İnsanlık tarihinde kişisel ve toplumsal ekonomik ihtiyaçların karşılanması amacıyla kullanılan ilk yöntem takastır. Yani elindeki kıymeti, ihtiyacın olan başka bir kıymetle değiştirmek.
Takas ekonomisi, ihtiyaçların karşılanmasında etkili olsa da bazı zorluklar içeriyordu. Örneğin, her zaman takas edecek uygun bir ürün bulunmayabiliyordu.
Takasın zorluklarını gidermek için zamanla altın, gümüş ve bakır gibi bazı değerli metaller takas aracı olarak kullanılmaya başlandı. Bu metaller kolayca taşınabilir, bölünebilir ve saklanabilir özelliklere sahipti. Değerli metallerin kullanımı ticareti kolaylaştırdı ve ekonomiyi geliştirdi.
Ekonomik faaliyetlerin artması ve çeşitlenmesi değerli madenlerin kullanımında bir standart ihtiyacını da beraberinde getirince medarı iftiharımız Lidyalılar tarafından MÖ 7. yüzyılda ilk madeni paralar icat edildi. Madeni paralar standart bir ağırlığa ve değere sahipti. Bu sayede ticarette güven ve istikrar sağlandı. Madeni paraların kullanımı zamanla tüm dünyaya yayıldı.
İnsanoğlunun hiç rahat durduğunu gördünüz mü?
Bu kez madeni paraların taşınması ve saklanması zor olduğu düşüncesi oluştu ve günümüzde olduğu gibi bu konuya da Çinliler el attı ve kâğıt parayı icat etti...
Kâğıt para ilk kez 7. yüzyılda Çin’de Tang Hanedanı’nın hükümranlığı sırasında emanet senedi şeklinde ortaya çıktı. Madeni paralarını sürekli yanlarında taşıma riskinden kurtulmak isteyen tüccarlar paralarını güvenilir kişilere emanet olarak bırakıyor ve karşılığında yazılı bir senet alıyorlardı.
Zaman içinde bu senetler arkalarına devir kayıtları ve mühürleri konularak, yani bir anlamda ciro edilerek, başkalarına devredilir oldu. Böylece malı alan kişi bunun karşılığında satıcıya bu emanet senedini devrettiğinde emanetteki madeni para el değiştirmiş oluyordu.
***
Çin’de tüccarlar arasında kullanılmaya başlanan kâğıt paraların üstünlüklerini fark eden merkezi hükümet, kâğıt para basımını tekel olarak üstlenmeye yöneldi ve 1120 yılından itibaren “kâğıt devlet parasını” basmaya başladı.
Çin’e giden Venedikli tüccarlar devlet garantisi altında basılan ve kolaylık sağlayan kâğıt para düşüncesini batıya taşıdılar. “Banknot” terimi ilk kez İtalyanlar tarafından 14’üncü yüzyılda “Nota di Banco”(banka notu, banknot) olarak kullanılmaya başlandı. İtalyan bankaları kendilerine emanet edilen madeni paralar karşılığında banknot düzenlediler ve bu banknotlar elden ele dolaşarak Çin’deki gibi tüccarlar arasında kâğıt para işlevi görür oldu.
İngiltere Merkez Bankası’nın 1694 yılında kurulmasından önce altınlarını rehin edenlere altın tacirlerinin verdiği yazılı senetler kullanılmaya başlanmıştı. Bu kağıtların el değiştirmesiyle karşılığı altın olan banknot fiilen doğmuş oluyordu. Giderek bu tacirler banka gibi çalışmaya yönelince, bunları yönetecek ve kâğıt para basacak bir kuruma gereksinim doğdu. İngiliz Merkez Bankası’nın doğuşunda bu gelişme önemli bir etkendir.
***
19’uncu yüzyılın ilk çeyreğinde kâğıt paranın giderek yaygınlaşmasıyla birlikte İngiltere’de altın standardına geçildi. İngiliz sterlini, altına bağlı para olduğu için genel kabul gördü ve giderek dünyadaki en önemli rezerv para haline geldi.
