Sanayi toplumlarının en önemli sorunlarından biri, bireyin “öz kültürüne” yabancılaşmasıdır.
“Nasıl bir sanayi toplumuna evrildik?” başlığı da önemli ama bugün dünyaya tek bir merkezden dayatılan “tek tip kültürün”; hedeflediği “insan modelinin ipuçlarını” günlük hayatta görebilmek mümkün…
Bu ipuçları şahsen beni dehşete düşürürken;
George Orwell’ın "1984" isimli kitabında vurguladığı üzere “yeni bir dünya düzeni” inşa etmek uğruna “geçmişin izlerini silip, uyduruk bir tarihi yeni nesillere sunma” amacına yönelik faaliyetler ve “bu faaliyetlere sessiz kalınması” daha ürkütücü.
Tıpkı bizdeki tarihi ters yüz etme çabaları gibi.
Nitekim dün “silahla” bu işi beceremeyenlerin;
İçimizdeki “besleme ve devşirmeleri” ve de “kriptoları” kullanarak, adet hale getirdikleri üzere “siyaset”, “para” ve “toplum kontrolüyle” yürüttükleri sistemli “mankurtlaştırma” operasyonları, amacına ulaşmış durumda.
Bir örnekle;
Geçmişin izlerini silip, sildiklerini de unutturanların, “Kurtuluş Savaşı ve kurduğumuz yeni devleti basite indirgeyip, ‘Vallahi Yunan galip gelseydi daha iyiydi!’” söylemine iman edip/ettirilip, zihinleri kontrol altına alınan milyonlarla bir arada yaşıyoruz artık.
***
Dolayısıyla özellikle kültür başlığında atılan her adım, “eğer yabancılaşmaya hizmet etmiyorsa/bir uyanma/uyandırma amacı taşıyorsa” benim gözümde kıymetli…
Bu nedenle geçen hafta sonu Görükle’de kurulu Mümin Ceyhan Kültür Kaynakları Araştırma Kütüphanesi’nin öteden beri “Bursa Belleği” oluşturmak adına düzenlediği forumlardan birini izledim.
Bu yılki konu “Bursa’nın Lezzet Tarihi” idi.
Şehre yabancılaşmanın doğal bir sonucu olarak;
Nasıl Yeşil Bursa’yı mimari kültürümüze ihanet ederek kaçak yapı cennetine dönüştürüp şimdi ciddi şehirleşme problemleriyle yüzleşiyorsak,
Geleneksel lezzetlere yabancılaşmanın faturasını da obezite veya beslenme kaynaklı ciddi sağlık sorunlarıyla ödüyoruz.
***
“Bursa’nın Lezzet Tarihi Forumu”nun tamamını izlemek mümkün değildi. Birkaç sunumu dinleyebildim.
Oturum başkanlıklarını Prof. Dr. Uğur Bilgili ile Prof. Dr. Necmi Gürsakal’ın yaptığı etkinlikte;
Dr. Alper Can, Raif Kaplanoğlu, Ayşe Selin Özgören, Prof. Dr. Ömer Utku Copur, Doç. Dr. Gülşah Özcan Sınır, Adem Aksan, Işık Demir, Doç. Dr. Hacer Karabağ Arslan, Nurdan Çakır Tezgin, Gazeteci Hacı Tonak, Nezaket Özdemir, Kenan Yetişen, Ekrem Hayri Peker, Hakan Koyunlular ve Zedal Kondakçı’nın yaptığı birbirinden kıymetli sunumlara yakında basılacak kitaptan ulaşacağım için salondan içim rahat ayrıldım…
***
Hazır söz Mümin Ceyhan’dan açılmışken…
“Bursalıların Bursa’yı tanıması ihtiyacını karşılamak üzere” kendi adıyla anılan Bursa Kültür Kaynakları Araştırma Kütüphanesi’ni 2011’de faaliyete geçiren Mümin Ceyhan, Bursa için kıymetli bir isim…
Benim gözümde Mümin Ceyhan;
Bursa’nın öz değerlerinin korunması ve geliştirilmesi için kent hakkında yapılacak tarih, sosyoloji, bilim, coğrafya ve benzeri tüm araştırmaları destekleyen, kendisini eğitime, gençliğe ve kültüre adayan hayırsever bir gönül insanı…
Özellikle üniversite gençliğine yönelik çalışmaları pek bilinmez ama bugün O’nun desteğiyle tıp fakültesinden mezun olan yüzlerce vatan evladı Anadolu’nun dört bir yanına şifa dağıtıyor.
