Bilinen 4 bin yıllık tarihiyle dünyanın en eski iki milletinden biriyiz (diğeri Çin) …
Avrupa’dan Asya’ya, Asya’dan Afrika’ya her yerde millet olarak bıraktığımız izler de zaten bu bilimsel gerçeği anlatmaya yetiyor…
Evet eski bir milletiz ama geçen 4 bin yılda sırasıyla;
Çin, Fars, Arap ve Batı kültürünün etkisiyle sahip olduğumuz töreyi/gelenekleri özetle bizi biz yapan değerleri terk etmişiz, unutmuşuz!
En net haliyle Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig'inde kadim Türk Anayasası’nın değişmez 4 töresi şöyle sıralanır:
Adalet (Könilik), İyilik/faydalılık (Uzluk), Eşitlik (Tuzluk-tüzlük) ve İnsanlık (Kişilik)…
Ki Türk töresinin bu dört değişmez temel ilkesi;
Cumhuriyetimizin banisi Atatürk’ün "fikirlerimin babası" olarak tanımladığı Ziya Gökalp’e göre toplumsal ahlakın da bir yansımasıdır. Ahlakı “Vatani ahlak, mesleki ahlak, aile ahlakı, cinsi ahlak, medeni ahlak ve milletlerarası ahlak”olarak sınıflandıran Gökalp der ki “Türk tarihi, baştan sona ahlaki faziletlerin sergisidir…”
Ve ekler:
İnsana normali gösteren ilim, orijinal olanı ortaya koyan deha; ideali ve mefkûreyi ise tanıtan ahlaktır.
***
Kaçak yapılaşma ve kentsel dönüşüm üzerine düzenlediği basın toplantısında İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Şube Başkanı Serdar Atilla Erdem’i dinlerken, kapattım gözlerimi Bursa’da şehir turuna çıktım…
Bilinen tarihimizin 600 yıllık dilimine damga vuran Osmanlı’nın dibacesi Bursa’nın dağında taşında, denizinde ovasında bugün sahip olduğumuz ahlaki faziletlerin izlerini sürdüm…
İlimi ve dehayı aradım…
Verimli tarım arazilerinin üzerine kondurulan mahalleleri ve sanayi bölgelerini geçtikten sonra TOKİ eliyle şehrin bağrına saplanan ve de utanmadan Osmanlı Devleti’nin ilk genelkurmay başkanı “Doğanbey”in ismi verilen hançeri görünce nasıl bir ideale/mefkureye özetle nasıl bir ahlaka sahip olduğumuzu daha iyi anladım…
***
Bu ahlaki tespiti yaparken;
Özelde Bursa, genelde Türkiye’deki şehirleşmenin mevcut haliyle en büyük beka sorunu olduğu vurgusunu yapan İMO Başkanı Erdem, 6 Şubat tarihli Kahramanmaraş merkezli depremi hatırlatarak şunları söylüyordu:
“Kaçak yapılaşma hukuki bir sorun olmakla birlikte aynı zamanda kentlerimizin güvenliği, estetiği ve sürdürülebilirliği açısından ciddi tehditler oluşturmaktadır. Plansız ve denetimsiz yapılaşma, deprem riski gibi doğal afetlerle birleştiğinde, yalnızca bireyler için değil, toplumun tamamı için büyük bir tehlike haline gelmektedir.”
***
Bakalım mevcut yapı stoğunun bir envanterinin bile olmadığı Bursa’da İMO Bursa Şubesi’nin yaptığı bu ciddi uyarıyı kim veya kimler dikkate alacak!
İMO’nun 40 yıllık üyesi Yüksek İnşaat Mühendisi Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mustafa Bozbey mi?
Yoksa geçmişte sorunun çözümü için “Bursa’ya özel yasa çıkartacağız” deyip de TBMM’den çıkardıkları yasayla “Kadim şehri rant odaklı kentsel dönüşüm projeleriyle betona boğanlar” mı?
Ya da;
Doyumsuzluklarıyla şehri talan etmeyi meslek haline getiren, Bursa’nın ve Bursa halkının anasını ağlatmayı ibadet bilenlerin saltanatı devam mı edecek?
***
Hep söylerim;
Bu memleketin ilk, orta ve lise dengi okullarında yıllardır “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” adı altında inceden inceye Arap Kültürü anlatılırken, keşke müfredata “Türk Töresi ve Ahlakı” diye bir ders de konulsaydı!
En azından doğayla uyum içinde yaşamayı ilke edinen,
Her yere gökdelen ve rezidans dikmeyi zenginlik saymayan,
Zenginliği gelişmişlik olarak anlayan/idrak eden,
Aklı ve bilimi esas alan bir toplumda yaşıyor, böyle rantiyeci ve takıyecilerin elinde oyuncak olmazdık!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İbrahim ÖGE
En büyük beka sorunu!
