Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı olarak basınla buluştuğu ilk toplantısında Mustafa Bozbey, “Bugün buradaysak Mustafa Kemal Atatürk’ün sayesinde” cümlesini kurunca, zihnim beni birden tarihte yolculuğa çıkardı…
Açılışını Atatürk’ün yaptığı Sümerbank Merinos Fabrikası’nın (2 Şubat 1938) şimdilerde kongre kültür merkezi olarak kullanılan salonunda;
Önce 20. yüzyılın başlarında dünyanın tek hâkimi İngiltere’de sözüm ona “güncel meseleleri analiz etmek, sürdürülebilir, güvenli, müreffeh ve adil bir dünya inşa etmek” amacıyla “Yuvarlak Masacılar” adıyla faaliyet geçirilen Londra merkezli düşünce kuruluşu aklıma geldi.
Sonradan İngiliz Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü olarak anılan günümüzde Chatham House olarak bildiğimiz bu merkez, bize hiç dost olmadı.
Çünkü Chatham House İsrail devletinin kuruluşuna öncülük eden ve de Osmanlı’yı Orta Doğu’da ilk parçalayan Sykes–Picot haritalarını çizen (1916) ve Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan Osmanlı Devleti’ne imza ettirilen Sevr Antlaşması’nın (10 Ağustos 1920) mimarıdır.
Sonrasını biliyorsunuz;
Chatham House’un aklıyla işgal edilen kadim Türk yurdu Anadolu’da Türk’ün has evladı Mustafa Kemal Paşa önderliğinde verdiğimiz milli mücadele, 9 Eylül 1922’de düşman, İzmir’den denize döküldüğünde zaferle sonuçlanmıştı.
***
Nihayetinde Chatham House’un kirli ve kanlı planları, önce Trakya’yı tek kurşun atmadan işgalden kurtaran Mudanya Mütarekesi (11 Ekim 1922) ve ardından imzalanan Lozan Antlaşması (24 Temmuz 1923) ile çöpe atılmıştı.
Hemen burada bir hatırlatma yapmalıyım;
Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedi Lozan Antlaşması’nın Türk delegasyonu Yunan işgali son bulur bulmaz ilk ziyaret ettiği (17 Ekim 1922) şehir olan Bursa’da; bizzat Atatürk tarafından belirlenmişti.
Yine Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’nın Lozan Heyeti’ne başkanlık yapması ve Dış İşleri Bakanlığı’na getirilmesinin kararı da Bursa’da verilmişti.
Daha ötesi Atatürk, tam 12 gün kaldığı Bursa’da tarihi belediye binasının önünde halka hitaben yaptığı konuşmasıyla da bir yıl sonra ilan edilecek Cumhuriyet’in işaret fişeğini atmıştı.
Özetle Chatham House’nin defteri, bir anlamda Bursa’dan dürülmüştü.
***
Vatanın kahraman evladı Mustafa Kemal’in 102 yıl önce tarihi kararlar aldığı Bursa’da bugün belediye başkanlığı koltuğunda bir adaşı oturuyor.
Üstelik adaşı yakasında;
Cumhuriyetimizin banisi Atatürk’ün yeni Türk devleti için belirlediği Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Laiklik, Milliyetçilik, Devletçilik ve İnkılapçılık temel ilkeleri simgeleyen 6 ok rozetini taşıyor.
Biliyorsunuz Türk Kültürü’nde “ok” kavramı derin anlamlar ifade ediyor. Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu’nun Türk Milli Kültürü isimli kitabında belirttiği üzere Oğuz boyları ismini “ok” kelimesinden alıyor. “Oq(k)+uz” yani oklu/okçu…
Yine Ziya Gökalp; Milli Tetebbular Mecmuasındaki makalelerinde (Makaleler III) “ok” kelimesine “akıl, fetanet (üstün zekâ gücüne sahip olma), zekâ, boy/aşiret, alim” anlamı yüklüyor.
Ünlü Fransız oryantalist ve Türkolog Jean Paul Roux da Türklerin ve Moğolların Eski Dini isimli kitabında “ok” kelimesini anlam itibariyle “okumak, öğrenmek” eylemleriyle ilişkilendiriyor.