20’nci yüzyıla doğru altın standardı uluslararası alanda yaygınlaştı ve 1914’te I. Dünya Savaşı çıkana kadar sorunsuz olarak uygulandı. Birinci Dünya Savaşı öncesinde hemen her yerde hükümetler kâğıt para basımını tekel haline getirdi ve çoğu bu yetkiyi Merkez Bankası’na verdi.
Basılan kâğıt paraların altın karşılığı vardı. Bu karşılığı bulundurmakla, kâğıt parayı getirene o karşılığın ödenmesi sözü verilmiş oluyordu. Bu dönemde İngiliz sterlinialtına bağlı ilk para olmanın sağladığı avantajın yanı sıra İngiliz ekonomisinin dünya ticaretindeki ağırlıklı yeri itibariyle de dünyanın en itibarlı parası olmaya devam etti.
Birinci Dünya Savaşı’yla birlikte merkez bankalarına yönelik altın talebi artınca altın karşılığı meselesi rafa kaldırıldı ve kâğıt para yalnızca yasal bir zorunluluğa dayalı olarak kullanılır oldu. Savaştan sonra karşılık meselesi yeniden oturtulmaya çalışılsa da gerçekleşmedi. İngiltere, sterlinin altın karşılığını tutmakta uzun süre direndi ise de o da başarılı olamadı.
Bu dönemde parasını altına bağlı olarak tutmaya devam edebilen yalnızca ABD oldu. Bu nedenle de dolar, sterlinin yerini aldı ve yavaş yavaş dünya parası konumuna yükseldi.
1944 yılında Bretton Woods’da toplanan ve IMF ile Dünya Bankasının kuruluşuna önderlik eden toplantıda kabul edilen yeni para sistemi sonrasında ABD doları, altına konvertibilitesi olan tek para olarak kalmıştı.
Doların altın karşılığı 35 dolar = 1 Ons altın denkliğiyle açıklanmış ve böylece ABD doları altın karşılığı basılmaya devam etmişti.
Dünyadaki bütün ülkelerin altın karşılığını terk etmelerine karşın doların altın karşılığında basılması, doların dünya çapında kabul edilmesini sağladı. Bu gelişmede ABD ekonomisinin dünya ekonomisindeki büyüklüğü, dünya ticaret hacmindeki yeri, küresel finans sistemindeki önemi de doların altınla olan ilişkisi kadar etkili oldu. Dünyada merkez bankaları rezerv olarak altının yanında dolar tutar oldular. Çünkü dış alemle alışverişte en çok kabul gören araç dolardı. Dolar öylesine kabul gördü ki dünyanın her ülkesinde ülkenin parası kadar hatta bazen ondan bile fazla tercih edilir oldu.
Bu gelişmeye petrol ve altın gibi çok önemli iki malın dolarla fiyatlandırılıyor olması da büyük katkı yaptı. Dolar zaten altın karşılığı basıldığı için altının dolarla fiyatlandırılması zor olmadı. Petrolün dolarla fiyatlandırılması ise ABD’nin körfezde İngiltere’den devraldığı güç ve yine doların altın karşılığı basılıyor olmasıyla sağlandı.
Vietnam Savaşı’nın yarattığı mali ve parasal sıkıntılarla bunalan ABD, 1971 yılında doların altın karşılığı olarak basılması ilkesini terk edince karşılıksız kâğıt para basan ekonomiler arasına katılmış oldu.
O zamana kadar karşılıksız para basan ekonomiler, paralarını bir anlamda dolar üzerinden altınla ilişkilendirdikleri için bu gelişmeden sonra dünyadaki bütün kâğıt paralar karşılıksız kalmış oldu fakat günümüze kadar dolar “rezerv para” özelliğini korudu.
Rezerv para, merkez bankaları veya diğer para otoriteleri tarafından döviz rezervlerinin bir parçası olarak önemli miktarlarda tutulan yabancı bir para birimidir. Rezerv para birimi uluslararası işlemlerde, uluslararası yatırımlarda ve küresel ekonominin tüm yönlerinde kullanılabilir. Genellikle sağlam para veya güvenli liman olarak da adlandırılır.
***
Doların rezerv para olması ve kalması ABD’ye neler sağladı ve neden önemli? Aşağıdaki tabloya göz atmanızı rica ediyorum, dünyadaki belli başlı para birimlerini ve rezervde tutulma oranlarını gösteriyor.