Mümin Ceyhan, şimdilerde mevcut kütüpheneyi Bursa şehir merkezine taşımak arzusunda.
Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin ile Büyükşehir Başkanvekili Mehmet Aydın Saldız’ın katıldığı forumun açılışında da bu arzusunu dile getirdi.
Adres olarak da Heykel Baro Evi’nin bitişiğinde işlevi tartışmalı Bıçakçılık Müzesi’ni önerdi…
Ceyhan’ın bu talep ve önerisine Büyükşehir Başkanvekili Mehmet Aydın Saldız, “Başkanımız Sayın Mustafa Bozbey’e konuyu ileteceğim” karşılığını verdi.
Hatırlarsanız ben de Sayın Bozbey’den Bursa’ya bir Kurtuluş Savaşı Müzesi istemiştim ki birbirini tamamlayan ikinci talep Mümin Ceyhan’dan gelmiş oldu. Bakalım Sayın Bozbey, bu yöndeki taleplere nasıl karşılık verecek…
***
Bu arada Genel Başkanlığını İrfan Tatlıoğlu’nun yaptığı Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği; Bursa Uludağ Üniversitesi ev sahipliğinde 17-19 Mayıs 2024 tarihlerinde Bursa’da “Uluslararası Katılımlı Türk Dünyası Stratejik Araştırmalar Kongresi” adı altında önemli bir etkinlik gerçekleştirecek.
Kongreye Türk Cumhuriyetleri başta olmak üzere Asya ile Avrupa’dan 10 farklı ülke ve 50 farklı üniversiteden 100’e yakın akademisyen katılacak. Meraklılarına izlemelerini tavsiye ederim.
***
Son olarak;
Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği Genel Sekreteri Sayın Cemal Akkuş ile Meslektaşımız Cennet Cankılıç’a bir soruyla bitirelim yazıyı:
Türk Cumhuriyetleri mi, Türki Cumhuriyetler mi?
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Anadolu çatlağı!
18.10.2021 04:57
Daha önce de ifade etmiştim;
"İdeolojiler bitti" yalanıyla, Türkiye'de öncesinde 1980 darbesi, sonrasında Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte "Artık dünyanın tek gücü ABD" masallarına inananların dört elle küreselleşme politikalarına sarılması;
Türk Ulus-Devleti'nin egemenlik anlayışını dönü
Değerli okur…
30 yılı bulan meslek hayatımda yeni bir başlangıç daha yaptım…
Yerel basının önemli markalarından biri olan YeniDönem’deki görevimden ayrılıp, kurduğum Öge Yayıncılık Danışmanlık şirketi ile sektördeki faaliyete devam etme kararı aldım.
Ardından Asuman Kurt Öge,
Dünyanın her yerinde adı ne olursa olsun toplumla din arasındaki ilişkiyi inkâr etmek mümkün değildir.
Her din toplumun bütün alanlarında etkili olduğu gibi, toplum da her yönüyle dini etkisini altına alır.
Kaldı ki din; İslam Ansiklopedisi’ndeki tanımına göre Arapça “Deyn&rdqu
Büyükşehir Belediyesi’nin restorasyon sonrası, muazzam bir sanat merkezine dönüştürdüğü Alacahırka’daki Zindan Kapı’nın iç kule merdivenlerinden surlara tırmanırken aklıma;
1930’larda Türklük ve Türk birliğine olan sevdası yüzünden henüz 44 yaşında Sovyet Rusya yönetimi tara
Siyasette Faruk Çelik ismi, ilk kez Refah Partisi Yıldırım İlçe Başkanlığı’nı yaptığı dönemde dikkatimi çekmişti…
Yanılmıyorsam 1996 yılıydı…
Dağılan Sovyet Rusya’dan aldığı diplomayla Türkiye’ye göç eden Ahıskalı bir hekimle, partisinin ilçe binasında vatandaş
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Söz Bursa
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İbrahim ÖGE
Kültür başlığında “yerli” adımlar!