Bu mana derinliğine hakim, 6 ilkeyi 6 Ok ile sembolleştiren tasarımda imzası bulunan büyük eğitimcimiz İsmail Hakkı Tonguç’u da yeri gelmişken rahmet ve minnetle analım.
***
Bunları niye anlattım:
Ne yazık ki yakasında 6 ok rozeti taşıyan belediye başkanları da kirli planlarını ağır bedeller ödeyerek tarihe gömdüğümüz Chatham House’u bugün ziyaret kapısı haline getirdiler.
Üstelik bu şer düşünce merkezinden alınan davetleri kabul etmeyi ve de verilen “demokrasi ödüllerini” almayı bir meziyet sayarak!
Dolayısıyla “gerçek niyetlerini Atatürk ve 6 Ok sembolüyle maskeleyenlerle, sosyal medya hesabından Atatürk’e kısıtlama getirenlerin veya sabah akşam Büyük Önder’e hakaret ve iftira atanların ne farkı var?” diye sormadan geçemiyorsunuz…
Özetle Türk olmanın zorluklarını yaşayan Girit mübadili bir ailenin ferdi olan Sayın Mustafa Bozbey’e sesleniyorum:
Atamalar doğrudur-yanlıştır, belediye borçludur-alacaklıdır, usulsüzlükler vardır-yoktur. Bunların hepsi düzeltilir.
Benim sizden vatandaş olarak tek bir beklentim var:
Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Laiklik, Milliyetçilik, Devletçilik ve İnkılapçılık ilkelerinin hakkını vererek belediye başkanlığı yapmanız…
Ve bir isteğim olacak:
Yunan işgali sırasında çok büyük acılar çeken Türk Milleti’nin manevi başkenti Bursa’ya bütün kahramanlarının ve de hainlerinin anlatılacağı bir Kurtuluş Savaşı Müzesi kazandırır mısınız?
En azından yeni nesillere; neden Chatham House kapısından uzak durmaları gerektiğini anlatmış oluruz!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İbrahim ÖGE
Bursa ve Chatham House!
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı olarak basınla buluştuğu ilk toplantısında Mustafa Bozbey, “Bugün buradaysak Mustafa Kemal Atatürk’ün sayesinde” cümlesini kurunca, zihnim beni birden tarihte yolculuğa çıkardı…
Açılışını Atatürk’ün yaptığı Sümerbank Merinos Fabrikası’nın (2 Şubat 1938) şimdilerde kongre kültür merkezi olarak kullanılan salonunda;
Önce 20. yüzyılın başlarında dünyanın tek hâkimi İngiltere’de sözüm ona “güncel meseleleri analiz etmek, sürdürülebilir, güvenli, müreffeh ve adil bir dünya inşa etmek” amacıyla “Yuvarlak Masacılar” adıyla faaliyet geçirilen Londra merkezli düşünce kuruluşu aklıma geldi.
Sonradan İngiliz Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü olarak anılan günümüzde Chatham House olarak bildiğimiz bu merkez, bize hiç dost olmadı.
Çünkü Chatham House İsrail devletinin kuruluşuna öncülük eden ve de Osmanlı’yı Orta Doğu’da ilk parçalayan Sykes–Picot haritalarını çizen (1916) ve Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan Osmanlı Devleti’ne imza ettirilen Sevr Antlaşması’nın (10 Ağustos 1920) mimarıdır.
Sonrasını biliyorsunuz;
Chatham House’un aklıyla işgal edilen kadim Türk yurdu Anadolu’da Türk’ün has evladı Mustafa Kemal Paşa önderliğinde verdiğimiz milli mücadele, 9 Eylül 1922’de düşman, İzmir’den denize döküldüğünde zaferle sonuçlanmıştı.
***
Nihayetinde Chatham House’un kirli ve kanlı planları, önce Trakya’yı tek kurşun atmadan işgalden kurtaran Mudanya Mütarekesi (11 Ekim 1922) ve ardından imzalanan Lozan Antlaşması (24 Temmuz 1923) ile çöpe atılmıştı.
