Siyasette Faruk Çelik ismi, ilk kez Refah Partisi Yıldırım İlçe Başkanlığı’nı yaptığı dönemde dikkatimi çekmişti…
Yanılmıyorsam 1996 yılıydı…
Dağılan Sovyet Rusya’dan aldığı diplomayla Türkiye’ye göç eden Ahıskalı bir hekimle, partisinin ilçe binasında vatandaşa ücretsiz sağlık hizmeti sunmaya başlayınca, konu basına yansımıştı…
O dönem bir yerel gazetenin manşetten verdiği haberde;
Çelik, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı gibi diploma denkliği olmayan bir hekimi sigortasız çalıştırmakla suçlanmıştı…
***
Ne yalan söyleyeyim o dönem siyasi konjonktür gereği yazılıp çizilenlerin aksine, Erbakan çizgisindeki Millî Görüşçü Faruk Çelik’in Türk soylu, yıllarca Rus baskısı altında yaşayıp, yurtlarından sürgün edilen bir Ahıska Türk’üne sahip çıkmasını takdir etmiştim.
Gerçi bugün;
Türk soylu kardeşlerimizin Suriyeli ve Afganlılar kadar “vatandaşlık” konusunda şanslı olamadıklarını görünce Çelik’in o dönem ki faaliyetinin oy avcılığından başka bir şey olmadığını söylemek yanlış olmaz herhalde.
***
Neyse…
Benim iddiamdır:
Yıldırım gibi zor bir ilçede başarılı olan-kabul gören siyasetçi, politika merdivenlerini de hızla tırmanır…
Gerçekten de öyle oldu…
Geçmişte RP’nin ilçe başkanlığında kaçak hekim çalıştıran Faruk Çelik, aradan yıllar geçti, AK Parti iktidarında Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı oldu…
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da yapan Çelik, açıkçası görevini başarıyla icra etti.
***
2002’den 2011 yılına kadar iki dönem Bursa Milletvekili, 2011 sonrasında ise Urfa’yı TBMM’de temsil eden Faruk Çelik ile şahsen yıldızım hiç barışmadı.
Kendisiyle hiç alıp veremediğim bir mesele yokken, nedense Urfa yıllarında çevresindeki bilmiş tayfanın etkisiyle olacak şahsımı ve yaptığım işi hedef haline getirdi.
“O İbrahim var ya o İbrahim…” şeklinde başlayan bir cümlesini Yüksel Baysal’dan duyunca çok gülmüştüm…
***
Ancak şu da bir gerçek ki Faruk Çelik, artık 1996 yılındaki siyasetçi değil.
AK Parti iktidarı döneminde edindiği tecrübe ve bilgi düzeyi, siyaset anlayışı gibi Sayın Çelik’i de değiştirdi.
Evet, Bursa Milletvekilliği yıllarında başta otoban olmak üzere önemli ulaşım yatırımından yeni hastane projelerine birçok hizmetin şehre kazandırılmasında emeği olan Faruk Çelik, birkaç gün önce çarpıcı bir açıklama yaptı…
Dedi ki:
Nerede hızlı tren? Ben yaptırdım ihalesini. 10 yıl oldu demiryolu Bursa'ya hala gelecek. “Şehir hastanesini Yıldırım'da yapacaksınız. Batıya yıkmayın her şeyi” dedim. Hastaneyi götürdüler ucube bir yere koydular. Şimdi tam 2 katrilyonluk ihale yapıyorlar demiryolunu hastaneye ulaştırmak için. Hastanenin maliyeti ne kadar? 1 milyar. Yapılacak yolun maliyeti ne kadar 2 milyar, yazık değil mi bu milletin iki milyar lirasını çarçur ediyorsun. Projelerin bir tanesi değil ki, hepsi yanlış yapılmış.
***
Sen misin bunları söyleyen!
Aman Allah’ım kıyamet koptu!
Oysa ne kadar yerinde bir eleştiri getirmiş Sayın Çelik.
Bu cümlelerin nesi zorunuza gitti?
Partileri, isimleri ilahlaştırıp, her laf söyleyeni tepeleyerek/tepeleterek üstü örtülü siyaset yapmak ahlaklı bir iş mi?
Bursa’da yapılan onca yanlış işe alkış tutmayı meslek haline getirenler siz de hiç mi vicdan yok?
***
Son olarak kaosu veya çatışmayı makamlara açılan kapı olarak görenlere diyecek hiçbir sözüm yok…
Çünkü bu şehirde son 40 yılın siyasetçileri Bursa Ovası’na ne ektiyse O’nu biçti…
Kim kimi neyle kınadıysa, aynısını yaşadı.