ABD doları, tahsis edilen rezervlerde en yaygın olarak tutulan para birimidir. 2022 yılının dördüncü çeyreği itibariyle resmi döviz rezervlerinin yüzde 58,36'sını oluşturmaktadır.
Rezerv para birimleri ve kullanım oranları
Bu tablo ABD'nin daha yüksek ticaret açıkları vermesini ve bunun ekonomik etkilerinin büyük ölçüde ertelenmesini, hatta bir döviz krizinin ertelenmesini biraz daha kolaylaştırıyor. Dolar cinsinden varlıkların ABD dışındaki sahipleri varlıklarını diğer para birimleri cinsinden varlıklara kaydırmaya karar verirse ABD ekonomisi için ciddi sonuçlar doğurabilir.
ABD dolarının küresel rezervler içindeki konumu, tahsis edilmemiş rezervlerin payının artması ve uzun vadede doların istikrarına ilişkin şüpheler nedeniyle sıklıkla sorgulanmaktadır.
Doların dünyanın tartışmasız rezerv para birimi olarak oynadığı rol, ABD'nin diğer ülkeler arasında gerçekleştirilen işlemlere karşı tek taraflı yaptırımlar uygulamasına olanak tanımaktadır. Hâkim gücünü kötüye kullanma eğiliminde olduğu düşünülen ABD’ye karşı diğer ülkeler alternatifler aramaya başlamıştır.
Başta Rusya ve Çin olmak üzere doların hâkim pozisyonundan rahatsız olan ülkelerin destekçilerinin gün geçtikçe artması ABD’nin daha fazla sessiz kalamayacağı bir hal almıştır.
Düşünün elinizde bir matbaa ve kâğıt var, istediğiniz kadar banknot basabiliyorsunuz. Bununla dünyaya yön verip çok ucuza borçlanıyorsunuz. Örneğin petrol satın alıp parasını dolar ile ödeyip sonra petrol satan ülkelerin elindeki doları ABD ülke tahvili satarak geri alabilme lüksünüz var.
Finansal sistem dolar takası üzerine kurulu olduğundan hoşunuza gitmeyen bir ülkenin tüm dünya ticaretine bir karar ile engel olabiliyor, diğer ülkeleri de peşinizden gelmesi konusunda zorluyorsunuz.
Dünya günümüzde artık şu soruyu sormaya başladı:
“Neden Amerika, neden dolar?”
Amerika gelen tehlikenin farkında.
Ocak ayında ikinci kez başkanlık koltuğuna oturan Donald Trump’ın ilk günden bu yana “Bize ihtiyacınız var, biz olmaz isek siz olmazsınız” mesajını vermesi, gümrük vergileri ile tüm dünyayı tehdit etmesi boşuna değil.
Başkan Trump, elindeki tek silahın halen dünyanın en büyük ekonomisi olması ve doların finansal sistem üzerindeki gücü olduğunu biliyor.
Vakit kazanarak ABD’nin borçlanmasını azaltmak, dünya üzerindeki parasal desteklerini kısarak olası bir ticaret savaşında hamle üstünlüğü almak istiyor. Başarabilir mi, bunu zaman gösterecek!
***
Başta Çin olmak üzere birçok ülkenin doların saltanatına son vermek istedikleri bir sır değil artık. Önemli olan zamanlaması, dünyada bir savaş bekleniyorsa bu “ekonomik” olacak gibi duruyor. ABD’nin en üst mevkiden tüm dünyaya savurduğu tehditler aksiyona dönüşür ve oluşturduğu mağdurlar aynı şiddet ile cevap verir ise neler olur izleyip göreceğiz.
Doların günümüze kadar gelen rezerv gücü bu kâğıt parçasına verilen krediden geliyor.
ABD’nin Irak savaşından bugüne yaptıkları ve halen savurduğu tehditler itibarını nasıl etkiliyor, bence olumsuz.
Böyle devam ederse doların yerini başka bir takas aracının alması kaçınılmaz. Bu kripto paralar olur, başka bir standart olur ama kesin olacaktır.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Koray KARAMAN
Doların saltanatı sallanırken!