Hemen burada bir hatırlatma yapmalıyım;
Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedi Lozan Antlaşması’nın Türk delegasyonu Yunan işgali son bulur bulmaz ilk ziyaret ettiği (17 Ekim 1922) şehir olan Bursa’da; bizzat Atatürk tarafından belirlenmişti.
Yine Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’nın Lozan Heyeti’ne başkanlık yapması ve Dış İşleri Bakanlığı’na getirilmesinin kararı da Bursa’da verilmişti.
Daha ötesi Atatürk, tam 12 gün kaldığı Bursa’da tarihi belediye binasının önünde halka hitaben yaptığı konuşmasıyla da bir yıl sonra ilan edilecek Cumhuriyet’in işaret fişeğini atmıştı.
Özetle Chatham House’nin defteri, bir anlamda Bursa’dan dürülmüştü.
***
Vatanın kahraman evladı Mustafa Kemal’in 102 yıl önce tarihi kararlar aldığı Bursa’da bugün belediye başkanlığı koltuğunda bir adaşı oturuyor.
Üstelik adaşı yakasında;
Cumhuriyetimizin banisi Atatürk’ün yeni Türk devleti için belirlediği Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Laiklik, Milliyetçilik, Devletçilik ve İnkılapçılık temel ilkeleri simgeleyen 6 ok rozetini taşıyor.
Biliyorsunuz Türk Kültürü’nde “ok” kavramı derin anlamlar ifade ediyor. Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu’nun Türk Milli Kültürü isimli kitabında belirttiği üzere Oğuz boyları ismini “ok” kelimesinden alıyor. “Oq(k)+uz” yani oklu/okçu…
Yine Ziya Gökalp; Milli Tetebbular Mecmuasındaki makalelerinde (Makaleler III) “ok” kelimesine “akıl, fetanet (üstün zekâ gücüne sahip olma), zekâ, boy/aşiret, alim” anlamı yüklüyor.
Ünlü Fransız oryantalist ve Türkolog Jean Paul Roux da Türklerin ve Moğolların Eski Dini isimli kitabında “ok” kelimesini anlam itibariyle “okumak, öğrenmek” eylemleriyle ilişkilendiriyor.
Bu mana derinliğine hakim, 6 ilkeyi 6 Ok ile sembolleştiren tasarımda imzası bulunan büyük eğitimcimiz İsmail Hakkı Tonguç’u da yeri gelmişken rahmet ve minnetle analım.
***
Bunları niye anlattım:
Ne yazık ki yakasında 6 ok rozeti taşıyan belediye başkanları da kirli planlarını ağır bedeller ödeyerek tarihe gömdüğümüz Chatham House’u bugün ziyaret kapısı haline getirdiler.
Üstelik bu şer düşünce merkezinden alınan davetleri kabul etmeyi ve de verilen “demokrasi ödüllerini” almayı bir meziyet sayarak!
Dolayısıyla “gerçek niyetlerini Atatürk ve 6 Ok sembolüyle maskeleyenlerle, sosyal medya hesabından Atatürk’e kısıtlama getirenlerin veya sabah akşam Büyük Önder’e hakaret ve iftira atanların ne farkı var?” diye sormadan geçemiyorsunuz…
Özetle Türk olmanın zorluklarını yaşayan Girit mübadili bir ailenin ferdi olan Sayın Mustafa Bozbey’e sesleniyorum:
Atamalar doğrudur-yanlıştır, belediye borçludur-alacaklıdır, usulsüzlükler vardır-yoktur. Bunların hepsi düzeltilir.
Benim sizden vatandaş olarak tek bir beklentim var:
Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Laiklik, Milliyetçilik, Devletçilik ve İnkılapçılık ilkelerinin hakkını vererek belediye başkanlığı yapmanız…
Ve bir isteğim olacak:
Yunan işgali sırasında çok büyük acılar çeken Türk Milleti’nin manevi başkenti Bursa’ya bütün kahramanlarının ve de hainlerinin anlatılacağı bir Kurtuluş Savaşı Müzesi kazandırır mısınız?
En azından yeni nesillere; neden Chatham House kapısından uzak durmaları gerektiğini anlatmış oluruz!