Haksız mıyım Sayın Çelik?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İbrahim ÖGE
Partiyi ve isimleri ilahlaştırmak
Siyasette Faruk Çelik ismi, ilk kez Refah Partisi Yıldırım İlçe Başkanlığı’nı yaptığı dönemde dikkatimi çekmişti…
Yanılmıyorsam 1996 yılıydı…
Dağılan Sovyet Rusya’dan aldığı diplomayla Türkiye’ye göç eden Ahıskalı bir hekimle, partisinin ilçe binasında vatandaşa ücretsiz sağlık hizmeti sunmaya başlayınca, konu basına yansımıştı…
O dönem bir yerel gazetenin manşetten verdiği haberde;
Çelik, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı gibi diploma denkliği olmayan bir hekimi sigortasız çalıştırmakla suçlanmıştı…
***
Ne yalan söyleyeyim o dönem siyasi konjonktür gereği yazılıp çizilenlerin aksine, Erbakan çizgisindeki Millî Görüşçü Faruk Çelik’in Türk soylu, yıllarca Rus baskısı altında yaşayıp, yurtlarından sürgün edilen bir Ahıska Türk’üne sahip çıkmasını takdir etmiştim.
Gerçi bugün;
Türk soylu kardeşlerimizin Suriyeli ve Afganlılar kadar “vatandaşlık” konusunda şanslı olamadıklarını görünce Çelik’in o dönem ki faaliyetinin oy avcılığından başka bir şey olmadığını söylemek yanlış olmaz herhalde.
***
Neyse…
Benim iddiamdır:
Yıldırım gibi zor bir ilçede başarılı olan-kabul gören siyasetçi, politika merdivenlerini de hızla tırmanır…
Gerçekten de öyle oldu…
Geçmişte RP’nin ilçe başkanlığında kaçak hekim çalıştıran Faruk Çelik, aradan yıllar geçti, AK Parti iktidarında Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı oldu…
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da yapan Çelik, açıkçası görevini başarıyla icra etti.
***
2002’den 2011 yılına kadar iki dönem Bursa Milletvekili, 2011 sonrasında ise Urfa’yı TBMM’de temsil eden Faruk Çelik ile şahsen yıldızım hiç barışmadı.
Kendisiyle hiç alıp veremediğim bir mesele yokken, nedense Urfa yıllarında çevresindeki bilmiş tayfanın etkisiyle olacak şahsımı ve yaptığım işi hedef haline getirdi.
“O İbrahim var ya o İbrahim…” şeklinde başlayan bir cümlesini Yüksel Baysal’dan duyunca çok gülmüştüm…
***
Ancak şu da bir gerçek ki Faruk Çelik, artık 1996 yılındaki siyasetçi değil.
AK Parti iktidarı döneminde edindiği tecrübe ve bilgi düzeyi, siyaset anlayışı gibi Sayın Çelik’i de değiştirdi.
Evet, Bursa Milletvekilliği yıllarında başta otoban olmak üzere önemli ulaşım yatırımından yeni hastane projelerine birçok hizmetin şehre kazandırılmasında emeği olan Faruk Çelik, birkaç gün önce çarpıcı bir açıklama yaptı…
Dedi ki:
Nerede hızlı tren? Ben yaptırdım ihalesini. 10 yıl oldu demiryolu Bursa'ya hala gelecek. “Şehir hastanesini Yıldırım'da yapacaksınız. Batıya yıkmayın her şeyi” dedim. Hastaneyi götürdüler ucube bir yere koydular. Şimdi tam 2 katrilyonluk ihale yapıyorlar demiryolunu hastaneye ulaştırmak için. Hastanenin maliyeti ne kadar? 1 milyar. Yapılacak yolun maliyeti ne kadar 2 milyar, yazık değil mi bu milletin iki milyar lirasını çarçur ediyorsun. Projelerin bir tanesi değil ki, hepsi yanlış yapılmış.
***
Sen misin bunları söyleyen!
Aman Allah’ım kıyamet koptu!
Oysa ne kadar yerinde bir eleştiri getirmiş Sayın Çelik.
Bu cümlelerin nesi zorunuza gitti?
Partileri, isimleri ilahlaştırıp, her laf söyleyeni tepeleyerek/tepeleterek üstü örtülü siyaset yapmak ahlaklı bir iş mi?
Bursa’da yapılan onca yanlış işe alkış tutmayı meslek haline getirenler siz de hiç mi vicdan yok?
***
Son olarak kaosu veya çatışmayı makamlara açılan kapı olarak görenlere diyecek hiçbir sözüm yok…
Çünkü bu şehirde son 40 yılın siyasetçileri Bursa Ovası’na ne ektiyse O’nu biçti…
Kim kimi neyle kınadıysa, aynısını yaşadı.
Haksız mıyım Sayın Çelik?