Sanayi toplumlarının en önemli sorunlarından biri, bireyin “öz kültürüne” yabancılaşmasıdır.
“Nasıl bir sanayi toplumuna evrildik?” başlığı da önemli ama bugün dünyaya tek bir merkezden dayatılan “tek tip kültürün”; hedeflediği “insan modelinin ipuçlarını” günlük hayatta görebilmek mümkün…
Bu ipuçları şahsen beni dehşete düşürürken;
George Orwell’ın "1984" isimli kitabında vurguladığı üzere “yeni bir dünya düzeni” inşa etmek uğruna “geçmişin izlerini silip, uyduruk bir tarihi yeni nesillere sunma” amacına yönelik faaliyetler ve “bu faaliyetlere sessiz kalınması” daha ürkütücü.
Tıpkı bizdeki tarihi ters yüz etme çabaları gibi.
Nitekim dün “silahla” bu işi beceremeyenlerin;
İçimizdeki “besleme ve devşirmeleri” ve de “kriptoları” kullanarak, adet hale getirdikleri üzere “siyaset”, “para” ve “toplum kontrolüyle” yürüttükleri sistemli “mankurtlaştırma” operasyonları, amacına ulaşmış durumda.
Bir örnekle;
Geçmişin izlerini silip, sildiklerini de unutturanların, “Kurtuluş Savaşı ve kurduğumuz yeni devleti basite indirgeyip, ‘Vallahi Yunan galip gelseydi daha iyiydi!’” söylemine iman edip/ettirilip, zihinleri kontrol altına alınan milyonlarla bir arada yaşıyoruz artık.
***
Dolayısıyla özellikle kültür başlığında atılan her adım, “eğer yabancılaşmaya hizmet etmiyorsa/bir uyanma/uyandırma amacı taşıyorsa” benim gözümde kıymetli…
Bu nedenle geçen hafta sonu Görükle’de kurulu Mümin Ceyhan Kültür Kaynakları Araştırma Kütüphanesi’nin öteden beri “Bursa Belleği” oluşturmak adına düzenlediği forumlardan birini izledim.
Bu yılki konu “Bursa’nın Lezzet Tarihi” idi.
Şehre yabancılaşmanın doğal bir sonucu olarak;
Nasıl Yeşil Bursa’yı mimari kültürümüze ihanet ederek kaçak yapı cennetine dönüştürüp şimdi ciddi şehirleşme problemleriyle yüzleşiyorsak,
Geleneksel lezzetlere yabancılaşmanın faturasını da obezite veya beslenme kaynaklı ciddi sağlık sorunlarıyla ödüyoruz.
***
“Bursa’nın Lezzet Tarihi Forumu”nun tamamını izlemek mümkün değildi. Birkaç sunumu dinleyebildim.
Oturum başkanlıklarını Prof. Dr. Uğur Bilgili ile Prof. Dr. Necmi Gürsakal’ın yaptığı etkinlikte;
Dr. Alper Can, Raif Kaplanoğlu, Ayşe Selin Özgören, Prof. Dr. Ömer Utku Copur, Doç. Dr. Gülşah Özcan Sınır, Adem Aksan, Işık Demir, Doç. Dr. Hacer Karabağ Arslan, Nurdan Çakır Tezgin, Gazeteci Hacı Tonak, Nezaket Özdemir, Kenan Yetişen, Ekrem Hayri Peker, Hakan Koyunlular ve Zedal Kondakçı’nın yaptığı birbirinden kıymetli sunumlara yakında basılacak kitaptan ulaşacağım için salondan içim rahat ayrıldım…
***
Hazır söz Mümin Ceyhan’dan açılmışken…
“Bursalıların Bursa’yı tanıması ihtiyacını karşılamak üzere” kendi adıyla anılan Bursa Kültür Kaynakları Araştırma Kütüphanesi’ni 2011’de faaliyete geçiren Mümin Ceyhan, Bursa için kıymetli bir isim…
Benim gözümde Mümin Ceyhan;
Bursa’nın öz değerlerinin korunması ve geliştirilmesi için kent hakkında yapılacak tarih, sosyoloji, bilim, coğrafya ve benzeri tüm araştırmaları destekleyen, kendisini eğitime, gençliğe ve kültüre adayan hayırsever bir gönül insanı…
Özellikle üniversite gençliğine yönelik çalışmaları pek bilinmez ama bugün O’nun desteğiyle tıp fakültesinden mezun olan yüzlerce vatan evladı Anadolu’nun dört bir yanına şifa dağıtıyor.
