle idi…
Bu hızlı yıkım, kaka yapan kedilerin patiyle üstünü örtmesi gibi belediye başkanı ve yardımcısının bir kusuru örtme çabası mıydı?
Bu sorunun cevabını, konu önümüzdeki günlerde yargıya taşındığında öğreneceğiz.
Belediye başkan yardımcısının iş insanından aldığı 40 bin Avro parayı iade için istediği süre de 10 gün sonra dolacak. Borcunu ödeyecek mi, yoksa üstüne mi yatacak?
Bunu da bekleyip göreceğiz.
Hepsinden önemlisi bir belediye başkanına ve yardımcısına oturdukları makam adabına ve devlet terbiyesine hiç yakışmayacak tavırlardan ötürü bakalım nasıl bir işlem yapılacak?
Ha bu arada belirteyim:
Türkiye’ye yatırım yapmaktan vazgeçen Türk soylu Alman vatandaşı iş insanını bu kararından döndürmeye çalışıyorum. Umarım başarırım.
***
Unutmadan bu hikâyenin MHP İl Başkanı Sayın Cihangir Kalkancı’nın da dikkatini çekeceğini, ilçedeki partisinin belediye meclis üyeleriyle konuyu istişare edeceğini düşünüyorum.
Hikayeyle ilgili benim yorumumu merak ediyorsanız söyleyeyim:
Cumhur İttifakı’nı muhalefet yıkamayacak ama kamu imkanlarıyla kamuda yağmacılık yapanlar, dolandırıcılara taş çıkaran tipler bu işi başarmak üzere…
Üstelik vatandaşın dillendirdiği hikâye örneği bir tane değil…
Önümüzdeki günlerde sizinle bir bürokratın hikayesini paylaşacağım şaşırıp kalacaksınız.
Memleket batmış çıkmış, Kurtuluş Savaşı veriyormuşuz kimin uğrunda…