İnsanlık tarihinde kişisel ve toplumsal ekonomik ihtiyaçların karşılanması amacıyla kullanılan ilk yöntem takastır. Yani elindeki kıymeti, ihtiyacın olan başka bir kıymetle değiştirmek.
Takas ekonomisi, ihtiyaçların karşılanmasında etkili olsa da bazı zorluklar içeriyordu. Örneğin, her zaman takas edecek uygun bir ürün bulunmayabiliyordu.
Takasın zorluklarını gidermek için zamanla altın, gümüş ve bakır gibi bazı değerli metaller takas aracı olarak kullanılmaya başlandı. Bu metaller kolayca taşınabilir, bölünebilir ve saklanabilir özelliklere sahipti. Değerli metallerin kullanımı ticareti kolaylaştırdı ve ekonomiyi geliştirdi.
Ekonomik faaliyetlerin artması ve çeşitlenmesi değerli madenlerin kullanımında bir standart ihtiyacını da beraberinde getirince medarı iftiharımız Lidyalılar tarafından MÖ 7. yüzyılda ilk madeni paralar icat edildi. Madeni paralar standart bir ağırlığa ve değere sahipti. Bu sayede ticarette güven ve istikrar sağlandı. Madeni paraların kullanımı zamanla tüm dünyaya yayıldı.
İnsanoğlunun hiç rahat durduğunu gördünüz mü?
Bu kez madeni paraların taşınması ve saklanması zor olduğu düşüncesi oluştu ve günümüzde olduğu gibi bu konuya da Çinliler el attı ve kâğıt parayı icat etti...
Kâğıt para ilk kez 7. yüzyılda Çin’de Tang Hanedanı’nın hükümranlığı sırasında emanet senedi şeklinde ortaya çıktı. Madeni paralarını sürekli yanlarında taşıma riskinden kurtulmak isteyen tüccarlar paralarını güvenilir kişilere emanet olarak bırakıyor ve karşılığında yazılı bir senet alıyorlardı.
Zaman içinde bu senetler arkalarına devir kayıtları ve mühürleri konularak, yani bir anlamda ciro edilerek, başkalarına devredilir oldu. Böylece malı alan kişi bunun karşılığında satıcıya bu emanet senedini devrettiğinde emanetteki madeni para el değiştirmiş oluyordu.
***
Çin’de tüccarlar arasında kullanılmaya başlanan kâğıt paraların üstünlüklerini fark eden merkezi hükümet, kâğıt para basımını tekel olarak üstlenmeye yöneldi ve 1120 yılından itibaren “kâğıt devlet parasını” basmaya başladı.
Çin’e giden Venedikli tüccarlar devlet garantisi altında basılan ve kolaylık sağlayan kâğıt para düşüncesini batıya taşıdılar. “Banknot” terimi ilk kez İtalyanlar tarafından 14’üncü yüzyılda “Nota di Banco” (banka notu, banknot) olarak kullanılmaya başlandı. İtalyan bankaları kendilerine emanet edilen madeni paralar karşılığında banknot düzenlediler ve bu banknotlar elden ele dolaşarak Çin’deki gibi tüccarlar arasında kâğıt para işlevi görür oldu.
İngiltere Merkez Bankası’nın 1694 yılında kurulmasından önce altınlarını rehin edenlere altın tacirlerinin verdiği yazılı senetler kullanılmaya başlanmıştı. Bu kağıtların el değiştirmesiyle karşılığı altın olan banknot fiilen doğmuş oluyordu. Giderek bu tacirler banka gibi çalışmaya yönelince, bunları yönetecek ve kâğıt para basacak bir kuruma gereksinim doğdu. İngiliz Merkez Bankası’nın doğuşunda bu gelişme önemli bir etkendir.
***
19’uncu yüzyılın ilk çeyreğinde kâğıt paranın giderek yaygınlaşmasıyla birlikte İngiltere’de altın standardına geçildi. İngiliz sterlini, altına bağlı para olduğu için genel kabul gördü ve giderek dünyadaki en önemli rezerv para haline geldi.
