Cumhuriyetin ilk yıllarında gayet başarılı bir şekilde uygulanan “karma ekonomik model”den sapılmasının ne kadar büyük bir hata olduğunu bugün daha iyi anlıyoruz.
1938 sonrası önce kapitalizme sonra liberalizme ve en nihayetinde neoliberalizme evrilen ülkemde “yabancıların telkin” veya “yapısal reform önerileri” ile hiçbir şeyin düzelmeyeceği anlaşılınca;
Cumhuriyetin “fabrika ayarlarına dönme” fikri, artık toplumun genel olarak dillendirdiği bir talep haline geldi.
Öyle ki düne kadar devletimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü eleştirenler bile bugün “Haksızlık etmişiz. Anlayamamışız. Ne büyük lidermiş” cümlesini rahatlıkla kurabiliyor…
***
Sizin anlayacağınız “Anadolu topraklarında sosyalizm ve kapitalizme inat karma ekonomik sistemle üçüncü bir kutup” oluşturan Atatürk’le ilgili toplumun genelinde bir farkındalık oluşmuş durumda…
Politik arena gibi sosyal medyada Atatürk’ün devlet adamlığı ve hayatına dair neredeyse her gün binlerce paylaşım yapılıyor.
“Referans bir değer haline gelen Atatürk”ün resimlerini profillerine yerleştiren terör örgütü üye ve sempatizanları bile bu atmosferden faydalanmaya çalışıyor.
Bunlar bir yana yeni kurulan siyasi partilerin liderleri de Atatürk’ü dillerinden düşürmüyor.
Bunlardan biri de Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ…
Akit TV’de katıldığı programda çantasından çıkardığı Atatürk büstünü masanın üstüne koyan Özdağ, partisini şu cümleyle tanımlıyor:
“Atatürk çizgisindeki Türk milliyetçileri ve vatanseverlerin hareketi”
***
Biliyorsunuz Atatürk yıllarca savaş verdiği ve bugün bile başka ülkelerde de işgal ve sömürge politikasından vazgeçmeyen emperyalist devletlere mesafeliydi. Gerçekten de sağlık sorunları nedeniyle 1918’de Viyana ve Karlsbad’a hareket eden Gazi, bu tarihten sonra bir daha yurtdışına çıkmamıştır.
Türkiye’de birçok lideri ağırlayan Atatürk’ün çizgisinden bahseden Sayın Ümit Özdağ, öncelikle Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin CIA bağlantılı Rand Corporation ve Musevi kuruluşları Jinsa ve Besa Center'la olan ilişkilerini mutlaka açıklamalıdır.
Aynı Ümit Özdağ;
Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında suçsuz olduğu halde yargılanan memleketin şerefli subaylarından Engin Alan’ın milletvekili adayı gösterilmesi üzerine “CHP’lileşti” diyerek eleştirdiği MHP’den istifa eden,
İngilizlerin Abdullah Gül gibi büyük ilgi gösterdiği, üstüne titrediği,
Üstüne, terör örgütü PKK’ya verdiği açık destekle tanınan İşçi Partisi Lideri Jeremy Corbyn ile İngiltere’de tanışma ve görüşme fırsatı bulduğunu bizzat kendisi sosyal medya hesabından paylaşan,
Üstüne bir başka PKK destekçisi Londra Belediye Meclis Üyesi Unmesh Desai ile bir araya gelen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı neden cumhurbaşkanı adayı olarak ilan ettiğini sebepleriyle birlikte Türk milletine izah etmelidir.
Bunun nasıl bir Atatürk çizgisi olduğunu da!
***
Son söz:
Diyor ki Sadi Şirazi:
Düşmanın en büyük hilesi, dostluğudur.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İbrahim ÖGE
Bu nasıl bir çizgi!
Cumhuriyetin ilk yıllarında gayet başarılı bir şekilde uygulanan “karma ekonomik model”den sapılmasının ne kadar büyük bir hata olduğunu bugün daha iyi anlıyoruz.
1938 sonrası önce kapitalizme sonra liberalizme ve en nihayetinde neoliberalizme evrilen ülkemde “yabancıların telkin” veya “yapısal reform önerileri” ile hiçbir şeyin düzelmeyeceği anlaşılınca;
Cumhuriyetin “fabrika ayarlarına dönme” fikri, artık toplumun genel olarak dillendirdiği bir talep haline geldi.
Öyle ki düne kadar devletimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü eleştirenler bile bugün “Haksızlık etmişiz. Anlayamamışız. Ne büyük lidermiş” cümlesini rahatlıkla kurabiliyor…
***
Sizin anlayacağınız “Anadolu topraklarında sosyalizm ve kapitalizme inat karma ekonomik sistemle üçüncü bir kutup” oluşturan Atatürk’le ilgili toplumun genelinde bir farkındalık oluşmuş durumda…
Politik arena gibi sosyal medyada Atatürk’ün devlet adamlığı ve hayatına dair neredeyse her gün binlerce paylaşım yapılıyor.
“Referans bir değer haline gelen Atatürk”ün resimlerini profillerine yerleştiren terör örgütü üye ve sempatizanları bile bu atmosferden faydalanmaya çalışıyor.
Bunlar bir yana yeni kurulan siyasi partilerin liderleri de Atatürk’ü dillerinden düşürmüyor.
Bunlardan biri de Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ…
Akit TV’de katıldığı programda çantasından çıkardığı Atatürk büstünü masanın üstüne koyan Özdağ, partisini şu cümleyle tanımlıyor:
“Atatürk çizgisindeki Türk milliyetçileri ve vatanseverlerin hareketi”
***
Biliyorsunuz Atatürk yıllarca savaş verdiği ve bugün bile başka ülkelerde de işgal ve sömürge politikasından vazgeçmeyen emperyalist devletlere mesafeliydi. Gerçekten de sağlık sorunları nedeniyle 1918’de Viyana ve Karlsbad’a hareket eden Gazi, bu tarihten sonra bir daha yurtdışına çıkmamıştır.
Türkiye’de birçok lideri ağırlayan Atatürk’ün çizgisinden bahseden Sayın Ümit Özdağ, öncelikle Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin CIA bağlantılı Rand Corporation ve Musevi kuruluşları Jinsa ve Besa Center'la olan ilişkilerini mutlaka açıklamalıdır.
Aynı Ümit Özdağ;
Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında suçsuz olduğu halde yargılanan memleketin şerefli subaylarından Engin Alan’ın milletvekili adayı gösterilmesi üzerine “CHP’lileşti” diyerek eleştirdiği MHP’den istifa eden,
Sevr Anlaşması'nın mimarı Chatham House’da konferansa katılan,
İngilizlerin Abdullah Gül gibi büyük ilgi gösterdiği, üstüne titrediği,
Üstüne, terör örgütü PKK’ya verdiği açık destekle tanınan İşçi Partisi Lideri Jeremy Corbyn ile İngiltere’de tanışma ve görüşme fırsatı bulduğunu bizzat kendisi sosyal medya hesabından paylaşan,
Üstüne bir başka PKK destekçisi Londra Belediye Meclis Üyesi Unmesh Desai ile bir araya gelen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı neden cumhurbaşkanı adayı olarak ilan ettiğini sebepleriyle birlikte Türk milletine izah etmelidir.
Bunun nasıl bir Atatürk çizgisi olduğunu da!
***
Son söz:
Diyor ki Sadi Şirazi:
Düşmanın en büyük hilesi, dostluğudur.