SON DAKİKA
Hava Durumu

Bizim Türk Kızılay!

Yazının Giriş Tarihi: 15.08.2023 19:31
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.08.2023 18:57

Çok yıpratıldı Türk Kızılay’ı…

Bana göre bu yıpranmanın iki kaynağı var:

Birincisi iktidar partisine yapılan muhalefet, ikincisi kuruma yönetici olarak atananların eylem ve işlemleri…

Aidatını ödemediğim için son Bursa Şube Kongresinde oy kullanma hakkını kaybetmiş olsam da geçmişte yöneticiliğini yaptığım kurum, kim ne derse desin en az Türk ordusu kadar önemli…

Önemli çünkü Türk Kızılay’ı Kuvâ-yi Milliye’dir…

Lakin;

Böylesine önemli olan bir kurum, uzun zamandır tarafları hepimizce malum bir çatışma kültürü içerisinde arada kalıyor, dayak yiyor, toplumsal itibarı zedeleniyor.

“Bu tarafların bilinçli ve sinsice yürüttüğü bir kurum itibarını sıfırlama operasyonu mudur?” bilemiyorum ama Türk Kızılay’ına yapılacak her kötülük, bindiğimiz dala balta indirmekten başka bir şey değil!

***

Uzatmayacağım;

Geçtiğimiz günlerde bir komşum, iki göz iki çeşme halinde Ankara’da tedavi gören kardeşi için kana ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Kan grubu benimle aynı olunca, işimi gücümü bırakıp Heykel’deki Kızılay Kan Merkezi’nin yolunu tuttum.

Yanılmıyorsam saat 12:20 sıralarında kapıdan içeri girdim ve danışmadaki hanımefendiye kan bağışında bulunmak istediğimi söyledim.

Aldığım cevap şöyle idi:

Beyefendi mesai saatlerimiz kapıda yazıyor. Öğle molasına gireceğiz. Saat 13:30’da gelin…

“Nasıl yani şimdi ben kan bağışında bulunacağım, ayağınıza kadar geldim. Bunun için siz mesai saati mi gözetiyorsunuz?” karşılığını verince:

Şu an Kent Meydanı’ndaki şubeye gidip kan verebilirsiniz. Biz burada tek doktorla çalışıyoruz. Biz yemek yemeyelim mi?” cevabını aldım.

Gazeteci olduğumu, geçmiş dönemlerde kurumun yönetiminde bulunduğumu söyleyip, “Olur mu öyle şey” deyince, birkaç vatandaş daha duruma tepki gösterdi.

Çağrılar üzerine Doktor Bey geldi. Geldi ama yakasında bir kimlik kartı bile yoktu. Kaçak çalıştırılmadığı her halinden belli, muhtemelen akraba devletlerimizden bir kardeşimizdi.

Dedi ki: “Mesai saatlerimiz kapıda yazıyor. Zaten bugün kan verseniz 2 gün sonra ulaşır ulaşacağı yere. Şikayetinizi yöneticilerimize yapın. Bizim çalışma talimatımız bu şekilde…”

“Yani niye acele ediyorsunuz, 13:30 gelin” diyordu…

Anlaşılan doktor kardeşim de bizdeki “bugün git yarın gel” şeklinde özetlenen bürokrasi geleneğine çoktan ayak uydurmuş!

Kızıl üniformaların çok yakıştığı hemşire hanımların “herhalde sağlıktaki şiddet olaylarının etkisinde kalarak;

Kan bağışı için ayağına kadar gelen vatandaşa “bir balerin edasıyla” kafa tuttuğu tertemiz mekandan “Yazıklar olsun” diye çıkıp, yine dolmuşla, Kent Meydanı’ndaki kan merkezine indim.

***

O da ne ben yine yanlış yere gelmişim!

Onlar da öğle yemeği molasındaymışlar.

Fomara’daki kan merkezine gitmem gerekiyormuş.

“Kızsan bir türlü, kızmasan bir türlü” derken bir doktor arkadaşla görüştürdüler beni…

Nezaketiyle karşımda tam bir Özbekistan yiğidi genç doktor kardeşim duruyordu.

Böyle bir sistem geliştirildiğini, bu sisteme göre çalışmak zorunda olduklarını, ayrıca Bursa’dan Ankara’daki hasta için kan bağışı kabul edemediklerini ifade etti.

Aklımda kaldığı kadarıyla Bursa’dan Yalova, Balıkesir ve Çanakkale’deki hastalar için kan bağışı yapılabiliyormuş…

Teşekkür ettim, çıktım dışarıya!

Öğlenin sıcağında ağzımdan şu cümleler çıktı:

Bizim Türk Kızılay’a gönüllü kan bağışında bulunamadım ya!

Yazıklar olsun bana!

***

O yüzden siz siz olun, kan bağışı için Kızılay’ın şubelerine mesai saatlerinde gidin.

Öyle öğle yemeği saatinde gidip de başta Bursa Kızılay Şube Başkanı Prof. Dr. Murat Tutanç ve Güney Marmara Bölge Kan Merkezi Müdürü Dr. Nihat Çakır olmak üzere çalışanlarının canını sıkmayın…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.