20’nci yüzyıla doğru altın standardı uluslararası alanda yaygınlaştı ve 1914’te I. Dünya Savaşı çıkana kadar sorunsuz olarak uygulandı. Birinci Dünya Savaşı öncesinde hemen her yerde hükümetler kâğıt para basımını tekel haline getirdi ve çoğu bu yetkiyi Merkez Bankası’na verdi.
Basılan kâğıt paraların altın karşılığı vardı. Bu karşılığı bulundurmakla, kâğıt parayı getirene o karşılığın ödenmesi sözü verilmiş oluyordu. Bu dönemde İngiliz sterlini altına bağlı ilk para olmanın sağladığı avantajın yanı sıra İngiliz ekonomisinin dünya ticaretindeki ağırlıklı yeri itibariyle de dünyanın en itibarlı parası olmaya devam etti.
Birinci Dünya Savaşı’yla birlikte merkez bankalarına yönelik altın talebi artınca altın karşılığı meselesi rafa kaldırıldı ve kâğıt para yalnızca yasal bir zorunluluğa dayalı olarak kullanılır oldu. Savaştan sonra karşılık meselesi yeniden oturtulmaya çalışılsa da gerçekleşmedi. İngiltere, sterlinin altın karşılığını tutmakta uzun süre direndi ise de o da başarılı olamadı.
Bu dönemde parasını altına bağlı olarak tutmaya devam edebilen yalnızca ABD oldu. Bu nedenle de dolar, sterlinin yerini aldı ve yavaş yavaş dünya parası konumuna yükseldi.
1944 yılında Bretton Woods’da toplanan ve IMF ile Dünya Bankasının kuruluşuna önderlik eden toplantıda kabul edilen yeni para sistemi sonrasında ABD doları, altına konvertibilitesi olan tek para olarak kalmıştı.
Doların altın karşılığı 35 dolar = 1 Ons altın denkliğiyle açıklanmış ve böylece ABD doları altın karşılığı basılmaya devam etmişti.
Dünyadaki bütün ülkelerin altın karşılığını terk etmelerine karşın doların altın karşılığında basılması, doların dünya çapında kabul edilmesini sağladı. Bu gelişmede ABD ekonomisinin dünya ekonomisindeki büyüklüğü, dünya ticaret hacmindeki yeri, küresel finans sistemindeki önemi de doların altınla olan ilişkisi kadar etkili oldu. Dünyada merkez bankaları rezerv olarak altının yanında dolar tutar oldular. Çünkü dış alemle alışverişte en çok kabul gören araç dolardı. Dolar öylesine kabul gördü ki dünyanın her ülkesinde ülkenin parası kadar hatta bazen ondan bile fazla tercih edilir oldu.
Bu gelişmeye petrol ve altın gibi çok önemli iki malın dolarla fiyatlandırılıyor olması da büyük katkı yaptı. Dolar zaten altın karşılığı basıldığı için altının dolarla fiyatlandırılması zor olmadı. Petrolün dolarla fiyatlandırılması ise ABD’nin körfezde İngiltere’den devraldığı güç ve yine doların altın karşılığı basılıyor olmasıyla sağlandı.
Vietnam Savaşı’nın yarattığı mali ve parasal sıkıntılarla bunalan ABD, 1971 yılında doların altın karşılığı olarak basılması ilkesini terk edince karşılıksız kâğıt para basan ekonomiler arasına katılmış oldu.
O zamana kadar karşılıksız para basan ekonomiler, paralarını bir anlamda dolar üzerinden altınla ilişkilendirdikleri için bu gelişmeden sonra dünyadaki bütün kâğıt paralar karşılıksız kalmış oldu fakat günümüze kadar dolar “rezerv para” özelliğini korudu.
Rezerv para, merkez bankaları veya diğer para otoriteleri tarafından döviz rezervlerinin bir parçası olarak önemli miktarlarda tutulan yabancı bir para birimidir. Rezerv para birimi uluslararası işlemlerde, uluslararası yatırımlarda ve küresel ekonominin tüm yönlerinde kullanılabilir. Genellikle sağlam para veya güvenli liman olarak da adlandırılır.
***
Doların rezerv para olması ve kalması ABD’ye neler sağladı ve neden önemli? Aşağıdaki tabloya göz atmanızı rica ediyorum, dünyadaki belli başlı para birimlerini ve rezervde tutulma oranlarını gösteriyor.
