SON DAKİKA
Hava Durumu

Emekliyi görmemenin mazereti olmaz!

Yazının Giriş Tarihi: 03.02.2025 11:39
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.02.2025 11:46

İnsanoğlu doğar, büyür ve ölür. Tabiattaki diğer canlılar gibi...

Doğumda ve belirli bir yaşa kadar gerek aile gerekse devlet, toplum tarafından koruma altındadır.

Büyüme aşamasında artık çalışmaya başlaması, kendi hayatını idame etmesi beklenir.

Ölüm aşamasında doğumda olduğu gibi devletin, toplumun koruması altına girmesi gerekir. En zor aşama budur, çünkü ilk iki aşama su gibi akar geçer son aşamaya. Geçmiş birikimlerin, tecrübelerin, pişmanlıkların kalır.

Modern toplum, insan hayatının son aşamasındaki bu insanlara “yaşlı veya emekli” demekte.

Beni ilgilendiren kavram olan“emekli”nin sözlük anlamı şöyle:

Yasalara göre belirlenmiş olan çalışma süresini dolduran ve yaşlılık, hastalık gibi bir nedenle işiyle ilgisi kesilerek kendisine bir çalışma karşılığı olmaksızın aylık bağlanmış olan (kimse).

Ülkemizde hemen her başlıkta olduğu gibi emekli konusunda da kimse memnun değil.

Emekli; yeterli aylık alamadığı için haklı olarak şikayetçi.

Bakan şikayetçi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın muhtemelen bir soru karşılığı verdiği cevap:

"Biz şu an mevcut aktüeryal dengeyi nasıl sağlayabiliriz, emeklilerimize aylıkları düzenli nasıl ödeyebiliriz, sağlık hizmetlerini sürdürülebilir hale nasıl getirebiliriz, bunun telaşı ve çalışması içerisindeyiz"

Bakanın açıklamasından gelirlerin mevcut emekli maaşlarını ödemede yetersiz kaldığı ve zorlandıkları, emeklilerin mevcut maaşları aldıklarına şükretmesi gerektiği gibi bir anlam çıkıyor.

***

Öyle ise bakalım ülkemizde sosyal güvenlik sistemi ne durumda!

Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre 2023’te 25 milyon 358 bin aktif sigortalı var iken, 16 milyon 30 bin pasif (aylık/gelir alan) sigortalı var.

Bu rakamlar EYT sonrasındaki emekli sıçramasını da içermekte.

Sosyal güvenlik sistemlerindeki en önemli ölçüt olan aktif/pasif oranı (çalışan/emekli) 1,67 civarında.

EYT öncesi oran 2,01.

Bu oran azaldıkça sosyal güvenlik sisteminin zor duruma düşeceği kabul ediliyor.

Türkiye’de Aktif /Pasif Sigortalı Oranı (2009-2023)

Durumumuzu anlamak için diğer ülkeler ile karşılaştıralım. DİSK raporunda yer alan veriler 2021 yılına ait ama oranlar fikir verecektir:

Görüldüğü üzere EYT’ye rağmen aktif/pasif oranımız ortalamanın üzerinde, yani sistem sürdürülebilir seviyede. Kamu otoritesi istihdamı teşvik eder ve artırır ise rahatlıkla yönetilebilir.

Peki emeklilerin aldıkları ücret nasıl?

Bu soruya cevap arayalım. Teknik detaya girmeden asgari ücret üzerinden gitmek faydalı olacaktır.

Türkiye’de ve Avrupa’da Ortalama Emekli ve Hak Sahibi Aylığı ve Ortalama Asgari Ücret (2021) (Avro) (Yüzde)

Asgari ücret üzerinden emekli maaşlarını karşılaştırmak daha mantıklı geliyor bana. Sonuçta asgari ücret işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım, kültür vb. gereksinimlerini günün fiyatları üzerinden en az düzeyde karşılayacak biçimde hesaplanması değil mi?

Emekli neden bu kriterden faydalanmasın?

Ülkemizde de ortalama emekli maaşları asgari ücrete paralel giderken son yıllarda bu denge bozulmuş.

Türkiye’de Ortalama Emekli Aylığının Asgari Ücrete Oranı (2002-2023) (Yüzde)

“Asgari ücreti özel sektör ödüyor, emekli maaşlarını devlet karşılıyor. Birçok konjonktürel sıkıntı var, olur o kadar.” denilebilir. Sebep ne olursa olsun cevap “elimizden gelen bu” olmamalı.