Göbekli Tepe gerçeği bir yana;
Bilinen 4 bin yıllık tarihiyle dünyanın en eski iki milletinden biriyiz (diğeri Çin) …
Avrupa’dan Asya’ya, Asya’dan Afrika’ya her yerde millet olarak bıraktığımız izler de zaten bu bilimsel gerçeği anlatmaya yetiyor…
Evet eski bir milletiz ama geçen 4 bin yılda sırasıyla;
Çin, Fars, Arap ve Batı kültürünün etkisiyle sahip olduğumuz töreyi/gelenekleri özetle bizi biz yapan değerleri terk etmişiz, unutmuşuz!
En net haliyle Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig'inde kadim Türk Anayasası’nın değişmez 4 töresi şöyle sıralanır:
Adalet (Könilik), İyilik/faydalılık (Uzluk), Eşitlik (Tuzluk-tüzlük) ve İnsanlık (Kişilik)…
Ki Türk töresinin bu dört değişmez temel ilkesi;
Cumhuriyetimizin banisi Atatürk’ün "fikirlerimin babası" olarak tanımladığı Ziya Gökalp’e göre toplumsal ahlakın da bir yansımasıdır. Ahlakı “Vatani ahlak, mesleki ahlak, aile ahlakı, cinsi ahlak, medeni ahlak ve milletlerarası ahlak” olarak sınıflandıran Gökalp der ki “Türk tarihi, baştan sona ahlaki faziletlerin sergisidir…”
Ve ekler:
İnsana normali gösteren ilim, orijinal olanı ortaya koyan deha; ideali ve mefkûreyi ise tanıtan ahlaktır.
***
Kaçak yapılaşma ve kentsel dönüşüm üzerine düzenlediği basın toplantısında İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Şube Başkanı Serdar Atilla Erdem’i dinlerken, kapattım gözlerimi Bursa’da şehir turuna çıktım…
Bilinen tarihimizin 600 yıllık dilimine damga vuran Osmanlı’nın dibacesi Bursa’nın dağında taşında, denizinde ovasında bugün sahip olduğumuz ahlaki faziletlerin izlerini sürdüm…
İlimi ve dehayı aradım…
Verimli tarım arazilerinin üzerine kondurulan mahalleleri ve sanayi bölgelerini geçtikten sonra TOKİ eliyle şehrin bağrına saplanan ve de utanmadan Osmanlı Devleti’nin ilk genelkurmay başkanı “Doğanbey”in ismi verilen hançeri görünce nasıl bir ideale/mefkureye özetle nasıl bir ahlaka sahip olduğumuzu daha iyi anladım…
***
Bu ahlaki tespiti yaparken;
Özelde Bursa, genelde Türkiye’deki şehirleşmenin mevcut haliyle en büyük beka sorunu olduğu vurgusunu yapan İMO Başkanı Erdem, 6 Şubat tarihli Kahramanmaraş merkezli depremi hatırlatarak şunları söylüyordu:
“Kaçak yapılaşma hukuki bir sorun olmakla birlikte aynı zamanda kentlerimizin güvenliği, estetiği ve sürdürülebilirliği açısından ciddi tehditler oluşturmaktadır. Plansız ve denetimsiz yapılaşma, deprem riski gibi doğal afetlerle birleştiğinde, yalnızca bireyler için değil, toplumun tamamı için büyük bir tehlike haline gelmektedir.”
***
Bakalım mevcut yapı stoğunun bir envanterinin bile olmadığı Bursa’da İMO Bursa Şubesi’nin yaptığı bu ciddi uyarıyı kim veya kimler dikkate alacak!
İMO’nun 40 yıllık üyesi Yüksek İnşaat Mühendisi Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mustafa Bozbey mi?
Yoksa geçmişte sorunun çözümü için “Bursa’ya özel yasa çıkartacağız” deyip de TBMM’den çıkardıkları yasayla “Kadim şehri rant odaklı kentsel dönüşüm projeleriyle betona boğanlar” mı?
Ya da;
Doyumsuzluklarıyla şehri talan etmeyi meslek haline getiren, Bursa’nın ve Bursa halkının anasını ağlatmayı ibadet bilenlerin saltanatı devam mı edecek?
***
Hep söylerim;
Bu memleketin ilk, orta ve lise dengi okullarında yıllardır “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” adı altında inceden inceye Arap Kültürü anlatılırken, keşke müfredata “Türk Töresi ve Ahlakı” diye bir ders de konulsaydı!
En azından doğayla uyum içinde yaşamayı ilke edinen,
Her yere gökdelen ve rezidans dikmeyi zenginlik saymayan,
Zenginliği gelişmişlik olarak anlayan/idrak eden,
Aklı ve bilimi esas alan bir toplumda yaşıyor, böyle rantiyeci ve takıyecilerin elinde oyuncak olmazdık!