ABD doları, tahsis edilen rezervlerde en yaygın olarak tutulan para birimidir. 2022 yılının dördüncü çeyreği itibariyle resmi döviz rezervlerinin yüzde 58,36'sını oluşturmaktadır.
Rezerv para birimleri ve kullanım oranları
Bu tablo ABD'nin daha yüksek ticaret açıkları vermesini ve bunun ekonomik etkilerinin büyük ölçüde ertelenmesini, hatta bir döviz krizinin ertelenmesini biraz daha kolaylaştırıyor. Dolar cinsinden varlıkların ABD dışındaki sahipleri varlıklarını diğer para birimleri cinsinden varlıklara kaydırmaya karar verirse ABD ekonomisi için ciddi sonuçlar doğurabilir.
ABD dolarının küresel rezervler içindeki konumu, tahsis edilmemiş rezervlerin payının artması ve uzun vadede doların istikrarına ilişkin şüpheler nedeniyle sıklıkla sorgulanmaktadır.
Doların dünyanın tartışmasız rezerv para birimi olarak oynadığı rol, ABD'nin diğer ülkeler arasında gerçekleştirilen işlemlere karşı tek taraflı yaptırımlar uygulamasına olanak tanımaktadır. Hâkim gücünü kötüye kullanma eğiliminde olduğu düşünülen ABD’ye karşı diğer ülkeler alternatifler aramaya başlamıştır.
Başta Rusya ve Çin olmak üzere doların hâkim pozisyonundan rahatsız olan ülkelerin destekçilerinin gün geçtikçe artması ABD’nin daha fazla sessiz kalamayacağı bir hal almıştır.
Düşünün elinizde bir matbaa ve kâğıt var, istediğiniz kadar banknot basabiliyorsunuz. Bununla dünyaya yön verip çok ucuza borçlanıyorsunuz. Örneğin petrol satın alıp parasını dolar ile ödeyip sonra petrol satan ülkelerin elindeki doları ABD ülke tahvili satarak geri alabilme lüksünüz var.
Finansal sistem dolar takası üzerine kurulu olduğundan hoşunuza gitmeyen bir ülkenin tüm dünya ticaretine bir karar ile engel olabiliyor, diğer ülkeleri de peşinizden gelmesi konusunda zorluyorsunuz.
Dünya günümüzde artık şu soruyu sormaya başladı:
“Neden Amerika, neden dolar?”
Amerika gelen tehlikenin farkında.
Ocak ayında ikinci kez başkanlık koltuğuna oturan Donald Trump’ın ilk günden bu yana “Bize ihtiyacınız var, biz olmaz isek siz olmazsınız” mesajını vermesi, gümrük vergileri ile tüm dünyayı tehdit etmesi boşuna değil.
Başkan Trump, elindeki tek silahın halen dünyanın en büyük ekonomisi olması ve doların finansal sistem üzerindeki gücü olduğunu biliyor.
Vakit kazanarak ABD’nin borçlanmasını azaltmak, dünya üzerindeki parasal desteklerini kısarak olası bir ticaret savaşında hamle üstünlüğü almak istiyor. Başarabilir mi, bunu zaman gösterecek!
***
Başta Çin olmak üzere birçok ülkenin doların saltanatına son vermek istedikleri bir sır değil artık. Önemli olan zamanlaması, dünyada bir savaş bekleniyorsa bu “ekonomik” olacak gibi duruyor. ABD’nin en üst mevkiden tüm dünyaya savurduğu tehditler aksiyona dönüşür ve oluşturduğu mağdurlar aynı şiddet ile cevap verir ise neler olur izleyip göreceğiz.
Doların günümüze kadar gelen rezerv gücü bu kâğıt parçasına verilen krediden geliyor.
Kredi itibarı olana verilir, itibar düştükçe maliyet (faiz) artar.
ABD’nin Irak savaşından bugüne yaptıkları ve halen savurduğu tehditler itibarını nasıl etkiliyor, bence olumsuz.
Böyle devam ederse doların yerini başka bir takas aracının alması kaçınılmaz. Bu kripto paralar olur, başka bir standart olur ama kesin olacaktır.