SON DAKİKA
Hava Durumu

Elin taşı ile elin kuşunu vuranlar!

Yazının Giriş Tarihi: 11.01.2025 13:24
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.01.2025 13:24

Ajans haberlerine göre;

Pandemide artış yaşanan gıda fiyatları son iki yılda azalan bir seyir izlemekte, Türkiye hariç.

Ülkemizde bırakın yatay veya düşey bir seyri, hayatın olağan akışına aykırı bir gıda fiyat artışı yaşanıyor.

Yüksek enflasyonla mücadele ettiğimiz şu günlerde, ölçümde kullanılan sepette en rahatsız edici fiyat hareketleri gıdada.

Peki çocukluğumuzda kendi kendine yeten dünyadaki 7 ülkeden biri olan, son açıklanan raporlarda halen 10. büyük tarım ekonomisi olan ülkemizde bunlar neden oluyor?

Sorunun kaynağı azalan tarım nüfusu mu?

2015’ten bu yana tarla bitkileri başta olmak üzere tarımsal üretimin yatay seyretmesi mi yoksa Türkiye'nin hayvan varlığının azalması mı?

Tarım ve hayvancılık enteresan bir üretim alanı. Ortalama bir yıllık dönem için fiyatı ve verimi öngörmeniz, buna göre ne ekip dikeceğinize karar vermeniz, hasatta pazara ulaşıp satış yapmanız ve tüm bu süreç boyunca kendinizi finanse etmeniz gerekir. Her babayiğidin yapacağı bir iş değil.

Biri söylemiş kim bilmiyorum:

“Su akar Türk bakar””

Tarım ve hayvancılıkta durum aynen böyle. Bir tarafta sığınmacılar ile beklenmeyen şekilde artan nüfus ve buna paralel artan gıda talebi, diğer yandan ürettiği ve beslediğinin karşılığını almadığı için süreçten çekilen tarımsal istihdam...

Türkiye'de tarımsal istihdam Cumhuriyetin ilk yıllarında yüzde 50 seviyelerindeyken, son yıllarda yüzde 19’a kadar gerilemiş durumda.

Gelişen tarım teknolojileri ile emek yoğun üretime ihtiyaç azalıyor, ancak arz eden bir nüfus kentlere göç sonrasında tarımsal ürünleri talep eder hale geliyor.

Biz bu arada bu değişimi dengeleyecek üretim artışını teknoloji desteği gibi şeyler ile yakalayamıyoruz.

Türkiye’de “tarımda teknoloji” deyince akla hep traktör geliyor. Çiftçi kayıt sistemine baktığımızda ekip biçtiği alan 50 dönümü bulmayan ve bu nedenle hiç de ihtiyacı olmayan bir çiftçinin 5-6 yıl vadeli kredi çekerek kapısının önüne dev bir traktör koyduğunu görebiliyoruz mesela.

Bu traktör ve diğer tarımsal ekipmanın dönüm başına verim artışına katkısı yok denecek kadar az. Zaten rakamlar da bunu gösteriyor.

Bu küçük örnek bile tarımsal planlamanın fertlere bırakılmayacak kadar önemli bir devlet meselesi olduğu gerçeğine işaret ediyor.

Devletimiz tarım konusunda çok şey yapmak istiyor, her yıl planlamalar yapılıyor. Bir taraftan teşvikler, destekler açıklanıyor; diğer taraftan küçülen, atıl olan tarıma uygun toprakların ekilip dikilmesi için toplulaştırma başta olmak üzere reformlar öngörülüyor.

Günün sonunda tarım ve hayvancılığa baktığımızda tüm ülke mutsuz ama.

Neyi atlıyoruz, yapılan yanlış ne?

Tarım ve hayvancılıkta ilk ve en önemli sorun belirsizlik. İkincisi Türkiye’ye has olan “elin taşı ile elin kuşunu vuran çok sayıda aracı”.

Belirsizliği gidermek devletin elinde.

Oturup çiftçiyi, besiciyi dinlemeli ama dertleri için değil, ortaya koydukları çözümler için.

İnanın her derdin devasını onlar biliyor.

Modern toplumlarda devletin en önemli görevlerinden biri regülasyonu sağlamak. Tarımda bu katkı daha da önemli. Devlet fertlerin kaliteli ve sürekli, aynı zamanda gelirleri ile orantılı fiyattan gıdaya ulaşımını sağlamalı. Gıda dendiğinde akla sadece eve alınan ekmek gelmemeli.

Buradan devletin tarımsal ürün alıp satması da anlaşılmamalı. Önemli olan ürün, miktarı, çeşidi ve fiyatını kontrol edip yönlendirmesi. Bu polisiye tedbirlerle değil de insanları riskler ve fırsatlar konusunda ikna etmekten geçen bir faaliyet döngüsü.

“Elin taşı ile elin kuşunu vuranlar”a gelince;

Dünya üzerinde her türlü ekonomik faaliyette aracılar olur. Bu, işin özelliği gereği takasın güvenliği gibi nedenlerle olabilir. Ancak adına ne derseniz deyin, bu aktörler çoğunlukla aracılık ettikleri mal veya hizmetin az bir yüzdesini gelir olarak yazarlar. Spekülatif stok ve satışlar dışında ürünün değerinin 3-5 katı gelir elde edilen az sayıda aracılık faaliyeti vardır, bu konuda Türkiye tarım pazarı bir cennet.

Çok zor değil, bu işi iyi yapan ve belirttiğim sıkıntıları görüp nihai çözüm üreten ülkeler var. İşin içinde olan çiftçiler, yetiştiriciler var. Bunlara kulak verelim. Talebi karşılamak veya fiyatı kontrol etmek için ithalatı tek çözüm olarak görmeyelim.

İthalatın yarattığı fayda şeker tüketimi gibi kısa vadede mutluluk veriyor ama uzun vadede inanılmaz bir tahribat yaratıyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.