SON DAKİKA
Hava Durumu

Gölgeli siyasetçiler!

Yazının Giriş Tarihi: 05.08.2023 14:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.08.2023 14:05

Yıllar sonra anladık ki;

12 Eylül 1980 darbesinin gerçek amacı “neoliberal ekonomi raylarını” Anadolu’ya döşemekmiş!

Aşama aşama eğitimden sağlığa, iktisattan toplumsal örgütlenmelere her alanda, her başlıkta “yeni ekonomi modeline tam uyumlu bir ülke” ve “dönüşüme kendi razısıyla ‘evet’ diyen bir toplum ve siyaset” hedefi için çok çaba da harcamadılar.

İşte 40 yılda geldiğimiz hal ortada…

Bu acı dönüşümü en net haliyle;

Cumhuriyeti kuran kadroların partisi CHP’nin bugün savrulduğu yerden anlamak mümkün!

Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve Devrimcilik ilkesiyle (6 Ok) yola çıkan bir partinin genel başkanı bugün ortalıkta “Ben Dersimli Kemal” diye dolaşabiliyorsa ve kimseden çıt çıkmıyorsa “bu bir zihniyet dönüşümü ve bir kabullenme” durumu değil midir?

***

İmam cemaat misali tepenin zihniyeti, eteklerdeki kültürü de yozlaştırmış!

Bir örnek vereceğim:

Ayşe Orakçı…

Bursa’nın doğası, havası ve bereketli tarım arazilerinin tertemiz bir şekilde geleceğe taşınması için büyük mücadeleler verdi. Bursa’nın imar rantıyla katledilmemesi için Uludağ’dan Cargill’e her başlıkta bir duruş sergiledi.

“Bir kadın olarak verdiği” takdir edilecek bu mücadelenin gereklerini;

Kimya Mühendisleri Odası Başkanlığı döneminde ve CHP Osmangazi Belediye Meclis üyeliği yıllarında hiçbir şaibeye bulaşmadan ve kamusal bir duruşla yerine getirdi.

2014-2019 döneminde meclis üyesiyken aynı süreçte CHP’nin Osmangazi İlçe Başkanı olan İsmet Karaca ile ters düştü ve partisinden istifa etti. Karaca sonrasında İl Başkanı oldu ve nihayetinde Bursa Milletvekili listesine girdi ama “adaylar 6 Oklulardan değil de 6’lı masalılardan oluşunca” seçimi kazanamadı.

***

Malum bütün siyasi partiler için Bursa’da Osmangazi örgütü çok önemli. Bir dahaki seçimde “bu kez 16’lı masanın aday listesinde” yakasında CHP rozetiyle TBMM hayalleri kuran, öncesinde “PM üyeliği hesabı yaptığı konuşulan” İsmet Karaca da Osmangazi’deki delege ağırlığını kaybetmemek adına “kapitalist bir yaklaşımın ürünü olan promosyonculuk”la üyenin oyunu devşirmek istedi ama başaramadı. Çünkü dağıttığı “alışveriş kartlarına yüklenen paranın miktarında” adaletsizlik söz konusuydu!

İşte tam da bu süreçte Ayşe Orakçı, sosyal medya hesabından şöyle bir paylaşımda bulundu:

“CHP üyesi değilim istifa ettim ama Osmangazi ilçe delege seçimlerini ilgiyle izliyorum. Çünkü siyaseti bırakmama neden olan İsmet Karaca ve işbirlikçilerinin kaybetmesini canı gönülden istiyorum. O ‘milletvekili seçilmesin’ diye CHP’ye ben ve yakın çevrem oy vermedik. Seçilmeyince mutluluktan uçtum. İnşallah bu sefer de mutlu olacağım. Bunu niye yazdım? ‘Safım belli olsun’ diye.”