Mümin Ceyhan, şimdilerde mevcut kütüpheneyi Bursa şehir merkezine taşımak arzusunda.
Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin ile Büyükşehir Başkanvekili Mehmet Aydın Saldız’ın katıldığı forumun açılışında da bu arzusunu dile getirdi.
Adres olarak da Heykel Baro Evi’nin bitişiğinde işlevi tartışmalı Bıçakçılık Müzesi’ni önerdi…
Ceyhan’ın bu talep ve önerisine Büyükşehir Başkanvekili Mehmet Aydın Saldız, “Başkanımız Sayın Mustafa Bozbey’e konuyu ileteceğim” karşılığını verdi.
Hatırlarsanız ben de Sayın Bozbey’den Bursa’ya bir Kurtuluş Savaşı Müzesi istemiştim ki birbirini tamamlayan ikinci talep Mümin Ceyhan’dan gelmiş oldu. Bakalım Sayın Bozbey, bu yöndeki taleplere nasıl karşılık verecek…
***
Bu arada Genel Başkanlığını İrfan Tatlıoğlu’nun yaptığı Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği; Bursa Uludağ Üniversitesi ev sahipliğinde 17-19 Mayıs 2024 tarihlerinde Bursa’da “Uluslararası Katılımlı Türk Dünyası Stratejik Araştırmalar Kongresi” adı altında önemli bir etkinlik gerçekleştirecek.
Kongreye Türk Cumhuriyetleri başta olmak üzere Asya ile Avrupa’dan 10 farklı ülke ve 50 farklı üniversiteden 100’e yakın akademisyen katılacak. Meraklılarına izlemelerini tavsiye ederim.
***
Son olarak;
Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği Genel Sekreteri Sayın Cemal Akkuş ile Meslektaşımız Cennet Cankılıç’a bir soruyla bitirelim yazıyı:
Türk Cumhuriyetleri mi, Türki Cumhuriyetler mi?
Anadolu çatlağı!
18.10.2021 04:57Daha önce de ifade etmiştim; "İdeolojiler bitti" yalanıyla, Türkiye'de öncesinde 1980 darbesi, sonrasında Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte "Artık dünyanın tek gücü ABD" masallarına inananların dört elle küreselleşme politikalarına sarılması; Türk Ulus-Devleti'nin egemenlik anlayışını dönü
Bursa’ya sözümüz var!
28.10.2021 06:06Değerli okur… 30 yılı bulan meslek hayatımda yeni bir başlangıç daha yaptım… Yerel basının önemli markalarından biri olan YeniDönem’deki görevimden ayrılıp, kurduğum Öge Yayıncılık Danışmanlık şirketi ile sektördeki faaliyete devam etme kararı aldım. Ardından Asuman Kurt Öge,
Yoksa biz!
09.11.2021 04:55Dünyanın her yerinde adı ne olursa olsun toplumla din arasındaki ilişkiyi inkâr etmek mümkün değildir. Her din toplumun bütün alanlarında etkili olduğu gibi, toplum da her yönüyle dini etkisini altına alır. Kaldı ki din; İslam Ansiklopedisi’ndeki tanımına göre Arapça “Deyn&rdqu
Alfabeli intikam!
18.11.2021 08:03Büyükşehir Belediyesi’nin restorasyon sonrası, muazzam bir sanat merkezine dönüştürdüğü Alacahırka’daki Zindan Kapı’nın iç kule merdivenlerinden surlara tırmanırken aklıma; 1930’larda Türklük ve Türk birliğine olan sevdası yüzünden henüz 44 yaşında Sovyet Rusya yönetimi tara
Partiyi ve isimleri ilahlaştırmak
20.11.2021 04:09Siyasette Faruk Çelik ismi, ilk kez Refah Partisi Yıldırım İlçe Başkanlığı’nı yaptığı dönemde dikkatimi çekmişti… Yanılmıyorsam 1996 yılıydı… Dağılan Sovyet Rusya’dan aldığı diplomayla Türkiye’ye göç eden Ahıskalı bir hekimle, partisinin ilçe binasında vatandaş