Güneş ne zaman doğacak!

Kimimiz Malkoçoğlu, kimimiz Köroğlu, kimimiz Battal Gazi, kimimiz de Fatih'in fedaisi Kara Murat olarak sevdik onu.

Bende iz bırakan en önemli filmi ise "Güneş Ne Zaman Doğacak" oldu.

Yönetmenliğini Mehmet Kılıç’ın yaptığı 1977 yapımı Cüneyt Arkın'ın baş rolünü oynadığı film, II. Dünya Savaşı sırasında Adolf Hitler'in gamalı haçı ve Josef Stalin'in kızıl yıldızı arasında kalarak hırpalanmış, sürgün edilmiş, kurşuna dizilmiş hayatları, Stalin'in katliamlarından canını kurtarabilmek için Türkiye'ye kaçan Azerbaycan Türklerinin hikâyesini anlatıyordu.

O dönem bu film;

Türkiye'ye sığınan 195 Azerbaycanlı askerin 1945’te dönemin CHP'li yönetimi tarafından Sovyetler Birliği'ne iade edilmek üzere sınırdaki Boraltan Köprüsü'ne getirilişleri, ardından köprüden geçer geçmez Sovyet askerlerince oracıkta kurşuna dizilerek hunharca katledilişlerine ithaf edilmişti.

Boraltan Köprüsü’nün hikâyesi Murat Ümit Darga'nın yüreğinden dökülen mısralarda gizlidir.

Boraltan bir köprü,

Aşar geçer Aras'ı.

Yuğsan Aras suyuyla,

Çıkmaz yüzün karası.

Düşman bekler karşıda,

Önüne kattı beni.

Canlar alınan çarşıda,

Kardeşim sattı beni.

Dönüp seslendim geriye,

Paşasına erine.

Beni siz vursaydınız,

Şu Moskof'un yerine!

Bu imiş meğer istirahat,

Yordum kadere kısmete.

Uyusun şimdi rahat rahat,

Deyin öldüğümü İSMET'e...

Açıkçası 1980 öncesi dönemde böyle bir filmde başrol oynamak her babayiğidin harcı değildi.

Ama o gerçek bir Cüreklibatur idi.

Zaten gerçek ismi Fahrettin Cüreklibatur'dur. Cüreklibatur ise yürekli kahraman anlamına gelmektedir.

Hepimizin yüreğinde, hafızasında derin izler bıraktın.

Mekânın Cennet olsun Cüneyt Arkın.