Küfür yok, hakaret yok…

İstifa etse de hala siyasetin içindeki bir kadının takiye yapmadan dürüst bir yorumu bu cümleler. Ayrıca bu satırlarda dile gelmese de net bir şekilde “CHP’de kurucu felsefeyi özümsemiş, tepeden tırnağa herkesi kucaklayan” yönetim talebi var!

***

Atatürk’ün “Kadınlar içtimai hayatta erkeklerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır” sözüne rağmen ne oldu biliyor musunuz?

Ayşe Hanım, CHP’nin “erkek!” yönetici ve üyelerince linç edildi, ağza alınmayacak hakaretlerin, küfürlerin muhatabı oldu.

Ayşe Hanım, önce CHP İl’e şikâyet dilekçesi verdi ama parti üyesi olmadığı için dilekçesi işleme alınmadı. O da olması gerekeni yaptı, konuyu yargıya taşıdı. Hukukçu kimliğiyle tanıdığımız Turgut Özkan’ın İl başkanı olduğu bir partide, bu olayın yaşanmasını kim nasıl izah edebilir bilmiyorum!

“Geçmiş olsun Ayşe Hanım” diyelim ve konuyu şimdilik noktalayalım.

***

Hazır CHP’den konu açılmışken;
Partinin ilçe kongreleriyle ilgili süreç devam ediyor. Özellikle Osmangazi’de üçlü bir yarış söz konusu. Yarışın öne çıkan isimlerinden Cengiz Çelikten ve ekibiyle, kısa bir süre önce sohbet etme imkânım oldu.

Sohbette;

Eşi Sevim Çelikten, yol arkadaşlarından İsmail Altay, İbrahim Biçer, Muammer Yangın ve Gülfem Tek de hazır bulundu…

Osmangazi’de delege seçimlerinde yaşananları sorunca Çelikten, önce “ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz” dedi ve ardından adrese teslim şu göndermeyi yaptı:

“Yıllardır partimizde yöneticiydiniz. Yönetirken üyelerinizi kucaklayıp, değişseydiniz, değiştirseydiniz. Elinizi tutan mı vardı?”

Devamında iddiasını şu başlıklarla dile getirdi:

“Siyaseti birisinin işareti ile değil, kendi öz güveniyle yapan, Geçmişten bugüne tutarlı olan, tabanda çalışıp, üyelerinin yerlerini tanıyan, gerçek hikayesinin partiyi tabanla, ilçeyi üyeyle, belediyeyi CHP bayrağıyla buluşturmak olan, sorunlara inandırıcı çözüm sunan ekip anlayışında, emek ağırlığını, liyakati önceleyen, geçmişten defolu birlikteliğiyle değil, geleceği mahalleden kuran, odaklanma noktasına parti ve değişimi koyacak olan, mantığa ve kalbe seslenen ekip ruhu oluşturan bir anlayış bir yapılanma ve icraat yapmaya geliyorum…”

***

Çelikten’in bu cümleleriyle arka planında yaşanmış olan pek çok hadiseye işaret ettiği kesin.

Ama bizim daha çok önemsediğimiz sözleri şunlardı:

“Üyeler, sevmedikleri siyasetçilere oy vermek istemezler. Bu yüzden mantığa hitap eden vaatler, çözümler, stratejiler kadar, kalplere ulaşacak bir söylem yaratmak da çok önemlidir. Aidiyet duyguları olmadan siyaset olmaz. Siyasetçi seçmenini ne kadar sever ve önemserse, onlar da onu o kadar sever ve önemser. Ben ve arkadaşlarım gölgeli değil, hikayesi kendileri olan gerçek parti emekçilerindeniz…”

İzlenimlerimize gelince…

Yerelde ve genelde partisini iktidara taşımaya kararlı, ilkeli, ailesini ihmal ederek değil ailesiyle birlikte yollara düşmüş bir Anadolu insanı CHP’de zorlu bir demokrasi yarışına çıkmış durumda…

***

“Allah bu memleketin bütün siyasi partilerini gölgeli olan siyasetçilerden tez zamanda kurtarsın!”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.