AB Üyesi 27 Ülke Ortalamasında ve Türkiye’de Emekli ve Hak Sahibi Aylığı Ödemelerinin GSYH’ye Oranı

Sosyal güvenlik ödemeleri içinde en önemli gider emekli maaşları.

Bu ödemelerin GSYH oranı AB ortalaması yüzde 10 seviyesinde. Ülkemizde yüzde 4-5 seviyesinde.

Kişi başına milli gelire oranladığımızda da durum farklı değil. 2002’de ortalama emekli maaşının kişi başı milli gelire oranı yüzde 50 seviyesinde iken 2024 yılına geldiğimizde yüzde otuzlara kadar düşmüş.

“Emeklinin ülkenin GSYH aldığı payın azalması mantıklı mı?” kararı siz verin.

Emeklilik sisteminde temel ve basit bir mantık olmalı. Çalışma hayatınızda prim ödersiniz, ödediğiniz primin toplamı matematik olarak bugüne getirilir ve nemalanan tutar üzerinden aylık bir gelir elde edersiniz.

***

Ülkemizde ise siyasi tercihler, uygulama hataları vb. nedenlerle prim gün sayısı ve tutarı yüksek olanlar ile düşük olanlar aynı havuza konulup değerlendirme yapılıyor.

Sosyal güvenlik sistemi gereklerine uygun süre ve tutarda ödeme yapanlar aktüeryal olarak hak ettikleri emekli maaşlarını almalılar. Devletin çeşitli nedenlerle primleri tahsil edememesi, genç emekliler oluşturması vb. tercihlerinin bedelini ödememeliler.

Sistemin ayakta kalmasına büyük katkı sağlayan bu kesim çıkarılınca kalanları üç ayrı grupta değerlendirmekte fayda var.

Birincisi özel sektörde bordrolu çalışıp ücreti asgari ücret üzerinden yatırılanlar, ikinci kamudaki memurlar, üçüncüsü Bağ-Kur primi ödeyen esnaf ve sanatkârlar...

İlk iki grubun prim ödeme tutarının işveren iradesinde olduğu dikkate alındığında, bu emeklilere devletin günümüz koşullarına uygun sosyal transfer şeklinde ödeme yapması şart ve gereklidir.

Üçüncü grupta yer alan Bağ-Kur emeklilerinin prim ödeme süre ve tutarı tümüyle kendi iradelerinde olduğundan aktüeryal hesaplama en mantıklı ve adil olandır.

Emekli maaşlarının, asgari ücret baz alınarak prim ödemesi tutarına orantılı katsayılar ile hesaplanması;

Sosyal Güvenlik Kurumunun tahsilat yüzdesinin artırılması; kayıp kaçağın azaltılması için ücretlerin brüt tutarlarının, işveren payları dahil, ücret ödeme anında banka hesaplarına yatırılması ve buradan kesinti yapılarak net ücretin çalışana bırakılması basit ve etkili olabilir.

Bir diğer kaynak ise çalışanların yeterince faydanamadığını düşündüğüm ve Ocak 2024 itibariyle 206,8 milyar TL büyüklüğe ulaşan “İşsizlik Fonu”.

Fondan sadece iş akdi feshedilince faydalanılıyor. Aylık emekli maaşı asgari ücretin altında kalanlar, işsizliğin bir türevi olarak bu fondan yararlandırılmalı.

Sosyal güvenlik sisteminde ülkemizin geçmiş ve mevcut politikaları nedeni ile sorunlar olabilir ancak bu yoksulluk sınırı altında maaş alan emeklilerin durumlarını görmezden gelmek için mazeret olamaz.

Yukarıda detaylarını verdiğim kaynaklar var, bu kaynakları etkin kullanıp rasyonel dağıtmak da kamu otoritesine düşüyor.

***

Tablo ve verilerde kullanılan kaynak:

-SGK İstatistikleri (www.sgk.gov.tr)

-DİSK (Avrupa’da ve Türkiye’de Emeklilerin Durumu: Emekli Aylıkları, Emekli Sayıları ve Emeklilere Ayrılan Kaynaklar) Mart 2024 Raporu

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.